"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2024/59 E., 2024/175 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işverenin yurt dışında bulunan Kuveyt Havalimanı inşaatı işyerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, davalı işveren tarafından işçilere bir kısım belgelerin imzalatıldığını, davacının davalı işyerinde haftanın 3 günü 10 saat, diğer 3 günü ise 12 saat çalıştığını, cuma günü hafta tatili olmasına rağmen, sıklıkla hafta tatili gününde çalışmasının devam ettiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma ücreti ve hafta tatili ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davalı Şirkete husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, davacının talepleri hakkında Kuveyt hukukunun uygulanması gerektiğini, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinde uygulanacak hukuk ve yetkili makamın seçildiğini, davacının iş sözleşmesinin 2010 tarihli ve 6 sayılı Kuveyt Özel Sektör İş Kanunu'nun (Kuveyt İş Kanunu) 42 nci maddesi uyarınca 7 gün işe gelmemesi sebebiyle feshedildiğini, davacının fazla çalışma ile hafta tatili alacaklarının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 07.12.2021 tarihli kararı ile; davacının çalışma süresinin yurda giriş çıkış kayıtları ile tanık beyanları doğrultusunda tespit edildiği, davacının ücretinin davalı işveren kayıtları dikkate alınarak belirlendiği, davacının iş sözleşmesinin Kuveyt İş Kanunu hükümlerinde belirtilen kurallara uygun bir şekilde feshedildiğinin ispatlanamadığı, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, fazla çalışma ücretinin işveren kayıtları esas alınarak Kuveyt İş Kanunu'nun 64 üncü maddesi doğrultusunda hesaplandığı, yine hafta tatili ücretinin Kuveyt İş Kanunu'nun 67 nci maddesi göz önüne alınarak işveren kayıtları doğrultusunda hesaplandığı, davalı Şirket ile davalı Şirketin Kuveyt ülkesinde işlerini yürütmek amacıyla kurulan ... İnş. ... SPC Şirketi arasında organik bağ bulunduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin 29.12.2022 tarihli kararı ile; davacının iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı neden olmaksızın feshedildiği, fazla çalışma ve hafta tatili ücretinin işveren tarafından sunulan puantaj kayıtları esas alınarak hesaplandığı, taraflar arasında İngilizce ve Arapça şeklinde düzenlenen iş sözleşmesinin 12 nci maddesinde çalışılan ülke hukukunun uygulanacağının kararlaştırıldığı, tarafların da Kuveyt hukukunun uygulanmasını talep ettikleri, davalı ile dava dışı ... İnş. ... SPC Şirketi arasında organik bağ bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince işçilik alacakları bakımından Kuveyt hukukunun, yargılama usulü bakımından Türk hukukunun uygulanmasında hata bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 26.10.2023 tarihli kararı ile; davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek somut uyuşmazlıkta İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla çalışma ücretinin Kuveyt İş Kanunu'nun 66 ncı maddesi uyarınca %25 zamlı olarak hesaplanacağı belirtilmesine rağmen bilirkişi raporunda fazla çalışma ücreti hesaplanırken "1,25" olarak yazılan katsayı yerine "1,5" katsayısı kullanılarak hesaplama yapılmasının hatalı olduğu ve davacının dava dilekçesinde dava konusu alacakların TL cinsinden ödenmesini talep ettiği göz önüne alındığında her ne kadar davacı taraf ıslah dilekçesi ile dava konusu alacaklarının tamamını KWD (Kuveyt dinarı) olarak talep etmiş ise de davacının dava dilekçesi ile tercih hakkını kullandığı ve davacının bu tercihten dönmesinin mümkün olmadığı belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak devam edilen yargılama neticesinde, aldırılan bilirkişi ek raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve eldeki dosyada yabancı hukuk uygulanması sebebiyle davacı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmediği belirtilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; ıslah işleminin ek dava niteliğinde olduğunu, karşı tarafın ve Mahkemenin kabulüne bağlı olmadığını bu nedenle dava konusu alacakların KWD olarak hüküm altına alınması gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemiyle temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; davacının davalı Şirket çalışanı olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaların hatalı olduğunu, faize hükmedilmemesi gerektiğini ve davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin yabancı hukukun uygulanmasından kaynaklanmadığını, lehlerine vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; dava konusu alacakların Türk lirası (TL) üzerinden hesaplama yöntemi ile vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhalemeleri Kanunu'nun 323, 326 ve 332 nci maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 99 uncu maddesi.
3. Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 6098 sayılı Kanun'un 99 uncu maddesi uyarınca borç ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden ülke parası ile ödenmesini isteyebilir. Dolayısıyla, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklıya tanınan seçimlik bir hak söz konusu olup hakkın kullanılması yenilik doğurucu nitelikte olduğundan talep hakkını kullanan alacaklının artık bu tercihinden dönmesi mümkün değildir.
3. Somut uyuşmazlıkta; dava konusu alacakların ödenmemesi üzerine davacı taraf dava dilekçesiyle tercih hakkını kullanmış ve dava konusu alacakların TL olarak ödenmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan 02.04.2024 tarihli bilirkişi ek raporunda dava konusu alacaklar TL üzerinden hesaplanırken kıdem ve ihbar tazminatı yönünden bu alacakların fesih tarihinde muaccel olduğu belirtilerek fesih tarihindeki kurdan, fazla çalışma ve hafta tatili alacakları ise dönemsel olarak ödendiğinden, hesaplama yapılan dönemler itibarıyla kur değerlerinin aylık aritmetik ortalaması alınarak bulunan kur üzerinden hesaplanmıştır. Davacı taraf dava dilekçesinde alacakların TL olarak ödenmesini talep ettiğine göre 6098 sayılı Kanun'un 99 uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca alacakların hesabında vade tarihindeki kur esas alınmalıdır. Buna göre de her bir alacak kalemi yönünden vade tarihinin belirlenmesi önem arz etmektedir.
Dava konusu kıdem ve ihbar tazminatları yönünden vade tarihi fesih tarihi olup kıdem ve ihbar tazminatlarının fesih tarihindeki kur dikkate alınarak hesaplanması yerindedir. Ancak fazla çalışma ve hafta tatili alacakları yönünden, her bir ayın ücretinin muaccel olduğu tarihteki (ücretin ödeme günü) kur üzerinden hesap yapılarak sonuca gidilmelidir. Bu husus gözetilmeksizin yapılan hesaplamaya itibarla hüküm kurulması hatalı olmuştur.
4. İlk Derece Mahkemesince, yabancı hukukun uygulanması sebebiyle davanın kısmen kabulüne karar verildiği gerekçesiyle reddedilen miktarlar üzerinden davalı lehine yargılama giderlerine hükmedilmediği belirtilmiştir. Ancak somut davada yabancı hukukun uygulanması sebebiyle reddine karar verilen bir alacak miktarı bulunmamaktadır. Dairemizin 26.10.2023 tarihli bozma kararından da anlaşılacağı üzere davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin nedeni, bilirkişi raporunda yapılan hesaplama hataları ile davacının dava dilekçesi ile dava konusu alacakları TL üzerinden talep etmiş olmasıdır.
Bu hâlde İlk Derece Mahkemesince, tarafların haklılık oranı dikkate alınarak vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin hüküm altına alınması gerekirken yazılı gerekçeyle davalı lehine vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi hatalıdır.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
26.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.