Logo

9. Hukuk Dairesi2024/10309 E. 2024/15000 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshedip feshetmediği, fazla mesai ve diğer işçilik alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davacının fazla mesai iddiasının ispatı için gerekli olan işyeri giriş-çıkış kayıtlarını davalıdan istememesi ve davacının psikolojik tacize uğradığı iddiasını araştıрмаması, eksik inceleme yapıldığı gerekçesiyle bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 12. İş Mahkemesi

BİRLEŞEN DAVA

MAHKEMESİ : Antalya 7. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı-birleşen davada davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2009 yılında davalı Bankanın açtığı mühendislere özel uzman yardımcılığı sınavını ikincilikle kazanarak davalının İstanbul ilinde bulunan işyerlerinde 21.02.2010 tarihinde çalışmaya başladığını, Kurumsal Pazarlama ve Ticari Pazarlama Daire Başkanlıklarının verim tablolarını ve sistem verilerini aylık güncelleme, müşteri verimi izleme data analizi, raporlama ve ek olarak kurumsal şubelerin insan kaynakları takibi işini yaptığını, 03.09.2018 tarihinde işyeri değişikliği ile İstanbul'daki işyerinden Antalya Bölge Koordinatörlüğünde kredi tahsis ve yönetim bölümünde çalışmaya başladığını, ne var ki davacının Antalya'da çalışmaya başladığı tarihten itibaren davalı Bankanın Antalya Bölgesi Tahsis Müdürü olan .... isimli müdür konumundaki yöneticinin psikolojik tacizine (mobbing) maruz kaldığını, Antalya bölgeye geçerken departmanı değiştirildiği için kendisine Kurum içi eğitimin verilmesi gerektiği hâlde müdür .... tarafından bu yönde bir girişimde bulunulmadığından gerekli eğitim aldırılmaksızın tecrübesi olmadığı hâlde işleyiş olarak en yoğun ve büyük işlerin olduğu Antalya ve Kepez Şubelerinin portföylerinin davacıya devredildiğini, gerekirse işyerinde yatmak suretiyle işleri yetiştirmesi gerektiğinin söylendiğini, gerçekte düşük olmadığı hâlde sürekli rahatsız edici biçimde performansının düşük olduğunun ikaz edildiğini, esasen müdür olan ...’nun hem yapılan toplantılarda hem de bire bir olan görüşmelerde muhtelif kereler “kadınlarla çalışmak istemediğini” açıkça ifade ettiğini, davalı Banka Genel Müdürlüğü tarafından yapılan duyurularda fazla çalışma yapılmamasının istenmesine karşın, müdür ...’nun davacıdan sürekli fazla çalışma yapmasını istediğini ve bu çalışmaları Genel Müdürlüğe bildirmediğinden davacıya fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, yanı sıra davacıya diğer çalışanların önünde küçük düşürücü muamelede bulunduğunu; davacının hasta olmasına karşın odasına çağırmak suretiyle diğer çalışanların yanında Banka Genel Müdürünün eşinin cenazesi için siyah örtü lazım olduğu gerekçesiyle davacıyı örtü almaya gönderdiğini, hatta aldığı örtüyü de beğenmeyip değiştirmek için tekrar göndererek müdür sıfatını kullanarak şahsi işlerini yaptırdığını, ilerleyen süreçte yönetici ...’nun baskısının tahammül edilemez boyutlara ulaştığını, davacının başka bölüme geçmek talebinde bulunması üzerine ...’nun “davacının gitmesini kendisinin de istediğini, ancak şu anda çalışma zorunda olduğunu” belirterek alaycı şekilde reddettiğini, neticede davacının gördüğü baskı ve kötü muamele sonucunda anksiyete atağı geçirerek acile gitmek zorunda kaldığını ve kendisine 3 gün rapor verildiğini, psikiyatrist tarafından antideprasan ilaca başlatıldığını, ...’nun bu duruma da tepki göstererek davacının segmentini düşürerek şubelere gönderebileceğini belirttiğini, davacının durumu İnsan Kaynakları Daire Başkanlığı ile görüştüğünü ve buradan da müdür için herhangi bir aksiyon alınamayacağı, davacının ise herhangi bir şubeye gönderilebileceğinin belirtildiğini, ancak Bankanın Bölge Tahsis Müdürü olan ...’nun tüm şube müdürleri tarafından tanınması ve ahbaplık ilişkisi bulunması nedeniyle nereye giderse gitsin müdürünü şikayet etmiş bir personel olarak psikolojik tacizin bitmeyeceğinin aşikar olduğunu, davacının giderek artan psikolojik taciz sonucunda psikolojisinin iyice etkilendiğini neticede doktoru tarafından da bu şekilde çalışmaya devam edemeyeceği söylenerek 28.02.2019 tarihinde tekrar rapor verildiğini, davacının işe gitmeye gücü kalmadığını, ancak işe gidememe iradesinin baskı altında oluştuğunu, 22.07.2017 tarihinde evlendiğini yasal hakkını kullanarak tazminatlarını almak suretiyle işten ayrılabilecek olan davacının bu hakkını kullanmadığını, zira iradesinin çalışmaya devam etmek yönünde olduğunu, bu nedenle kendi isteği ile işten ayrıldığının kabulünün mümkün olmadığını üstelik davacının eşinin de işsiz olduğu dönemde bunu yapmasının akla ve mantığa aykırı olduğunu, davacının açıkça feshe zorlandığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti, haksız fesih tazminatı, temettü alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

2. Birleşen dava davacısı ...Bankası vekili dava dilekçesinde; davalı ile davacı Banka arasında 21.02.2010 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesi bulunduğunu, davalının bu kapsamda en son Antalya Bölge Koordinatörlüğünde bölge kredi tahsis ve yönetimi yetkilisi olarak görev yapmaktayken kendi istek ve iradesi ile 22.03.2019 tarihinde istifa etmek suretiyle işten ayrılmış olduğunu, davalının davacı Bankada, 03.09.2018 tarihine kadar İstanbul bölgesinde, bu tarihten sonra tebliğ edilen atama kararı nedeniyle Antalya bölgesinde görev yaptığını, ancak 03.09.2018 ile 31.12.2018 tarihleri arasındaki hak kazandığı fazla çalışma ücretinin ödenmediği ve kendisine bölüm müdürü tarafından psikolojik taciz uygulandığı gerekçeleri ile iş sözleşmesini ihbar ve önel sürelerine uymaksızın 19.03.2019 tarihinde noter kanalı ile gönderdiği fesih bildirimi ile feshetmiş olduğunu, davacının iddialarının dayanağının olmadığını, pskilojik tacize uğradığı konusunda somut delil ileri süremediğini, davalının ücretinin ve tüm hak edişlerinin ödenmesinde bir eksiklik bulunmadığı gibi banka iç mevzuatı uyarınca banka personelinin 270 saate kadar olan çalışmalarının aylık ücrete dâhil olduğunu ve davalının da iş sözleşmesi ve ekli belgelerle bu hususu kabul ettiğini, davacının Şubat ayı ücretinde aleyhine değişiklik yapıldığı yönündeki iddiasının da dinlenemeyeceğini, zira davacının hesaplarını inceleyebilecek durumda olduğunu ve 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 26 ncı maddesinde derhal fesih hakkının 6 günlük hak düşürücü sürede kullanılabileceğinin düzenlendiğini, bunlara göre ise davacının iş sözleşmesini haklı nedene dayalı olmadan ve ihbar önellerine uymadan feshetmiş olması sebebiyle davacı Bankaya ihbar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Asıl dava davalısı Banka vekili cevap dilekçesinde; davacının en son Antalya Bölge Koordinatörlüğünde bölge kredi tahsis ve yönetim yetkilisi olarak görev yapmakta iken 22.03.2019 tarihinde istifa etmek suretiyle ayrıldığını, davacının istifasına haklı bir gerekçe bulma çabasında olduğunu, çalıştığı dönemde psikolojik tacize uğradığına dair ilgili birimlere yapmış olduğu herhangi bir başvurusunun veya itirazının olmadığını, esasen davacının çalıştığı dönem boyunca pskilojik taciz veya psikolojik şiddete maruz kalmadığını, pskilojik tacizden bahsedilebilmesi için kasıtlı ve sistematik olarak uzun süreden beri tekrarlanan davranışların varlığından söz edilmesi gerektiğini, davacının iddialarının hiçbir dayanağının da bulunmadığını, davacının iş sözleşmesinin eki niteliğindeki Banka İş Yönerge ve Yönetmeliklerinde yıllık 270 saate kadar olan fazla çalışmanın aylık ücrete dâhil olduğunun kararlaştırılmış olduğunu, hafta sonları, dinî ve millî bayramlar ile resmî tatillerde yapılan çalışmaların bu kriterden hariç olup ve ücretlerin derhal ödendiğini, davacının düzenli olarak fazla çalışma yapıldığı iddiasının haksız ve yersiz olduğunu, sürekli fazla çalışma yapılacak bir durumun söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Birleşen dava davacısı vekili cevap dilekçesinde; asıl dava dilekçesinde ayrıntılı olarak açıklanan hususları tekrar ederek Antalya’da çalıştığı dönem boyunca bölüm müdürü tarafından sistematik şekilde uygulanan ve sağlığının bozulmasına neden olan kötü muamele ve psikolojik şiddet ile yaptırılan fazla çalışmaların ücretlerinin ödenmemesi gibi nedenlerden ötürü baskı altında bırakıldığını, davalının fesih yönünde iradesi olmamasına karşın işe devam edemeyecek duruma getirilmesi sebebiyle iş sözleşmesinin sona erdiğini, müvekkilinin haksız ve mesnetsiz bir şekilde iş sözleşmesini feshetmesi gibi bir durum söz konusu olmadığını, açık bir şekilde baskı feshine zorlandığını ileri sürerek ihbar tazminatı talebine ilişkin davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı işçinin, dinlenen tanık anlatımları, dosyaya sunulan LOG kayıtlarına ve dosya kapsamına göre fazla çalışmalarını ispatlayamadığı, davalı Banka personeline temettü ödenip ödenmeyeceğinin davalı Banka Genel Kurulunun takdirinde olduğu, davacıya 2017 yılına ilişkin olarak Ağustos 2018 ayında temettü alacağının ödenmiş olduğu, davalı Bankanın 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin genel kurullarında o yıllara ilişkin temettülerin dağıtılmayıp Banka bünyesinde bırakılmasına karar verildiği, bu nedenle davacının temettü alacağı bulunmadığı, haksız fesih tazminatının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda (6098 sayılı Kanun) düzenlendiği, davacının ise 4857 sayılı Kanun'a tâbi çalışan olması sebebiyle bu talebinin de yerinde görülmediği, davacının 19.03.2019 tarihli noter ihtarnamesiyle, pskilojik tacize maruz kaldığı, işverence ücretinde aleyhine değişiklik yapıldığı ve fazla çalışma ücretlerinin ödenmediği gerekçeleriyle iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini bildirdiği ancak dosya kapsamındaki mevcut delil durumuna göre davacının, psikolojik tacize uğradığı, aleyhine ücret değişikliği yapıldığı ve fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğine yönelik iddialarını ispatlayamadığı ve haklı bir sebep olmadan iş sözleşmesini feshetmiş olduğunun anlaşıldığı gerekçeleriyle, kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ücreti, haksız fesih tazminatı, temettü alacağı, yıllık izin ücreti alacaklarına ilişkin asıl davanın reddine, davalı işverenin birleşen dava ile talep ettiği ihbar tazminatı alacağı talebinin kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- birleşen dava davalısı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-birleşen dava davalısı vekili; davalı Bankanın Antalya’daki işyerindeki görevine başlamasından itibaren ilk 4 aylık süreçte yalnızca davacıya fazla çalışma yaptırıldığını, bu durumun ispatı için işyeri giriş çıkış imza tutanakları, işyeri kamera kayıtları, turnike geçişlerinde kullanılan kart okuma kayıtlarına delil olarak dayanıldığı ve Mahkeme tarafından 05.12.2019 tarihli 1. celsede ve 15.10.2020 tarihli 3. celsede dava konusu edilen döneme ait turnike kayıtlarını sunması için davalı yana süre verildiği hâlde davalı Banka tarafından turnike kayıtlarının sunmadığını, delil olarak dayanılmayan ... LOG kayıtlarının dosyaya gönderildiğini, LOG kayıtları esas alınarak hazırlanan bilirkişi raporuna dayalı verilen kararın hatalı olduğunu zira, istinaf başvuru dilekçesi ekinde sunulan ... ... Mühendisler Odasına bağlı ... Mühendisi Bilgi Güvenliği Baş Denetçisi ve Bilirkişi O.B'den alınan uzman görüşü raporunda belirtildiği üzere; bilgisayardan alınan LOG kayıtlarının “...” adlı banka işlem sisteminden alınarak ... Excell dosyasına aktarılan Giriş – Çıkış (LOG on & LOG out) kayıtları olduğunu, yalnızca ... sistemi üzerinden yapılan işlem süresini gösterdiğini ve kişinin toplantıda olduğu, döküman incelediği, arşiv çalışması yaptığı vb. hiçbir manuel çalışmayı belgelemediğini, Mahkeme tarafından eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, davacıya pskilojik taciz uygulandığının detaylı şekilde açıklandığını bu hususta dava dilekçesini tekrar ettiklerini, davacının yöneticisi olan ...'nun davacıyı tecrübesi olmadığı hâlde yapabileceğinin çok üstünde iş yükü altında bırakması ve sürekli fazla çalışmaya zorlanması, diğer çalışanların yanında küçük düşürücü muameleye zorlanması çalışma saatleri içince görevi ve eğitim seviyesi ile uygunsuz nitelikteki ayak işlerinin yaptırılmasının aleni bir pskilojik taciz olduğu, bu durumun davacının psikolojisini bozduğunu ve anksiyete atağı geçirerek çalışamaz duruma getirdiğini, psikiyatri hekimi tarafından antideprasan ve anksiyete ilaçları kullanmaya başladığını, kendisine verilen rapor sonrası işe başladığında söz konusu yöneticinin pozisyonunu düşüreceğini belirtmek suretiyle tehdit ederek pskilojik taciz yapmaya devam ettiğini, nihai olarak Bankanın İnsan Kaynakları Daire Başkanlığına bağlı Etik Kullanıcı Kodu Birimi personeli ile görüşerek ne yapabileceğini sorduğunu, bu birim tarafından müdür .... ile ilgili bir aksiyon alınamayacağını, davacının ise herhangi bir şubeye gönderilmesi yoluna gidilebileceğinin söylendiğini ancak pskilojik taciz uygulayan müdürün Bölge Tahsis Müdürü olması nedeniyle Bankanın tüm bölgeye bağlı şubelerince tanınan ve hemen tüm şube müdürleriyle ahbaplık ilişkisi olan biri olması, davacının müdürünü şikayet etmiş bir personel olarak başka şubeye atansa da pskilojik tacizin bitmeyeceğinin açık olması ve davacının ruh sağlığı açısından çalışamaz duruma gelmesi nedeniyle baskı feshine zorlandığının kabulu gerektiğini, netice olarak; Mahkemece yapılan yargılama sürecinde davacının fazla çalışmasını ispatlayacak deliller benzer pozisyonlarda çalışan diğer personelle karşılaştırmalı şekilde toplanmadığı için iddialarının ispatlanamadığını, yine pskilojik tacize ilişkin iddiaların ve davacının psikolojik sağlığının etkilenmesi, mesaj kayıtları, eşinin işsiz olduğu bir süreçte baskı feshi yapmak zorunda kalışının ve kısa bir süre önce evlilik sebebi ile kıdem tazminatını alıp ayrılabilecek konumda oluşunun hiçbir şekilde değerlendirmeye alınmadığını ileri sürerek asıl davanın kabulü ile birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; delillerin değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-birleşen dava davalısı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-birleşen dava davalısı vekili; istinaf dilekçesini tekrar ederek ve ayrıca Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçe içermediğini belirterek asıl davanın kabulüne birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tarafın dayandığı delillerin usule uygun şekilde toplanıp toplanmadığı, işçi tarafından feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı ile asıl ve birleşen davaların konusu olan alacaklara hak kazanılıp kazanılmadığı hususlarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 6100 sayılı Kanun'un 219 ve 220 nci maddeleri şöyledir:

"Tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğu

MADDE 219- (1) Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. (2) Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.

Tarafın belgeyi ibraz etmemesi

MADDE 220- (1) İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir.(2) Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir.(3) Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir."

3. 4857 sayılı Kanun'un 17, 41, 53, 59 uncu maddeleri ile aynı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla uygulanmaya devam olunan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi, 6098 sayılı Kanun'un 420 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Somut olayda davacı; İlk defa davalı Bankanın İstanbul'da bulunan işyerlerinde çalışan davacı, işyeri değişikliği ile nakil olduğu 03.09.2018 tarihinden itibaren Antalya Bölge Koordinatörlüğünde Kredi Tahsis ve Yönetim Biriminde yetkili olarak, işyerinde normal çalışma hafta içi 5 gün 09.00 ile 18.00 saatleri arası olmasına rağmen, çalıştığı birimin müdürünün isteği ile hafta içi ve hafta sonu çalışmaya kalarak haftalık 45 saatin üzerinde fazla çalışma yapmasına karşın, karşılığı ücretlerinin ödenmediğini bu durumun işyeri giriş çıkış turnike kayıtları ile sabit olduğunu ileri sürmüştür.

2. Mahkemece iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş ise de eksik inceleme ile karar verildiği anlaşılmaktadır. Dosyaya 03.09.2018 ile 31.12.2018 tarihleri arası işyeri ... işletim sistemine giriş LOG kayıtları ile davacı tarafından imzalı olmayan ve fazla çalışma tahakkuku bulunmayan 2018 yılı Eylül, Ekim, Kasım, Aralık ayları bordroları dışında davacının iddia ettiği işyeri kayıtları sunulmamıştır. Her ne kadar davalı Banka tarafından üzerinde "turnike kayıtları" yazılı bir CD sunulmuş ise de bu CD'nin içeriğinde davacının 03.09.2018 tarihi öncesinde İstanbul İlinde çalışma yaptığı döneme ilişkin dökümlerin yer aldığı görülmüştür.

3. 6100 sayılı Kanun'un 219 uncu maddesine göre; ''Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. '' Aynı Kanun'un 220 nci maddesine göre de; ''İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir.''.

4. Mahkemece söz konusu yasal düzenlemeler dikkate alınmadan karar verilmiş olması hatalıdır. Açıklanan sebeplerle öncelikle 6100 sayılı Kanun'un 220 ve devamı maddeleri uygulanarak davacının çalışma saatlerini gösteren işyerine giriş ve çıkış turnike kayıtları, imza föyleri gibi tüm kayıtlar davalıdan celbedilip taraflardan kayıtlara dair diyecekleri sorulmak suretiyle kayıtlara göre davacının hafta içi ve hafta sonu işe giriş çıkış saatleri ve çalışma süresi belirlenmelidir. Bundan sonra davalı Bankanın İç Yönerge ve Yönetmelikleri de gözetilerek davacının fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı, ödenmeyen fazla çalışma ücreti bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, sonucuna göre feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı noktasında bir değerlendirme yapılmalıdır. Ayrıca davacının haklı fesih iddiasını, fazla çalışma ücretinin ödenmemesinin yanında psikolojik taciz maksadıyla fazla çalıştırıldığı ve hafta sonları mesaiye bırakıldığı şeklindeki vakıalara dayandırdığı da sabit olup ilgili bilgi ve belgeler getirtildikten sonra bu iddia bağlamında feshin haklı olup olmadığının tartışılması gerektiği de göz ardı edilmemelidir. Mahkemece asıl ve birleşen davalar bakımından eksik inceleme ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.