Logo

9. Hukuk Dairesi2024/10488 E. 2024/14099 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı kurumun alt işveren işçisinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarından asıl işveren sıfatıyla sorumlu olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinin 7. fıkrası gereğince alt işveren işçisinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarından asıl işveren sıfatıyla sorumlu olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 35. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin..., Su ve Gaz İşçileri Sendikasının üyesi olduğunu, davalıya ait işyerlerinde davalıdan ihale ile iş alan alt işverenler nezdinde çalıştığını, davacının ilgili işçi sendikasına üye olduğunu, davacının üyesi bulunduğu işçi sendikası ile ilgili alt işverenler arasında yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin uyuşmazlıkla sonuçlanması üzerine 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 51 inci maddesi gereğince konunun Yüksek Hakem Kuruluna intikal ettirildiğini, Yüksek Hakem Kurulunca ilgili alt işverenlerin taraf olduğu toplu iş sözleşmelerinin karara bağlandığını, toplu iş sözleşmesi hükümlerinin davacı hakkında uygulanmadığını ve bir kısım alacaklarının ödenmediğini, davalı işverenin ödenmeyen alacaklardan asıl işveren sıfatıyla sorumlu olduğunu ileri sürerek toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ve davacıya ödenmeyen fark ücret, ikramiye, yakacak yardımı, bayram yardımı ve çocuk yardımı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımı yönünden reddini talep ettiklerini, davalı Kurumun ihale makamı olduğunu, ihalelerin anahtar teslim mahiyetinde olduğunu, davalının asıl işveren olduğundan söz etmenin mümkün olmadığını, davacı, dava dışı Şirket ve kişilerin işçisi olduğundan davanın husumet yokluğundan reddini talep ettiklerini, davalı ile davacı arasında işçi işveren ilişkisi olmadığını ve davalının bahsi geçen toplu iş sözleşmelerinin tarafı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının dava dışı yüklenici firma işçisi olarak davalıya ait işyerinde çalıştığı, davalı işverenin asıl işveren sıfatıyla davacının çalışmalarından doğan alacaklardan sorumlu olduğu, davacının sendika üyesi olduğu, toplu iş sözleşmesinden yararlanma hakkı bulunduğu, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının ödenmediği, dosyada bulunan bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu gerekçesiyle toplanan kanıtlar ve alınan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; müvekkili Teşekkülün Bölge Müdürlüğü tarafından 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun (4734 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinin (g) bendi uyarınca yapılan ihaleler sonucunda muhtelif trafo merkezlerinin işletilmesi işi ile ilgili hizmet alımı yapıldığını, bu sözleşmelerin anahtar teslimi iş mahiyetinde olduğunu, Teşekkülün ihale makamı olduğunu, asıl işveren olduğundan söz edilemeyeceğini, dava konusu alacaklardan sorumluluğunun bulunmadığını, Yargıtay içtihatlarının bu yönde olduğunu, davacının ihbar olunan firmanın işçisi olduğunu, Yüksek Hakem Kurulu kararlarının Teşekkül açısından bağlayıcı olmadığını, müvekkilinin toplu iş sözleşmesinin tarafı olmasının yasal olarak mümkün olmadığını, yüklenici firmanın fiyat farkı verilmesi talebinde bulunamayacağını, işçilerin taleplerinin tek muhatabının yüklenici firma olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesinin yedinci fıkrası gereğince hüküm altına alınan alacaklardan sorumlu tutulmasına ilişkin İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir hatanın bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere dayanarak ve resen dikkate alınacak nedenlerle davanın reddine karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı işçinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ve bu alacaklardan davalının sorumlu olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6356 sayılı Kanun'un 39 uncu maddesi, 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrası ve 32 nci maddesi, 4734 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin (g) bendi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.