"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TEMYİZ EDENLER : Davalılar vekilleri
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen yetki tespitine itiraz davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ... İşçileri Sendikasının 02.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı yazısıyla ... ve bağlı İl Müdürlüklerinin 14 No.lu ... işkolunda faaliyet gösteren işyerlerinde işkolu dâhilinde çalışan ve 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında olmayan ve sürekli işçi kadrolarına geçiş işlemlerinden sonra Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) üzerinden istihdamı sağlanan personel adına yapılmış bir yetki tespiti başvurusunun söz konusu olduğunu, ... Çalışma Genel Müdürlüğünün 04.03.2020 tarihli ve 62406 sayılı yazısı ile yetki tespiti başvurusu hakkında Bakanlıkça yapılacak bir işlem bulunmadığı şeklindeki cevap yazısıyla olumsuz yetki tespiti niteliğinde cevaplandırıldığını, müvekkili Sendikanın ... ve bağlı İl Müdürlüklerinin 14 No.lu ... işkolunda faaliyet gösteren işyerlerinde çalışan toplam 3.888 işçinin 3.263’ünün sendika üyeliğine sahip olduğunu, gerekli ve yeterli işçi çoğunluğunu fazlasıyla sağladığını, Bakanlığın cevap yazısında belirttiği üzere 696 sayılı KHK kapsamında alt işverenden kadroya geçirilen işçiler adına bir yetki tespiti başvurusu olmadığını, 696 sayılı KHK kapsamında olmayan ve alt işverenden kadroya geçişin tamamlandığı tarih olan 02.04.2018 tarihinden sonra İŞKUR üzerinden istihdamı sağlanan işçiler adına yapılmış bir başvurunun söz konusu olduğunu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yetki tespiti başvurusu için verilen cevapta, başvuruya konu işyerlerinde sadece 696 sayılı KHK kapsamındaki işçilerin çalıştığından bahsedildiğini, Bakanlığın ilgili birimi ya da birimlerince yapılan bu tespitin hatalı ve yersiz olduğunu, 696 sayılı KHK kapsamında olmaksızın 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerince İŞKUR aracılığıyla istihdam edilen sürekli işçi personeli adına müvekkili Sendikanın yapmış olduğu başvurunun, eksik ya da hatalı değerlendirme ile yetki tespiti başvurusuna konu işyerlerinde yalnızca 696 sayılı KHK kapsamında kadroya alınan işçilerin çalıştığından bahisle reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme yapma hakkının, İŞKUR aracılığı ile istihdamı sağlanan personelin 696 sayılı KHK kapsamında yer almamasına rağmen yetki tespiti başvurusunun eksik ve hatalı inceleme neticesinde olumsuz cevaplanarak engellendiğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 04.03.2020 tarihli ve 624206 sayılı olumsuz yetki tespitine itirazın kabulü ile olumlu yetki tespitinin yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; yetki tespit başvurusuna verilen cevapta başvuru hakkında Bakanlık tarafından yapılacak bir işlem bulunmadığının belirtildiği ve başvurunun işleme alınmadığını, dolayısıyla Sendikanın iddia ettiği gibi verilen cevabın olumsuz bir yetki tespiti değil yetki tespitinin değerlendirmeye alınmaması olduğunu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) geçici 7 nci maddesinin birinci fıkrası, 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 üncü maddesi hükümleri dikkate alındığında sendikanın yetki tespit başvurusunda bulunabilmesi için işçilerin mevcut bir işyerinde kadroya geçirilmesi gerektiğini, müvekkili Bakanlık kayıtlarının incelenmesinde yetki tespit başvurusunda bulunulan işyerinin yeni tescil edilmiş işyeri olduğunun anlaşıldığını, bu nedenle Sendikanın Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek olan toplu iş sözleşmesinin sona erme tarihinden sonra yetki başvurusunda bulunabileceğini, 375 sayılı KHK'nın geçici 23 üncü maddesine göre işçilerin Bakanlık tarafından 12.04.2018 tarihinde ilan edilen Yüksek Hakem Kurulu tarafından bağıtlanan işçi statüsüne geçirilen işçilerin ücret ile diğer mali ve sosyal haklarının belirlenmesinde esas alınacak toplu iş sözleşmesi hükümlerinden faydalanacağını savunarak ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; 6356 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesinin birinci fıkrası, 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde hükümleri dikkate alındığında sendikanın yetki tespit başvurusunda bulunabilmesi için işçilerin mevcut bir işyerine geçirilmesi gerektiğini, geçişten önce işçinin çalıştığı alt işveren işyerinin girdiği işkolu mevcut işyerinin girdiği işkolu ile aynı olanların o işkolundaki mevcut işyerinden, farklı olanların ise geçmişten önce işçinin çalıştığı alt işverenin işyerinin girdiği işkolunda yeni tescil edilerek işyerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmesi gerektiğini, işçilerin yeni tescil edilmiş işyerinden bildirildiğini, bu nedenle Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek olan toplu iş sözleşmesinin sona erme tarihinden sonra yetki başvurusunda bulunabileceğini, 375 sayılı KHK'nın geçici 23 üncü maddesine göre işçilerin Bakanlık tarafından 12.04.2018 tarihinde ilan edilen Yüksek Hakem Kurulu tarafından bağıtlanan işçi statüsüne geçirilen işçilerin ücret ile diğer mali ve sosyal haklarının belirlenmesinde esas alınacak toplu iş sözleşmesi hükümlerinden faydalanacağını, davacı Sendikanın 14 No.lu işkolunda faaliyet gösterdiğini, Sendikanın kurulu bulunduğu işkolundaki bir işyerinde toplu sözleşme yapabileceğini, öncelikle ... tarafından işkolu tespitinin talep edilmesi gerektiğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 21.04.2022 tarihli ve 2021/720 Esas, 2022/302 Karar sayılı kararı ile; davanın kabulü ile "2-TC Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 04/03/2020 tarih ve 74038328-553.02-E.624206 sayılı olumsuz yetki tespit yazısının iptaline, 3-Davacı sendikanın, davalı ... Bakanlığının 14 nolu ... işkolunda faaliyet gösteren iş yerinde yeterli üye çoğunluğunu sağladığının tespitine" karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesinin 18.10.2022 tarihli ve 2022/3255 Esas, 2022/3411 Karar sayılı kararı ile; başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 26.01.2023 tarihli ve 2022/16954 Esas, 2023/1496 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesince ... ile Gençlik ve Spor Bakanlığından ilgili tüm kayıtlar getirtilerek yetki tespitine esas alınan işyerlerinin 696 sayılı KHK kapsamında farklı işkolunda yeni tescil edilen işyerlerinden olup olmadığı belirlenmesi, yeni tescil edilen işyerlerinin mevcut olması durumunda 696 sayılı KHK'dan önceki dönemde alt işveren işyerine ilişkin sicil bilgileri ve kayıtların getirtilmesi, yetki tespitine esas alınan işçilerin 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçişi yapılan işçilerden olup olmadığının tespit edilmesi, işverenin 696 sayılı KHK yürürlüğe girmeden önceki mevcut işyerlerine ilişkin bilgi ve belgelerin getirtilmesi, bu suretle işyerlerinin ve işçilerin hukuki durumlarının somut olarak duraksamaya yer vermeyecek ve denetime elverişli şekilde belirlenmesi gerektiği, ayrıca İlk Derece Mahkemesince davaya katılma hakkı olan Türkiye ... Su ve Gaz İşçileri ... da davanın ihbarı gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; uyulan bozma ilâmı doğrultusunda dava Türkiye ... Su ve Gaz İşçileri ... ihbar edilmiş, esasa ilişkin olarak da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 29.09.2020 tarihli ve 2207486 sayılı yazısı ve eki CD'den yetki başvurusunda sadece alt işveren kapsamında çalışırken 696 sayılı KHK kapsamında kadroya alınan işçiler çalıştığından yetki tespit başvurusunun dikkate alınmadığı, bu nedenle prosedür dosyasında yetki tespit raporu bulunmadığı, yetki tespit prosedür dosyası ile yetki tespit başvurusunun Bakanlığa intikal ettiği tarih olan 06.01.2020 tarihinde çalışan ve sendika üyesi olan işçilerin gösteren listelerin CD ortamında sunulduğu, CD içeriğinden Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı işyerlerinde 06.01.2020 tarihi itibarıyla toplam 3.812 işçinin olduğu, işçilerden 3.534 işçinin sendika üyesi olduğu, Gençlik ve Spor Bakanlığının 02.04.2018 tarihinden sonra 11.02.2019 tarihinde 3.243 kişilik sürekli işçi talebinde bulunduğu, yapılan işlemler sonucu 2.476 kişinin istihdam edildiği, istihdam edilenlerden 2.181 kişinin 11.11.2019 - 27.01.2020 tarihleri arasında göreve başladığı, sendikanın yeterli çoğunluğu sağladığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuşlardır.
. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekilleri; cevap dilekçelerinde belirttikleri sebeplerle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun’un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
2. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası da şöyledir:
“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki tespiti için başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:
“(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.
(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki itirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi de şöyledir:
“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.
(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
5. 696 sayılı KHK ile ihdas edilen alt işveren işçilerinin sürekli işçi kadrolarına geçişine dair düzenlemelerin ve geçiş dönemine ilişkin toplu iş sözleşmesi yetki tespiti bakımından öngörülen ayrıksı hükümlerin açıklandığı Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 24.10.2019 tarihli ve 2019/7497 Esas, 2019/19812 Karar sayılı ilâmı şöyledir:
“...24/12/2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 696 sayılı KHK’nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK’ya eklenen geçici 23 üncü madde gereğince “5018 sayılı Kanuna ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri (MİT Müsteşarlığı hariç) ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, bu Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (I) sayılı listede yer alan idarelerin merkez ve taşra teşkilatlarında; ödemeleri merkezi yönetim, sosyal güvenlik kurumu, fon, kefalet sandığı, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığı, gençlik hizmetleri ve spor il müdürlüğü bütçelerinden veya döner sermaye bütçelerinden, anılan liste kapsamındaki diğer idareler için ise kendi bütçelerinden karşılanan 4734 sayılı Kanun ve diğer mevzuattaki hükümler uyarınca personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında yükleniciler tarafından 4/12/2017 tarihi itibarıyla çalıştırılmakta olan” alt işveren işçilerinden aynı maddede sayılan şartları sağlayanların, asıl işverenler nezdinde sürekli işçi kadrolarında istihdamına dair düzenlemeler sevk edilmiştir.
Diğer taraftan 696 sayılı KHK’nın aynı maddesi ile sürekli işçi kadrolarına geçişi yapılacak alt işveren işçileri yönünden kısmen ayrıksı düzenlemeler öngörülmüştür. KHK’nın 127 nci maddesinin altıncı fıkrasına göre;
'Sürekli işçi kadrolarına geçirilenlerden, geçiş işlemi yapılırken mevcut işyerinin girdiği işkolunda kurulu işyerinden bildirilenlerin ücreti ile diğer mali ve sosyal hakları, bu madde kapsamındaki idarelerde geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin bitimine kadar bu toplu iş sözleşmesinin uygulanması suretiyle oluşan ücret ile diğer mali ve sosyal haklardan fazla olamaz. Sürekli işçi kadrolarına geçirilenlerden; geçişten önce toplu iş sözleşmesi bulunmadığından kadroya geçirildiği tarihte yürürlükte olan bireysel iş sözleşmesi hükümlerinin geçerli olduğu işçiler ile geçiş işleminden önce yapılan ve geçişten sonra yararlanmaya devam ettiği toplu iş sözleşmesi bulunmakla birlikte bu madde kapsamındaki idarelerde alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin bitiminden önce toplu iş sözleşmesi sona eren işçilerin ücreti ile diğer mali ve sosyal hakları, bu madde kapsamındaki idarelerde geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesine göre belirlenir. Bu madde kapsamındaki idarelerde; 6356 sayılı Kanunun geçici 7 nci maddesinde belirtilen mevcut işyerleri bakımından anılan Kanuna uygun olarak yetki başvurusunda bulunulabilir, ancak geçişi yapılan işçiler için yeni tescil edilen işyerlerinde, geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin sona erme tarihinden sonra yetki başvurusunda bulunulabilir.'
696 sayılı KHK’nın 127 nci maddesinin altıncı fıkrasının gerekçesi ise 'Altıncı fıkrada, geçişi sağlanan işçilerin varsa alt işveren işyerinde iken faydalandıkları toplu iş sözleşmelerinden faydalanmaları, toplu iş sözleşmesi bulunmaması nedeniyle ücret ile mali ve sosyal hakların bireysel sözleşme ile sınırlı kalmaması için Yüksek Hakem Kurulu tarafından bu madde kapsamındaki idareler bakımından karara bağlanmış ve yürürlükte bulunan en son toplu iş sözleşmesinin süresi sona erene kadar uygulanması sağlanmaktadır. Anayasal bir hak olan toplu iş sözleşmesi, çalışma hayatındaki uyuşmazlıkları çözüme kavuşturma amacını taşımakta ve çalışma ilişkilerinin düzenlenmesi anlamında oldukça önemli bir görev üstlenmektedir. Bu anlamda, tarafların mutabakatının sağlandığı toplu iş sözleşmelerinin istikrarlı bir biçimde yürütülmesi, çalışma hayatını ilgilendiren konularda sosyal diyalog ilkesinin gözetilmesinin bir gereği olarak ekonomik ve sosyal istikrarı sağlamak bakımından önemlidir. Uluslararası Çalışma Örgütünün 98 sayılı Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkı Sözleşmesinde, toplu pazarlık konusu olan ücretlerde, ekonomik istikrar politikaları çerçevesinde gerekli olması, istisnai bir nitelik taşıması ve makul bir süreyi aşmaması durumunda düzenlemeler yapılabileceği belirtilmektedir. Yapılan düzenlemeyle, geçiş işleminden önce alt işveren işyerleri için Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesi kapsamında benzer ücret ile mali ve sosyal haklarla çalışan işçiler arasında, süresi en son sona eren toplu iş sözleşmesi boyunca ücret ile mali ve sosyal haklar bakımından eşitsizliğin oluşması önlenmekte, geçişten önce toplu iş sözleşmesi bulunmayan alt işveren işyerlerindeki işçilerin dc bu düzenlemeden yararlandırılması amaçlanmaktadır.' şeklindedir.
Yine 696 sayılı KHK’nın 113 üncü maddesi ile 6356 sayılı Kanuna eklenen geçici 7 nci maddeye göre de;
'(1) 5018 sayılı Kanuna ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (I) sayılı listede yer alan idareler ile birlikte veya ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlası il özel idareleri, belediyeler ve bağlı kuruluşlarına ait şirketler, anılan Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 23 üncü ve geçici 24 üncü maddeleri uyarınca sürekli işçi kadrolarına, geçici işçi pozisyonlarına veya işçi statüsüne geçirilen işçilerinden; geçişten önce işçinin çalıştığı alt işveren işyerinin girdiği işkolu mevcut işyerinin girdiği işkolu ile aynı olanları o işkolundaki mevcut işyerinden, farklı olanları ise geçişten önce işçinin çalıştığı alt işveren işyerinin girdiği işkolunda yeni tescil edilecek işyerlerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirir.
(2) Birinci fıkra kapsamındaki işyerlerinin her biri bu Kanunun uygulanması bakımından bağımsız bir işyeri sayılır.
(3) Birinci fıkra kapsamında yeni tescil edilen işyerlerinden bildirilen işçiler, bu madde kapsamındaki idarelerde geçiş işleminden önce alt işveren işçileri için Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve en son sona erecek olan toplu iş sözleşmesinin sona ermesiyle birlikte 4 üncü maddeye uygun şekilde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilir.
(4) Bu maddenin uygulanmasında bu Kanunun bu maddeye aykırı diğer hükümleri uygulanmaz.'
Maddenin gerekçesi ise 'Madde ile, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununa geçici madde eklenmek suretiyle, geçişi yapılan işçilerin sendika üyeliğinin, geçiş işleminden önce çalışılan alt işveren işyerinin işkolu esas alınarak tescil edilecek işyerlerinden yapılacak bildirimlerle sürdürülmesine imkân sağlanmaktadır. Düzenleme yapılırken, sendika üyeliğinin ve üyelikten ayrılmanın serbest olması kuralı ile toplu iş sözleşmesi hakkı birlikte değerlendirilmekte, geçişten önceki sendika üyeliklerinin geçiş işleminden önce Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süre itibariyle en son sona erecek toplu iş sözleşmesine göre sürmesini sağlayacak istisnai ve geçici bir bildirim usulü getirilmektedir.' şeklindedir.
İfade etmek gerekir ki, 696 sayılı KHK’nın yukarıda belirtilen 127 nci maddesi ile 113 üncü maddesi, 08/03/2018 tarihli Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlanan 7079 sayılı Kanun’un 118 inci ve 106 ncı maddeleri ile aynen kabul edilerek kanunlaşmıştır.
696 sayılı KHK’nın yukarıda belirtilen hükümlerine göre, alt işveren işçilerinin sürekli işçi kadrolarına geçirilmesi hususunda, asıl işveren ile aynı işkolunda yer alan alt işveren işyerleri ile farklı işkolunda yer alan alt işveren işyerleri arasında bir takım farklı uygulamalar öngörülmüştür.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, alt işveren ile asıl işverenin farklı işkolunda yer alması durumunda, bu işçiler yönünden asıl işverence, alt işverenin yer aldığı işkolunda yer alan yeni bir işyeri tescil ettirilecek ve farklı işkolunda yer alan alt işveren işçileri, bu yeni tescil edilecek işyerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilecektir. Nitekim bu husus 696 sayılı KHK’nın 113 üncü maddesi ile 6356 sayılı Kanuna eklenen geçici 7 nci maddenin birinci fıkrasında “geçişten önce işçinin çalıştığı alt işveren işyerinin girdiği işkolu mevcut işyerinin girdiği işkolu ile ... farklı olanları ise geçişten önce işçinin çalıştığı alt işveren işyerinin girdiği işkolunda yeni tescil edilecek işyerlerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirir.” şeklinde ifade edilmiştir. Hükümden açık olarak anlaşılacağı üzere bu ilk ihtimalde farklı işkolunda tescil edilen yeni bir işyeri söz konusudur.
Bununla birlikte asıl işveren ile alt işveren aynı işkolunda yer almakta ise, sürekli işçi kadrolarına geçişi yapılan alt işveren işçileri mevcut asıl işveren işyerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilecektir. Bu ikinci ihtimalde, yeni tescil edilen herhangi bir işyeri söz konusu değildir.
Bu düzenlemelere göre, ilk olarak asıl işverenin mevcut işyeri, ikinci olarak asıl işverence alt işverene göre farklı işkolunda tescil edilecek işyerleri söz konusu olacktır. 6356 sayılı STİSK Geçici 7 nci maddenin ikinci fıkrasına göre “Birinci fıkra kapsamındaki işyerlerinin her biri bu Kanunun uygulanması bakımından bağımsız bir işyeri sayılır.” Maddeye göre mevcut işyeri ile alt işverene göre farklı işkolunda tescil edilecek işyerlerinin bağımsız birer işyeri sayılacağı ifade edilmiştir.
Kanun koyucu bu düzenlemeler yoluyla bir geçiş dönemi öngörmüştür. Bu dönemin son bulacağı tarih ise 6356 sayılı STİSK Geçici 7 nci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilmiştir. Hükme göre 'Birinci fıkra kapsamında yeni tescil edilen işyerlerinden bildirilen işçiler, bu madde kapsamındaki idarelerde geçiş işleminden önce alt işveren işçileri için Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve en son sona erecek olan toplu iş sözleşmesinin sona ermesiyle birlikte 4 üncü maddeye uygun şekilde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilir.'
Belirtmek gerekir ki 'Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve en son sona erecek olan toplu iş sözleşmesinin' son bulacağı tarih 31/10/2020 tarihidir. Bu tarih itibariyle farklı işkolunda yeni tescil edilen işyerlerinden bildirilen işçiler de, asıl işverenin mevcut işyerlerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilecektir.
Kanun koyucunun belirtilen bu ayrıksı düzenlemelerdeki amacı, farklı işkolunda tescilli alt işveren işçilerinin sürekli işçi kadrolarına geçişi ile birlikte, işkolu değişikliği sebebiyle sendika üyeliklerinin düşmesini engellemek ve yine bu suretle sendikaların ani üye kaybını engellemek olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim bu hususlar madde gerekçesinde ifade edilmiştir.
Diğer taraftan 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrolarına geçişi yapılan alt işveren işçilerinin mali ve sosyal haklarının belirlenmesine dair de ayrıntılı düzenlemeler sevk edilmiştir.
696 sayılı KHK’nın yukarıda belirtilen 127 nci maddesinin altıncı fıkrasında mevcut işyerinden bildirilecek işçiler ile farklı işkolunda yeni tescil edilen işyerlerinden bildirilen işçiler bakımından farklı düzenlemeler yapılmış ise de, maddenin amacı 31/10/2020 tarihine kadar sürecek geçiş döneminde, sürekli işçi kadrolarına geçişi yapılan tüm alt işveren işçilerinin aynı mali ve sosyal haklara sahip olmasını temin etmektir.
Bu noktada, 696 sayılı KHK’nın 127 nci maddesinin altıncı fıkrasının son cümlesinde kanun koyucu tarafından yetki başvurusuna dair yapılan özel düzenlemenin dikkate alınması gerektiği hususu belirtilmelidir. Hükme göre 'Bu madde kapsamındaki idarelerde; 6356 sayılı Kanunun geçici 7 nci maddesinde belirtilen mevcut işyerleri bakımından anılan Kanuna uygun olarak yetki başvurusunda bulunulabilir, ancak geçişi yapılan işçiler için yeni tescil edilen işyerlerinde, geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin sona erme tarihinden sonra yetki başvurusunda bulunulabilir.'
Kanun koyucu söz konusu düzenleme ile açık bir şekilde mevcut işyeri bakımından 6356 sayılı STİSK hükümlerine uygun olarak yetki başvurusunda bulunulabileceğini ortaya koymuştur. Burada şu hususu ifade etmek gerekir ki, esasen mevcut işyerleri bakımından mevzuatta öngörülen bir yasak bulunmadığından, yetki başvurusunda bulunulabileceği tabiidir. Bu cümleden olarak, kanun koyucunun yaptığı bu özel düzenlemenin amacının mevcut işyerleri bakımından 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrolarına geçişi yapılan ve mevcut işyerinden bildirilen işçilerin dikkate alınması gerektiği hususu olduğu sarihtir. Buna göre, 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrolarına geçişi yapılan ve mevcut işyerinden bildirilen işçiler de yetki tespitinde dikkate alınacaktır.
Kanun koyucunun istisnai düzenleme sevk ettiği husus, farklı işkolundan yeni tescil edilen işyerleri bakımından yetki başvurusunun yapılması durumudur. Maddeye göre yeni tescil edilen işyerlerinde 31/10/2020 tarihinden önce yetki başvurusu yapılamayacaktır. Zaten bu tarih itibariyle de, bu işçiler de mevcut işyerinden bildirilecektir. ...”
3. Değerlendirme
1. İnceleme konusu davada davacı Sendika tarafından ... ve bağlı İl Müdürlüklerinden ... işkolunda yer alan işyerlerinde toplu iş sözleşmesi imzalamak üzere yetki başvurusunda bulunulduğu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının dava konusu 04.03.2020 tarihli ve 624206 sayılı yetki tespiti ile "...söz konusu işyerinde sadece taşeron kapsamında çalışırken, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında kadroya alınan işçiler çalıştığından, söz konusu KHK hükümleri gereğince ilgi yetki tespiti başvurularınız hakkında Bakanlığımızca yapılacak işlem bulunmamaktadır..." şeklinde başvurunun olumsuz sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır.
2. Dairemiz bozma ilâmı ile; davacı Sendikanın, başvuru konusu işyerlerinde 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçişi yapılan işçiler haricinde İŞKUR aracılığı ile istihdam edilen yeni işçiler çalıştığı için yetki tespitinin yapılması gerektiğini ileri sürdüğü, davalıların bu iddiayı kabul etmediği, bu çerçevede İlk Derece Mahkemesince yukarıda belirtilen gerekçe ile davanın kabul edildiği görülmekte ise de yapılan araştırmanın eksik olup hüküm kurmaya yeterli bulunmadığı gerekçesiyle araştırılması gereken hususlar belirtilmiş ise de Mahkemece uyulan bozma ilâmının gereği yerine getirilmemiştir. Bu sebeple öncelikle bozma ilâmında belirtilen hususlar araştırılmalı, tespit edilen olgular denetime elverişli şekilde ortaya konulmalı, yetki tespitine esas alınan işçilerin hangi kapsamda istihdam edildiği belirlenmelidir.
3. Ayrıca bozma ilâmında belirtildiği üzere; İŞKUR tarafından ibraz edilen ve ... işyerlerinde 02.04.2018 tarihinden sonra işe giren işçilere ilişkin CD içerisinde yer alan kayıtlar ile yetki tespitine esas alınan işçi listeleri karşılaştırılmadan ve sonuçlar denetime elverişli şekilde ortaya konulmadan hüküm kurulduğundan, yetki tespitine esas alınan işçilerin 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrolarına geçişi yapılan işçilerden olup olmadığı anlaşılamamaktadır.
Bu konuda bir örnek vermek gerekirse ... Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü işyerinde yetki tespitine esas alınan 20 işçi ile İŞKUR aracılığı ile istihdam edilen yeni işçilerin listesi örtüşmemektedir. ... Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü işyeri bakımından da aynı durumun geçerli olduğu görülmektedir.
4. Yukarıda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere 696 sayılı KHK'dan önce asıl işveren işyerine göre farklı işkolunda yer alan alt işveren işyeri işçilerinin sürekli işçi kadrolarına geçişi farklı işkolunda yeni tescil edilecek işyerinde gerçekleştirilecektir. Bu nitelikteki işyerleri bakımından ise 31.10.2020 tarihine kadar yetki başvurusu yasağı bulunmaktadır. Bu itibarla İlk Derece Mahkemesince, yetki tespitine konu işyerlerinin farklı işkolunda yeni tescil edilen işyerlerinden olup olmadığı ile yetki tespitine esas alınan işçilerin 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrolarına geçişi yapılan işçilerden olup olmadığı hususu duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir.
5. Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında, yetki tespitine esas alınan işçilerin 696 sayılı KHK yürürlüğe girmeden önce çalıştıkları işyerleri tespit edilmeli, İlk Derece Mahkemesince ... ile Gençlik ve Spor Bakanlığından ilgili tüm kayıtlar getirtilerek yetki tespitine esas alınan işyerlerinin 696 sayılı KHK kapsamında farklı işkolunda yeni tescil edilen işyerlerinden olup olmadığı belirlenmelidir. Yeni tescil edilen işyerlerinin mevcut olması durumunda 696 sayılı KHK'dan önceki dönemde alt işveren işyerine ilişkin sicil bilgileri ve kayıtlar getirtilmeli, yetki tespitine esas alınan işçilerin 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçişi yapılan işçilerden olup olmadığı tespit edilmeli, işverenin 696 sayılı KHK yürürlüğe girmeden önceki mevcut işyerlerine ilişkin bilgi ve belgeler getirtilmeli, bu suretle işyerlerinin ve işçilerin hukuki durumları somut olarak duraksamaya yer vermeyecek ve denetime elverişli şekilde belirlenmeli, bu doğrultuda değerlendirme yapıldıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile verilen karar isabetsizdir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
03.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.