Logo

9. Hukuk Dairesi2024/11046 E. 2024/12698 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı işçinin davacı bankaya olan borcunun miktarı ve davacı bankanın icra inkar tazminatı talebinin olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesi kararında tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla hüküm kurulması gerektiği gözetilmediğinin bozma sebebi olduğunun ancak bu eksikliğin Yargıtay tarafından giderilebileceğinin değerlendirilmesi suretiyle, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2024/211 E., 2024/482 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen itirazın iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının üçüncü kez bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraflar vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı işçinin müvekkili Bankanın Tepecik Şubesinde çalışmakta iken yaptığı suistimal nitelikli işlemler nedeniyle meydana gelen zararının tahsilini teminen, davacı Banka lehine davalıya ve davalının eşine ait taşınır ve taşınmazlar üzerinde tesis edilen ipotek ve rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yasal takip başlatıldığını, söz konusu yasal takip dosyasından davalıya ödeme emri tebliği sonrası davalı tarafından borca itiraz edildiğini ve icra takibinin durdurulduğunu, yapılan itirazın haksız ve kötüniyetli olduğunu, davacı tarafından davalı işçinin suistimal nitelikli işlemleri nedeniyle yapılan ödemelerin belli olduğunu, ayrıca davalı hakkında yaptıkları suç duyurusu üzerine İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/323 Esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını ve yargılamanın devam ettiğini, yargılama sürecinde alınan bilirkişi raporunda müvekkili Bankanın zarara uğradığı ve zararın meblağının belirlendiğini, kaldı ki davalının eylemine ilişkin inkârının bulunmadığını, davalının araçlarını ve taşınmaz mallarını müvekkili Banka yararına rehin ve ipotek vermiş olmasının ve bir kısım malını satarak müvekkili Bankaya ödemede bulunmuş olmasının bu durumu açıkça gösterdiğini ileri sürerek itirazın iptali ile %40'dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı, davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 02.07.2018 tarihli ve 2010/333 Esas, 2018/217 Karar sayılı kararı ile; davacı Bankanın tacir olduğu ve her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmekle yükümlü olduğu, davacının uzun vadede hisse senetlerinde düşme riskinin olduğunu göz önüne alarak tedbirli davranması ve hisse senetlerini bloke hesapta hisse senedi olarak bekletmemesi gerektiğini bilmesi gerektiği, bu nedenle hisse senetlerinin bloke edildiği tarihteki değeri olan 359.120,00 TL dikkate alınarak tarafların borç alacak durumunun belirlendiği, itirazın iptali davalarında tarafların borç ve alacak durumlarının takip tarihi itibarıyla dikkate alınması gerektiği, işbu davaya konu icra takibinin 16.06.2009 tarihinde yapıldığı, bu tarih itibarıyla davalının davacı Bankaya 135.043,31 TL asıl alacak ve 18.903,95 TL yasal faiz olmak üzere toplam 153.947,26 TL borçlu olduğu, davalının suistimalinden kaynaklı borcunun likit olduğu ve davacının icra inkar tazminatını hak ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 24.12.2020 tarihli ve 2018/2137 Esas, 2020/1512 Karar sayılı kararı ile; itirazın iptali davasında tarafların borç ve alacak durumlarının takip tarihi itibarıyla değerlendirilebileceği, denetlemeye elverişli dosya kapsamına uygun bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporlarda da takip tarihi itibarıyla davacının alacağının likit olarak hesaplandığı, İlk Derece Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 25.05.2021 tarihli ve 2021/3119 Esas, 2021/9514 Karar sayılı kararı ile; davacının tüm davalının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, davacı Banka tarafından 25.07.2011 tarihli yazı ekinde davalı işçinin kendisine yapmış olduğu geri ödemeleri gösterir tablo ibraz edildiği, söz konusu tabloya göre davalı işçi tarafından davacıya hükme esas alınan 03.05.2018 tarihli ek bilirkişi raporunda kabul edilen miktarların dışında bir kısım ödemeler yapıldığı, davalı tarafından icra takip tarihi olan 16.06.2009 tarihi ile 25.07.2011 tarihli yazı ekinde gösterilen ödemeler değerlendirilmeksizin karar verilmesinin isabetli olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 18.10.2022 tarihli ve 2021/405 Esas, 2022/780 Karar sayılı kararı ile; bozma sonrası alınan ek raporda bozma kapsamı dışında kalan hususlarda değerlendirme yapıldığı ve ulaşılan borç tutarının ödemelerin tespitine rağmen fazla çıktığının görüldüğü, bozmanın mahiyetinin davacıya başkaca yapılan ödemelerin tespit ile değerlendirmeye alınmasına ilişkin olduğu, bu nedenle bozma öncesi hükümde esas alınan 03.08.2018 tarihli ek rapora göre karar verildiği, resen yapılan değerlendirmede; ceza dosyasındaki raporda belirtilen ve davalının kabulünde olan takip öncesi ile takip tarihinden dava tarihine kadar olan dönem gözetildiğinde davalı tarafından yapılan ödemenin kısmen kabulüne karar verilen tutarın üzerinde kaldığı, davacının itirazın iptaline yönelik dava açmasında hukuki yararı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 24.01.2023 tarihli ve 2022/17315 Esas, 2023/1262 Karar sayılı kararı ile; davacı Bankaya icra takip tarihine kadar bloke hisse senedi miktarı ile satılan yazlık bedeli dışında 23 kalem ödeme yapıldığı, söz konusu ödemenin toplamı 87.226,32 TL olduğu hâlde 03.05.2018 tarihli ek bilirkişi raporunda bloke hisse senedi miktarı ile satılan yazlık bedeli dışında 6 kalemde toplam 66.941,93 TL ödeme yapıldığının kabul edilmesinin hatalı olduğu, İlk Derece Mahkemesince 03.05.2018 tarihli ek bilirkişi raporunda değerlendirilmeyen toplam 20.284,39 TL ödemenin mahsubuna yönelik hesap raporu alınarak belirlenecek asıl alacak ve faiz üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. İlk Derece Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 19.10.2023 tarihli ve 2023/115 Esas, 2023/665 Karar ile; bozma ilâmında belirtildiği şekilde hesap yapılması için ek rapor alındığı, ancak hazırlanan raporun dosya kapsamı ile uyumlu olmadığı ve bozma ilâmının gereklerini karşılamadığı, dosyanın geldiği aşama itibarıyla resen değerlendirme yapıldığı, 03.05.2018 tarihli ek raporda belirtilen zimmet tutarının 711.105,24 TL olduğu, davalı tarafından davacıya 662.407,25 TL (359.120,00 TL + 150.000,00 TL + 64.298,98 TL +88.988,27 TL olmak üzere) ödeme yapıldığı, zimmet tutarı ve ödeme miktarına göre 48.697,99 TL asıl alacak tespit edildiği, 03.09.2022 tarihli ve 15.06.2023 tarihli raporlara göre ödemeler dolayısıyla 12.147,95 TL faiz alacağı tespit edildiği, davalının davacı Bankaya 48.697,99 TL asıl alacak ve 12.147,95 TL yasal faiz olmak üzere toplam 60.845,94 TL borçlu olduğu ve davacının icra inkar tazminatını hak ettiği gerekçesiyle itirazın kısmen iptaline karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 05.02.2024 tarihli ve 2023/20393 Esas, 2024/1524 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece 03.05.2018 tarihli ek bilirkişi raporunda değerlendirilmeyen ödemeler gözetilerek açıklandığı şekilde 114.758,92 TL asıl alacak ve 13.578,98 TL faiz üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken hükmüne uyulan bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğuna aykırı olacak şekilde karar verilmesinin isabetli olmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

F. İlk Derece Mahkemesince Üçüncü Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının uzun vadede hisse senetlerinde düşme riskinin olduğunu göz önüne alarak tedbirli davranması ve hisse senetlerini bloke hesapta hisse senedi olarak bekletmemesi gerektiğini bilmesi gerektiği, bu nedenle hisse senetlerinin bloke edildiği tarihteki değeri olan 359.120,00 TL dikkate alınarak tarafların borç alacak durumunun belirlendiği, itirazın iptali davalarında tarafların borç ve alacak durumlarının takip tarihi itibarıyla dikkate alınması gerektiği, işbu davaya konu icra takibinin 16.06.2009 tarihinde yapıldığı, davalının davacı Bankaya 114.758,92 TL asıl alacak ve 13.578,98 TL yasal faiz olmak üzere toplam 128.337,90 TL borçlu olduğu, davalının suistimalinden kaynaklı borcunun likit olduğu ve davacının icra inkar tazminatını hak ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; hisse senetlerinin paraya çevrilmesinde esas alınan tarihin hatalı olduğunu, mükerrer ödemeler dâhil edilerek hesaplama yapıldığını ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; davacı Bankanın tüm zararlarının karşılandığını, bu nedenle İlk Derece Mahkemesi kararının hatalı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalıdan yapılan tahsilat ile davacının alacaklı olduğu miktara ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraflar vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin 02.07.2018 tarihli ve 2010/333 Esas, 2018/217 Karar sayılı kararında "verilen kararın tahsilde tekerrür oluşturmamak" kaydı verildiği belirtilmiştir. Mahkemece bozma sonrası kararda tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozma sebebidir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Tarafların İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasında yer alan “DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE” ibaresinden sonra “ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.