"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince ikinci bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkette 01.08.1984-22.07.2016 tarihleri arasında çalıştığını, sigortasının en son ... işletmeleri AŞ çalışanı olarak gösterildiğini, FETÖ soruşturması kapsamında davalı Şirket ve bağlı şirketlere kayyum atandığını, bir süre kayyuma bağlı çalıştığını, 15.07.2016 darbe girişimi ile birçok şirketin Kanun Hükmünde Kararname kapsamında kapatıldığını, son aya ilişkin ücret alacakları da ödenmeden işten çıkartıldığını, fazla çalışma yaptığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, yıllık izin kullanmadığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı Şirket hakkında FETÖ soruşturması yapılarak Şirketin olağanüstü hâl kapsamında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna (TMSF) devredildiğini, Şirkete kayyum atandığını, işyerinin TMSF tarafından atanan kayyum Yönetim Kurulunca yönetildiğini, davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, davacının davalı Şirkette çalışmasının olmadığını, davacının ... İşletmeleri AŞ çalışanı olduğunu, davanın bu Şirkete karşı açılması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 19.11.2021 tarihli kararıyla; dava dışı ... İşletmeleri AŞ'nin ... Holding bünyesindeki şirketlerden biri olduğu davalının da kabulünde olup bu hususun tek başına ... Holding AŞ'yi davacının alacaklarından sorumlu tutmak için yeterli olmadığı, Şirketlerin aynı Holding bünyesinde bulunmasının, birinin asıl işveren olduğu işte diğerlerini de asıl ya da alt işveren konumuna getirmeyeceği, bunun dışında davacı tarafından birlikte istihdam, geçici iş ilişkisi, işyeri devri, iş sözleşmesi devri ya da muvazaa veya tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasını gerektiren başka durumların da iddia edilmediği, tüm bu nedenlerle davacının dava dışı ... İşletmeleri AŞ işçisi olduğu ve davalı ... Holding AŞ'ye sorumluluk atfedilemeyeceği gerekçesiyle davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesinin 12.04.2022 tarihli kararıyla; davacının, dava dışı ... İşletmeleri AŞ nezdinde sigortalı olarak çalıştığı, dava dışı Şirketin ... Holding bünyesindeki şirketlerden biri olduğu ancak bu husususun tek başına davalı Şirketi davacının işçilik alacaklarından sorumlu tutmak için yeterli olmadığı, şirketlerin aynı holding bünyesinde bulunmasının, birinin asıl işveren olduğu işte diğerlerini de asıl ya da alt işveren konumuna getirmeyeceği, bunun dışında davacı tarafından birlikte istihdam, geçici iş ilişkisi, işyeri devri, iş sözleşmesi devri ya da muvazaa veya tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasını gerektiren başka durumların da kanıtlanamadığı, davacının dava dışı Şirketin işçisi olduğu ve davalı Şirkete sorumluluk atfedilemeyeceği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 08.06.2022 tarihli kararı ile; davalı ile dava dışı ... İşletmeleri AŞ arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı hususunun eksik araştırıldığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 10.11.2023 tarihli kararı ile; bozma kararında belirtilen eksikliklerin tamamlanıp keşif yapıldığı ve davacı asılın da isticvap edildiği, tanık beyanları, ticaret sicil kayıtları, yapılan keşif ve davacı asılın isticvap beyanı dikkate alındığında, birlikte istihdam ve muvazaa olgusu kabul edilerek tüm alacaklardan davalı Şirketin sorumlu olduğu kanaatine varıldığı, 03.01.2019 havale tarihli bilirkişi kök raporunun hükme esas alındığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 28.03.2024 tarihli ilâmı ile; İlk Derece Mahkemesince tanık beyanları, bozma ilâmından sonra yapılan keşif ve isticvaba dayalı olarak, birlikte istihdam ve muvazaalı ilişki nedeniyle davalı ... Holding AŞ'nin dava konusu alacaklardan sorumlu tutulduğu görülmekteyse de İlk Derece Mahkemesince bozmadan sonra yapılan keşifte, birlikte istihdam ve muvazaaya ilişkin Mahkeme kabulünü destekleyen somut bir tespit veya gerekçe ortaya konulmadığı gibi salt davacı isticvabı ile yapılan açıklamaların da ispat için yeterli olmadığı, yine yargılamada davacı vekilinin yazılı açıklaması ile davacı ve tanık anlatımlarından, birlikte istihdama ilişkin kabulün dosya içeriğine uygun olmadığı, davacının ... Holding AŞ'de birlikte istihdam edildiğine yahut davalı ... Holding AŞ'nin davacının alacaklarından sorumluluğunu gerektirir bir başka hukuki ilişkinin varlığına dair dosyada delil bulunmadığından, davalı ... Holding AŞ hakkında açılan davanın ispat yokluğu nedeniyle husumetten reddi gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. İlk Derece Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılamada, davalı ve dava dışı ... İşletmeleri AŞ arasında birlikte istihdam, geçici iş ilişkisi, işyeri devri, muvazaa veya tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasını gerektiren bir durum olmadığı, davacının dava dışı ... İşletmeleri AŞ işçisi olduğu, davalı ... Holding AŞ'ye sorumluluk atfedilemeyeceği gerekçesiyle davalı ... Holding AŞ hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; husumetten ret kararının hatalı olduğunu, alacaklardan davalının sorumlu olduğunu, dava dışı ... İşletmeleri AŞ ile davalı arasında organik bağ ve birlikte istihdam durumu bulunduğunu, husumetten ret kararı doğru ise husumetin kime yöneltileceğinin tespiti gerektiğini, dava dışı alt işverenler arasında devir hükümlerinin söz konusu olduğunu, zira davacının ... Holdingde çalışırken sigortasının bu gruba bağlı ... İşletmeleri AŞ üzerinden gösterildiğini, en son sigortasının yine dava dışı ... İşletmeleri AŞ üzerinden gösterildiğini, organik bağ ve devir hükümleri açık olup davacının alacaklarının davalıdan ve davalının yönetim işini üstlenen TMSF'den tahsili ile davanın kabulü gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu talep ve alacaklardan davalınınan sorumlu olup olmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 19 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.