"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 26.11.2024 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı vekili Avukat ... geldi. Davalılar adına kimse gelmedi.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılardan ...’ün kredilerden sorumlu genel müdür yardımcısı olarak, ...’nun krediler müdürü ve ...’ün de şube müdürü olarak müvekkili Bankada görev yaptıkları sırada, .... San. ve Tic. Ltd. Şti. ve diğer grup firmalarına kullandırdıkları usulsüz ve mevzuata aykırı krediler sebebiyle müvekkili bankanın zarara uğramasına sebep olduklarını, davalılardan ...’ün görev yaptığı dönemde firma kredilerini sürekli açılan diğer kredilerle finanse eden ve istihbarat raporları, teftiş raporları ve krediler müdürlüğü yazılarında firma hakkında belirtilen olumsuzluklara ve söz konusu yazılarında verilen ihtiyatlı çalışılması ve tasfiye talimatlarına rağmen, firmaya yeni krediler açılması, yenilenmesi ve kredilerin sürekli temdit edilmesi talebinde bulunarak bankayı zarara uğrattığı, ...’nun ise krediler müdürü olarak firmaların belirtilen olumsuzluklarına rağmen, şube taleplerine onay verdiğini, firmanın risk doğurucu işlemlerine ilişkin olarak önlem almadığını ve banka zararına bu şekilde katkıda bulunduğunu belirterek banka zararının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 09.04.2013 tarihli ve 2002/647 Esas, 2013/187 Karar sayılı kararı ile; yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davalı ... yönünden işvereni zarara uğrattığının ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine diğer davalılar bakımından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... ile davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 19.11.2014 tarihli ve 2013/21682 Esas, 2014/32531 Karar sayılı ilâmı ile; 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun (5411 sayılı Kanun) 142 nci maddesi gereğince resmî kurum ve kuruluşlarda görev yapan dava konusu işte uzman üç kişilik bilirkişi heyetine inceleme yaptırılması, dava dosyasındaki bilgi ve belgeler dikkate alınarak, davalıların kusurlarının olup olmadığı, varsa derecesinin açıkça saptanması ve sonucuna göre tüm deliller yeniden değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkemece verilen kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalılar tarafından yapılan işlemlerin Yönetim Kurulu'nca kredi tahsis kararlarında belirtilen şartlara veya Bankanın yazılı kredi politika ve prosedürlerine aykırı olduğuna, hangi ... ve işlemleri ile Banka zararına neden olduklarına ilişkin olarak somut bilgi ve belge sunulamadığı, bu nedenlerle davalıların uyuşmazlığa konu kullandırılan kredilerde, ilgili olduğu dönemde yürürlükteki ilgili mevzuat ile bankacılık ilke ve teamüllerine aykırı davranmadıkları, banka çalışanlarının özen borcunu ihlal eden fiil ve eylemlerinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; otorize bir kredinin tahsis ve kullandırılmasında hizmet veren 3 birimin de (kredi komitesi, krediler müdürlüğü teşkilatı ve şube) müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, davalıların müşterek çalışma süreleri dahilinde büyük kredilerin kullandırıldığını, müştereken görevlerini yerine getirirken talimatlara uyarak davranmadıklarını, kredilerin tasfiye sürecinde yeniden kredi tahsisi suretiyle firma ödemelerinin sağlandığını, bu şekilde kredi tahsis, yenileme, temdit kararlarında basiretli davranmadıklarını, Banka müfettiş tembihnamesi ve istihbarat raporlarını nazara almadıklarını, özen borcunu yerine getirmediklerininı, tek başına değerlendirildiğinde, likidite sorunu olan herhangi bir şirkete kredi açılması ilkesel olarak davalılar açısından bir kusur teşkil etmeyebilir ise de, tahsis edilen kredinin tahsis tarihindeki miktarları, şirketin kredi değerliliği, alınan teminatların geçerliliği ve güvenirliliği gibi hususlar da nazara alınarak davalıların dava konusu kredilerin tahsis tarihinde bankacılık mevzuatı ve özelikle davacı bankanın iç mevzuat hükümlerine uygun davranıp davranmadıkları açıkça ve denetime elverişli bir şekilde değerlendirilip tartışılmaksızın bu yönden yetersiz bilirkişi raporundan hareketle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, Mahkemece, davalılar yararına maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu işveren zararından davalı işçinin sorumluluğunun bulunup bulunmadığına, varsa sorumluluğunun miktarı ve davalılar lehine hükmedilen vekâlet ücretine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. 5411 sayılı Kanun'un 133 ve 142 nci maddeleri ile ilgili diğer maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 400 üncü maddesi, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri.
3. Değerlendirme
1. Mahkemece bozma ilâmı sonrasında 5411 sayılı Kanun'un 142 nci maddesi gereğince bilirkişi heyetini oluşturmak için ilgili kurum ve kuruluşlara müzekkere yazıldığı, ...AŞ Hukuk Müdürlüğü cevabi yazısında "Bankamız sadece ihracat kredilerine yönelik faaliyet gösteren bir ihracat kredi kuruluşu olduğundan, personelin piyasada uygulanan kredilere yönelik uygulama tecrübesi sınırlıdır." şeklinde belirterek üç kişilik bilirkişi listesi gönderdiği, bu bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan raporda ise dosya kapsamında bulunun bilirkişi raporları, idari soruşturma raporları ile iddiaların detaylı şekilde irdelenmediği ve bu nedenle raporun yetersiz olduğu anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca Mahkemece Sayıştay Başkanlığından dava konusu uyuşmazlıkta uzman kişiler sorularak oluşturulacak bilirkişi heyetinden rapor alınmak suretiyle yeniden değerlendirme yapılması gerekli iken yazılı gerekçe ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
2. Kabule göre de 5411 sayılı Kanun'un “Bu madde kapsamında açılan veya açılacak davalar ile kanunî halef sıfatıyla takip edilen davalarda, lehine hükmedilen tarafa vekâlet ücreti maktu olarak belirlenir.” şeklindeki 133/son maddesi uyarınca davalılar lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekli iken nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi hatalıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Davacı yararına takdir edilen 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
26.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.