Logo

9. Hukuk Dairesi2024/12979 E. 2024/15240 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçiye, kadroya geçiş aşamasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde kararlaştırılan "asgari ücretin %22 fazlası" ücret hükmünün, toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlenen ücretten daha yüksek olması nedeniyle aradaki farkın ödenip ödenmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçilerle işveren arasında imzalanan iş sözleşmelerinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine ilişkin hükümlerin ileriye etkili olduğu, bu nedenle davalı idarenin davacı işçiye, iş sözleşmesinde kararlaştırılan "asgari ücretin %22 fazlası" üzerinden ücret ödemesi gerektiği, davalı lehine hükmedilen vekâlet ücreti miktarının ve yargılama giderlerine ilişkin hataların düzeltilmesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 7. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddi ile incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı nezdinde hizmet alım ihalesiyle iş alan alt işveren şirketlerin işçisi olarak çalışmaktayken 01.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (696 sayılı KHK) ilgili hükümleri gereğince ... Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığında sürekli işçi kadrosuna geçiş yaptığını ve hâlen bu Kurum bünyesinde kadrolu işçi olarak çalıştığını, kadroya geçtikten sonra aynı işi yapmaya devam ettiğini, kadroya geçmeden önceki ücretinin asgari ücretin %22 fazlası olduğunu, davalı İdare ile davacı arasında belirli süreli iş sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmede de ücretinin asgari ücretin %22 fazlası olarak belirlendiğini, davalı işverenin 01.01.2019 tarihinden itibaren davacının ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarını eksik ödeyerek kazanılmış hak ilkesine de aykırı hareket ettiğini ileri sürerek ücret, ilave tediye ve ikramiye fark alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını ve zamanaşımı def''inde bulunduklarını, müvekkili İdarede toplu iş sözleşmesi uygulandığını, ihale şartnamesi kapsamında davacının başlangıçta asgari ücretin %22 fazlası ücret aldığını, toplu iş sözleşmesi imzalandıktan sonra asgari ücret ile ilgili bağı kalmayan davacının %22 oranında fazla ücret talep etme hakkının da ortadan kalktığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının kadroya geçirildiği 01.04.2018 tarihine kadar ücretinin asgari ücretin %22 fazlası olarak belirlendiği ve ödendiği, davalı Kuruma geçişle birlikte bu ödemenin devam ettiği, 2019 yılından itibaren ise söz konusu oran dikkate alınmaksızın toplu iş sözleşmesi ile belirlenen sözleşme oranında zam yapıldığı, oysa kadroya geçiş sırasında taraflar arasında imzalanan 02.04.2018 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinde davacıya sözleşme süresince her ay asgari ücretin %22 fazlasıyla ödeme yapılacağının kararlaştırıldığı, asgari ücret değiştikçe söz konusu ücret iş sözleşmesinde yazılı oran uygulanmak suretiyle ücretin belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle bilirkişi raporundaki hesaplama doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; müvekkili İdarede toplu iş sözleşmesi uygulandığını, 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının ücretinin 31.10.2020 tarihine kadar 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (375 sayılı KHK) geçici 23 üncü maddesi gereğince Yüksek Hakem Kurulu tarafından bağıtlanan toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre, 01.11.2020 tarihinden itibaren ise İçişleri Bakanlığına Bağlı Yatırım İzleme ve Koordinasyon Dairesi Başkanlıkları ve Bağlı İşyerleri İçin Türk Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (...) ile ...f, Eğitim, Ticaret ve Büro İşçileri Sendikası (.... Sendikası) arasında imzalanan 15.07.2019-14.07.2021 yürürlük tarihli 2. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'ne göre ödendiğini, Kurum tarafından yapılan ödemelerin usul ve kanuna uygun olduğunu, davacı ile yapılan bireysel iş sözleşmesindeki asgari ücretin %22 fazlasına ilişkin ücret hükmünün yalnızca kadroya geçiş anındaki ücretin tespitine ilişkin olduğunu, ücret politikasının hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı işçinin kadroya geçişi aşamasında imzalanan ve dosyaya ibraz olunan 02.04.2018 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinin "Ücret" başlıklı 9 uncu maddesindeki "İşçiye yapılacak ödemelere ilişkin hesap dönemi, her ayın 15'i ile bir sonraki ayın 14. günüdür. İş bu sözleşme süresince işçiye her ay 30 günlük asgari ücretin %22 fazlası üzerinden ödeme yapılır." şeklindeki düzenleme ile davacıya temel ücret olarak asgari ücretin %22 fazlasının ödeneceğinin açıkça kararlaştırıldığı, kadroya geçiş aşamasında işverenle imzalanan iş sözleşmesinde ücretin her ay için ileriye etkili şekilde asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceği kararlaştırılmışsa sözü edilen kuralın her asgari ücret artış dönemi için işvereni bağlayacağı, davacının ücretinin 01.01.2019 tarihinden itibaren anılan sözleşme hükmünün uygulanmaması nedeniyle eksik ödendiği, dosya içinde bulunan bilirkişi raporunda taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesi hükümlerine göre asgari ücretin %22 fazlasının belirlendiği ve uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre %4 oranında zam yapılarak alacakların hesaplandığı, 2021 yılı bakımından tespit edilen ücretin miktarında ise istinaf edenin sıfatı dikkate alındığında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı; ancak arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra hüküm altına alınan ücret farkı, ikramiye farkı, ilave tediye farkı alacakları bakımından arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden bu dönem yönünden ilgili alacakların usulden reddine karar verilmesi gerekirken hüküm altına alınmasının hatalı olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesindeki gerekçelerine ilaveten hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, alacaklara hükmedilen faizin oranının ve başlangıç tarihinin de yerinde olmadığını ve davalı Kurum lehine belirlenen vekâlet ücreti miktarının da isabetli olmadığını ileri sürerek ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçiye kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ödenmesi gereken ücretin tespiti ile talep edilen fark alacaklara hak kazanıp kazanmadığı, davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin miktarı ve harca ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun (7036 sayılı Kanun) 3 üncü maddesi.

3. 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu İş Sözleşmesi Hükümleri'nin ilgili bölümü şöyledir:

"...

375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 23. maddesinin altıncı fıkrasında; geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin, anılan madde kapsamında yer alan idarelerce sürekli işçi kadrolarına geçirilen işçilerin ücreti ile diğer mali ve sosyal haklarının belirlenmesinde esas alınacağı düzenlemiştir. Geçiş işlemleri tamamlanan işçilere idarelerce uygulanmak üzere, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve 31.10.2020 tarihine kadar uygulanacak olan toplu iş sözleşmesinin ücret, mali ve sosyal haklara ilişkin hükümleri aşağıda yer almaktadır.

ÜCRET ZAMMI:

...

01.07.2018- 31.12.2018 tarihleri arası ücret zammı:

İşçilerin 30.06.2018 tarihinde almakta olduklan günlük çıplak ücretlerine 01.07.2018 tarihinden itibaren %4 (yüzde dört) oranında zam yapılmıştır.

01.01.2019- 30.06.2019 tarihleri arası ücret zammı:

İşçilerin 01.01.2019 tarihinde almakta oldukları günlük çıplak ücretlerine aynı tarihten itibaren %4 (yüzde dört) oranında zam yapılmıştır.

01.07.2019- 31.12.2019 tarihleri arası ücret zammı:

İşçilerin 30.06.2019 tarihinde almakta olduklan günlük çıplak ücretlerine 01.07.2019 tarihinden itibaren %4 (yüzde dört) oranında zam yapılmıştır.

01.01.2020-30.06.2020 tarihleri arası ücret zammı:

İşçilerin 01.01.2020 tarihinde atmakta oldukları günlük çıplak ücretlerine aynı tarihten itibaren %4 (yüzde dört) oranında zam yapılmıştır.

01.07.2020- 31.10.2020 tarihleri arası ücret zammı:

İşçilerin 30.06.2020 tarihinde almakta oldukları günlük çıplak ücretlerine 01.07.2020 tarihinden itibaren %4 (yüzde dört) oranında zam yapılmıştır. ..."

4. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı ilâmında şu şekilde açıklanmıştır:

"...

3. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir."

5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (AAÜT) 7 nci maddesinin ikinci fıkrası şu şekildedir:

"...

(2) Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur.

..."

Aynı Tarife'nin 13 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ise şöyledir:

"(1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.

(2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.

..."

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf edenin sıfatı da gözetilerek son tutanak tarihini aşan fark alacakların dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddi gerekirken hüküm altına alınmasının hatalı olduğu gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılıp yeniden esas hakkında hüküm kurulması yerinde olmuştur. Ancak davalı tarafın yargı harçlarından istisna veya muafiyeti bulunmamasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesince davalı tarafın harçtan muaf olduğu gerekçesiyle yargılama harçlarından sorumlu tutulmaması hatalıdır.

3. Diğer yandan, Bölge Adliye Mahkemesince dava şartı yokluğu nedeni ile reddedilen miktarlar bakımından davalı lehine hükmedilen vekâlet ücreti miktarı belirlenirken karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 7 nci maddesinin ikinci fıkrası ile 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının esas alındığı anlaşılmaktadır. Ancak karar tarihinde yürürülükte bulunan AAÜT'nin 7 nci maddesinin ikinci fıkrası, davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi hâllerine ilişkindir. Somut uyuşmazlık bakımından ise Bölge Adliye Mahkemesince kısmen ret kararı verilen miktarlar, 7036 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesi uyarınca dava şartı olan arabuluculuk şartının yerine getirilmemesinden kaynaklanmaktadır. Buna göre, davalı lehine hükmedilecek vekâlet ücretinin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 13 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası hükümleri dikkate alınarak belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de hatalı olmuştur.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (6) numaralı bendinde yer alan “6-Davalı kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,” ibaresinin hükümden çıkartılmasına; bu sebeple hüküm fıkrasında oluşan madde numaralarına ilişkin değişikliğin devam eden maddelere sirayet ettirilmesine;

Hüküm fıkrasının (7) numaralı bendinde yer alan "7-Davacı tarafından ilk derece yargılamasında başvurma harcı, peşin harç ve ıslah harcı olarak yatırılan toplam 445,6‬ TL yargılama giderinin talebi halinde davacıya iadesine," ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine "6-492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.171,44 TL karar ve ilâm harcından davacı tarafça başvurma harcı, peşin harç ve ıslah harcı olarak yatırılan toplam 445,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 725,84 TL karar ilâm harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, davacı tarafça yatırılan 445,60 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,""ibaresinin yazılması;

Hüküm fıkrasının (11) numaralı bendinde yer alan "11-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 7/2. ve 13/1 maddesi gereği 317,20 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine," ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine "10-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 13 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca belirlenen 1.982,50 TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine," ibaresinin yazılması;

Hüküm fıkrasının (13) numaralı bendinde yer alan "13-Davalı harçtan muaf olduğundan ve istinaf karar harcı yatırmadığından iadesi hususunda karar verilmesine yer olmadığına," ibaresinin hükümden çıkartılması; bu sebeple hüküm fıkrasında oluşan madde numaralarına ilişkin değişikliğin devam eden maddelere sirayet ettirilmesi suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.