"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1891 E., 2024/2473 K.
DAVA TARİHİ : 24.06.2020
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince temyize cevap dilekçesinde temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 04.02.2025 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ...geldiler.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işverenin yurt dışı şantiyelerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, ücretinin bir kısmının banka aracılığı ile kalan kısmının elden ödendiğini, haftanın 7 günü 07.00-18.00 saatleri arasında çalıştığını, iş yoğunluğuna göre 18.00'den aşağı olmamak üzere saat 23.00’e kadar da çalışmasının olduğunu, yıllık ücretli izinlerinin kullandırılmadığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ile yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iş sözleşmesinin iş bitimi nedeniyle sonlandırıldığını, ihbar öneli kullandırıldığını, ihbar tazminatı hakkı doğmadığını, hiçbir alacağının kalmadığını, davacının imzasını taşıyan ibranamedeki tüm alacaklarının ödendiğini, alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 13.10.2022 tarihli tarihli kararı ile; davacının iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği, yıllık ücretli izin alacağının bulunmadığı, davacının, tanık anlatımlarıyla fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma yaptığını kanıtladığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 13.10.2022 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 22.12.2023 tarihli kararı ile bordro hilesi yapıldığı, davacının aylık ücretinin toplam bordro tahakkuku esas alınarak tespit edilmesinin yerinde olduğu, aynı nedenle imzalı bordrolardaki tahakkuklara itibar edilmeden fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının tanık beyanları esas alınarak belirlenmesinde isabetsizlik olmadığı, kabul edilen çalışma düzeni diğer tanıklar ile dosya arasında bulunan işveren belgeleri ile desteklenmekte olup ispatın salt davacı ile menfaat birliği içinde bulunan tanık beyanına dayalı olmadığı, ibranamenin geçerlilik koşullarını taşımadığı, yabancı parayla ilgili yasal düzenleme ile talebe aykırı şekilde, Türk lirası için öngörülen yasal düzenlemeye dayanarak, yabancı paranın ödeme günündeki Türk lirası karşılığına en yüksek banka mevduat ve yasal mevduat faizi işletilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesinin 22.12.2023 tarihli kararının süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairece, dava şartı olan arabuluculuk faaliyeti yerine getirilmediğinden dava konusu talepler yönünden davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken esasa girilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arabuluculuk son tutanağı usulüne uygun düzenlenmediği gerekçesiyle davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
1. Hangi hususlarda arabuluculuk faaliyeti yürütüldüğüne ilişkin olarak başvuru formunda gerekli tüm bilgilere yer verildiğini, davacının kendisine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini, başvuru formunun düzenlenmesinden sonraki işlemlerde davacıya herhangi bir kusur izafe edilemeyeceğini,
2. Davalı tarafından arabuluculuk tutanaklarında alacak kalemlerinin belirtilmediğine ilişkin herhangi bir itirazda bulunulmadığını ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; dava konusu alacak talepleri bakımından dava şartı olarak arabuluculuk faaliyetinin usulune uygun olarak yürütülüp yürütülmediği noktalarındadır.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı yararına takdir edilen 28.000.00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.