Logo

9. Hukuk Dairesi2024/13459 E. 2025/2016 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının Rusya'da çalıştığı dönemden kaynaklanan işçilik alacakları davasında, uygulanacak hukuk, davanın süresinde açılıp açılmadığı ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretine hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Uyuşmazlığa Rusya hukukunun uygulanması gerektiği, Rusya Federasyonu İş Kanunu'ndaki sürelerin zamanaşımı süresi olduğu ve dava tarihi itibarıyla zamanaşımının gerçekleştiği, ayrıca ilk derece mahkemesince yargılama giderleri ve vekâlet ücreti hususunda hatalı hüküm kurulduğu gözetilerek, bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasına ve ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ile katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verilmiştir.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25.02.2025 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat... geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 15.11.2005-17.06.2019 tarihleri arasında davalı firmanın Rusya’daki şantiyelerinde demirci ustası olarak

net 2.200,00 USD ücretle çalıştığını, ücretlerinin tamamının elden ödendiğini, çalışma saatlerinin 07.00-21.00 arasında olduğunu,

hafta tatillerinde çalışmaya devam ettiğini, dinî bayramların ilk günü ile yılbaşı hariç çalışmasına devam ettiğini, iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiğini ve tazminatlarının ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalıya husumet yönetilemeyeceğini, alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını, proje bazlı çalışan

davacının tazminat talep hakkının olmadığını, uyuşmazlığa Rusya hukukunun uygulanmasının gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının iş sözleşmesinin 17.06.2019 tarihinde son bulduğu, davanın 29.11.2022 tarihinde açıldığı, dava tarihi itibarıyla Rusya Federasyonu İş Kanunu'na göre bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma süresinin dolduğu, Yargıtayın önceki kararların farklı olarak görüş değişikliğine bağlı olarak dosyada yabancı hukukun uygulandığı, bu nedenle davalı taraf lehine vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmediği gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı işçinin 15.11.2005-17.06.2019 tarihleri arasında davalı ... AŞ bünyesinde çalıştığı, davacının 17.06.2019 tarihinde iş sözleşmesinin feshedildiği, dava tarihi (29.11.2022) birlikte nazara alındığında, 03.07.2016 tarihinden sonrasına dayanan (değişiklikten sonraki hâli ile) davacının Rusya’daki çalışma iddiasından kaynaklanan alacak talepleri yönünden Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesi uyarınca 1 yıllık sürenin dava tarihi itibarıyla dolmuş olduğu, dosya kapsamına göre davanın yazılı gerekçeyle usulden reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, Yargıtay (Kapatılan) 22.Hukuk Dairesinin ve Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin önceki görüşüne güvenerek dava açanlar yönünden hukuki güvenlik, hukuki belirlilik, hukuki öngörülebilirlik ilkelerinin ihlaline yol açacağı, benimsenen yeni görüş nedeniyle oluşan durumun davalı lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine yansıtılmaması gerektiği gerekçesiyle tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

a. Davalı tarafça süresinde sunulmayan cevap dilekçesi içeriğinde ve ön inceleme duruşmasında yabancı hukuka dair itirazının bulunmadığını, bu nedenle yabancı hukuk uygulanmasının hatalı olduğunu,

b. Rusya Federasyonu Yüksek Mahkemesi Genel Kurulu kararında yasada belirtilen sürelerin geçerli nedenle kaçırılmasına ilişkin açıklamalarda bulunduğunu, mahkemeye başvurma süresinin kaçırılmasında objektif olarak engelleyen durumlarında dikkate alınması gerektiğini belirttiğini, Rusya hukukundaki zamanaşımı süresinin davacı tarafından bilinmesinin beklenemeyeceğini, objektif nedenlerin varlığının kabul edilmesinin hukuka uygun olacağını,

c. Uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması gerektiğini, kıdem tazminatı kamu düzenine ilişkin olduğundan hesaplamanın Türk hukukuna göre yapılması gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; Yargıtayın görüş değiştirerek verdiği ilk kararını 24.11.2020 tarihinde verdiğini, bu tarihten sonra açılan davalarda ya da ıslah edilen davalarda hukuki güvenlik, hukuki belirlilik, hukuki öngörülebilirlik ve sürpriz karar yasağı ilkelerinden bahsedilemeyeceğini, lehlerine vekâlet ücretinin hüküm altına alınması ve yargılama giderinin haksız çıkan tarafa yüklenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, davanın süresinde açılıp açılmadığı ve yargılama gideri ile vekâlet ücreti noktalarında toplanmaktadır.

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir (..., Milletlerarası Özel Hukuk, ..., 2022, s.315; ..., Türk Milletlerarası Özel Hukuku, ..., 2021, s.127). Buna göre Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanması, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 2 ve 8. maddelerinin bir gereğidir.

Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 392. maddesinde belirtilen sürelerin, Dairemizce daha önce bazı kararlarda hak düşürücü süre olduğu belirtilmişse de yeniden yapılan değerlendirmede bu sürelerin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır. Dava tarihi itibarıyla zamanaşımı süresinin dolduğu ve davalı tarafça da usulüne uygun şekilde zamanaşımı def'inde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de söz konusu sürelerin hak düşürücü süre olarak nitelendirilmesi hatalıdır.

Diğer yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297/2 hükmüne göre hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin karar verilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesince hüküm yerinde davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verildiğinin yazılması da hatalı olmuştur.

3. İlk Derece Mahkemesince Yargıtayın daha önceki görüşüne güvenerek dava açanlar yönünden hukuki güvenlik, hukuki belirlilik, hukuki öngörülebilirlik ilkelerinin ihlaline yol açmamak amacıyla davalı lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiği kabul edilmiştir. Ancak eldeki dava, 29.11.2022 tarihinde açılmış olup dava tarihi dikkate alındığında davacının Dairemizin önceki uygulamasına güvenerek dava açtığından bahsetmek mümkün değildir. Bu hâlde İlk Derece Mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un 326. maddesi dikkate alınarak yargılama giderleri konusunda karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370/2 hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. Davacı tarafın temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan “hak düşürücü süre nedeniyle” ibaresinin çıkartılması,

Hüküm fıkrasının (4) ve (6) numaralı bentlerinin hükümden tamamen çıkartılarak yerlerine,

"4. Davalı tarafça yapılan 551,25 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine," ve "6. Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 4.000,13 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine," ibarelerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacı yararına takdir edilen 28.000,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine, davalı yararına takdir edilen 28.000,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.