Logo

9. Hukuk Dairesi2024/13663 E. 2025/1072 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Dava açılmamış sayılmasına rağmen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Dava açılmamış sayılması üzerine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gözetilerek davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, bu hususun yeniden yargılama gerektirmediğinden ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA TARİHİ : 19.11.2019

İlk Derece Mahkemesince verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Belediye işçisi olarak çalışmakta iken 5747 sayılı Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun gereğince davalı İdareye düz işçi olarak geçişinin yapıldığını, 01.03.2011-28.02.2013 tarihleri arasında yürürlükte olan 14. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nde işçinin yevmiyesinin tespiti hususunda devirle gelinen işyerindeki kıdemin ve devirle gelinen işyerinde aynı statüde çalışan personelin dikkate alınacağının düzenlendiğini, davalı İdare tarafından müvekkilinin yevmiyesi belirlenirken anılan toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre uygulama yapılmadığını, doğrudan davacının geldiği kurumdaki kıdemi esas alınarak yevmiyesinin eksik belirlendiğini, davacının bulunduğu kadroya en yakın emsal işçi esas alınarak yevmiyesinin belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek yevmiye farkından kaynaklanan fark ücret, ilave tediye, ikramiye ve fazla çalışma alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının ücretinin 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'na uygun olarak belirlendiğini, 1991-2013 tarihleri arasında engelli-eski hükümlü dışında sanat sınıfı personelinin işe alınmadığını, kaldı ki engelli-eski hükümlü personelin özlük haklarının toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlenerek diğer işçilerden bir farklılık arz etmediğini, davanın hukuki dayanağı olan 14. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'ne göre emsal mukayesesinde davacıya davalı İdare tarafından verilen görev ve işe giriş tarihinde ise kamu işverenindeki kıdeminin esas alınacağının düzenlendiğini, davacının tüm hak edişlerinin eksiksiz olarak ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 16.06.2022 tarihli kararı ile; dava konusunun davacının sendika üyesi bulunduğu ... Sendikası ile Kamu-İş Sendikası arasında imzalanan 14. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nin geçici 4. maddesinde yer alan "… bu işçilerin brüt çıplak ücretleri iş bu toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya başladıkları tarih itibariyle aynı kıdemdeki emsali işçilerin; aynı kıdemde emsali işçi olmaması durumunda en yakın kıdemdeki emsali işçilerin ücretlerinden düşük olmayacaktır. Bu işçilere uygulamanın yapıldığı dönem için ayrıca ücret zammı yapılmayacaktır. Emsal mukayesesinde devirle gelen işçiye Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından verilen görev dikkate alınacaktır. Devirle gelen işçilerin işe giriş tarihi hususunda (Sadece bu fıkranın uygulaması bakımından) devreden kamu işverenindeki kıdemi esas alınır..." hükmünün uygulanması noktasında olduğu, dosyada yer alan belgelerden davacının ... Sendikası üyesi olduğu ve söz konusu toplu iş sözleşmelerinden yararlanma hakkı bulunduğu, davacı tarafça davacıya emsal nitelikte çalışması olduğu ileri sürülen işçi olarak İ.K'nın gösterildiği, bu işçi ile ilgili gönderilen müzekkere cevabının incelenmesinde İ.K'nın davalı işyerinde laborant olarak çalıştığı ve 14.01.2017 tarihinde emekli olarak işten ayrıldığının anlaşıldığı, davacıya ait özlük dosyasının incelenmesinde, davacının 01.03.2018 tarihine kadar laborant yardımcısı, bu tarihten sonra ise laborant olarak çalıştığı, davacıya en yakın kıdemdeki emsal işçinin İ.K. olabileceği; ayrıca emsal işçi olarak kabul edilen İ.K'nın ücretinin farklı belirlendiği hususunun davalı tarafça ispatlanamadığı, yukarıda belirtilen toplu iş sözleşmesinin geçici 4. maddesindeki hükme göre 10.01.2022 havale tarihli bilirkişi raporunda davacının, davacıya emsal olan İ.K. isimli işçiyle olan ücret farkından dolayı oluşan fark alacaklara ilişkin hesaplamalar yapıldığı, bu hesaplamaların dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin 16.06.2022 tarihli tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 24.02.2023 tarihli kararı ile; dosyada toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre ve özellikle dava konusu alacakların belirsiz alacak davasına konu edilmesinde hukuka aykırılık olmadığı, 14. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nin geçici 4. maddesinde“… bu işçilerin brüt çıplak ücretleri iş bu toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya başladıkları tarih itibariyle aynı kıdemdeki emsali işçilerin; aynı kıdemde emsali işçi olmaması durumunda en yakın kıdemdeki emsali işçilerin ücretlerinden düşük olmayacaktır. Bu işçilere uygulamanın yapıldığı dönem için ayrıca ücret zammı yapılmayacaktır. Emsal mukayesesinde devirle gelen işçiye ... tarafından verilen görev dikkate alınacaktır. Devirle gelen işçilerin işe giriş tarihi hususunda (Sadece bu fıkranın uygulaması bakımından) devreden kamu işverenindeki kıdemi esas alınır. ...” şeklinde ifade edilen hükme göre karara esas alınan bilirkişi raporunda, davacı ile aynı kıdemdeki emsal işte çalışan işçilerin; aynı kıdemde emsal işte çalışan işçi olmaması durumunda en yakın kıdemdeki emsal işte çalışan işçilerin ücretleri esas alınarak hesaplama yapılması karşısında Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık olmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin 16.06.2022 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, 11.09.2023 tarihli bozma kararı ile; davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, İlk Derece Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tarafından emsal işçi olduğu belirtilen ve laborant olarak çalışan İ.K. isimli çalışan davacıya emsal olarak alınmış ve fark alacaklar hesaplanmış ise de bu kabulün dosya kapsamına uygun olmadığı, zira davacıya emsal olarak kabul edilen işçinin 1986 yılında işe başlamış olup bu işçinin kıdeminin davacıdan 13 yıl fazla olduğu ve davacıya emsal kabul edilmesinin isabetli olmadığı, emsal işçi tespitinde kıdeme dikkat edilmesinin yanı sıra toplu iş sözleşmesinin ilgili maddesinde "... Emsal mukayesesinde devirle gelen işçiye Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından verilen görev dikkate alınacaktır. ..." şeklinde belirtildiği üzere davacının Devlet Su İşleri (...) Genel Müdürlüğü nezdinde hangi tarihlerden itibaren laborant yardımcısı ve laborant görevlerini icra ettiği netleştirilip davacının icra ettiği görev de dikkat edilerek sadece kıdem ve ... Genel Müdürlüğü tarafından verilen göreve göre, davacı ile aynı kıdemde emsal işçinin, aynı kıdemde emsali işçi olmaması durumunda en yakın kıdemdeki emsali işçinin belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olup bozmayı gerektirdiği, arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra ihtilaf konusu olan, 20.09.2019 son tutanak tarihi ile 19.11.2019 dava tarihi arasında kalan talep dönemi için arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği dikkate alındığında, bu dönem yönünden davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğu, ayrıca İlk Derece Mahkemesince, dava konusu ücret, fazla çalışma ve ikramiye alacaklarına 10.01.2022 havale tarihli bilirkişi raporunda belirtilen temerrüt tarihlerinden itibaren faiz yürütüldüğü belirtilmesine rağmen, 10.01.2022 havale tarihli bilirkişi raporunda temerrüt tarihlerinin belirtilmediğinin görüldüğü, bu hâliyle hükmün, infazda tereddüt oluşturacak mahiyette olduğu, belirtilen sebeple; anılan alacaklar yönünden faiz konusunda infaza elverişli şekilde hüküm kurulmak üzere kararın bu yönden de bozulması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma sonrası devam edilen yargılamada Mahkemenin 2023/443 Esas sayılı dosyasının 19.03.2024 tarihli bozma sonrası 1. celsesinde verilen ara karar gereği, davacı tarafça davanın takip edilmemesi sebebi ile işlemden kaldırıldığı, 3 aylık yasal yenileme süresinde davanın yenilenmediği anlaşıldığından davanın 19.06.2024 tarihi itibarıyla açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; müvekkili lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosyanın içeriği, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi nedeniyle davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediğine ilişkindir.

Somut uyuşmazlıkta; davanın açılmamış sayılması kararı üzerine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7/1 ve 13. madde hükümleri uyarınca davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi hatalı olup bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370/2 hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı tarafın İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm kısmına (6) numaralı bent olarak "Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 17.900,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” ibaresi eklenmek suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

04.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.