Logo

9. Hukuk Dairesi2024/13678 E. 2024/15917 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Özel okul öğretmeni olan davalının kamuya atanması nedeniyle iş sözleşmesini süresinden önce feshetmesi sebebiyle kararlaştırılan cezai şarttan sorumlu olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki sözleşmede cezai şarta ilişkin düzenlemenin işverenin haksız feshini de kapsayan karşılıklı bir düzenleme olduğu ve davalının kamuya atanmasının bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, davalının cezai şarttan sorumlu olduğuna ve yerel mahkemenin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalı işçinin 01.10.2013 tarihinde müzik öğretmeni olarak işe başladığını, sözleşmesinin 24.09.2014 tanzim ve 01.10.2014 başlangıç tarihli sözleşme ile yenilendiğini, işçinin kamu kurumuna ataması yapılması nedeniyle iş sözleşmesini 06.02.2015 tarihinde feshettiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 6 ncı maddesinde cezai şart düzenlemesi olduğunu ileri sürerek iş sözleşmesinde belirlenen cezai şart alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; Millî Eğitim Bakanlığı tarafından Siirt iline atamasının gerçekleştiğini, ancak Kurumun mağdur olmaması, öğretimin aksamaması amacıyla kendi yerine müzik öğretmeni S.K'yı önerdiğini ve ayrılışından çok kısa bir süre sonra bu kişinin çalışmaya başladığını, davacı Kurumun mağdur olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 09.12.2015 tarihli kararıyla; taraflar arasında yapılan sözleşmenin niteliği gereği belirsiz süreli iş sözleşmesi olduğu, bu itibarla sözleşmenin süresinden önce feshine bağlı olarak kararlaştırılan cezai şarta ilişkin hükmün de geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 29.05.2019 tarihli kararıyla; davalı işçinin, davacı işverene ait Okulda 01.09.2013 tarihinde çalışmaya başladığı; iş sözleşmesini sözleşmede öngörülen süreden önce 07.02.2014 tarihinde Millî Eğitim Bakanlığının 2015 yılı Şubat ayı ataması ile müzik öğretmeni olarak atandığı gerekçesiyle istifa etmek sureti ile sona erdirdiği, taraflar arasındaki sözleşmenin "Özel Şartlar" başlıklı 6 ncı maddesinde kamu kurumuna geçiş sebebi ile sözleşmenin feshedilmesi hâlinde cezai şart ödeneceğinin kararlaştırılmış olduğu, cezai şarta ilişkin bahse konu düzenlemenin işverenin haksız feshini de kapsadığı yani karşılıklı olduğu; dolayısıyla davacı işverenin sözleşmede kararlaştırılmış olan cezai şartı talep etme hakkı bulunduğu; fesih tarihinden itibaren sözleşmenin sona ermesine kadar kalan süre, davalının işçi oluşu, işçinin ücretinin miktarı da göz önünde bulundurularak makul bir indirim ile talebin hüküm altına alınması gerekirken yazılı gerekçe ile talebin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasındaki sözleşmenin "Özel Şartlar" başlıklı 6 ncı maddesinde kamu kurumuna geçiş sebebi ile iş sözleşmesinin feshedilmesi hâlinde işçinin son aldığı (brüt) maktu ücret tutarının 10 katı değerinde cezai şart ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davalı işçinin iş sözleşmesini Millî Eğitim Bakanlığının 2015 yılı Şubat ayı ataması ile müzik öğretmeni olarak atanması gerekçesiyle feshettiği hususu dikkate alındığında ilgili düzenleme uyarınca davalı işçinin sözleşmeyle belirlenen 2.321,86 TL brüt ücretin 10 katı üzerinden hesaplanan toplam 23.218,60 TL cezai şart alacağının, çalışılan ve çalışılmayan süreler oranlanarak belirlenen 13.544,18 TL'lik miktarından %10 indirim yapılmak suretiyle neticeten 12.189,74 TL cezai şart alacağının davalıdan tahsiline dair davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

2. Mahkemenin 04.01.2024 tarihli ek kararıyla; davacının Ünvanının "...............AŞ" olarak düzeltilmesine ve davalının kendisini vekil ile temsil ettirmediği, asıl olarak davaya katıldığı hususları gözetildiğinde hüküm fıkrasının (7) numaralı bendinde yer alan "Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT Uyarınca 3.400 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine," ibaresinin hükümden çıkarılmasına dair tavzih kararı verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; müvekkilinin Millî Eğitim Bakanlığında 06.02.2015 tarihinde atanması üzerine zaman kaybetmeksizin 07.02.2015 tarihinde bu atamayı davacı Kuruma bildirdiğini, bu durumun haklı fesih nedeni teşkil ettiğini, müvekkilinin işten ayrılmadan evvel yerine yeni bir müzik öğretmeni bulduğunu ve bu kişinin Mart ayı itibarıyla davacı Kurumda çalışmaya başladığının Kurum kayıtları ile sabit olduğunu, davacı Kurumun mağduriyetinin önlenmesi amacıyla her türlü çabanın gösterildiğini ve davanın reddi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, özel okul öğretmeni olan davalı işçinin kamuya atanması sebebiyle süresinden önce iş sözleşmesini feshetmesi nedeniyle cezai şarttan sorumlu olup olmayacağına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 179 ila 182 nci maddeleri ile 420 ve 438 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

09.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.