"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait İstanbul Tersanesi Komutanlığı 31/A ... Fabrikasında tornacı olarak çalıştığını, toplu iş sözleşmesinden yararlandığını, Sağlık Kuralları Bakımından... Saat Veya Daha Az Çalışılması Gereken İşler Hakkında Yönetmelik (Yönetmelik) kapsamında olduğunu ve 7,5 saat çalışması gerektiğini, buna rağmen YönetmeliK'e aykırı olarak günde 8,5 saat çalıştığını, müvekkilinin 2015 yılında yapılan ölçüm sonuçlarına göre gürültü düzeyi yasal sınırı aştığından 7,5 saat çalıştırılmaya başlandığını ancak Haziran 2016 ayında aynı çalışma ortamında herhangi bir yenileştirme yapılmadan yapılan ölçüme göre yeniden 8,5 saat çalıştırıldığını, ayrıca ağır metallere maruz kaldığını ileri sürerek, müvekkilinin Yönetmelik kapsamında olması gerektiğinin tespiti ile toplu iş sözleşmesi gereği kısa çalışma primi ve 7,5 saatin üzerinde çalıştırılması nedeniyle fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacakların belirsiz alacak davası veya kısmi dava olarak açılamayacağını, Aralık 2015 tarihinde yapılan ölçümlerde davacının çalıştığı 31/A fabrikasında gürültü düzeyinin maruziyet sınırının üstünde çıktığını ve bu nedenle 16.02.2016 tarihinde iş sözleşmesi gereği 8,5 saat çalıştırılan işçilerin gürültü nedeniyle 7,5 saat çalıştırılmalarına ve kısa çalışma primi ödenmesine karar verildiğini, gerekli iyileştirmeler yapılarak Ağustos 2016 tarihinde başka bir işçi üzerinde yapılan ölçümlerde gürültü düzeyinin maruziyet sınırının altında çıktığını ve buna göre kısa çalışma priminin sonlandırılmasına ve işçilerin 8,5 saat çalıştırılmasına karar verildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 16.05.2019 tarihli kararıyla; işyeri şahsi sicil dosyası, keşif yolu ile aldırılan 05.11.2018 tarihli heyet bilirkişi raporu, 02.05.2019 tarihli ek bilirkişi raporu, akredite uygunluk belgesine sahip ... Laboratuvar Hizmetleri AŞ tarafından düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamı itibarıyla; davacının yaptığı işin ve iş ortamının, Yönetmelik'te belirlenen, "gürültü sınırını" aşan işlerden olmadığı, kulak koruyucunun standartlara uygun olup, davacıya ait odyometri test sonuçlarının da normal değerlerde olduğu, ayrıca çalışma ortamındaki metal tozlarının ilgili yönetmelikte belirtilen "toz sınırını" aşmadığı, bu itibarla metal tozları ve gürültü açısından davacının yaptığı işin 7,5 saatin altında olması gereken işlerden olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 14.10.2021 tarihli kararıyla; davalı işyerinde 2015 yılı Aralık ayında yapılan gürültü testinde davacının çalıştığı bölümde 89,7 db olarak ölçüm yapıldığı, 2016 yılı Ağustos ayında yapılan ölçümde ise 78,66 ... olarak çıktığı, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda davacının rutin sağlık kontrollerinde işitme kaybının bulunmadığı, işveren tarafından işçiye uygun kulaklık temin edildiği, ayrıca 2016 yılı Ağustos ayındaki ölçümün yasal sınırı aşmadığı belirtilerek davacının ağır ve tehlikeli işler kapsamında çalışmadığı yönünde rapor ibraz edildiği, davacının bu kapsamda çalışmadığından dava konusu alacakları talep edemeyeceği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 19.01.2022 tarihli kararı ile; davacının çalıştığı bölümde yapılan ölçümler sonucunda Aralık 2015 tarihli iş hijyeni deney raporunda gürültü maruziyet ölçüm değerlerinin yüksek çıktığı ve başka bir firma tarafından tanzim edilen Ağustos 2016 tarihli iş hijyeni deney raporunda ise gürültü maruziyet değerinin 78,66 ... ölçülerek sınır değerin altında kaldığı, işyerinde keşfen düzenlenen bilirkişi raporlarında ise yeni bir gürültü maruziyet ölçümü yapılmadığının anlaşıldığı, bu itibarla ve somut olaya özgü olarak daha önce alınan iş hijyeni deney raporlarında uygulanan metod ve usuller bir değerlendirmeye tâbi tutularak ve her iki rapor arasında davalı işveren tarafından alınan tedbirlerin olup olmadığı da gözetilerek dava konusu edilen dönemle de ilişkilendirilmek suretiyle gürültü maruziyet ölçümü yapılmaksızın sonuca gidilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ... tarafından hazırlanan 05.02.2024 tarihli raporda; 31/A makine atölyesinde tornacı olarak görev yapan .... isimli çalışan üzerinde görev tabanlı ölçüm stratejisine göre yapılan ölçümde kişisel maruziyet değerinin 83,8 ... ölçüldüğü, davacı tarafça söz konusu ... ölçümünün manipüle edilerek değerlerin özellikle düşük gösterilmesinin sağlandığının iddia edildiği, bunun üzerine somut olaya özgü olarak daha önce alınan iş hijyeni deney raporlarında uygulanan metod ve usuller bir değerlendirmeye tabi tutularak ve her iki ... raporu arasında davalı işveren tarafından alınan tedbirlerin olup olmadığı da gözetilerek dava konusu edilen dönemle de ilişkilendirilmek suretiyle her iki ölçüm raporunun incelenerek yeniden değerlendirilme yapılmasına karar verildiği, son bilirkişi heyetince 02.08.2024 tarihli bilirkişi raporunda "Heyetimizce 2015 yılında gürültü ölçüm sonuçlarının sınır değerinin üzerinde çıkma nedeninin arızi bir durum nedeniyle 235 ve 236 nolu universal torna tezgâhlarında arıza formunda yazdığı şekilde aşırı ses oluşması olduğu, 2016 yılındaki ölçüm sırasında ise 236 nolu tezgâhın 23.10.2015 tarihli arıza talebi nedeniyle (arıza formunda tezgâhın alternatifinin var olduğu belirtilmiş) gayri faal veya bakımda olmasının muhtemel olduğu, arızanın formdaki tarihlere göre 27.10.2016-07.02.2017 tarihleri arasında giderilmiş olduğundan daha sonraki ölçümlerde de ölçüm sonucunun sınır değerin altında çıktığı değerlendirilmiştir." denilmekle bozma öncesi ... raporunda öncesinde yüksek çıkan değerlerin arıza kaynaklı olduğu, sonraki raporda ise arıza giderildiğinden ölçüm sonucunun sınır değerin altında çıktığı tespitine itibar edildiği ve bu bilirkişi heyet raporunun dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; hükme esas alınan gürültü ölçümlerinin hukuka aykırı bir şekilde yapıldığını, ölçümlerden önce taraflarına hiçbir şekilde ölçüm günü ve saatinin bildirilmediğini, bir gün ansızın dava konusu işyerine gelinerek gürültü ölçümlerinin yapılacağının söylendiğini, ancak davalı tarafa ölçüm gününün bildirildiğini, ölçüm yapılacağını o günün sabahı öğrendiklerini, ancak Ankara İlinde olmaları sebebi ile ölçüme katılamadıklarını, makinelerin bir çoğu kapatılarak gürültü ölçümleri yapıldığını, bozmada belirtilen eksikliklerin giderilmediğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 2015 yılında yapılan gürültü ölçümlerinin yüksek çıkma sebebinin torna tezgahlarında bulunan bir arızadan ötürü olduğunun belirtildiğini, ancak 2015 yılında yapılan ölçümlerin 07.10.2015-13.10.2015 tarihleri arasında yapıldığını, torna tezgahında mevcut olduğu iddia edilen arızanın ise 23.10.2015 tarihinde bildirildiğinin belirtildiğini, sunmuş oldukları emsal bilirkişi raporlarından da müvekkilinin hâlihazırda çalıştığı atölyede her ne kadar işverenin ölçümleri manipüle etmesine rağmen yapılan işlerin oldukça gürültülü olduğunu ve davacı müvekkilin normal çalışması süresince bu gürültüye maruz kaldığını net bir şekilde gösterdiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının dava konusu yaptığı çalışma dönemi itibarıyla çalıştığı işyerinin Yönetmelik kapsamında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 41 ve 63 üncü maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 ve 53 üncü maddeleri, Yönetmelik'in 4 ve 7 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
16.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.