Logo

9. Hukuk Dairesi2024/14004 E. 2025/1419 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idarenin alt işveren aracılığıyla çalıştırdığı işçinin, asıl işveren-işçi ilişkisi kapsamında toplu iş sözleşmesinden doğan alacaklarının davalı idareden talep edilip edilemeyeceği ve bu alacakların hesaplanması, zamanaşımı ve faizine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı idare ile alt işverenler arasında muvazaalı hizmet alımı yapıldığı, davacının asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanma hakkı bulunduğu, alacakların zamanaşımına uğramadığı ve faiz hesaplamasında bir hata bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 46. İş Mahkemesi

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin asıl işveren olan davalı ... Müdürlüğüne bağlı Kırka Bor İşletme Müdürlüğünde numune alma işçisi olarak çalıştığını, alt işverenlerle davalı arasındaki hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olduğunu, son olarak ihaleyi alan dava dışı ... Şirketine bağlı olarak çalışmasını sürdürdüğünü, daha önce açtıkları davada numune alma işinde muvazaanın Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleştiğini, söz konusu davada 31.08.2019 tarihine kadar olan dönem için alacakların hüküm altına alındığını, işbu davada 01.09.2019 tarihinden arabuluculuk başvuru tarihine kadar olan dönem için talepte bulunduklarını, ayrıca önceki davada talep edilmeyen 2019-2020 Dönemi Toplu İş Sözleşmesi'nin 81. maddesinde yer alan ve yılda bir defa mayıs ayında ödenmesi öngörülen ücret alacağının da hüküm altına alınmasını talep ettiklerini ileri sürerek ücret farkı, ikramiye, ilave tediye, sosyal yardım, iş riski primi ile kira ve aydınlatma yardımı alacaklarının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek en yüksek işletme kredisi faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; İdarenin ihale makamı olması nedeniyle dava konusu alacaklara ilişkin herhangi bir sorumluluklarının olmadığını, dava konusu alacaklardan dava dışı Şirketlerin sorumlu olduklarını, iş organizasyonuna ilişkin emir ve talimatların firma tarafından verildiğini, İdarenin ihale makamı olarak denetim yükümlülüğünü yerine getirdiğini, davacının sendika üyesi olduğuna ve imzalanmış bir toplu iş sözleşmesinden faydalanacağına dair sendika tarafından müvekkili Kuruma bildirimde bulunulmadığını, davacının yaptığı işin mevzuata uygun olarak ihale edildiğini, davacı ile aralarında işçi işveren ilişkisi olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu (toplu iş sözleşmesinin 81. maddesinden kaynaklı ücret alacağı dışındaki) alacaklar yönünden 31.08.2019 tarihine kadar olan dönem için açtığı davada taleplerin hüküm altına alındığı ve kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, Yargıtay kararında numune alma işinin yardımcı iş olmadığı ve asıl iş olduğunun, davacının da asıl işverenin tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanma hakkı bulunduğunun belirlendiği, 31.08.2019 tarihinden arabuluculuk başvuru tarihine kadar olan dönem için hesaplama içeren bilirkişi ek raporunun hükme esas alındığı, arabuluculuk son tutanak tarihinde davalının temerrüde düştüğünün tespiti ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı işçi tarafından talep edilen alacaklar (toplu iş sözleşmesinin 81. maddesinden kaynaklı ücret alacağı hariç olmak üzere) yönünden 31.08.2019 tarihi öncesi dönem için dava açıldığı, davanın kabulüne ilişkin kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, kesinleşen yargı kararı da dikkate alındığında davalı tarafa husumet ve sorumluluk yüklenmesinde hata bulunmadığı, davalı ile dava dışı işverenler arasında muvazaalı hizmet alımı yapıldığının tespit edildiği, işçinin davalının taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlandırılmasında da usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı; dava, ıslah ve hesaplama yapılan döneme göre alacakların zamanaşımına uğramadıkları, dava konusu alacaklara uygulanan faiz türleri ve başlangıçlarında da hata bulunmadığı gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Davalının ihale makamı olduğunu, davacının ihbar olunan Şirketlerin işçisi olduğunu, davacı ile davalı arasında işçi işveren ilişkisi olmadığını, davanın husumetten reddi gerektiğini, davacının davalı ile ... Sendikası arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanmayacağını,

2. Davacının sendika üyeliğinin davalıya bildirilmediğini,

3. Davaya konu alacakların zamanaşımına uğradığını

4. Hükümde faiz başlangıç tarihlerinin hatalı belirlendiğini, ücret ve ilave tediye alacaklarına hükmedilen faizin de hatalı olduğunu,

5. Fazlaya ilişkin hakların reddi gerektiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, davalı ile ihbar olunan Şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığına, buna göre davacının, davalı asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağına, alacakların hesap dönemi ile alacaklara işletilen faizin türü ve başlangıç tarihlerine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.