Logo

9. Hukuk Dairesi2024/14027 E. 2025/1389 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İşçilik alacakları davasında Rusya Federasyonu hukukuna göre zamanaşımı definin uygulanıp uygulanmayacağı ve davanın hangi hukuk sistemine göre değerlendirileceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Zamanaşımının maddi hukukun bir müessesesi olduğu ve esasına uygulanan hukuka tabi olması, dava tarihi itibarıyla Rusya Federasyonu İş Kanununda yer alan zamanaşımı süresinin dolduğu ve davalı tarafça da zamanaşımı def'inde bulunulduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasında yer alan "hak düşürücü süre nedeniyle" ibaresinin çıkarılması suretiyle düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait yurt dışı şantiyelerde 2012-2019 yılları arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı tarafça feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirkette çalışmadığını, zamanaşımı def'i ve husumet itirazında bulunduklarını, davacının yurt dışında çalıştığını ve dava konusu ettiği alacak kalemlerinin çalıştığı ülke mevzuatına göre değerlendirilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut uyuşmazlıkta mutad işyeri olan Rusya hukukunun uygulanması gerektiği, davacının iş sözleşmesinin 2018 yılında sona erdiği, dava tarihi itibarıyla Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesi gereğince davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu alacakların ait olduğu söz konusu çalışma dönemleri hakkında Rusya hukukunun uygulanmasının isabetli olduğu, iş sözleşmesinin işverence feshedildiği, davacının 04.07.2018 tarihinden sonra bir daha işe çağrılmaması ve dava tarihi (07.02.2020) birlikte nazara alındığında Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesinde başvurma süresi olan 1 yıllık sürenin dolduğu, açık iş sözleşmesi ve mutad işyeri hükümleri birlikte değerlendirildiğinde Rusya iş mevzuatına göre davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, yargılama giderleri ve zorunlu arabuluculuk ücretinden sorumluluk açısından da istinafa konu kararda hata saptanmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Davalının cevap dilekçesinde ve ıslaha karşı beyan dilekçesinde dava konusu uyuşmazlığa 5 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğini öne sürdüğünü, bu hususa ilişkin usuli kazanılmış haklarının korunması gerektiğini,

2. Yargıtay tarafından içtihat değişikliğine gidilmesinin olağan bir durum olduğunu ancak bu değişikliğin uygulanabilmesi için Yargıtay dergisinde veya başka yolla yayımından sonra açılacak davalara uygulanması gerektiğini,

3. Somut uyuşmazlığa Rusya hukukunda yer alan mahkemeye başvuru süresine ilişkin hükmün uygulanmasının mümkün olmadığını,

4. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nda zamanaşımı veya hak düşürücü süre kavramı bulunmadığını, İlk Derece Mahkemesince yapılan tespitin hatalı olduğunu,

5. Dava konusu uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması gerektiğini,

6. İmzalanan matbu sözleşmeye dayanılarak hukuk seçimi yapıldığından bahsedilemeyeceğini,

7. Yapılan yargılama gideri ve arabuluculuk ücretlerinin davalıya yükletilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, zamanaşımı def'i, davanın süresinde açılıp açılmadığı ve yargılama giderine ilişkindir.

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir (..., Milletlerarası Özel Hukuk, ..., 2022, s.315; ..., Türk Milletlerarası Özel Hukuku, ..., 2021, s.127). Buna göre Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanması, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 2 ve 8. maddelerinin bir gereğidir.

Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 392. maddesinde sözü edilen sürelerin, Dairemizce daha önce bazı kararlarda hak düşürücü süre olduğu belirtilmişse de yeniden yapılan değerlendirmede; bu sürelerin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır.

Dava tarihi itibarıyla Kanun'da yer alan zamanaşımı süresinin dolduğu ve davalı tarafça da usulüne uygun şekilde zamanaşımı def'inde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de söz konusu sürenin hak düşürücü süre olarak nitelendirilmesi hatalıdır.

Diğer yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297/2 hükmü uyarınca hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin karar verilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesince hüküm yerinde davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verildiğinin yazılması da hatalı olmuştur.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Kanun'un 370/2 hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. Davacı tarafın temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan "hak düşürücü süre nedeniyle" ibaresinin hükümden çıkartılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.