"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 32. İş Mahkemesi
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar ... ile ... vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Devlet Su İşleri (...) 23. Bölge Müdürlüğü bünyesinde alt işveren Şirket olan diğer davalı ... Grup .... Hiz. İnş. Tem. Taah. ve Tic. AŞ'ye (... AŞ) bağlı olarak çalışan işçilerin Sendika bünyesinde örgütlendiklerini ve yasal çoğunluk sağlandıktan sonra yetki tespiti için başvuruda bulunduklarını, yetki tespitinin kesinleşmesinden sonra davalı Bakanlık tarafından 19.10.2018 tarihli yetki belgesinin müvekkili Sendikaya verildiğini, bu yetki belgesine dayanılarak toplu iş sözleşmesi prosedürünün başlatıldığını, ancak grev oylaması aşamasında ... tarafından, 26.02.2019 tarihli yazı ile sendika üyesi alt işveren Şirket çalışanlarının 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) hükümleri gereğince sürekli işçi kadrosuna geçtikleri gerekçesi ile toplu iş sözleşmesi prosedürüne devam edilmeyeceğinin bildirildiğini, söz konusu yazı ve hatalı değerlendirme ile 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası (Anayasa) tarafından güvence altına alınmış toplu iş sözleşmesi yapma hakkının açıkça engellendiğini, daha önce çalıştıkları yerde aynı şartlarda çalışan işçilerin KHK ile kadroya geçirilmesinin toplu iş sözleşme prosedürüne engel teşkil etmediğini, 696 sayılı KHK kapsamında 02.04.2018 tarihinden itibaren ... Genel Müdürlüğü işçisi olduklarını, söz konusu işyeri için yetki tespiti başvuru tarihi olan 05.12.2016 tarihinden sendika üyesi alt işveren çalışanlarının kadroya geçiş tarihine kadar geçen 16 aylık bir dönemde işçilerin haklarından mahrum kaldığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle toplu iş sözleşmesi prosedürünün 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu (6356 sayılı Kanun) hükümleri doğrultusunda devam ettirilmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde; somut olayda 696 sayılı KHK ile işçilerin sürekli işçi kadrosuna geçirildiklerini ve bu çerçevede kadroya geçirilen işçilere uygulanacak olan toplu iş sözleşmesinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yayımlandığını, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin geçici 23 ve geçici 24. maddeleri kapsamında işçilerin ücret ve sosyal haklarının belirlendiğini, bu nedenle başka bir toplu iş sözleşmesi görüşmesi yapılmasının mümkün olmadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurumun bu davada taraf sıfatının bulunmadığını davaya konu işlemlerin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının görev alanına girdiğini, ayrıca 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen sendikalı işçilerin tâbi oldukları hizmet alım sözleşmesinin kadroya geçiş tarihi itibarıyla feshedildiğini, yetki belgesine konu olan alt işverenlik kapandığından grev oylaması talebinde bulunabilecek bir işyerinin fiilen bulunmadığını, bu nedenle toplu iş sözleşmesi prosedürünün fiilen yürütülme imkânının ortadan kalktığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 696 sayılı KHK kapsamında asıl işverenin daimi işçi kadrosuna geçirilen ... AŞ çalışanları yönünden, 696 sayılı KHK’nın 113. maddesi ile 6356 sayılı Kanun'a eklenen geçici 7. maddesi çerçevesinde asıl işverence alt işverenin yer aldığı işkolunda yer alan yeni bir işyerinin tescil ettirilerek ve alt işveren işçilerinin bu yeni tescil edilecek işyerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirildiği, alt işveren işçilerinin Anayasa'dan kaynaklanan toplu iş sözleşmesi yapma haklarının, salt 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilmeleri nedeniyle ortadan kalkmayacağı, ortada bir işyeri ve işçilerin bulunmadığı belirtilerek ... tarafından toplu iş sözleşmesi prosedürünün durdurulması yönündeki kararının mevzuata uygun olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ile ... vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalılar ... ile ... vekilleri; cevap dilekçelerinde belirttikleri ve istinaf dilekçelerinde tekrarladıkları sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, grev oylaması talebine karşı toplu iş sözleşmesi prosedürünü fiilen yürütme imkânı bulunmadığını bildiren Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü işleminin hukuka aykırılığının tespiti ile iptali istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Ayrıntıları Dairemizin 12.10.2023 tarihli ve 2023/16518 Esas, 2023/14388 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere, yetki başvuru tarihinde alt işveren işçisi olup yetki tespitinde dikkate alınan ve hâlen asıl işveren yanında çalışmaya devam eden işçiler dikkate alınarak grev oylaması yapılması gerektiğinden Mahkemece verilen karar isabetlidir.
Somut uyuşmazlık hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi gereken nitelikte olduğundan 6100 sayılı Kanun’un 266. maddesine aykırı olarak İlk Derece Mahkemesince bilirkişi raporu alınması hatalı ise de bu durum sonuca etkili görülmediğinden eleştiri ile yetinilmiştir.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Davalılar ... ile ... harçtan muaf olduklarından harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.