"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 50. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/786 E., 2023/756 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile karar verilmesine yer olmadığı
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 30. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/426 E., 2023/218 K.
Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 21.04.2021 tarihinde davalıya ait işyerinde uzman psikolog olarak çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinin herhangi bir haklı sebep olmaksızın işveren tarafından feshedildiğini, tarafların arabuluculuk aşamasında işçilik alacaklarını müzakere ettiklerini ve 6.000,00 TL ihbar tazminatının ödenmesi hususunda anlaşmaya vardıklarını, işveren tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) bildirilen (43) numaralı ve “İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarfetmesi veya davranışlarda bulunması, yahut işveren hakkında şeref ve hjaysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnadlarda bulunması” açıklamasını içerir işten çıkış kodunun düzeltilmesi için talepte bulunulmasına rağmen işverence bu hususun yerine getirilmediğini, müvekkilinin işsizlik ödeneği için prim gün sayısı şartını tamamlamadığını; ancak müvekkilinin tüm iş hayatına etki edebilecek mahiyette olan bu kodun düzeltilmesinde hukuki yararının bulunduğunu ileri sürerek çıkış kodunun Kod (4)- "Belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden feshi" veya Kod (5)- "Belirli süreli iş sözleşmesinin sona ermesi" şeklinde düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iş sözleşmesinin rekabet yasağı, sır saklama yükümlülüğü, özen ve sadakat borcuna aykırı davranışları, haksız ithamlarla çalışma barışını bozmaya yönelik eylemleri, haksız çıkar elde etme çabaları, işvereni kötüleyerek danışanların sözleşmesinin feshine neden olmak suretiyle maddi ve manevi zarara sebep olması, üye danışanlardan alınan isim, iletişim ve diğer kişisel verileri kayıtsız ve izinsiz temin ederek kendi sosyal medya hesabından izinsiz paylaşması, üyelere işten çıkarılacağı vaadiyle ruhsat ve vergi açılışı olmadan kendi nam ve hesabına online hizmet vermeyi teklif etmesi gibi gerekçelerle haklı nedenle feshedildiğini, davacıya yine de yeni bir iş buluncaya kadar ihbar tazminatı ödemesinin yapılmasının arabuluculuk aşamasında kararlaştırıldığını, ancak feshin 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 25 inci maddesinin II numaralı bendinin (h) alt bendi uyarınca feshedildiğinin sabit olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafça dava tarihi itibarıyla oluşan somut bir zarar iddiasında bulunulmadığı, söz konusu işten çıkış kodu nedeniyle ileride bir zararın ortaya çıkması hâlinde de SGK'ya başvuru yahut davalıdan zararın tazmininin talep edilmesinde hukuki bir engel olmadığı, işten çıkış kodunun doğru olmadığına ve gerçeği yansıtmadığına dair tespit isteminin yalnızca maddi vakıanın tespitine ilişkin olup söz konusu istemde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) alt bendi uyarınca hukuki yarar dava şartı bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesinin 14.03.2023 tarihli tavzih kararı ile; işten çıkış kodunun düzeltilmesine ilişkin davanın dava şartı arabuluculuğa konu olmaması ve söz konusu uyuşmazlık sebebiyle arabuluculuğa başvurulmadığının anlaşılması sebebiyle 840,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsiline ilişkin Mahkeme ilâmının (3) numaralı bendinin hükümden çıkarılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; işbu davanın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği bir vakıaya ilişkin olmadığından arabuluculuğa elverişli olmaması sebebiyle arabuluculuğa konu edilemediğini, işçilik alacakları bakımından yapılan başvuruda davalı tarafça ihbar tazminatı karşılığı olmak üzere 6.000,00 TL ödemenin kararlaştırılmasının bu davanın kabulü için yeterli olduğunu, dava konusu uyuşmazlıkta eda davasına konu edilebilecek işçinin karşılanmamış bir işçilik alacağının bulunmadığını, davacının işveren tarafından bildirilen işten çıkış kodundan dolayı zarara uğradığını, davacının müstakbel iş yaşamı olumsuz etkileneceğinden hukuki yararın varlığının kabulü gerektiğini, davalı tarafça cevap dilekçesinde iş sözleşmesinin feshine neden olduğu belirtilen eylemlerin (43) numaralı çıkış kodunun içeriği ile örtüşmediğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; işverence bildirilen çıkış kodunun davacının tüm iş hayatını etkileyecek ağırlıkta olduğu iddiasında ve davalı tarafça davacıya ihbar tazminatı ödemesi yapılması sebebi ve diğer yasal düzenlemeler uyarınca davacının işe iade ya da eda davası açması mümkün olmadığından davacının dava açmakta hukuki yararı bulunduğu; ancak dosya kapsamında işten çıkış bildirgesi yer almasa da UYAP sistemi üzerinde yapılan kontrolde davacının işten çıkarıldığı 12.03.2022 tarihinde çıkış kodunun Kod (43) olarak bildirildiği, dava açıldığı tarihte de kodun aynı olduğu ama yargılama sırasında Kod (4) "Belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden feshi" olarak davacının talebine uygun şekilde değiştirildiğinin anlaşılması sebebiyle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacı tarafça zarar iddiasına ilişkin olarak somut bir delil ileri sürülmediğini, davacının tespit davası açmasında güncel hukuki yararının bulunmadığını, çıkış kodunun düzeltilmesi için müvekkili Şirket tarafından herhangi bir başvuruda bulunulmadığını, çıkış kodu değişikliğinin ne şekilde değiştiğine ilişkin Kurum kayıtları incelenmeksizin karar verilmesinin ve yargılama giderlerinden müvekkili Şirketin sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı nedenle feshedildiğinin dosya kapsamı ile sabit olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmili istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, SGK işten ayrılış bildirgesinde yer alan işten çıkış kodunun düzeltilmesi istemli mevcut davanın açılmasında davacının hukuki yararının bulunup bulunmadığı, davalı Şirketin dava açılmasına sebebiyet verip vermediği ve aleyhine hükmedilen yargılama gideri ile vekâlet ücreti hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesi, 331 inci maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.