Logo

9. Hukuk Dairesi2024/14923 E. 2025/2517 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İşten çıkış kodunun düzeltilmesi ve işsizlik ödeneğinin bağlanması istemiyle açılan davada, davacının güncel hukuki yararının bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, arabuluculukta işten çıkış kodunun düzeltilmesi konusunda anlaşmasına rağmen, SGK'ya tek başına başvurarak kod düzeltmesini sağlayabilecekken dava yoluna başvurması nedeniyle güncel hukuki yararının olmadığı gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2736 E., 2024/2174 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. İş Mahkemesi

SAYISI : 2021/266 E., 2023/471 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Genel Müdürlüğü ile davalı ... Gıda Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (davalı ... Şirketi) vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352/1-(b) hükmü uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hüküm altına alınan ve davalı İŞKUR tarafından temyize konu edilen toplam miktarın karar tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 378.290.00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı İŞKUR vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı ... Şirketi vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde davalı işverenlikte çalışırken iş sözleşmesinin haksız biçimde sonlandırıldığını ve Kuruma işten çıkış kodunun (29) olarak bildirildiğini, daha sonra arabuluculuk sürecinde anlaşma sağlanarak haklarının ödendiğini ve işten çıkış kodunun (04) olarak düzeltilmesi konusunda anlaşıldığını, ancak mevcut anlaşma tutanağına rağmen, davalı Kurumun işsizlik maaşını bağlamadığını ve müvekkilinin mağdur edildiğini beyan ile işsizlik ödeneğinin bağlanmasına ve davalı işverenliğin 10.000,00 TL manevi tazminat ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... Şirketi vekili; davacının manevi tazminat hakkının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı İŞKUR tarafından davaya cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davalı işverenden işçilik alacağının ödenmesini talep ettiği arabuluculuk görüşmesi neticesinde düzenlenen 09.10.2020 tarihli ve 2020/207209 Arabuluculuk numaralı anlaşma belgesinde ".. yapılan müzakereler neticesinde başvurucunun talebi ve işverenliğin kabulu ile işçinin işten çıkış kodunun değiştirilmesine kodun 4 olarak düzeltilmesine karar vermişlerdir..." şeklinde tespite yer verildiği, yine 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 20/2 hükmünde açıkça, feshin geçerli veya haklı nedenlere dayandığının ispat külfetinin davalı işverene verildiği, bu kapsamda davalı işverenin, feshin geçerli veya haklı sebeple gerçekleştirildiğini, kaçınılmaz olduğunu, feshin son çare olması ilkesine uyulduğunu ispatlaması gerektiği, davalı işveren fesih sebebine ilişkin ispat yükü üzerinde olmasına rağmen feshin haklı nedenle yapıldığını iddia ve ispat edemediği, dolaysıyla haklı nedene dayanmaksızın iş sözleşmesine son verildiği ve Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) çıkış kodunun gerçeğe uyun bildirilmediğinin anlaşıldığı, buna göre davalı ... Şirketi tarafından Kuruma (29) kod olarak bildirilen işten ayrılış bildirgesinin iptali ile işten ayrılış kodunun (04) olarak düzeltilmesi gerektiği, davacı davalı işverenden manevi tazminat talebinde bulunmuş ise de arabuluculuk dava şartının yerinde getirilmediğinin anlaşılması nedeniyle davacının manevi tazminat isteminin reddi gerektiği, davacının davalı İŞKUR'dan işsizlik ödeneği ödenmesine ilişkin talebi bakımından Kurum tarafından 08.02.2021 tarihli yazı ile talebin reddine karar verilmiş ise de belirtildiği üzere feshin işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden yapılmadığı kanââtine varıldığı ve çıkış kodunun da düzeltilmesine karar verildiğine göre 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu 51. maddesi kapsamında kabul edilen fesih nedenlerinden biri mevcut olduğundan davalı Kurum tarafından işsizlik ödeneği ödenmesi talebinin kabulü gerektiği gerekçesi ile davalı ... Şirketi yönünden davanın kısmen kabulüne, davalı İŞKUR yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebeple;

1. Davalı ... Şirketi vekili temyiz dilekçesinde;

a. İşten ayrılış kodunun düzeltilmesine ilişkin talebin arabuluculuğun konusu olamayacağını, davacının işsizlik ödeneği alabilmek amacıyla fesih kodunun gerçeğe aykırı olarak değiştirilmesini talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu,

b. Davaya cevap dilekçesi ile davacının iş sözleşmesinin haklı neden ile feshedildiğinin ve işten çıkış kodunun buna uygun olarak yapıldığının açıkça ifade edildiğini,

c. Her ne kadar arabuluculuk tutanağında kıdem ve ihbar tazminatı alacakları yönünden tarafların anlaşmış olduğu belirtilmişse de, davacıya 4857 sayılı Kanun'un 25/II-(ı) hükmü uyarınca iş sözleşmesini haklı neden ile feshedildiğinin ihtar edildiği, arabuluculuk tutanağının, 2020/1 sayılı Pasif İşgücü Hizmetleri Genelgesi uyarınca söz konusu arabuluculuk tutanağının fesih nedeninin güncellenmesinde esas alınamayacağını ileri sürmüştür.

2. Davalı İŞKUR vekilinin temyiz dilekçesi miktardan reddedildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, SGK işten ayrılış bildirgesinde yer alan işten çıkış kodunun düzeltilmesi gerekip gerekmediği ve davacının işsizlik ödeneğine hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... Şirketi vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

A. Davalı İŞKUR Temyizi Yönünden

Davalı İŞKUR vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

B. Davalı ... Şirketi Temyizi Yönünden

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı ...'a yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.03.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y

Davacı işçi, işveren ile birlikte açtığı davada işverence bildirilen çıkış kodunun gerçeği yansıtmadığını belirterek çıkış kodunun düzeltilmesini ve uğradığı manevi zarar nedeniyle 10.000TL manevi tazminatın işverenden tahsilini, Türkiye İş Kurumu bakımından ise kendisine işsizlik ödeneği bağlanması gerektiğinin tespiti ile işsizlik aylığının Kurumdan tahsilini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davalı işverence (29) olarak bildirilen çıkış kodunun hatalı olduğu ve (04) olarak düzeltilmesi gerektiği, manevi tazminat talebi bakımından dava şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davalı işveren bakımından davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, Türkiye İş Kurumuna yöneltilen davada ise işsizlik ödeneği alacağının tahsili yönünde hüküm kurulmuştur. Bu karara karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı işveren ile davalı Türkiye İş Kurumu vekilleri tarafından temyizi üzerine Dairemizce davalı Türkiye İş Kurumu vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiş, davalı işveren bakımından ise hüküm usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Davalı Türkiye İş Kurumu vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine dair karara katılmakla birlikte, Sayın Çoğunluğun davalı işveren aleyhine açılan davada verilen kararın onanması gerektiği yönündeki görüşüne aşağıda belirteceğimiz gerekçelerle katılamıyoruz:

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 9/3 hükmü gereğince iş sözleşmesi sona eren sigortalı hakkında işten ayrılmasını takip eden on günlük süre içerisinde işveren tarafından işten ayrılış bildirgesinin düzenlenmesi gerekir. Aynı husus, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nin 25. maddesinde de öngörülmüştür. İşten ayrılma bildirgesinde işaretlenmesi gereken hususlardan biri de işten çıkış kodudur.

İşten ayrılma bildirgelerinde yer alan işten çıkış kodları, iş sözleşmesinin kim tarafından ve hangi sebeple sonlandırıldığını gösteren kayıtlardır. İşveren, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından belirlenmiş olan işten çıkış kodlarından, iş sözleşmesinin sona erme sebebine uygun olanı seçerek işaretlemekle yükümlüdür. İşten çıkış kodunun gerçeğe uygun bildirimi, işçinin işsizlik ödeneğine hak kazanması ya da başka bir işe girmede olumlu referans teşkil edebilmesi bakımından önemlidir.

İşveren, işten ayrılış bildirgesinde yer alan çıkış kodunu işten ayrılma tarihini takip eden on günlük sürede e-bildirge sistemi üzerinden düzeltebilir. On günlük süre geçtikten sonra düzeltme yapabilmek için işyerinin bağlı olduğu Sosyal Güvenlik Merkezine/İl Müdürlüğüne başvurulması gerekir. Sosyal Güvenlik Kurumunun 2013/11 sayılı Genelgesinde, işverenlerin işten ayrılış nedenine yönelik değişiklik taleplerinin, buna ilişkin belgelerle müracaat edilmesi hâlinde kabul edileceği belirtilmiştir.

İşçi, çıkış kodunun düzeltilmesi için işverenle veya işveren temsilcisiyle birlikte Kuruma başvurabilir. İşverenin birlikte başvurmayı reddetmesi durumunda işçi, lehine sonuçlanmış olan ihbar veya kıdem tazminatı talepli alacak ya da işe iade davasına ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararı ile başvurarak düzeltme isteğinde bulunabilir. İşçinin tek başına yaptığı bu tür başvuruların SGK tarafından kabul edildiği de bilinen bir gerçektir. Diğer taraftan işçinin ihbar veya kıdem tazminatı talepli alacak ya da işe iade davası açmadan, işveren tarafından işten çıkış koduna yönelik yapılan bildirimin gerçeği yansıtmadığı iddiasıyla dava açması da mümkündür. Ancak işveren tarafından yapılan bildirimin gerçeği yansıtmadığı iddiasıyla ayrı bir dava açabilmesi için güncel hukuki yararının varlığını ortaya koymalıdır.

Uygulamada çıkış kodunun gerçeğe aykırı olarak Kuruma bildirildiği iddiasıyla işveren aleyhine açılan bu tür davalar “çıkış kodunun düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmakta ise de davanın, SGK’ya yöneltilemediği de dikkate alındığında “tespit davası” niteliğinde olduğu kabul edilmelidir. Zira söz konusu dava ile işveren tarafından yapılan bildirimin gerçeğe aykırı olup olmadığı tespit edilmektedir. Bu durumda 6100 sayılı Kanun’un 106. maddesi uyarınca güncel hukuki yararın varlığı aranacaktır. Hemen belirtmek gerekir ki, aynı tespit işe iade, ihbar veya kıdem tazminatı davasında da yapıldığından, işe iade, ihbar veya kıdem tazminatı davası açmış olan işçinin “çıkış kodunun düzeltilmesi” davasını açmasında güncel hukuki yararının varlığından söz edilemez. Aynı husus, arabuluculukta kıdem veya ihbar tazminatı ödenmesi yönünde yapılan anlaşmalar için de geçerlidir.

Somut olayda davacı iş sözleşmesinin haksız biçimde sonlandırıldığını ve işten çıkış kodunun (29) olarak bildirildiğini, daha sonra işverenle arabuluculuk sürecinde anlaşma sağlanarak haklarının ödendiğini ve işten çıkış kodunun (04) olarak düzeltilmesi konusunda anlaşıldığını, ancak mevcut anlaşma tutanağına rağmen kodun düzeltilmediğini iddia etmiştir. Gerçekten de dosya kapsamında mevcut arabuluculuk numaralı anlaşma belgesinde yer alan ".. yapılan müzakereler neticesinde başvurucunun talebi ve işverenliğin kabulu ile işçinin işten çıkış kodunun değiştirilmesine kodun 4 olarak düzeltilmesine karar vermişlerdir..." ifadesinden işverenin çıkış kodunun (04) olması gerektiğini açıkça kabul ettiği anlaşılmaktadır. Yargılama sırasında SGK'ya yazılan müzekkereye verilen cevapta, işten çıkış kodunun düzeltilmesi için herhangi bir başvurunun yapılmadığı bildirilmiştir.

Yukarıda açıklanan mevzuat hükümleri ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı işçinin 09.10.2020 tarihli anlaşma belgesi ile birlikte tek başına SGK'ya başvurarak çıkış kodunun düzeltilmesini sağlaması mümkün olduğu hâlde, dosyaya, böyle bir başvurunun yapıldığını yahut yapıldığı hâlde kabul edilmediğini ortaya koyan herhangi bir delil sunulmamıştır. Hâl böyle olunca davacının 12.07.2021 tarihinde davalı işveren aleyhine çıkış kodunun hukuka aykırı olduğunun tespitine ilişkin bu davayı açmakta güncel hukuki yararının bulunmadığı açıktır. Bu nedenle davalı ... Gıda Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yönünden davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Açıklanan gerekçelerle davalı ... Gıda Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yönünden Mahkeme kararının bozulması gerektiği kanaatinde olduğumuzdan Sayın Çoğunluğun onama yönündeki görüşüne katılamıyoruz.