"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2147 E., 2024/3071 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/649 E., 2023/68 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369/2 hükmü gereğince duruşma isteğinin miktardan reddi ile incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı işyerinde bakım personeli olarak asgari ücretin % fazlası ücretle çalışırken 02.04.2018 tarihinden itibaren asgari ücretin % fazlası ücretle daimi kadroya geçirildiğini, her yıl asgari ücretin belli bir oranda fazlası belirlendikten sonra toplu iş sözleşmesinde yazılı zam oranlarının uygulanması gerektiğini, dava konusu edilen dönemde davalı işverence bu hususlara uygun hareket edilmeyip ücretin eksik ödendiğini, ücretin düşürülmesine ilişkin muvafakat alınmadığını, davacının, işyerinde 24 saat usulü ile aralıksız olarak 1 hafta, sonra 15 gün aralıksız, daha sonra ise 10'ar günlük nöbetler suretiyle çalıştığını, 20.00-06.00 arası yapılan çalışmalar için gece zammı ödeneceğinin toplu iş sözleşmesinde düzenlendiğini, davacının 15 ve 10'ar günlük nöbet dönemlerine denk gelen hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını ileri sürerek fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil, gece zammı ücreti ile ücret, ilave tediye ve ikramiye fark alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; yargı yolu, görev, yetki itirazı ve zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının ücretinin sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra da ilgili düzenlemeler uyarınca eksiksiz ödendiğini, davacının ücret farkı ile buna bağlı ilave tediye ve ikramiye fark alacaklarının bulunmadığını, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile gece çalışması ücreti alacaklarının da bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadroya geçiş aşamasında taraflar arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde ücret ve ödeme şekline ilişkin düzenlemede davacının ücreti asgari ücretin belli bir oranı seviyesinde tespit edilmediğinden davacının ücret farkı, ikramiye ve ilave tediye fark alacağı taleplerinin reddi gerektiği; davalı tarafça puantaj kayıtları, vardiya çizelgeleri ve ücret bordrolarının dosyaya sunulduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının karşılığı ödenmeyen dava konusu alacaklarının tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının kadroya alınması ile birlikte işverenle imzalanan iş sözleşmesinde asgari ücretin belli bir oranı seviyesinde ücret ödeneceği öngörülmediğinden fark ücret, ilave tediye, ikramiye taleplerinin reddinin yerinde olduğu, davacının kabule konu ücret alacakları yazılı delil olan puantaj kayıtlarına göre tespit edildiğinden davacının istinaf isteminin isabetsiz olduğu, dosyadaki kabule konu miktar dikkate alındığında davalının istinaf talebinin miktardan reddi gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun miktardan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
a. Hesaplamaların eksik yapıldığını,
b. Davacının ücret alacaklarının ödenmediğini veya eksik ödendiğini,
c. Ödemelerin sadece ödemenin yapıldığı o ayın alacağından mahsubu gerektiğini,
d. Gece 7,5 saati aşan çalışmaların fazla çalışma hesabına dâhil edilmesi gerektiğini, hesap dönemlerinin eksik olduğunu,
e. Ücret farkı, ilave tediye ve ikramiye alacaklarının reddinin hatalı olduğunu, ücrette tek taraflı indirim yapıldığını ve hâlen eksik ücret ödendiğini ileri sürmüştür.
2. Davalı vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde;
a. Davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığını,
b. Görev hususunda itirazları bulunduğunu,
c. Bilirkişi ek raporuna itiraz sürelerinin dolması beklenmeden karar verilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu,
d. Davacının fazla çalışma alacağı bulunmadığını,
e. 12 saatlik çalışma süresinden 1,5 saat ara dinlenme süresi düşülmesi gerekirken 1 saat ara dinlenme süresi düşülmesinin hukuka aykırı olduğunu,
f. Fazla çalışma ücreti bakımından indirim yapılmamasının hukuka aykırı olduğunu,
g. Gece zammı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hatalı hesaplandığını,
h. Gece zammı ücreti alacağı bakımından en yüksek banka işletme kredisi faizinin işletilmesinin hatalı olduğunu,
ı. Ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı bakımından en yüksek banka mevduat faizinin işletilmesinin hatalı olduğunu,
i. Faiz başlangıç tarihlerine de itiraz ettiklerini ileri sürüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının bulunup bulunmadığı, fazla çalışma, hafta tatili, gece zammı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ispatı ve hesaplanmasına ilişkindir.
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Ara dinlenme 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 68. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda en az on beş dakika, dört saatten fazla ve yedi buçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük yedi buçuk saati aşan çalışmalar bakımından ise en az bir saat ara dinlenmesi verilmelidir. Uygulamada yedi buçuk saatlik çalışma süresinin çok fazla aşıldığı günlük çalışma sürelerine de rastlanmaktadır. 4857 sayılı Kanun'un 63. maddesi hükmüne göre, günlük çalışma süresi on bir saati aşamayacağından, 68. maddenin belirlediği yedi buçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok on bir saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde on bir saate kadar olan (on bir saat dâhil) çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, on bir saatten fazla çalışmalarda ise en az bir buçuk saat olarak verilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta; İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı Kurumun vardiya çizelgelerinde işçilere günlük çalışma süresinde yarım, bir ve bir buçuk saat ara dinlemeler verildiğinin puantaj cetvellerinden belirlendiği, tespit edilen ara dinlenme süresi çalışma süresinden mahsup edilerek fiilî çalışma sürelerinin hesaplandığı belirtilerek davacının 20.00-08.00 arası 12 saat çalıştığı günlerde 1 saat ara dinlenme ile 3,5 saat fazla çalışma yaptığının, 24 saat çalıştığı günlerde ise 3 saat fazla çalışma yaptığının kabulü ile hesaplama yapıldığı anlaşılmıştır.
Çalışma süresinin 24 saat olması durumunda işçinin fiilen ancak 14 saat çalışabileceği Dairemizin yerleşik uygulaması gereği kabul edilmektedir. Bu durumda işçinin 24 saat çalıştığı günlerde günlük 11 saati aşan çalışmaları fazla çalışma sayılarak sonuca gidilmesi dosya kapsamına uygundur.
Ancak dosyada bulunan puantaj cetvellerinde davacının ara dinlenme sürelerine ilişkin bir kayıt bulunmamaktadır. Yukarıdaki açıklamalar dikkate alındığında, davacının 20.00-08.00 saatleri arasında çalıştığı günlerde, günlük 12 saat çalışma süresinden 1,5 saat yasal ara dinlenme süresinin düşülmesi gerekirken, dosyada aksini gösterir bir delil bulunmamasına rağmen, 1 saat ara dinlenme süresi düşülerek sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3. Somut uyuşmazlıkta; dosya içerisinde davacı işçinin 7,5 saati aşan gece çalışmasına yazılı olarak onay verdiğini gösterir bir belge bulunmadığından pandemi dönemi öncesi için 7,5 saati aşan çalışmaların fazla çalışma olarak hesaplanması yerindedir. Ne var ki (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere ara dinlenmesi hesabı hatalı olduğundan, bu dönem için 7,5 saati aşan 3 saat için fazla çalışma hesabı yapılması gerekirken 3,5 saat üzerinden hesaplama yapılması hatalıdır. Pandemi döneminde de davacının 12'şer saatlik vardiyalarla çalıştığı görülmekle; 4857 sayılı Kanun'un 42. maddesi şartlarının gerçekleşmesi nedeniyle günlük 11 saati ve haftalık 45 saati aşmayan çalışmanın fazla çalışma olarak hesaplanması da hatalı olmuştur.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacı tarafa iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.