"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1077 E., 2023/1499 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi
TEMYİZ EDENLER : Davacı vekili ile taraf olmaktan çıkarılan Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü vekili
Taraflar arasındaki teftiş raporuna itiraza ilişkin tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 27.10.2021 tarihli ve 2021/36 Esas, 2021/134 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 27.01.2022 tarihli ve 2022/107 Esas, 2022/226 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılarak bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı taraf olmaktan çıkarılan Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Şirkete tebliğ edilen 24.02.2016 tarihli müfettiş raporunda müvekkili Şirket ile ... İnşaat Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti. (... Şirketi) ve ... Yapı San. ve Tic. Ltd. Şti. (... Şirketi) arasındaki ilişkinin asıl işveren alt işveren ilişkisi olmadığı, verilen işlerin kaba inşaat işleri olduğu, bu işlerin teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirmediği, bu nedenle alt işverene verilecek nitelikte işler olmadığı, dolayısıyla teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirmeyen işler için alt işverenlik ilişkisi kurulamayacağı gerekçeleriyle aradaki ilişkinin muvazaalı olduğu yönünde tespitte bulunulduğunu, bu tespitin haksız olduğunu, zira müvekkili Şirketin anahtar teslimi suretiyle aldığı projede yürütülen hizmetlere ilişkin olarak yardımcı işlerde ve bunun yanı sıra asıl işin bir bölümünde söz konusu Şirketlere iş verdiğini, müvekkili Şirket ile diğer Şirketler arasında kurulan ilişkinin açık şekilde asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğunu ileri sürerek 24.02.2016 tarihli ve 10445-İNC-1, 10469-İNC-1 sayılı iş müfettişi inceleme raporuna itiraz ederek muvazaa tespitinin isabetsiz olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; mevzuat kapsamında alt işverenlik müessesesinin düzenlendiğini ve birtakım kriterlerin öngörüldüğünü, iş müfettişi raporunda belirtildiği üzere alt işverene kaba inşaat işinin verildiğini, kaba inşaat işinin ise asıl iş kapsamında olduğunu ve ayrı bir uzmanlık alanı gerektirmediğini, teftiş raporundaki tespitlerin yerinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Taraf olmaktan çıkarılan İŞKUR Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde; dava konusu teftiş raporunda tespit edildiği üzere davacı Şirket tarafından alt işverenlere verilen işin sağlık kampüsü projesindeki orta kütlenin kaba inşaat işi olduğunu, söz konu işin yardımcı işlerden olmayıp asıl iş kapsamında olduğunu, davacı Şirketin amacının inşaat işleri olduğu nazara alındığında verilen işin teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olmadığını, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu, teftiş raporundaki tespitlerin usul ve kanuna uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ... İş Teftiş Kurulunun dava konusu inceleme raporunda davacı Şirket ile dava dışı alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığının tespit edildiği, dosya kapsamına göre sağlık kampüsü projesi işinin davacı tarafından ihale yoluyla alındığı, ana hastanenin kaba inşaat işlerinin alt işveren Şirketlere verildiği, davacı Şirket tarafından alınan işin inşaat yapım işi olduğu ve bu işin parçalar hâlinde davacı tarafından başka Şirketlere yaptırıldığı, teftişe konu dava dışı alt işveren Şirketlerin de davacı ile aynı iş sahasında çalıştığı, yine ikisi inşaat mühendisi biri hukukçu hesap bilirkişisi olmak üzere üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan 13.10.2022 tarihli raporda tespit edildiği gibi davacı tarafından sözleşme kapsamında diğer Şirketlere yaptırılan kaba inşaat işlerinin (betonarme, temel topraklama tesisatı, temel içi mekanik boralama vs.) davacının yaptığı işten farklı uzmanlık gerektirmediği, yine davacı tarafından iş verilen dava dışı şirketler tarafından alınacak ve işten çıkarılacak işçiler konusunda davacı Şirketin doğrudan yetki sahibi olduğu, sözleşmenin 12.4. maddesi ile davacı Şirketin bu hakkı haiz olduğu, teftiş raporunda tespit edildiği üzere denetim yapılan işyerinde davacı işverenin 571 çalışanının bulunduğu ve bu çalışanların sözleşmeler ile alt işverenlere devredilen işlerle aynı nitelikteki sıvacı ustalığı, işçilik ve operatörlük görevlerini ifa ettikleri, davacı Şirket ile ... ve ... Şirketleri arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğuna yönelik tespitin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; müvekkil Şirketin Ankara Şehir Hastaneleri projesinin kaba inşaat işlerini ... ve ... Şirketlerine ihale ettiğini ve ihale makamı konumunda olduğunu, yapılan sözleşmelerin anahtar teslim sözleşmesi niteliğinde olduğunu, ortada bir asıl işveren alt işveren ilişkisi olmaması sebebiyle muvazaalı bir durum da bulunmadığını, anahtar teslimi suretiyle alınan projede yürütülen hizmetlere ilişkin olarak yardımcı işlerde ve bunun yanı sıra asıl işin bir bölümünde ... ve ... Şirketlerine iş verildiğini, bu Şirketlerin de işçilerini sadece bu iş için görevlendirdiklerini, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, taraf olmaktan çıkarılan İŞKUR Genel Müdürlüğü lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 21.10.2020 tarihli ve 2018/4749 Esas, 2020/2098 Karar sayılı dosyasında ... Şirketi tarafından 24.02.2016 tarihli ve 10445-İNC-1, 10469-İNC-1 sayılı iş müfettişi raporunun iptalinin talep edildiği, yargılama neticesinde asıl işveren Şirket ile ... Şirketi arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu tespit edilerek davanın reddine dair verilen kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği, buna göre davacı asıl işveren Şirket ile ... Şirketi arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğuna dair maddi vakıanın kesinleşmiş olduğu, diğer yönlerden de dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında Mahkemece verilen kararın yerinde olduğu ancak dava açılırken İŞKUR Genel Müdürlüğünün davalı olarak gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından İŞKUR Genel Müdürlüğü lehine ayrıca vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun bu yönden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve katılma yolu ile davalı taraf olmaktan çıkarılan İŞKUR Genel Müdürlüğü vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; müvekkil Şirketin Ankara Şehir Hastaneleri projesinin kaba inşaat işlerini ... ve ... Şirketlerine ihale ettiğini ve ihale makamı konumunda olduğunu, yapılan sözleşmelerin anahtar teslim sözleşmesi niteliğinde olduğunu, ortada bir asıl işveren alt işveren ilişkisi olmaması sebebiyle muvazaalı bir durum da bulunmadığını, anahtar teslimi suretiyle alınan projede yürütülen hizmetlere ilişkin olarak yardımcı işlerde ve bunun yanı sıra asıl işin bir bölümünde ... ve ... Şirketlerine iş verildiğini, bu Şirketlerin de işçilerini sadece bu iş için görevlendirdiklerini, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Taraf olmaktan çıkarılan İŞKUR Genel Müdürlüğü vekili; müvekkili Kurumun taraf olmaktan çıkarılması nedeniyle lehine vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; muvazaa tespitine dair iş teftiş raporuna karşı yapılan itirazın yerinde olup olmadığı ile vekâlet ücretine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 124 üncü maddesinin dördüncü fıkrası, 323 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkraları, 3 ve 92 nci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi.
3. 27.09.2008 tarihli ve 27010 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Alt İşverenlik Yönetmeliği'nin 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c), (g) ve (ğ) bentleri, 4 ve 11 inci maddeleri ve 12 nci maddesinin ikinci fıkrası.
4. Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT).
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm, taraf olmaktan çıkarılan İŞKUR Genel Müdürlüğü vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 6100 sayılı Kanun'un 124 üncü maddesinin dördüncü fıkrası “Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” şeklinde düzenlenmiştir.
3. Somut uyuşmazlıkta, davada taraf olmaktan çıkarılan İŞKUR Genel Müdürlüğünün bu dava açısından taraf sıfatı kalmasa da aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermediği açıktır. 6100 sayılı Kanun'un 124 üncü maddesinin dördüncü fıkrası gereğince İŞKUR Genel Müdürlüğü lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekmekte olup bu hususun gözetilmemesi hatalı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı tarafın tüm, taraf olmaktan çıkarılan İŞKUR Genel Müdürlüğünün diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Taraf olmaktan çıkarılan İŞKUR Genel Müdürlüğünün Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasına yeni bir bent eklenerek (4) numaralı bent olarak "Davada taraf olmaktan çıkarılan İŞKUR Genel Müdürlüğü kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca takdir olunan 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak İŞKUR Genel Müdürlüğü'ne verilmesine," ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin davacı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.06.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.