"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 47. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2146 E., 2023/2410 K.
KARAR : Davacının istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddi, davalının istinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Edirne 1. ... Mahkemesi
SAYISI : 2023/136 E., 2023/245 K.
Taraflar arasındaki alacak davasına ilişkin yargılamanın iadesi talebinden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve yargılamanın iadesini talep eden davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine, davalı ... vekilinin başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı yargılamanın iadesini talep eden davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Yargılamanın iadesini talep eden davalı vekili dilekçesinde; 696 ... Kanun Hükmünde Kararname'nin (696 ... KHK)127 nci maddesi ile 375 ... Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde müvekkili Üniversite bünyesinde kadroya geçirilen dava işçi tarafından ücretin eksik ödendiği iddiasıyla alacak davası açıldığını, Mahkemece dava sonucunda miktar itibarıyla kesin olarak hüküm kurulduğunu, kararın miktar itibarıyla istinaf sınırının altında kalması sebebiyle istinaf edilemediğini ve böylece davanın kanun yollarından geçmeksizin kesinleştiğini, ancak davanın kesinleşmesinden sonra müvekkili aleyhine açılan emsal davada 2023 yılında Yargıtay tarafından 696 ... KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin İdare ile imzaladıkları bir sözleşme var ise asgari ücret fazlalıklarının ödenmesi gerektiğinin belirtildiğini, somut olayda da taraflar arasında kadroya geçirilirken imzalanan ... sözleşmesinin bulunmadığını, söz konusu Yargıtay kararının ellerinde olmayan sebeplerle işçinin açtığı alacak davasında sunulamadığını ileri sürerek yargılamanın iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davacı işçi vekili cevap dilekçesinde; yargılamanın iadesi talebinin yalnızca Yargıtay'ın içtihat değişikliğine dayandırıldığını, Yargıtay içtihadının kesin delil olmadığını, yargılamanın iadesi talebine ilişkin koşulların oluşmadığını savunarak talebin reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yargılamanın iadesine dayanak yapılan Yargıtay içtihatlarının yargılamanın iadesine konu yapılabilecek belge niteliğinde olmadığı, ayrıca dava dilekçesinde sözü edilen emsal dosya davacısının farklı olduğu, bu nedenle 6100 ... Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 ... Kanun) 375 inci maddesinin (ı) bendinde belirtilen şartların oluşmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile yargılamanın iadesini talep eden davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; vekâlet ücretinin hatalı belirlendiğini belirterek kararın düzeltilmesini istemiştir.
2. Yargılamanın iadesini talep eden davalı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususların yanında somut uyuşmazlıkta eşit durumdakilere eşit muamele ilkesinin de göz önüne alınması gerektiğini, aynı statüde bir grup işçinin davalarının kabulüne bir kısmı yönünden ise davaların reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "yargılamanın yenilenmesine konu Yargıtayın bozma kararının elde olmayan sebeplerle sonradan elde edildiği" ne ilişkin istinaf başvuru sebebinin 6100 ... Kanun'un 375 inci maddesinde sayılan yargılanmanın iadesi koşullarından olmadığı belirtilerek talebin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine, yargılamanın iadesini talep eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde yargılamanın iadesini talep eden davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Yargılamanın iadesini talep eden davalı vekili; dava ve istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6100 ... Kanun'un 375 inci maddesi uyarınca yargılamanın iadesi sebeplerinin mevcut olup olmadığı noktasındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 ... Kanun’un 374 üncü maddesi şöyledir:
" Yargılamanın iadesi, kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebilir.
"
2 6100 ... Kanun'un "Yargılamanın iadesi sebepleri" kenar başlıklı 375 inci maddesi şöyledir:
"(1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.
c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.
ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.
d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.
e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.
f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.
g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.
ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.
ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.
i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane ... ya da ... taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi.
(2) Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir."
3. 6100 ... Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 ... Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup yargılamanın iadesini talep eden davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 ... Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Yargılamanın iadesini talep eden davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.02.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
K A R Ş I OY
6100 ... Kanun'un 374 üncü maddesine göre yargılamanın iadesi, kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebilir.
Dosya içeriğine göre yargılamanın iadesini talep eden Üniversite bünyesinde çalışan işçinin 696 ... KHK kapsamında kadroya geçişi sırasındaki ücretinin hatalı belirlendiği iddiasıyla fark alacaklarının tahsili talebiyle açtığı alacak davasında İlk Derece Mahkemesince fark alacaklar hüküm altına alınmış; kararın kesin olarak verildiği belirtilmiştir. Kararda kesin olarak verildiği belirtilen hükme karşı doğal olarak kanun yolu ve süresi de gösterilmemiştir.
2709 ... ... Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) “Temel hak ve hürriyetlerin korunması” başlığını taşıyan 40 ıncı maddesinin ikinci fıkrasına göre “Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.”. Bu anayasal düzenlemeye uygun olarak, 6100 ... Kanun'un 297 nci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde kanun yolu ve süresinin belirtilmesi hükmün zorunlu bir unsuru olarak öngörülmüştür.
Anayasa Mahkemesinin ... ... ve Diğerleri, B. No: 2019/15693, 19/1/2022 tarihli kararında da kanun yoluna başvuru süresinin, mahkemeye erişim ... ve hak arama özgürlüğü bağlamında önemi "...Dava açma ya da kanun yollarına başvuru için belli sürelerin öngörülmesi, bu süreler dava açmayı imkânsızlaştırmadıkça -hukuki belirlilik ilkesinin gereği olarak- mahkemeye erişim hakkına aykırılık oluşturmaz. Ancak mevzuatta öngörülen süre kurallarının hukuka açıkça aykırı olarak yanlış uygulanması veya bu sürelerin hatalı hesaplanması nedenleriyle kişilerin dava açma ya da kanun yollarına başvuru haklarını kullanmasına engel olunması mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir (... Özel Sağlık Hiz. İnş. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti., § 38). ..." şeklinde açıklanmıştır.
İlk Derece Mahkemesince hüküm altına alınan alacak miktarı karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırının altındadır. Ancak, söz konusu hüküm davalıya ait işyerinde çalışmaya devam eden işçinin ileriye yönelik yevmiye tespitini de içermektedir. Hüküm altına alınan miktar kesinlik sınırının altında kalmakla birlikte, tespit bakımından ileriye etkili bir hükmün kesin olup olmadığına ilişkin kanunda bir düzenleme bulunmamaktadır. Bununla birlikte, Dairemizce aynı işyerinde çalışmaya devam eden işçiler bakımından ücret miktarına ilişkin tespitin ileriye etkili olması hâlinde hükmün kesin olmadığı kabul edilmektedir.
Dairemizin yukarıda açıklanan uygulamasına göre söz konusu hükme karşı istinaf yolu açıktır. Buna rağmen İlk Derece Mahkemesince hükmün kesin olarak verildiği belirtilerek kanun yolu ve süresinin gösterilmemesi, Anayasa'nın ve 6100 ... Kanun’un yukarıda belirtilen hükümlerine açıkça aykırıdır. İlk Derece Mahkemesince hatalı olarak kararın kesin olduğunun belirtilmesi, tarafların yanılmalarına ve olağan kanun yolu haklarını kullanamamalarına yol açacak niteliktedir. Bu tür bir yanıltmanın varlığı hâlinde istinaf yoluna başvuru hakkına sahip olan tarafın başvuru süresinin Kanun'da öngörülen yasal süre ile sınırlı olduğunu kabul etmek mahkemeye erişim hakkının ölçüsüz şekilde kısıtlanması sonucunu doğurur.
Dairemizce, yargılamanın iadesi talebine konu alacak davasında verilen kararın 6100 ... Kanun'un 374 üncü maddesi bağlamında kesinleştiği kabul edildikten sonra aynı Kanun'un 375 inci maddesinde sayılan yargılamanın iadesi sebeplerinin mevcut olmadığı gerekçesiyle yargılamanın iadesi talebinin reddine ilişkin karar onanmıştır. Oy çokluğuyla varılan bu sonuca katılmak mümkün değildir.
İlk Derece Mahkemesince hatalı olarak kesin olduğu belirtilen bir karar için tebliğ tarihinden itibaren kanun yolu süresinin işlediğinden söz edilemez. Bu durumda kanun yolu ve süresi bakımından kanunu bilmemek mazeret sayılmaz ilkesinin geçerli olduğu da söylenemez. Zira ileriye etkili tespit hükmünü içeren kararlara karşı kanun yoluna başvurulabilmesi kanuna değil, yukarıda açıklanan Yargıtay uygulamasına dayanmaktadır. Somut olayda yargılamanın iadesi talebini içeren dilekçede, kararın kesin olması nedeniyle temyiz edilemediğinden söz edilmesi de bu durumun açık bir göstergesidir. Bu sebeple inceleme konusu uyuşmazlık bakımından kararın kesinleşmediği kabul edilmelidir.
Yukarıda belirtilen nedenlerle İlk Derece Mahkemesinin hatalı şekilde kesin olduğunu belirttiği söz konusu karara ilişkin olarak ... Üniversitesinin yargılamanın iadesi istemi, süresinde yapılmış istinaf başvurusu olarak değerlendirilmeli ve kararın olağan kanun yolu denetimi kapsamında incelenmesi sağlanmalıdır. Maddi anlamda sonuç doğuracak bu yol yargılamanın iadesi talebine nazaran başvurucunun lehinedir. İnceleme konusu kararın henüz kesinleşmemiş olması karşısında yargılamanın iadesi başvurusunun, istinaf başvurusu olarak kabulü ile dosyanın istinaf incelemesi için Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi gerektiği görüşünde olduğumdan, yargılamanın iadesi talebinin reddine ilişkin kararın onanmasına dair sayın çoğunluğun aksi yönde vardığı sonuca katılamıyorum.