"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/26 E., 2023/744 K.
KARAR : Asıl davanın kısmen kabulü, birleşen davanın kabulü
BİRLEŞEN DAVA
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/187 E., 2021/379 K.
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı asıl dava davalı vekili ile birleşen dava davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından işyerinin kapanması nedeniyle sona erdirildiğini, fazla çalışma yaptığını ancak karşılığı ücretin ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi ile fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
1. Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; İzmir 6. İş Mahkemesinin 2013/611 Esas sayılı dosyasında işçilik alacaklarına ilişkin davada alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin işçilik hak ve alacaklarının tespit edildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Asıl davada davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının çalışmış olduğu işyerinin kapanmadığını, dava dışı Z.K’ye devredildiğini, davacının da bu kişi yanında çalışmaya devam ettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Birleşen davada davalı ... vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 30.06.2016 tarihli ve 2015/91 Esas, 2016/465 Karar sayılı kararıyla; işyeri devri ile ilgili dosyaya yazılı bir delil ileri sunulmadığı, buna göre davacının kıdem tazminatına hak kazanacağı, davalı işveren tarafından iş sözleşmesinin ihbar öneli verilmeden haksız olarak sona erdirildiğinin anlaşılmasına göre davacının ihbar tazminatına hak kazandığı, beyanlarına başvurulan tanık anlatımları ile davacının fazla çalışma yaptığına ilişkin iddiasının ispatlandığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairemizin 07.12.2020 tarihli ve 2016/34903 Esas, 2020/17596 Karar sayılı ilâmı ile; davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, dosyaya gelen devir belgesi ve tanık olarak dinlenen devralan işverenin beyanı ile davalı işyerinin kapatılmadığı, devredildiği yönündeki savunmanın ispatlandığının anlaşıldığı, açıklanan delil durumuna göre davacı işçinin davalı işveren nezdindeki çalışmasının 15.10.2014 tarihi itibarıyla sona erdiği, sona erme nedeninin ise devir olduğu, bu tarih itibarıyla işin sona ermesinin bir başka anlatımla feshin söz konusu olmadığı görülmekle şartları bulunmayan kıdem tazminatı ile ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğu, işyeri devredilmiş olmakla kullanılmayan yıllık izinleri kullandırma borcunun da devralan dava dışı işverene geçtiğinden davalının ücretli izinlerden sorumluluğunun bulunmadığı gözetilerek buna yönelik talebin reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğu; ayrıca davacı işinin davalı işveren nezdindeki çalışmasının 15.10.2014 tarihinde sona erdiğine göre fazla çalışma ücreti hesabının bu tarihe kadar yapılması gerekirken 30.11.2014 tarihine kadar yapılan hesaplamanın hükme esas alınmasının bir diğer hata olduğu gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl dava yönünden bozma ilâmına uyularak davacı tarafından davalı ... aleyhine açılan davada, davacı işçinin davalı ... nezdinde çalışmasının 15.10.2014 tarihinde sona erdiği, sona erme nedeninin herhangi bir fesih işlemi olmadığı, işyeri devri olduğu, bu bağlamda feshe bağlı alacaklardan olan kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine, bunun yanı sıra kullanılmayan yıllık izinleri kullandırma borcunun da devralan birleşen dosya davalısı ...'ye geçtiği görülmekle işbu alacak talebi yönünden de davanın reddine karar verildiği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne,;birleşen dava yönünden davacının 27.11.2014-18.12.2014 tarihleri arasında davalı ... nezdinde çalıştığı, dosyada mevcut devir sözleşmesine göre asıl dosya davalısı ...'ın işyerini birleşen dosya davalısı ...'ye devrettiği, işyeri devri hususunun bozma ilâmında da belirtildiği üzere ispat olunduğu, davalı ...'nün davacının iş sözleşmesini haklı nedenlerle sona erdirdiği hususunu ispatlayamadığının anlaşıldığı gerekçesiyle birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı vekili ile birleşen davada davalı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Asıl davada davalı vekili; davacının müvekkili bünyesinde geçen çalışma döneminde fazla çalışma yapmadığını, tanık beyanlarının hükme esas alınamayacağını, davacının ücretinin hatalı tespit edildiğni savunarak temyize başvurmuştur.
2. Birleşen davada davalı vekili; talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin davacı yanın çalıştığı eczane içerisinde bulunan eczane açma hakkını asıl dava davalısı ...'dan 15.10.2014 tarihinde devraldığını, bu devrin klasik anlamda işyeri devri olarak düşünülemeyeceğini, eczanelerin bir bölgede açabilecekleri eczane sayısının noterlik mesleği gibi kotaya bağlandığını o bölgede bir eczane kapanmadan veye işletme hakkını devretmeden yeni eczane açılamadığını, yapılan eczene devrinin aslında işletme ... devrine ilişkin olduğunu, davacının müvekkili ile yeni bir iş sözleşmesi imzalayarak işe başladığını ve deneme süresi dolmadan işyerinden ayrıldığını, birleştirme kararının hatalı olduğunu, zira müvekkilinin asıl davada davalı tanığı olarak beyanda bulunduğunu, müvekkilinin tanık olarak dinlenmiş olduğu davada taraf olmasının usule aykırı olduğunu savunarak temyize başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyetine ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; asıl dava davalının fazla çalışma alacağından sorumlu olduğu dönemin tespiti ile bozmadan sonra davalıZeyna Köprülü'ye karşı açılan davanın asıl dava ile birleştirilip birleştirilemeyeceği hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi.
2. 31.03.2011 tarihinde kabul edilip 14.04.2011 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 30 uncu maddesi gereğince 6100 sayılı Kanun'a eklenen geçici 3 üncü maddenin birinci fıkrası şöyledir;
“Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.”
3. 07.11.2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği üzere 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 25 ve geçici 2 nci maddeleri uyarınca kurulan ve yargı çevreleri belirlenen bölge adliye mahkemelerinin, 20.07.2016 tarihi itibarıyla tüm yurtta göreve başlaması nedeniyle bu tarih ve sonrasında verilen ilk derece mahkemesi kararları hakkında mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun temyize ilişkin hükümlerinin uygulanması olanağı kalmamıştır.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; asıl davada davalı vekilinin tüm, birleşen davada davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta davacının; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, ücreti, asgari geçim indirimi ile fazla çalışma ücreti alacaklarının tahsili talebiyle ... aleyhine karşı açtığı dava sonunda Dairemizce yapılan temyiz incelemesi üzerine bozulan dava dosyasında, davalı sadece ... iken birleşen İstanbul Anadolu 6. İş Mahkemesinin 2021/187 Esas sayılı dava dosyalarında ...'ye husumet yöneltilmiştir.
3. Birleşen İstanbul Anadolu 6. İş Mahkemesinin 2021/187 Esas sayılı dava dosyasının davalısı farklı olduğundan bu dava, asıl dava yönünden ek dava mahiyetinde olmayıp yeni dava niteliğindedir.
4. İlâmın İlgili Hukuk bölümünün (2) ve (3) numaralı paragraflarında açıklanan düzenlemeler de dikkate alındığında; birleşen 2021/187 Esas sayılı davanın 18.03.2021 tarihinde açıldığı, karar tarihi itibarıyla istinaf yoluna tâbi olduğu ve kanun yolu incelemesinin bölge adliye mahkemesince yapılması gerektiği anlaşılmaktadır.
5. Hâl böyle olunca Mahkemece, birleşen 2021/187 Esas sayılı dava dosyasının işbu davadan tefrik edilerek yeni bir esasa kaydedilmesi ve yapılacak yargılama sonucunda da istinaf yolu açık olmak üzere karar verilmesi gerekir. Kanun yolları farklı olan davaların birleştirilerek görülmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
12.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.