"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/156 E., 2023/1780 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 26. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/174 E., 2021/1130 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Sağlık Bakanlığı bünyesinde alt işveren işçisi olarak çalışmakta iken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında davalı İdarede sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, kadroya geçiş sırasında davacı ile davalı arasında yapılan bireysel iş sözleşmesinde aylık ücretin, asgari ücretin %15 fazlası olarak belirlendiğini, ancak davalı tarafça 01.01.2019 tarihinden itibaren sözleşmede yer alan artış oranının uygulanmadığını ve ücretlerin eksik ödendiğini, 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 22 inci maddesinde yer alan düzenlemeye göre, işçinin çıplak ücretinin düşürülmesinin iş sözleşmesinde işçi aleyhine değişiklik yapılması anlamına geldiğini, davacıdan söz konusu değişikliğe ilişkin yazılı muvafakat alınmadığını ileri sürerek ücret farkı alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının 696 sayılı KHK ile sürekli işçi statüsünde kadroya geçtiğini, kadroya geçişi sonrası ücretinin Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesi dikkate alınarak mevzuata uygun biçimde belirlendiğini, hukuka aykırı bir uygulamanın söz konusu olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyada mübrez 02.04.2018 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinde, davacı ücretinin asgari ücretin %15 fazlası olarak kararlaştırıldığı, 2019 yılı ve sonraki döneme ait ücret bordrolarının tetkikinde sözleşmenin bu maddesine uyulmadığının görüldüğü, 4857 sayılı Kanun'un 22 inci maddesine göre iş sözleşmesindeki esaslı değişikliğin ancak durumun işçiye bildirilmesi ve yazılı onayının alınması ile yapılabileceği, davalı İdare tarafından davacıya ücret değişikliği teklifinde bulunulduğu ve davacının da bunu kabul ettiğine ilişkin bir iddia ve delilin dosya kapsamında bulunmadığı, davacının talep konusu fark ücret alacağına hak kazandığı belirtilerek, dosya içeriği ile uyumlu bilirkişi raporundaki hesaplamalar doğrultusunda davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf başvurusunda; kararın kesin nitelikte olmadığını, davacının 696 sayılı KHK ile sürekli işçi statüsünde kadroya geçtiğini ve kadroya geçiş sonrası ücretinin mevzuata uygun biçimde belirlendiğini, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca ilan edilen hükümlerde ücret zammının, işçilerin 01.01.2019 tarihinde almakta oldukları günlük çıplak ücretlerine aynı tarihten itibaren %4 oranında zam yapılmak suretiyle belirleneceğinin düzenlendiğini, buna göre ödemelerin yapıldığını, yerleşik yargı kararlarında da vurgulandığı üzere işçinin hem bireysel iş sözleşmesindeki zammı, hem de toplu iş sözleşmesindeki zammı bir arada almasına imkân bulunmadığını, sözleşmedeki oran hükmünün müvekkili İdarenin iradesini yansıtmadığını, çünkü toplu iş sözleşmesi ile bireysel iş sözleşmesi hükümlerinin çelişemeyeceğini ve toplu iş sözlemesi hükmüne aykırı bireysel sözleme hükmüne geçerlilik tanınamayacağını, iddia olunduğu gibi kadroya geçirilen işçilerin ücretlerinin düşürülmeyip bilakis mevzuat gereği belirlenen zam oranlarının uygulandığını, davacının ücret ve ilave tediye alacağından kesinti yapıldığı iddiaları ve alacak taleplerinin haksız ve dayanaksız olduğunu beyanla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kararın istinaf yolu açık olmak üzere verildiği, taraflar arasında davacının kadroya geçiş aşamasında akdolunan 02.04.2018 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinde ücret esası ve ödeme şekli başlıklı 7 nci maddesinde açıkça sözleşme süresince işçiye her ay brüt asgari ücretin %15 fazlası üzerinden günlük olarak ödeme yapılacağının belirtildiği, sözü edilen kuralın her asgari ücret artış dönemi için işvereni bağlayacağı, dosya içeriğine göre 01.01.2019 tarihinden itibaren davacının ücretinin güncel asgari ücretin %15 fazlası olarak ödenmediği görülmekle, 4857 sayılı Kanun'un 22 nci maddesi gereğince davacının yazılı onayı alındığına ilişkin delil, belge de sunulmadığından davacının davasının kabulüne ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu ve kamu düzenine aykırılık bulunmadığı gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş ve ayrıca davacının sendika üyelik tarihi belirlenmeden karar verildiğini ileri sürerek ve inceleme sırasında resen gözetilmesi gereken diğer nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçiye kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ödenmesi gereken ücretin tespiti ile fark ücret alacağına hak kazanıp kazanmadığı ve bu alacakların hesabı konularına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı Kanun'un 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 üncü maddesi.
3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı ilâmında şu şekilde açıklanmıştır:
"...
2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir."
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.