"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/266 E., 2023/469 K.
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin bankacı-genel müdür yardımcısı olarak 17.2.2009-09.02.2014 tarihleri arasında davalı ... bünyesinde yer alan ... Bank Kiev şubesinde aylık 4.500,00 USD ücretle çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız olarak 09.02.2014 tarihinde feshedildiğini, ücretlerinin Yapı Kredi ... Şubesine ... Holding çalışanları tarafından yatırıldığını, ... Bank nezdinde çalışıyor olsa da bu firma ... Holding iştiraki olduğundan davanın her iki Şirkete karşı ikame edildiğini, ... Holding bünyesinde de çalıştığının ispatı olarak, bu firma çalışanlarıyla olan e-posta yazışmalarını sunduklarını, firmaların web sayfaları incelendiğinde de aralarında organik bağ olduğunun anlaşıldığını, Bankanın Ukrayna'nın %100 tek Türk bankası olarak 2007 tarihinde kurulduğundan bahsedildiğini, davalı iki Şirket arasında organik bağ olduğunu ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... AŞ vekili cevap dilekçesinde; davanın esasa girilmeksizin milletlerarası yetkisizlik bulunduğundan ve husumet yönünden reddi gerektiğini, yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklarda ilk uygulanacak düzenlemenin 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 40 ve 44 üncü maddeleri olduğunu, davacının işyeri ve çalıştığı firmanın Ukrayna kanunlarına göre kurulu yabancı bir Şirket olan diğer davalı ... Finance And Credit Bank Şirketi olduğunu ve bu Şirketin "Kiev-UKRAINE" adresinde faaliyet gösterdiğini, işçinin işini devamlı olarak gördüğü mutad işyerinin de aynı adres olduğunu, davacının çalıştığı bankanın Türkiye’de herhangi bir şubesinin olmadığını, davanın Ukrayna’daki görevli ve yetkili mahkemelerde ikamesi gerektiğini, davalı ... Finance and Credit Bank ile müvekkili ... Holding AŞ arasındaki tek hukuki ilişkinin hissedarlık ilişkisi olduğunu, davacı vekili tarafından varlığı iddia olunan, hissedar müvekkil Şirket tarafından diğer davalıya gönderilen bilgilendirme veya bilgi alma e-postalarının 4857 sayılı İş Kanunu çerçevesinde işçinin emeğini her iki Şirkete de özgülemesi anlamına gelmediğini, davacının işyerinin Ukrayna kanunlarına göre kurulu yabancı bir şirket olan davalı ... Finance and Credit Bank Şirketi olduğunu, davacının kendi firmaları bünyesinde çalışmadığını ve görevlendirilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... tarafından davaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 05.03.2021 tarihli ve 2021/176 Esas, 2021/56 Karar sayılı kararı ile ispat yükü üzerinde olan davalı tarafından iş sözleşmesinin haklı nedenle tazminatsız şekilde feshedildiğinin kanıtlanamadığı sonucuna varılarak kıdem ve ihbar tazminatının davalı ... AŞ'den tahsili gerektiği, davacı vekilinin davalı ... yönünden davanın atiye bırakılmasını talep ettiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda (6100 sayılı Kanun) atiye bırakma şeklinde bir kurum bulunmayıp davanın geri alınması davalının açık muvafakatine bağlı olduğundan ve davalı tarafından muvafakat verilmediğinden davalı ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, davalı ... Şirketinin diğer davalı ... AŞ bünyesindeki Şirket olduğu, davacının ücretinin ... Holding AŞ yetkilisi tarafından davacının Türkiye’deki banka hesabına yatırıldığı, ... Holding AŞ tarafından davacının yurt dışındaki işyerinde çalıştırılmak üzere gönderildiği, bu nedenlerle davalı ... AŞ'nin davacının işçi alacaklarından sorumlu olduğu gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü diğer taleplerin reddi suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... AŞ vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesinin 15.09.2022 tarihli ve 2021/2468 Esas, 2022/1127 Karar sayılı kararı ile davacının sigortalı hizmet döküm cetveli incelendiğinde, yurt dışı hizmet borçlanması tescilinin bulunduğu, dosya kapsamındaki Emniyet Müdürlüğü hudut kapıları sorgulamasından alınan yurt dışı giriş çıkış kayıtları, ... Holding AŞ'nin internet sayfası belgelerine göre de diğer davalı ... Bank Şirketinin grup şirket olduğu, 2007 yılında Ukrayna'da %100 tek Türk sermayeli banka olarak kurulduğu ve Yapı Kredi Bankası yazısı ile de davacıya ait hesap hareketlerinin incelenmesinde, davacıya ücret ödemesi yapan görevli pozisyonunda olduğu anlaşılan kişinin Ukrayna uyruklu değil A.O. isimli şahıs olduğu ve onun teslimi ibaresi bulunduğu hususları tüm olarak değerlendirildiğinde; davacının davalı ... AŞ çalışanı olduğu, iş sözleşmesinin tazminatsız feshedilmesini haklı kılan nedenlerin bulunduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... AŞ vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 22.05.2023 tarihli ve 2022/18228 Esas, 2023/7514 Karar sayılı ilâmı ile Dairemiz uygulamasına göre aralarında organik bağ bulunan işverenler arasında birlikte işverenlik, işyeri devri, asıl işveren alt işveren ilişkisi gibi bir hukuki ilişki varsa birlikte sorumluluğun söz konusu olabileceği, birlikte işverenlik, işyeri devri, asıl işveren alt işveren ilişkisi gibi bir hukuki ilişkinin ispatlanmadığı somut davada, davalı ... AŞ'nin dava konusu işçilik alacaklarından sorumluluğunun bulunmadığı şeklindeki gerekçe ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmı doğrultusunda davalılar arasında birlikte işverenlik, işyeri devri, asıl işveren alt işveren ilişkisi gibi bir hukuki ilişkinin ispatlanamadığı, bu hâli ile davalı ... AŞ'nin dava konusu işçilik alacaklarından sorumluluğu bulunmadığı, diğer davalı yönünden ise daha önce karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği ve bu hususta bozma yapılmadığı gerekçesiyle davalı ... Bankası yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... AŞ yönünden husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; aynı davalılara karşı açılan emsal bir davada İlk Derece Mahkemesinin kabul kararının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanarak kesinleştiğini, davanın kabulü gerektiğini, ...’in, ... Holding AŞ’nin grup Şirketi olduğunu, bu nedenle ... Bank Ukrayna'ya yapılan atamaların ... Holding AŞ tarafından yapıldığını, ... Holding AŞ’nin imza sirkülerine göre dava dışı üçüncü bir kişinin ... Holding AŞ'ye fon müdürü olarak atandığını, davacının bu üçüncü şahsın e-posta adresine çeşitli tarihlerde e-posta gönderdiğini, bu e-postaların Şirketler arasındaki organik bağı kanıtladığını, ... Holding'in web sayfasında ... Bank Ukrayna'nın grup Şirket olarak gösterilmesi, ... Bank Ukrayna'nın ... Holding AŞ'nin iştiraki olması, ... Holdingin web sayfasında iletişim bilgilerinde ... Bank Ukrayna'nın da iletişim bilgilerine yer verilmesi, bu dosyada dinlenen tanık E.A.'nın Ukrayna'da ... Bank’da Genel Müdür Yardımcısı olarak çalıştığının bizzat ... Holding AŞ tarafından konsolosluğa yazılan yazı ile ikrar edilmesi bir arada değerlendirildiğinde, ... Bank Ukrayna ve ... Holding AŞ arasındaki organik bağın ispatlandığını ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının davalı ... Bank Şirketinde geçen çalışmasından diğer davalı ... AŞ'nin sorumluluğu bulunmadığı yönündeki bozma ilâmına uygun karar verilip verilmediği hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.09.2021 tarihli ve 2017/(22)9-3109 Esas, 2021/1075 Karar sayılı ilâmında organik bağ kavramı şu şekilde açıklanmıştır:
"... Tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanmasına benzeyen bir başka kavram organik bağ kavramıdır. Tüzel kişilik perdesinin aralanmasında olduğu gibi organik bağ kavramında da bir tüzel kişinin borçlarından bir başka tüzel kişinin sorumluluğuna gidilmektedir. Bu hâliyle organik bağ kavramının da kaynağını TMK’nin 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı oluşturmaktadır (Öztek/Memiş, s. 210). Ancak organik bağ kavramı, tüzel kişilik perdesinin aralanmasına göre daha geniş bir anlama sahip olsa da organik bağın varlığı, tek başına tüzel kişilik perdesinin aralanmasını gerektirmemektedir. Başka bir deyişle şirketler arasında organik bağ tespit edilse dâhi tüzel kişilik perdesinin aralanması ve alacağın perdenin arkasındakinden de istenebilmesi için sırf alacaklıdan mal kaçırmak ve onu zarara uğratmak amacıyla kötü niyetli işlemler yapıldığının da somut verilerle ispatlanması gerekmektedir.
Şirketler arasında ortakların akraba olması tek başına organik bağ veya tüzel kişilik perdesinin kaldırılması için yeterli değildir veya şirketlerin aynı faaliyeti yürütüyor olması organik bağ için yeterli değildir (Baycık, G.: İşverenin Tespitinde Birlikte İstihdam ve Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması Kurumları, İş Uyuşmazlıklarında Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemeleri Kararları Değerlendirme Toplantısı (Seminer Bolu/Abant – 06 Nisan 2019), Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası, Ankara 2019, s. 20). Şirketler arasında organik bağ olup olmadığı; şirketlerin adreslerinin aynı olması, ortaklık yapılarının ve yönetim kurullarının benzer olması veya temsilcilerinin aynı olması, faaliyet alanları, hisse devirleri, muvazaalı işlemler gibi hususlar ve somut olayın özellikleri de gözetilerek tespit edilebilir. Ancak tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanmasında her iki şirketin faaliyet alanı, ortaklık yapısı, ortakları gibi konularda öyle büyük ve derin bir kesişme vardır ki; bu şirketlerle iş yapan kişiler nezdinde iktisadi bir bütünlük içerisinde tek bir şirketle iş yapılıyor algısı oluşmaktadır. Ayrıca üçüncü kişiler nezdinde uyandırılan bu algı neticesinde, ticaret yaparken güçlü bir yapıya sahip görüntüsü oluşturularak, şirketlerden birinin borca batırılması ya da içinin boşaltılıp iş alanının diğerine kaydırılması işlemleri tipik bir hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilmelidir.
..."
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
18.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.