"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2754 E., 2023/2449 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 7. İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/70 E., 2023/128 K.
Taraflar arasındaki işe iade davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 22.10.2018 tarihli ve 2018/6420 Esas, 2018/18773 Karar sayılı kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının bireysel başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesince 2018/37697 Başvuru numaralı ve 01.02.2023 tarihli karar ile; davacının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 36 ncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı doğrultusunda İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde 17.01.2013-18.07.2016 tarihleri arasında bilişim teknolojileri uzmanı olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, davalı tarafından yapılan fesihte davacı işçinin hizmetine ihtiyaç duyulmadığının ileri sürüldüğünü, 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) aradığı anlamda işçinin yeterliliğinden, davranışından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir neden gösterilmediğini, feshin geçersiz olduğunu iddia ederek feshin geçersiz olduğunun tespiti ile davacının işe iadesine, 4 aylık boşta geçen süre ücreti ve diğer hakların davacıya ödenmesine, yasal sürede işe başlatılmaması hâlinde davacıya 8 aya kadar ücreti tutarında tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Anayasa Mahkemesinin almış olduğu yeni Genel Kurul kararında kişinin meslekten çıkarılmasına yönelik olarak yapılacak değerlendirme sonucunda oluşacak kanaatin yeterli olduğunun kararlaştırıldığını, kanaate varılabilmesi için belli bir tür delile dayanma zorunluluğu öngörülmediğini, davalı Şirketin %73,60 payının Hazineye ait olduğunu, bu pay sahipliğiyle ilgili her türlü işlemin Hazine Müsteşarlığınca yürütüldüğünü, Müsteşarlık ve diğer ortaklar tarafından seçilen yeni borsa yönetiminin borsayı daha ileriye götürecek projeler üzerinde çalışmaya başladığını, dolayısıyla güncellenen hedefler ve iş stratejileri çerçevesinde hizmetine ihtiyaç duyulmayan personel ile iş ilişkilerinin sonlandırılmaya başlandığını, bu kapsamda 01 Nisan-15 Temmuz 2016 tarihleri arasında her düzeyden toplam 47 kişi ile iş ilişkilerinin sona erdirildiğini, bu sayının 18.07.2016 tarihi itibarıyla 51 kişi olduğunu, daha sonra 05.08.2016 tarihinde 1 kişi ile 11.08.2016 tarihinde de 8 kişinin daha iş ilişkisinin sona erdirildiğini, davacı işçinin bağlı bulunduğu yönetici olan genel müdür yardımcısı tarafından davacı işçinin çalışmalarının verimsiz olduğu bilgisinin Genel Müdürlüğe iletildiğini, değerlendirme sonucu oluşan kanaatle davacı işçinin iş sözleşmesinin 18.07.2016 tarihli işletmesel karar sonucu feshedildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İHLAL KARARINDAN ÖNCEKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. İlk Derece Mahkemesi Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 08.12.2016 tarihli ve 2016/373 Esas, 2016/539 Karar sayılı kararı ile; davalı cevabi yazıları içeriğine göre davacının iş sözleşmesinin, millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen FETÖ/PDY terör örgütüne üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilmek suretiyle feshedildiği, fesih nedenine göre, davacının 673 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (KHK) 7 nci maddesi uyarınca işe geri alınma yönünde talepte bulunamayacağı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
B. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 16.11.2017 tarihli ve 2017/774 Esas, 2017/1242 Karar sayılı kararı ile; davacının FETÖ/PDY terör örgütüyle irtibatı veya iltisakı bulunduğu gerekçesiyle iş sözleşmesinin feshedildiği savunulmakta ise de dosyaya bu yönde bir delil sunulmadığı gibi cevap dilekçesinde dahi somut olarak bir irtibat ya da iltisak buluduğunun ifade edilmediği; bu nedenle feshin geçerli nedene dayanmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulü ile feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
D. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
E. Yargıtay Kararı
Dairemizin 22.10.2018 tarihli ve 2018/6420 Esas, 2018/18773 Karar sayılı ilâmı ile; davacının iş sözleşmesinin 18.07.2016 tarihinde hizmetlerine ihtiyaç duyulmaması gerekçesiyle feshedildiği, ancak davalı vekilinin cevap dilekçesindeki açıklamalarında davacının FETÖ/PDY ile bağlantısı tespit edildiğinden iş sözleşmesinin sona erdirildiğinin belirtildiği, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından düzenlenen 29.05.2018 tarihli ve 2017/119100 Soruşturma numaralı dosyasında “...’ün şüpheli sıfatıyla yer aldığı, soruşturmanın derdest olduğu”nun belirtildiği, bu hâlde davalı savunmasına göre davacının FETÖ/PDY ile ilgi, iltisak ya da irtibatı bulunduğu konusunda davalı işveren açısından şüphe feshini gerektirir yeterli delil olduğu, terör örgütü ile irtibat veya iltisakı bulunduğuna dair şüphe bulunan bir işçiyi çalıştırmaya devam etmenin, davalı işverenden beklenemeyeceği feshin, şüphe feshinin şartlarını taşıdığı ve geçerli nedene dayandığının anlaşıldığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
IV. ANAYASA MAHKEMESİ KARARI VE İHLAL KARARINDAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bireysel Başvuru
Kesinleşen karara karşı davacı taraf Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. Anayasa Mahkemesi Kararı
1. Anayasa Mahkemesinin 01.02.2023 tarihli ve 2018/37697 Başvuru numaralı kararında; başvurucu hakkındaki soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği ve başvurucunun terör örgütü ile organik bağı bulunduğuna dair yeterli delilin bulunmadığı, soruşturmanın takipsizlik ile sonuçlanması nedeniyle iş sözleşmesinin feshinin nasıl haklılaştırıldığının Yargıtayın verdiği kararda yer almadığı; bu nedenle yargılama süreci bir bütün olarak değerlendirildiğinde başvurucunun gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna varıldığı belirtilmiştir.
2. Anayasa Mahkemesince, davacının Anayasa'nın 36 ncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine, kararın bir örneğinin ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak amacıyla İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesi Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı tarafça, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibatlı ve iltisaklı olduğu gerekçesiyle iş sözleşmesinin feshedildiği savunulmuş ise de bu konuda işverenlikten kaynaklı dosyaya bir delil sunulmadığı, davacı hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/119100 Soruşturma, 2019/24500 Karar sayılı kararı ile; yapılan soruşturma sonucunda davacının FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile organik bağları bulunduğuna dair kamu davası açmaya yeterli delil bulunmadığı, Bank Asyada bulunan hesaplarında örgüt liderinin talimatı ile gerçekleştiği değerlendirilebilecek herhangi bir hesap hareketinin bulunmadığı gerekçesiyle kamu adına kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği, ilgili kararın itiraz üzerine sulh ceza hâkimliğince verilen itirazın reddi kararı ile kesinleştiği bu nedenle davalı işveren davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibat yada iltisakına ilişkin kendilerinde oluşan şüpheyi makul delillerle ispatlayamadığı gerekçeleriyle işverence yapılan fesih geçersiz kabul edilerek davacının işe iadesine karar verilmiştir.
D. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
E. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davalı işverence 15 Temmuz 2016 tarihli darbe teşebbüsünün olağanüstü şartlar ile yapılan değerlendirmesi neticesinde; davacı ile beraber iltisakı/irtibatı olduğu kanaatine varılan personele yönelik tedbirler çerçevesinde iş sözleşmesinin feshedildiğini, işe alınması sırasında davacıya referans olan yöneticinin, FETÖ/PDY iltisaklı/irtibatlı olan kişileri davalıya ait işyerine yoğun bir şekilde istihdam ederek kadrolaşmaya yol açtığının bilindiğini, davacının FETÖ/PDY ile ilgili olarak ceza soruşturması geçirdiğini, bu nedenle feshin şüphe feshinin şartlarını taşıdığını ve geçerli nedene dayandığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
F. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı taraf, davacının iş sözleşmesini FETÖ/PDY ile irtibatlı ve iltisaklı olduğu gerekçesiyle feshedildiğini savunmuş ise de dosyada bu yönde herhangi bir delil bulunmadığı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/119100 Soruşturma sayılı dosyasında davacı hakkında takipsizlik kararı verildiği, itiraz üzerine takipsizlik kararının kesinleştiği; bu durumda feshin geçerli nedene dayandığı ispat yükü üzerinde bulunan davalı işverence bu hususun ispatlanamadığı, davacının işe iadesine ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanun ile dosya içeriğine uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davacının iş sözleşmesinin geçerli bir nedenle feshedilip feshedilmediği ve bu bağlamda işe iadesine karar verilip verilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı Kanun'un 18, 19, 21 ve 25 inci maddeleri ile aynı Kanun'un 25.10.2017 tarihli 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 11 inci maddesi ile değiştirilmeden önceki 20 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.