"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kısmen kabulü ile birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı-birleşen dosya davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-birleşen dosya davalı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde 22.01.2010-30.09.2013 tarihleri arasında satış ve pazarlama müdürü olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret, prim, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti ile yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-birleşen dosya davacı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirket bünyesinde 22.01.2010-30.09.2013 tarihleri arasında satış pazarlama direktörü olarak çalıştığını, davacının çalıştığı süre boyunca tüm ücretlerinin banka aracılığıyla ödendiğini, davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiş; birleşen davada ise davalı işçinin aynı işyerinde satış ve pazarlama müdürü olarak çalışan A.A. isimli işçi ile birlikte birtakım dolaylı yollarla müvekkili Şirketi zarara uğrattıkları ve güveni kötüye kullanma suçlarını işlediklerini, müvekkilinin uğradığı zararın 89.154,03 TL olduğunu, bu zararın ödenmesine ilişkin ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını, davalının yakın arkadaşının sahibi olduğu dava dışı Şirkete diğer acentelere uygulanan aksiyon fiyatlarının çok altında bir fiyat uygulaması sağlaması nedeniyle de müvekkilinin 841.425,00 USD zarar ettiğini ileri sürerek müvekkilinin uğradığı zararın davalı işçiden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 20.04.2016 tarihli ve 2014/7 Esas, 2016/267 Karar sayılı kararı ile; asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-birleşen dosya davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 27.02.2018 tarihli ve 2017/11835 Esas, 2018/4456 Karar sayılı kararı ile; davacının ispatlanamayan hafta tatili ücreti talebinin reddi yerine kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, davalının belirttiği Hastaneye müzekkere yazılarak davacının yatılı olarak tedavi görüp görmediği, görmüş ise hangi tarihlerde Hastanede kaldığı sorularak gelecek cevaba göre fiilî çalışmaya bağlı fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının yeniden değerlendirilmesi gerektiği, işçi hakkında işverenin şikâyeti üzerine başlatılan savcılık soruşturmalarına ilişkin dosyalar celbedilerek ve özellikle Manavgat 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/801 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan ceza davasının sonucu beklenerek alacağın varlığı hakkında karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 03.05.2019 tarihli ve 2018/180 Esas, 2019/480 Karar sayılı kararı ile; asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-birleşen dosya davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 08.10.2019 tarihli ve 2019/6647 Esas, 2019/17530 Karar sayılı kararı ile; davacının sanık olarak yargılandığı ceza dosyası ve bozma kararında belirtildiği üzere savcılık soruşturma dosyaları getirtilip bu dosyalardaki bilgi ve belgeler eldeki dava dosyası ile bir değerlendirmeye tâbi tutulduktan sonra birleşen dava hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davacı ve birleşen dosya davalısı işçinin davalı Şirketi zarara uğrattığı iddiası ile güveni kötüye kullanma suçundan yargılandığı ceza davasında hakkında beraat kararı verildiği ve bu kararın kesinleştiği, dava dışı A.A. isimli işçi aleyhine işveren Şirket tarafından eldeki dava ile konusu aynı taleplere ilişkin açılan davanın reddine karar verildiği, kararın istinaf aşamasında kesinleştiği, dava dışı A.A'nın sorumlu olmadığının sabit olduğu rezervasyon fişlerinde ismi veya imzası bulunmayan, kendi sorumluluğunun yurt dışı rezervasyonlarını kapsadığı anlaşılan davacı ve birleşen dosya davalısı işçinin iddia edilen zarardan sorumluluğu bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-birleşen dosya davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-birleşen dosya davacı vekili; ücret miktarının hatalı tespit edildiğini, davacının dava konusu alacaklara hak kazanmadığını, müvekkili Şirketin uğradığı zararların tazmini için açılan davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; birleşen davada davaya konu zarardan davacı-birleşen dosya davalısı işçinin sorumluluğunun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49, 50, 51, 74, 114, 396 ve 400 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı-birleşen dosya davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
17.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.