Logo

9. Hukuk Dairesi2024/3675 E. 2024/7371 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 6360 sayılı Kanun ile belediyeye devredilen işçinin, devir sonrası hangi toplu iş sözleşmesinden yararlanacağı ve iddia ettiği fark alacaklarının bulunup bulunmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 6360 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesinin onuncu fıkrası gereğince, devredilen işçilerin yeni bir toplu iş sözleşmesi düzenleninceye kadar önceki toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya devam etmeleri gerektiği, davacının Genel-İş Sendikasına üye olsa dahi nakledildiği işyerinde yeni toplu iş sözleşmesi imzalanana kadar önceki toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan haklarının korunması gerektiği gözetilerek, davacının yeni toplu iş sözleşmesinden yararlandırılmasını ve fark alacağının bulunmadığını kabul eden istinaf kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Mülga Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü emrinde geçici işçi statüsünde işe başladığını, 01.02.2001 tarihinde kadrolu işçi statüsüne geçirildiğini, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün kaldırılması üzerine İl Özel İdaresine, İl Özel İdaresinin kapatılması üzerine Tekirdağ Büyükşehir Belediyesine devredildiğini, kanun gereği devirden sonra davacının Yol-İş Sendikası ile İl Özel İdaresi arasında akdedilen toplu iş sözleşmesine göre ücret ve diğer haklarını aldığını, ilgili toplu iş sözleşmesinin 28.02.2015 tarihinde sona ermesi üzerine Genel-İş Sendikasına üye olarak Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi ile Genel-İş Sendikası arasında akdedilen toplu iş sözleşmesi kapsamına alındığını, davacının kök ücret, yıpranma primi, ağır hizmet ve tehlike sorumluluk primleri ile diğer yan haklarını almakta iken yaptığı iş değişmemesine rağmen bu haklarından yıpranma primi ve ağır hizmet primlerinin yeni sözleşmede olmadığı için kaldırıldığını ve aylık kazancında düşme meydana geldiğini; ayrıca davalı ... ile Genel-İş Sendikası arasında imzalanmış bulunan 15.01.2014-14.01.2016 tarihlerini kapsayan toplu iş sözleşmesinin 34 üncü ve 35 inci maddelerinin hatalı yorumlanarak ücretinin taban ücretten yüksek olmasına rağmen taban ücret seviyesine düşürüldüğünü, daha sonra kıdem zammı ve ücret artış zammı eklenerek ücretinin tespit edildiğini; ancak taban ücret uygulamasının belirtilen ücretin altında ücret alan işçileri kapsadığını, taban ücretin üstünde ücret alan işçileri kapsamadığını, toplu iş sözleşmelerinin yanlış uygulanması neticesinde müvekkilinin maddi kayıplar yaşadığını ileri sürerek ücret farkı, ilave tediye farkı ve ikramiye farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın haksız, usul ve kanuna aykırı olup reddi gerektiğini, davacının Tekirdağ Köy Hizmetleri İ1 Müdürlüğünde mevsimlik işçi olarak çalışmaktayken, 02.02.2001 tarihli ve 24306 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 2001/1959 sayılı Yönetmelik gereğince, 02.02.2001 tarihinden itibaren daimi kadroya atandığını ancak Tekirdağ Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünün kapanması ile birlikte, Tekirdağ İl Özel İdaresine devrolduğunu ve burada çalışmaya devam ettiğini, 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi ilçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (6360 sayılı Kanun) ile Tekirdağ İl Özel İdaresinin tüzel kişiliği kaldırıldığından, davacının Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanlığına devredilerek çalışmaya başladığını, davacının ücret fark alacağı, ilave tediye fark alacağı, ikramiye fark alacağı bulunmamakla birlikte davacının talep ettiği tüm alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının ücretinin 28.02.2015 tarihine kadar devirle geldiği Kurumda yürürlükte bulunan Yol-İş Sendikasının tarafı olduğu toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ödendiğini, 23.02.2015 tarihinde davacının Genel-İş Sendikasına üye olması sebebiyle bu tarihten sonra da Genel - İş Sendikası ile davalı ... arasında imzalanan toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretin tespit edildiğini, 15.01.2014-14.01.2016 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesinde taban ücretin tüm işçiler için kararlaştırıldığını, ilgili sözleşmede günlük ücreti belirlenen tabanın üstünde olanların yevmiyelerinin de kendi taban ücreti olarak kabul edileceğine dair herhangi bir hüküm bulunmadığını, davacının da ücretinin taban ücret olduğunun kabulü ile toplu iş sözleşmesinin 34 üncü ve 35 inci maddeleri uyarınca hesaplama yapıldığını, dava konusu olmayan 15.01.2016-14.01.2018 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesinde günlük ücretin taban ücretin üzerinde olanların yevmiyesinin kendi taban ücreti olacağının açıkça kararlaştırıldığını, söz konusu ibareye 15.01.2014-14.01.2016 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesinde yer verilmediğini, taraf Sendikanın da uygulamaya ilişkin herhangi bir talebinin bulunmadığını, bu durumun da tarafların üzerinde mutabakat sağlayarak yazdıkları madde hükmüne uygun olduğunu gösterdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 01.03.2015 tarihine kadar talep konusu alacaklara hak kazanamadığı, davacının davalı Belediyenin tarafı olduğu 15.01.2014 - 14.01.2016 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesinden yararlandığı, fiilen ödenen ücretin toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ödenen ücretten düşük olması nedeniyle davacının ücret fark alacaklarının bulunduğu, bilirkişi raporundaki hesaplamaların yerinde olduğu, talep konusu alacakların zamanaşımı def’inden etkilenmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacının derece kademe ilerlemeleri ile intibakının toplu iş sözleşmesi hükümlerine uygun olarak yapıldığını, tüm haklarının tam olarak ödendiğini, davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanmak üzere 23.02.2015 tarihinde Genel-İş Sendikasına üye olduğunu, bu tarihten itibaren haklarının Genel-İş Sendikası ile Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi arasında imzalanan toplu iş sözleşmesine göre belirlendiğini, sözleşmenin taban ücreti başlıklı içeriğinden tüm çalışanların taban ücretinin 95,00 TL olarak belirlendiğini, davacının bu sebeple herhangi bir fark alacağı bulunmadığını, zam dönemi olan ocak ayından önce geçiş yapanlara ise %11,17 oranında zam ilave edildiğini, toplu iş sözleşmesinin 34 ve 35 inci maddelerinde belirtilen zamların uygulanması sonucunda yeni yevmiyesi 115,33 TL olarak hesaplandığını, ıslaha karşı süresinde yapılan zamanaşımı def'inin Mahkeme tarafından yok sayıldığını, zamanaşımına uğrayan alacakların hesaplanmadan mahsup edilmediğini, faiz başlangıç tarihleri ve faiz türlerinin usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davacının tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2022/11224 Esas, 2022/14404 Karar sayılı kararı da göz önünde bulundurularak taban ücrete davacının 23 yıllık kıdemine göre hesaplanan kıdem zammı eklendiğinde ulaşılan miktarın 95,00 TL+8,74 TL=103,74 TL olacağı ve bu miktarın da davacının 14.01.2014 tarihindeki günlük ücreti olan 99,14 TL'den fazla olduğu için davalı ... tarafından uygulanan ücretin doğru olduğu ve davacının herhangi bir ücret farkı oluşmadığı gerekçe gösterilerek istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2023/3322 Esas, 2023/5280 Karar sayılı kararı ile; "... Böylece nakil olunan işyerinde yeni toplu iş sözleşmesi düzenleninceye kadar, mevcut sözleşmenin yürürlük süresi veya sendika üyeliği vb. şartlar ile bağlı kalınmaksızın önceki toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya devam edilir. 10. Buna göre somut olayda davacının, Genel-İş Sendikasının taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden ancak sözleşmenin imza tarihi olan 12.05.2016 tarihinden itibaren yararlanabileceğinin kabul edilmesi ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının buna göre hesaplanması gerekir. Davacının 01.03.2015 tarihinden itibaren Genel-İş Sendikasının tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlandırılması hatalı olmuştur." şeklinde karar verdiğini, benzer dava dosyaları arasında farklı hukuki değerlendirmelerin hukuki belirlilik ve güvenirlik ilkesine aykırılık teşkil edeceğinden Yargıtayın pek çok dosyada farklı dosyalardaki kararların bahsi geçen karar çerçevesinde giderildiğini belirtmesine rağmen bu hususun Bölge Adliye Mahkemesi tarafından dikkate alınmamasının hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının 6360 sayılı Kanun ile davalı Belediyeye devredildiği 31.03.2014 tarihi ve sonrasında yararlanacağı toplu iş sözleşmesinin tespiti ile iddia ettiği şekilde fark alacaklarının bulunup bulunmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 6360 sayılı Kanun'un geçici 1 inci maddesinin onuncu fıkrası, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 36 ve 39 uncu maddeleri ile 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri.

3. Dairemizin 10.04.2023 tarihli ve 2023/3314 Esas, 2023/5272 Karar sayılı ilâmı.

3. Değerlendirme

1. Somut uyuşmazlıkta davacının; 29.06.1992 tarihinden itibaren kapatılan Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde mevsimlik/geçici işçi statüsünde her yıl belirli süreli iş sözleşmeleriyle istihdam edildiği, 02.02.2001 tarihinden itibaren kadroya alınarak belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalışmaya başladığı, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün kapatılması üzerine 28.02.2005 tarihinden itibaren Tekirdağ İl Özel İdaresine devredildiği, 6360 sayılı Kanun'un 1 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca Tekirdağ İl Özel İdaresinin tüzel kişiliğinin kaldırılması sonucu aynı Kanun'un geçici 1 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca, 31.03.2014 tarihinde Tekirdağ Büyükşehir Belediyesine nakledildiği ve dava tarihi itibarıyla hâlen burada çalıştığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Davacının Tekirdağ Büyükşehir Belediyesine nakledildiği tarih itibarıyla Tekirdağ İl Özel İdaresi adına Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS) ile Yol-İş Sendikası arasında imzalanmış olan 01.03.2013-28.02.2015 tarihleri arasında geçerli 15. Dönem İşletme Toplu İş Sözleşmesi'nden yararlandığı davalının da kabulündedir.

2. Bölge Adliye Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda 01.03.2015 tarihindeki ücret tespit edilirken ise; davacının 23.02.2015 tarihinde Genel-İş Sendikasına üye olduğu gerekçesiyle devredildiği işyeri olan Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi ile Genel-İş Sendikası arasında 11.02.2014 imza tarihli ve 15.01.2014-14.01.2016 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiğinin kabulü ile ilgili toplu iş sözleşmesinin 34 üncü ve 35 inci maddelerine göre hesaplama yapılmıştır. Şöyle ki Genel-İş Sendikası ile davalı işveren arasında o dönem 15.01.2014-14.01.2016 tarihleri arasında yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinin 34 üncü maddesinde belirlenen taban ücretin davacının 14.01.2014 tarihinde fiilen aldığı ücretten daha yüksek olduğu, bu hâlde davacının fark alacağa hak kazanmadığı şeklinde yapılan bu değerlendirme hatalı olmuştur.

3. Her ne kadar davacının devirden sonra 23.02.2015 tarihinde Genel-İş Sendikasına üye olduğu ve davalının da bu üyeliği dikkate alarak o dönem yürürlükte bulunan Genel-İş Sendikası ile davalı ... Belediyesi arasındaki toplu iş sözleşmesi hükümlerinden davacıyı yararlandırdığı hususunda taraflar arasında ihtilaf yok ise de; 6360 sayılı Kanun'un geçici 1 inci maddesinin onuncu fıkrasında "... Devredilen veya nakledilen işçilerin ücret ile diğer malî ve sosyal hakları; toplu iş sözleşmesi bulunan işçiler bakımından yenileri düzenleninceye kadar devir veya nakil işleminden önce tabi oldukları toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre, ... belirlenir." hükmü yer almaktadır. Buna göre kanun hükmü dikkate alındığında, davacının nakledildiği işyerinde toplu iş sözleşmesinin yenisi düzenleninceye kadar nakil işleminden önce tâbi olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiği kabul edilmelidir.

4. Davacının 31.03.2014 tarihinde davalıya ait işyerine nakledildiği, devir tarihinden önce devredildiği davalı ... Belediyesinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinin imza tarihinin 11.02.2014 ve yürürlük süresinin ise 15.01.2014-14.01.2016 tarihleri olarak belirlendiği; ancak devirden sonra imzalanan toplu iş sözleşmesinin imza tarihinin 12.05.2016 ve yürürlük süresinin 15.01.2016-14.01.2018 olarak kararlaştırıldığı hususları dikkate alındığında, davacının yukarıda ifade edilen 6360 sayılı Kanun hükmü gereği davalıya ait işyerinde Genel-İş Sendikasının taraf olduğu yeni toplu iş sözleşmesinin düzenleme (imza) tarihi olan 12.05.2016 tarihine kadar devirle geldiği Kurumda yürürlükte bulunan Yol-İş Sendikasının taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya devam edeceği kabul edilmelidir.

5. Davacının nakilden önce tâbi olduğu toplu iş sözleşmesinden nakil sonrasında yararlanmayı sürdürmesi 6360 sayılı Kanun'un açık hükmünün gereğidir. Bu itibarla söz konusu toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya devam edebilmek için sendika üyeliğinin devamı şartı aranmaz. Aynı şekilde bir başka sendikaya üye olunması yahut işkolu değişikliği toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya devam etme bakımından herhangi bir etki yaratmayacağı gibi işbu dosyadaki gibi davacının nakil sonrasındaki işyerindeki toplu iş sözleşmesinin tarafı olan sendikaya üyeliği ve davalının da bu üyelik sebebiyle işçiyi söz konusu toplu iş sözleşmesinden yararlandırması, yani taraf iradelerinin ortak olması da sonuca etkili olmayacaktır. Esasen Kanun'da " ... nakledilen işçilerin ücret ile diğer malî ve sosyal hakları ... toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre, ... belirlenir." denilerek nakledilen işçilerin nakil olunan işyerinde yeni bir toplu iş sözleşmesi düzenleninceye kadar yaşayabilecekleri maddi kayıpların önüne geçilmek istenmiştir. Kanunda nakledilen bir işçiye nakil öncesi tâbi olduğu toplu iş sözleşmesinin uygulanmasına devam olunacağı değil; işçinin ücret, mali ve sosyal haklarının nakil öncesi toplu iş sözleşmesine göre belirleneceği vurgulanmaktadır.

6. Açıklanan sebeplerle davacı, devirle geldiği Kurumda yürürlükte bulunan Yol-İş Sendikasının taraf olduğu toplu iş sözleşmesinin bitim tarihi olan 28.02.2015 tarihinden sonra da anılan toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya devam eder. Sözleşmeden yararlanma, nakledilen işyerinde yeni toplu iş sözleşmesinin düzenlendiği (imzalandığı) tarihe kadar devam eder. Kanun'da açıkça "... yenileri düzenleninceye kadar ..." hükmüne yer verildiğinden, Genel-İş Sendikasının taraf olduğu toplu iş sözleşmesinin yürürlük süresinin geriye etkili şekilde 15.01.2016 olarak belirlenmesi de sonuca etkili değildir. Genel-İş Sendikası ile işveren arasındaki toplu iş sözleşmesinden, bu sözleşmenin yürürlük tarihinden itibaren değil imza tarihinden itibaren yararlanılması Kanun hükmünün gereğidir. Böylece nakil olunan işyerinde yeni toplu iş sözleşmesi düzenleninceye kadar, mevcut sözleşmenin yürürlük süresi veya sendika üyeliği vb. şartlar ile bağlı kalınmaksızın önceki toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya devam edilir.

7. Sonuç olarak somut olayda davacının, Genel-İş Sendikasının taraf olduğu 11.02.2014 imza tarihli ve 15.01.2014-14.01.2016 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağı, 12.05.2016 imza tarihli ve 15.01.2016-14.01.2018 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinden ise ancak sözleşmenin imza tarihi olan 12.05.2016 tarihinden itibaren yararlanabileceğinin kabulü ile buna göre varsa toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının hesaplanması gerekir. Toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri hatalı değerlendirilerek yazılı gerekçe ile hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.