"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/3426 E., 2023/4309 K.
KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 21. İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/202 E., 2023/454 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 14.04.2022 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 10.04.2023 tarihli kararı ile hükmün ortadan kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve davalı tarafça temyize konu edilen toplam miktarın karar tarihindeki efektif satış kuru üzerinden Türk lirası karşılığının, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirketin Gürcistan'da bulunan grup şirketi tarafından yapılan hidroelektrik projesinde 07.11.2016-17.12.2017 tarihleri arasında kalıpçı olarak sigortasız çalıştığını, asıl işverenin davalı Şirket olduğunu yabancı şirket ile aralarındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, ücretinin 1.550,00 USD olduğunu, iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız feshedildiğini belirterek kısmi alacak davası olarak kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı, belirsiz alacak davası olarak fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacaklarının faiziyle birlikte USD cinsinden olmak üzere davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, dava dışı şirket nezdinde 10.11.2015-28.12.2016 tarihleri arasında 775,00 USD ücretle çalıştığının tespit edildiğini, iş sözleşmesinin sona ermesi nedeni ile haklarını alarak işten ayrıldığını, sözleşmede açıkça belirlendiği üzere iddia edilen ücretin içinde fazla çalışma ve hafta tatili ücretlerinin de dâhil olduğunu, çalışılan ülke hukukunun uygulanması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı dikkate alınarak bilirkişiden ek rapor aldığıldığı, işverence ayda 2 hafta tatilinin 10'ar saat üzerinden ödendiği, tanık beyanlarına göre kabul edilen çalışma saatlerinin ise 10,5 saat olduğu, bu nedenle ödenmeyen aylık 1 saatlik (her hafta tatili çalışması için 10,5-10=yarım saat) hafta tatili ücreti hesaplaması yapılıp Gürcistan İş Kanunu'na göre hafta tatili çalışması ücretinin, saat ücretinin 2 katı şeklinde zamlı ödeneceği kabul edilerek hafta tatili ücreti alacağı, ihbar tazminatı yönünden usuli kazanılmış haklar korunarak ihbar tazminatı alacağı ile fazla çalışma ücreti alacağının kısmen kabulüne, kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; hesaplama yönünden Bölge Adliye Mahkemesi ilâmına aykırı karar verildiğini, kıdem tazminatının hiç, ihbar tazminatının eksik hesaplanmasının hatalı olduğunu, ara dinlenme süresinin hatalı belirlendiğini ve fazla çalışma hesabının hatalı olduğunu, tüm taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; alacak talebinin zamanaşımına uğradığını, Gürcistan İş Kanunu'na göre davanın tamamen reddi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Gürcistan İş Kanunu'nda hafta tatili çalışmasına ilişkin yasak bir düzenlemeye rastlanmadığı, iş sözleşmeleri ile ücrete fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil günü çalışması ve hafta tatili çalışmalarının ücretlerinin aylık ücrete eklenemeyeceği yönünde bir hükme de rastlanmadığı, buna göre ücret miktarının taraflar arasında istenilen şekilde belirlenebileceğinin kabulü gerektiğinin tespiti ile belirleme yapılmasının yerinde olduğu; ayrıca Gürcistan hukukunda kıdem tazminatına ilişkin bir düzenlenme bulunmadığından söz konusu talebin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı ve Gürcistan İş Kanunu'na göre yapılan ihbar tazminatı hesabınıın yerinde olduğu, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardılr.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürülen benzer gerekçeleri tekrar ederek ve uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekilinin temyiz dilekçesi miktardan reddedildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, uygulanacak hukuk, fazla çalışma alacağının hesaplanması, davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı ile ihbar tazminatı hesabına esas ücretin miktarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu'nun (5718 sayılı Kanun) 24 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
"...
(3) Hukuk seçimi taraflarca her zaman yapılabilir veya değiştirilebilir. Sözleşmenin kurulmasından sonraki hukuk seçimi, üçüncü kişilerin hakları saklı kalmak kaydıyla, geriye etkili olarak geçerlidir.
..."
3. 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi şöyledir:
" (1) İş sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.
(2) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde iş sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.
(3) İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde iş sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.
(4) Ancak hâlin bütün şartlarına göre iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri yerine bu hukuk uygulanabilir."
4. 5718 sayılı Kanun'un 2, 5, 8, 24, 40 ve 44 üncü maddeleri.
5. Gürcistan İş Kanunu'nun ilgili hükümleri şu şekildedir;
"Madde 31 Maaş: Maaş şekli ve miktarı iş sözleşmesinde belirlenir. Bu Maddedeki normlar sadece iş sözleşmesinde aksi belirtilmedikçe kullanılır."
"Madde 17/4 Fazla Mesai: Fazla mesai maaşın saatlik oranı arttırılarak ödenecektir. Bu ücret miktarı taraflarca belirlenir."
" 17/5 "Taraflar fazla mesai karşılığında işçiye/çalışana ek dinlenme süresi verilmesi üzerinde anlaşabilirler."
"Madde 20/3 Tatil Günleri "Bu maddenin 1.fıkrasında belirtilen tatil günlerinde işçi/çalışanın iş yapması fazla mesai olarak kabul edilir ve ücreti ödeme şartları bu kanunun 17. Maddesinin 4. ile 5. Fıkralarında belirtilen kurala göre belirlenir."
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalıya iadesine,
B. Davacı Temyizi Yönünden
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davacı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.04.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
K A R Ş I O Y
Dosya içeriğine göre davacının yurt dışında çalıştırılması Türkiye İş Kurumu aracılığı ile gerçekleşmemiştir. Taraflar arasında yapılan iş sözleşmesinde davacıya her ay 1.550,00 USD ödeneceği ancak bunun 775,00 USD kısmının temel ücret, 775,00 USD'lik kısmının ise haftada 20 saat fazla çalışma ve ayda iki hafta tatilinde 10 saatlik çalışma karşılığı olduğu belirtilmiştir. Davacı aylık temel ücretinin 1.550,00 USD olduğunu iddia ederek işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının aylık temel ücreti 775,00 USD kabul edilmek suretiyle işçilik alacakları hesaplanmıştır. Taraf vekillerinin istinaf başvurusu Bölge Adliye Mahkemesince reddedilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Yabancı unsurlu uyuşmazlıklarda kamu düzeni, 5718 sayılı Kanun’un 5 inci maddesi uyarınca uygulama alanı bulmakta olup, söz konusu hüküm “Yetkili yabancı hukukun belirli bir olaya uygulanan hükmünün Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz; gerekli görülen hâllerde, Türk hukuku uygulanır.” şeklindedir.
Yabancılık unsuru taşıyan hukuki uyuşmazlığa uygulanacak hukuk yabancı devletin hukuku ise kural, yabancı hukukun uygulanmasıdır. Bununla birlikte yabancı hukukun uygulanmasının sınırı, doğacak hukuki sonuçların Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmamasıdır. Bir yabancı hukuk kuralı Türk hukukunun temel değerlerine, genel adap ve ahlâk anlayışına, Türk kanunlarının dayandığı temel adalet anlayışına ve hukuk siyasetine, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda (Anayasa) yer alan temel hak ve özgürlüklere, milletlerarası alanda geçerli ortak ve kabul görmüş hukuk prensiplerine, ahlâk ve adalet anlayışına, medeniyet seviyesine siyasi ve ekonomik rejimine aykırı olması hâlinde kamu düzenimize aykırılığı söz konusu olabilir (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 10.02.2012 tarihli ve 2010/1 Esas, 2012/1 Karar sayılı kararı).
Avrupa Adalet Divanının bir kararında belirtildiği üzere azami çalışma süresi işçi sağlığı ve güvenliği ile ilgilidir (14.10.2010, Günter Fuß v Stadt Halle, Case C-243/09, EU:C:2010:609, p. 32-33). Ülkemizde de çalışanların sağlık ve güvenliğini korumak amacıyla çalışma süreleri sınırlandırılmıştır. Bu kapsamda 4857 sayılı İş Kanunu’nda (4857 sayılı Kanun) günlük çalışma için en çok 11 saat, haftalık çalışma için ise en çok 45 saatlik bir süre öngörülmüştür. İşçinin onayı ile yılda 270 saati geçmemek üzere fazla çalışma yapılabileceği göz önünde bulundurulduğunda 4857 sayılı Kanun'a tâbi işçiler bakımından haftalık azami çalışma süresinin 50 saat olduğu söylenebilir.
Dairemiz uygulamasına göre aylık ücretin asgari ücretten ayda en az 22,5 saatlik fazla çalışmayı karşılayacak miktarda yüksek olması kaydıyla fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dâhil olduğuna yönelik sözleşme hükmü geçerlidir. Böyle bir durumda yılda 270 saat fazla çalışma karşılığının aylık ücret içinde ödendiği kabul edilmektedir. Yine Dairemiz uygulamasına göre aylık ücretin fazla çalışmayı da kapsadığı şeklinde bir düzenleme olması durumunda, temel ücret yılda 270 saatlik fazla çalışmayı de içine alan ücrettir. İşçilik alacakları bu temel ücret üzerinden hesaplanmaktadır. Yani temel ücret belirlenirken fazla çalışma karşılığı olarak ödenen miktar ayrıştırılmamaktadır. Gerçekten işçiye, fazla çalışma yapmasa dahi aynı ücretin ödenmesi, ayrıştırma yapılmamasını gerektirir.
Somut olayda sözleşmede davacı işçiye her ay 1.550,00 USD ödeneceği ve bunun için davacının ayda iki hafta haftalık 60 saat, iki hafta ise haftalık 70 saat çalışacağı düzenlenmiştir. Davacının sürekli biçimde bu şekilde çalıştırılması Türk hukukunda öngörülen azami çalışma süresini ihlal eden bir durumdur. Türk hukuku bakımından da azami çalışma sürelerine ilişkin kurallar iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanabilmesinin bir gereğidir. Azami çalışma süresi, ihlali hâlinde ortaya çıkabilecek kazalar dikkate alındığında, sadece işçinin değil üçüncü kişilerin de sağlık ve güvenliğini ilgilendirdiğinden Anayasa’nın 17 nci maddesinde düzenlenen yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme ... ve vücut bütünlüğünün dokunulmazlığı ile doğrudan bağlantılıdır. Bu nedenle kamu düzenine ilişkin bir düzenleme olarak kabul edilmelidir.
Yukarıda belirtildiği üzere 5718 sayılı Kanun’un 5 inci maddesi uyarınca belirli bir uyuşmazlığa uygulanacak yabancı hukuk hükmünün Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması hâlinde, gerekli görülen hâllerde, o kural yerine Türk hukuku uygulanmalıdır. Davacı işçinin her ay sürekli olarak iki hafta 60 saat, iki hafta ise 70 saat çalışması gerektiğinin kararlaştırılması, Türk hukukunda yer alan ve kamu düzenine ilişkin azami çalışma süresini açıkça ihlal ettiğinden, uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması gerekir. Bu durumda aylık temel ücretin 1.550,00 USD olduğu ve bunun yıllık 270 saat fazla çalışma ücretini kapsadığı kabul edilmeli, işçilik alacakları da buna göre hesaplanmalıdır.
Belirtilen nedenlerle kararın bozulması gerektiği kanaatinde olduğumuzdan, Sayın çoğunluğun onama yönündeki görüşüne katılamıyoruz.