"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/278 E., 2023/4615 K.
KARAR : Davalının istinaf başvurusunun esastan reddi, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 55. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/260 E., 2021/142 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işverenin Almanya’da bulanan şantiyesinde 21.09.2016-12.07.2019 tarihleri arasında demirci ustası olarak net 2.470,00 Avro ücret ile çalıştığını, üç öğün yemek ve barınma ihtiyacının işverence karşılandığını, iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, ücretinin bir bölümünün avans olarak elden verildiğini, bakiyesinin bankaya yatırıldığını ancak ücretinin eksik ödendiğini, taraflar arasında düzenlenen bireysel iş sözleşmesinin 9 uncu maddesinde; işçinin Alman Federal Cumhuriyeti'nin dinî ve diğer bayramlarında çalıştırılamayacağının hüküm altına alındığını, bu nedenle müvekkilinin ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının hem Türk hem Alman hukukuna göre hesaplanması gerektiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının ücretinin eksiksiz ödendiğini, bordrolar ile banka kayıtlarının farklı olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, yurt dışında çalışan işçilerin aylık ücret alacaklarının bir kısmının bankaya yatırılmasını, bir kısmının elden verilmesini talep ettiklerini, elden ödenen miktarın her ay değiştiğini, dolayısıyla ücret bordroları ile banka kayıtlarının farklı olmasının bundan kaynaklandığını, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun' un (5718 sayılı Kanun) 27 nci maddesi uyarınca iş sözleşmelerinin tarafların seçtikleri hukuka tâbi olduğunu, davacının her iki Ülke mevzuatı gereğince tatil günleri hesaplanması talebinin hukuki mesnetten yoksun olduğunu, yapmış olduğu hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödendiğini, davacının işten kendi isteği ile ayrıldığını, kıdem ve ihbar tazminatı talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyada çalışma sürelerini gösteren yazılı işyeri kayıtları bulunmadığından tanık beyanlarının esas alındığı, buna göre işyerinde çalışma düzeninin hafta içi beş gün 07.00-17.30 saatleri arası, cumartesi günleri 07.00-13.00 saatleri arası olduğu, yasal ara dinleme sonrası davacının haftalık 5 saat fazla çalıştığı, davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğine veya davacının istifa ettiğine ilişkin dosyaya ispata elverişli bir evrak sunulmadığı, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, ücret alacağı yönünden ücret bordroları, tanık beyanları, emsal ücret araştırma sonuçlarına göre davacının işyerinde en son net brüt 3.420,00 TL ücretle çalıştığı, talep edilen dönem aralığında, bu ücret miktarı esas alınarak yapılan hesaplamaya göre bakiye ücret alacağının bulunmadığı, yabancı hukukun uygulanmasının kamu düzenine aykırı olacağı, işverence yabancı hukukun içeriğine dair işçinin bilgilendirilmediği, bu nedenle işçi için bağlayıcı kabul edilemeyeceği, davalının yabancı hukukunun uygulanması talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; fazla çalışma ücretinin eksik hesaplandığını, davacı tanıklarının tamamının fazla çalışmaya ilişkin olarak detaylı beyanları bulunduğunu, kabul edilenin aksine davacının haftalık 17 saat fazla çalışmasının ispatlandığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; davacının çalıştığı süreye ilişkin hak ve alacaklarının ödendiğini, kabul edilen çalışma düzeninin doğru olmadığını, fazla çalışma yapılması hâlinde ücretlerinin işçiye ödendiğini, davacının ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmadığını, bilirkişi raporunun hesap hataları içerdiğini, davacının kendi isteği ile işten ayrıldığını, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, sözleşmedeki ücretin sehven yazılmış olduğunu, davacının ücretinden mahsup edilen miktarın hatalı olduğunu savunarak İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; feshe ilişkin ispat yükünün işveren üzerinde olduğu, davalı işverence iş sözleşmesinin davacının istifası ile sona erdiği savunmasının ispatlanamadığı, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshinden dolayı davacının kıdem ve ihbar tazminatı talep hakkının doğduğu, tespit edilen aylık ücret miktarında isabetsizlik bulunmadığı, davalı işverenin elden ödenen avansın 600 Avro olduğuna ilişkin savunmasını ispatlayamadığı, davalı işverence fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödendiğine ilişkin delil sunulmadığı, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde bulunmadığı, davacı ve davalı tanık beyanlarının birlikte değerlendirilmesi sonucunda davacının haftalık 17 saat fazla çalışmasını ispatladığı, İlk Derece Mahkemesince fazla çalışma ücretinin eksik hesaplandığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince İlk Derece Mahkemesi hükmü ortadan kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin hesaplanması ile ilgilidir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 17, 22, 32, 41, 44, 46, 47, 53, 59 ve 63 üncü maddeleri.
3. Mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun, 4857 sayılı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan 14 üncü maddesi.
4. 5718 sayılı Kanun'un 24 ve 27 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. İlk Derece Mahkemesinin kamu düzeni ve aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmemesi nedeniyle somut uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulandığı şeklindeki gerekçesi yerinde değilse de hükme esas alınan bilirkişi raporunda da işaret edildiği üzere, imzalanan iş sözleşmelerinin ilgili hükümleri uyarınca tarafların iş sözleşmesine Türk hukukunun uygulanması konusunda anlaştıkları, iş sözleşmesine seçilen hukuk olarak Türk hukukunun uygulanması gerektiği anlaşılmıştır. Açıklanan nedenle somut uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
3. Yurt dışında Türk firmasına ait işyerinde çalışan Türk işçisi ile işvereni arasındaki uyuşmazlıklarda 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi uyarınca millî hukukun uygulanması söz konusu olduğunda yabancı ülke mevzuatına göre millî ve dinî tatil günleri için çalışma karşılığı olmaksızın ücret ödenen işçiye ayrıca Türk mevzuatı uyarınca ulusal bayram ve genel tatil ücretinin ödenmesi mükerrer yararlanmaya yol açar. Bu nedenle, yabancı ülke mevzuatı uyarınca işçiye ödenmiş olan tatil ücretleri, Türk mevzuatının öngördüğü ulusal bayram ve genel tatil günlerindeki çalışma karşılığı olarak hesaplanan ücretten mahsup edilmelidir.
4. Somut uyuşmazlıkta davacının Almanya’da kurulu bulunan işyerinde çalıştığı ve bu çalışmaların karşılığı olan alacaklarını talep ettiği uyuşmazlık konusu değildir. Davacı, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını ileri sürerek bu çalışmaların karşılığı olan ücretleri talep etmiş; davacının bu iddiasını tanık anlatımları ile ispat ettiği kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Yargılama sırasında dinlenen davacı tanıkları, davacının Türk mevzuatında tatil olarak belirlenen günlerde çalıştığını ifade etmişlerdir. Davacı tanığı T.K., davacının Almanya mevzuatına göre tatil olan günlerde çalışma yapmadığını beyan etmiş; davalı tanıkları ise Türkiye’de uygulanan ulusal bayram ve genel tatil günleri ile ilgili olarak beyanda bulunmamışlar; ancak Almanya mevzuatına göre tatil olan günlerde çalışma yapılmadığını ifade etmişlerdir.
5. Tanıkların anlatımı, işyerinin yabancı bir ülkede olması, tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; davacının çalıştığı Ülke mevzuatına göre ulusal bayram ve genel tatil olarak kabul edilen günlerde çalışmadığı anlaşılmaktadır. Bu hâlde, davacıya bulunduğu Ülke kanunlarına göre çalışma karşılığı olmaksızın ödenen ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin, Türk mevzuatının öngördüğü ulusal bayram ve genel tatil günlerindeki çalışma karşılığı olarak hesaplanan ücretten mahsubu gerekir. Bu yön dikkate alınmadan hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.