"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının eşinin davalı işyerinde çalışmakta iken 18.08.1995 tarihinde vefat ettiğini, davacıya emekli aylığı bağlandığını, bu emeklilik programında personelden herhangi bir katkı almadan tamamının davalı Şirket tarafından karşılandığını, davalı Şirket tarafından ödenen emekli aylığına yıllık enflasyon artış yapılmadığını bu nedenle emeklilik tarihinden dava tarihine kadar alması gereken emekli aylıkları ve farklarının tespiti ile alacağın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu edilen alacağın zamanaşımı yönünden reddi gerektiği, davacının murisinin 18.08.1995 tarihinde vefatı ile mirasçılarına tüm yasal haklarının ödendiğini, 22.09.1995 tarihinde ibraname imzalandığını, talimatnamede enflasyon oranında artış yapılacağına dair bağlayıcı bir hüküm bulunmadığını, dava konusu emekli aylıklarının katılımsız olduğunu, davalının tek taraflı adeta jest niteliğinde ortaya çıkmış bir uygulaması olduğunu, talimatnamede emeklilik aylıklarının ne oranda artırılacağına ilişkin herhangi bir düzenleme yer almadığını, davacı ile aynı konumda olan tüm sistem emeklilerine aynı oranda zam yapıldığını, eksik artış yapıldığı iddiasının dayanaksız olduğunu, emsal davalarda aynı kriter etrafında yargılama yapıldığını davaların işveren lehine reddedilerek kesinleştiğini, davalının tüm katkı paysız sistem emeklilerin aylıklarını aynı oranda artırarak eşit davranma borcunun gereğini yerine getirdiğini, enflasyon oranında artış yapılacağına dair bir hüküm olmadığını ve davacının kötü niyetli olduğunu savunarak açılan davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı Kurumda çalıştığı, davalı tarafça emeklilik politikası gereği emekli aylığına yıllık enflasyon oranları doğrultusunda zam yapılması gerektiği ancak davalı tarafın zamanaşımı def'i de dikkate alınarak 2013-2018 yılları arasında yıllık enflasyon oranlarına göre belirlenen ve davalı işveren tarafından ödenmesi gereken emeklilik ücreti ile fiilen ödenen emeklilik ücreti arasındaki farkın, davalı işveren tarafından davacıya ödendiğinin ispatlanamadığı, tespit edilen fark emeklilik ücretine davacının hak kazandığı gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; dava konusu edilen alacak ücret ödemesi olmadığından bir yıllık zamanaşımına tâbi olup kabul anlamına gelmemek üzere zamanaşımı süresinin dolduğunu, Mahkeme kararının 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesi hükmüne aykırı olduğunu, alacağa mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanmasının kanuna aykırı olup temerrüt oluşmadığı için faiz uygulanamayacağını, müvekkili temerrüde düşürülmediğinden bu alacak için faiz işletilmesinin de yasal olmadığını, Mahkeme kararının eksik incelemeye dayalı olduğunu, delillerinin değerlendirilmediğini, iştiraksiz emeklilik sisteminden bağlanan emekli aylıklarının enflasyon oranında artırılması yönündeki talebin hukuki dayanağının tamamen yanlış değerlendirildiğini ve adeta işvereni bağlayıcı bir düzenleme veya işyeri şartı varmışçasına haksız ve adaletsiz karar verildiğini, emsal davalarda da aynı kriter etrafında yargılamalar yapıldığını ve davaların ret kararı ile sonuçlanarak kesinleştiğini, davacı tarafça sunulmuş olan ve davaya dayanak alınmış olan emsal mahiyetteki kararların hatalı hukuki değerlendirmeye dayalı, gerek hukuken gerek hakkaniyet anlamında emsal alınması mümkün olmayan kararlar olduklarını ve kesinleşmediklerini, davacının tüm haklarını alarak müvekkili Şirketten ayrıldığını ve ayrılırken ibra etmiş olmakla hiçbir ad altında talep hakkının kalmadığını, davacı tarafın yıllardır itiraz etmeden ödenen ek emekli aylığını tahsil ettiğini, bunun zımni bir muvafakat anlamına geldiğini, bu nedenle de davacının artış farkı talep hakkının bulunmadığını, davacı tarafa ya da herhangi bir emekliye emekli aylıklarının enflasyon oranında artırılacağı yönünde herhangi bir taahhüt verilmediği gibi Talimatnamede de bu yönde bir hüküm bulunmadığını, bu dava ile aynı mahiyette toplam 75 adet daha seri dava olduğunu ve bu davaların tümünün haksız yere aleyhe sonuçlanması hâlinde müvekkili Şirketin ciddi bir mali krize gireceğini ileri sürerek Mahkeme kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Şirketin 29.11.2018 havale tarihli müzekkere cevabında, iştiraksiz emeklilik siteminden emekli olan kişilere yapılan ödemelerde 2003-2017 arası yıllarda uygulanan yıllık artış oranlarının tablo hâlinde bildirildiği, işverence düzenlenen 01.07.1974 tarihli talimatnameler ile işyerinde emekliye ayrılan işçilere emeklilik tahsisatı adı altında bir emekli maaşı ödemesi sistemi getirildiği ve uygulamada 1983 yılında iyileştirmeye gidildiği, davacı ile aynı konumda olan işçilere de iyileştirme hususunda taahhütler verildiği, bu uygulamanın yıllarca devam ederek işyeri şartı hâline geldiği, davalı işverenin, işyeri şartı hâline gelen bu uygulama ile ilgili ödemeye her yıl enflasyon oranında zam yapması gerektiği aksinin eşit işlem yapma borcuna aykırı olduğu, İlk Derece Mahkemesince enflasyon oranı, emsal uygulamalar ve zamanaşımı savunması dikkate alınarak davacının bakiye ücret alacağının belirlenmesinin usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekilince, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı Şirketin ilave emeklilik politikası gereğince davacıya ödediği emekli aylığına her yıl enflasyon oranında zam yapmasının gerekip gerekmediği, bu bağlamda davacının fark alacağının bulunup bulunmadığına ve faize ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 5 inci maddesi, Emekliliğe Yönelik Taahhütte Bulunan Kuruluşların Aktüeryal Denetimi Hakkında Yönetmelik hükümleri.
3. Dairemizin 06.12.2023 tarihli ve 2023/14023 Esas, 2023/19046 Karar sayılı; 11.12.2023 tarihli ve 2023/14614Esas, 2023/19280 Karar sayılı ilâmları.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçeler ile ileri sürülen temyiz nedenlerine göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta davacı, davalı nezdinde 29.03.2005 tarihine kadar çalışmış olup emekli olduktan sonra davalı Şirketin iç düzenlemesi mahiyetinde olan 01.07.1974 tarihli Talimatname ile 28.03.1983 tarihli Talimatname gereğince, sosyal güvenlik mevzuatı dışında ilave emekli aylığına hak kazandığını; ancak yapılması taahhüt edilen enflasyon oranında zammın yapılmadığını ileri sürerek fark ücret alacağı talebinde bulunmuştur. İlk Derece Mahkemesince yapılan değerlendirmede, davacı ile aynı konumda olan dava dışı işçilere yönelik taahhütler de gerekçeye konu edilmek suretiyle davacının eşit işlem borcuna riayet etmediği gerekçesiyle talebin kabulüne karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi de davalının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir.
3. Ne var ki Mahkemelerce yapılan değerlendirme ve varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Fark ücret alacağı kabulüne dayanak gösterilen emsal işçilerin davacı ile aynı nitelik ve konumda olup olmadıkları, emeklilik sonrası Talimatname gereğince ödenen ücretlerine iddia olunduğu gibi enflasyon oranında artış yapılıp yapılmadığı ve yapılan ödemelerin tutarı araştırılmadan eksik inceleme ile karar verildiği anlaşılmaktadır.
4. Şu hâlde yapılması gereken iş, İlk Derece Mahkemesince karar gerekçesine dayanak yapılan, dava dışı işçiler Y.K, T.K, N.E, M.B ve M.G'ye yapılan ödemelere ilişkin kayıtların getirtilip davalı Şirketçe, bahsi geçen emekli çalışanlara enflasyon oranında ödeme yapılıp yapılmadığı yöntemince belirlenerek tüm dosya kapsamına göre yeniden yapılacak değerlendirme ile bir karar verilmesidir. Kararın, açıklanan yönde araştırma yapıldıktan sonra oluşacak sonuca göre hüküm kurulması için bozulması gerekmiştir.
5. Davacı, gerek dava gerekse ıslah dilekçesinde, eksik ödenen emeklilik aylığı alacağının yasal faizi ile tahsilini talep ettiği hâlde Mahkemece taleple bağlılık kuralına ve kanuna aykırı olarak alacağa en yüksek mevduat faizi uygulanması bir başka hatalı yöndür.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.