"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/62 E., 2024/202 K.
KARAR : Davalının istinaf başvurusunun esastan reddi, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tavşanlı İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/643 E., 2023/1005 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... (TKİ) Genel Müdürlüğüne bağlı kömür ocağında çalıştığını, davacı ile aynı iş yapan işçilerin açmış olduğu davalarda muvazaa tespitinin kesinleştiğini, davacı ile arkadaşlarının aldıkları ücretlerin yaptıkları işe göre asgari ücret ve %90 fazlası iken 2016 yılının başında muvafakatleri alınmadan ücretinin asgari ücret+ %55 olarak düşürüldüğünü ileri sürerek ücret farkı alacağının faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ve husumet itirazında bulunduklarını, davacının yaptığı işin asıl iş değil yardımcı iş olduğunu, TKİ Genel Müdürlüğü ile davacı arasında bir bağ ve sözleşme bulunmadığını, davacının yüklenici firmalarla yeni sözleşme imzaladığını, iş sözleşmesi ile alacağı ücreti açıkça kabul ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının iş sözleşmesi ve Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları incelendiğinde dava dışı şirketlerde tamirci olarak çalıştığının bildirildiği, davacının almış olduğu ücretin düşürüldüğü, muvafakati alınmadan ücretinin düşürülmesinin mümkün olmadığı, içtihatlar doğrultusunda son ücreti sabit tutularak hesaplama yapılan bilirkişi raporunun hükme esas alındığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; yapılan hesaplamada esas alınan ücretin hatalı olduğunu, ücret düşürülmeden önceki son ücretin sabit tutulması ile ilgili yönteminin doğru olmadığını, asgari ücret artı yüzdelik olarak belirlenen ücretlerde, asgari ücret artı yüzdelik dilimler açısından işçinin korunması gerektiğini, hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik açısından asgari ücretin katlarına göre belirlenen ücretlerde işçinin asgari ücretin katları yönünden korunması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; müvekkili Kurumun işveren sıfatını haiz olmadığını, ihale makamı olduğunu, davacı işçinin yüklenicinin asıl işveren olduğu işyerinde ve bu asıl işverenin yanında onun işinde çalışan bir işçi olduğunu, davacı işçi ile aralarında herhangi bir bağ ve sözleşme bulunmadığını, davanın husumet nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, zamanaşımı def'inin dikkate alınmadığını, bilirkişi raporundaki hesaplamayı kabul etmediklerini, işçilere ödenecek ücretin yüklenici firmaların inisiyatifinde olduğunu, davacının düşürüldüğünü iddia ettiği ücretlerle farklı ihale döneminde çalıştığını, bu dönem işlerin başlangıçlarında yüklenici firmayla yeni iş sözleşmesi imzaladığının bilindiğini, davacının bu ihale dönemlerinde alacağı ücreti bilerek iş sözleşmesi imzaladığı düşünüldüğünde muvafakati alınmadan ücretinin düşürüldüğü iddiasının gerçeği yansıtmadığının anlaşıldığını, davacının yüklenici firmalarla imzaladığı iş sözleşmeleri ile alacağı ücreti açıkça kabul ettiğini, davacının ücretinde yapılan değişikliği yazılı ve açık bir şekilde kabul ettiğinden bundan kaynaklanan herhangi bir ücret farkı alacağı hakkının bulunmadığını, Mahkeme kararında net ücret üzerinden karar verilmesi gerekirken brüt ücret üzerinden karar verilmesinin doğru olmadığını, faiz türü ve başlangıç tarihlerinin hatalı olduğunu, harçlar, yargılama giderleri, masraflar, vekâlet ücreti ve arabuluculuk ücretine ilişkin hükümlerin de hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; söz konusu periyodik bakım ve onarım ihalesinde çalışan davacının, hizmet alım sözleşmelerine uygun şekilde çalıştırıldığı, alt işverene verilen işin doğrudan üretim organizasyonu içinde yer alan bir iş olmayıp yardımcı iş kapsamında olduğu, davalı TKİ Genel Müdürlüğü ile diğer dava dışı şirketler arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun olarak kurulduğu, hükme esas alınan hesap bilirkişi ek raporunda davacının ücretinin düşürülmesinden önceki en son ücreti sonraki dönemler için asgari olarak sabit şekilde ödenmesi gereken ücret miktarı olarak kabul edilerek, her ay için ödenen ücret miktarı, düşüşten önce ödenen en son ücretten çıkarıldıktan sonra aradaki fark ücretler toplamı hesaplanarak hükmedilmesinin yerinde olduğu; ancak davacının 2017 yılındaki ücreti 91,84 TL olmasına karşın 191,84 TL olarak alınmasının hatalı olduğu, bu nedenle Dairelerince 18.04.2022 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplamanın kabul edildiği, zamanaşımı def'inin gözetildiği, hükmedilen alacağa uygulanan faizin niteliği ve faiz başlangıç tarihlerinde ve hükmün fer'î sonuçlarına ilişkin harç ile vekâlet ücreti düzenlemelerinde ve brüt olarak karar verilmesinde hatalı bir uygulamaya rastlanmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının ücretinin düşürülüp düşürülmediği ile fark ücretin hesaplama yöntemi, zamanaşımı, faiz, yargılama gideri ve vekâlet ücreti noktalarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu’nun "Çalışma koşullarında değişiklik ve iş sözleşmesinin feshi" kenar başlıklı 22 nci maddesi şöyledir:
" İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17 ila 21 inci madde hükümlerine göre dava açabilir.
Taraflar aralarında anlaşarak çalışma koşullarını her zaman değiştirebilir. Çalışma koşullarında değişiklik geçmişe etkili olarak yürürlüğe konulamaz. "
3. Dairemizin 01.12.2021 tarihli ve 2021/11711 Esas, 2021/16013 Karar sayılı ilâmı.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.