"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2342 E., 2024/108 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 7. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/708 E., 2023/663 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 06.05.2022 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 07.12.2022 tarihli kararı ile başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Kaldırma kararı sonrasında İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2011-2017 yılları arasında davalı Şirketin yurt dışı şantiyelerinde iş makinası operatörü olarak çalıştığını, ücretinin net 1.800,00 USD olduğunu, iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiğini, müvekkilinin her gün 08.00-18.00 saatleri arasına çalıştığını, ortalama üç gün 22.00-23.00’e kadar çalışmasının uzadığını, iki haftada bir hafta tatili kullandığını, dinî bayramların birinci günü ve yılbaşında bir gün tatil kullandığını, diğer ulusal bayram ve genel tatillerde çalışmaya devam ettiğini, ancak söz konusu çalışmalarının karşılığının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirket çalışanı olmadığını, yurt dışında çalışması bulunan işçilerin Türk hukukuna göre alacak takibi yapmalarının mümkün olmadığını, işin yapıldığı yer Mahkemesinin yetkisi tanınarak uyuşmazlığa yabancı hukukun uygulanması için yetki itirazında ve ayrıca zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacı müvekkili Şirket çalışanı olmadığından ücret miktarı ve çalışma koşullarına ilişkin iddialarının kabulunun de mümkün olmadığını, dava dilekçesindeki iddiaların hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kaldırma kararı sonrasında yapılan yargılama sonucunda davacının Rusya'da ve Kazakistan'da çalıştığı anlaşıldığından somut uyuşmazlığa ilgili çalışma dönemleri bakımından Rusya ve Kazakistan İş Hukuku hükümlerinin uygulanması gerektiği kabulu ile bu hukuk kurallarının dikkate alınarak hesaplamaların yapıldığı bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesince ilk verilen karara karşı istinaf başvurusunda bulunulurken davalı vekilinin uygulanacak hukuka ilişkin istinaf sebebi bulunmadığından uygulanacak hukukun Türk hukuku olduğu hususunun kesinleşmiş olduğunu, kıdem tazminatı kamu düzenine ilişkin olduğundan ilgili alacak yönünden Türk hukukunun özellikle uygulanması gerektiğini, ayrıca Yargıtay tarafından yerleşik bir içtihattan dönülmesi hâlinde yeni içtihadın yer aldığı ilk kararın yayınlanması tarihine kadar önceki içtihada güvenilerek açılmış olan davalara yeni içtihadın uygulanmaması gerektiğini, aksi hâlde de davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, aylık brüt ücretin hatalı tespit edildiğini, kıdem ve ihbar tazminatına esas alınan ücretin hatalı olduğunu, yıllık izin ücreti alacağının mahsubunun hatalı yapıldığını, davalı tarafça bordro hilesi yapıldığından fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının da eksik hesaplandığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; davacının müvekkili Şirket çalışanı olmadığını, davanın husumetten reddi gerektiğini, Rusya ve Kazakistan İş Kanunlarının ilgili hükümleri uyarınca davacının işbu davayı süresi içerisinde açmadığı sabit olduğundan davanın zamanaşımı nedeniyle de reddi gerektiğini, davacının talep konusu alacaklara da hak kazanamadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı işçinin davalının Rusya ve Kazakistan'da bulunan şantiyelerinde çalıştığı, davalının süresinde verdiği cevap dilekçesinde uyuşmazlığa çalışılan ülkenin iş mevzuatının uygulanması gerektiğini beyan ettiği dikkate alındığında somut uyuşmazlığa mutad işyeri hukukunun uygulanması gerektiği, buna göre mutad işyerinin işçinin fiilen işini yaptığı yer olduğu açık olduğundan Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesi ve Kazakistan İş Kanunu'nun 160 ncı maddesi hükümlerinin somut uyuşmazlığa uygulanması gerektiği, davacının Rusya'da geçen çalışmasının 06.12.2014 tarihinde, Kazakistan'da geçen çalışmasının ise 09.09.2016 tarihinde sona erdiği, davanın ise 29.05.2019 tarihinde açıldığı dikkate alındığında ilgili mevzuatlardaki 3 aylık ve 1 yıllık sürelerin dolduğu anlaşıldığından davanın reddi gerektiği ancak dava tarihinin 29.05.2019 olması ve davanın yabancı hukukun uygulanması sonucunda reddedilmiş olması karşısında, Yargıtayın ve Bölge Adliye Mahkemesinin önceki uygulamasına güvenerek dava açan davacı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olacağı hususu da gözetilerek davanın reddine, davalı yararına vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına ve davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; davalı tarafça cevap dilekçesinde ve ıslaha karşı beyan dilekçesinde dava konusu işçilik alacaklarına 5 yıllık zamanaşımı uygulanması gerektiği öne sürülerek itirazda bulunulduğundan bu kapsamda tarafları lehine usuli kazanılmış hak doğduğunu, bu hakkın korunması gerektiğini, dava konusu uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması gerektiğini, aksi kanaatte bulunulması hâlinde ise yabancı hukuktaki zamanaşımı düzenlemesinin uygulanması hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, Rusya ve Kazakistan iş mevzuatlarında hak düşürücü süreye ilişkin bir hüküm bulunmadığını, her ne kadar taraflar arasında bir sözleşme bulunsa da söz konusu sözleşmenin tamamen matbu olması, davalı tarafından davacının Rus kanunları ve Kazakistan kanunları hakkında yazılı olarak bilgilendirilmemesi, davacının iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği tarihte Türkiye'ye gönderilmesi gibi hususlar dikkate alındığında ilgili hukuk sistemlerinde zamanaşımı sürelerinin yeniden başlatılmasına ilişkin hâkime takdir yetkisi verilmiş olduğundan sürelerin yeniden başlatılması gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili katılma yoluyla sunmuş olduğu temyiz dilekçesinde; davalı lehine vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın yalnızca bu yönden bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, davanın süresinde açılıp açılmadığı, davalı lehine vekâlet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesi gerekip gerekmediği hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu'nun 2, 5, 8, 27, 40 ve 44 üncü maddeleri.
3. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesi şu şekildedir:
“Çalışan, hakkının ihlal edildiğini öğrendiği veya öğrenmesi gerektiği günden itibaren üç ay içinde bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.
İşveren, çalışanın işletmeye verdiği zararın tazminine ilişkin uyuşmazlıklarda, zararın tespit edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye gitme hakkına sahiptir. Bu maddede belirtilen sürelerin geçerli bir nedenle kaçırılması durumunda, bu süreler mahkeme tarafından tekrar başlatılabilir."
4. Kazakistan İş Kanunu'nun 160 ncı maddesi şu şekildedir:
"Bireysel iş davalarını değerlendirmek üzere bir uzlaştırma komisyonuna veya mahkemeye başvurmak için aşağıdaki süreler belirlenmiştir:
1. İşe geri alım hakkındaki davalar için, iş sözleşmesinin feshine ilişkin işverenin eyleminin bir kopyasının uzlaştırma komisyonuna teslim edilen veya taahhütlü posta yoluyla teslimat bildirimi ile gönderilmesi tarihinden itibaren bir ay, mahkemeye başvurmak için çözülmemiş davalar için başvururken veya iş sözleşmesinin tarafça uzlaştırma komisyonunun kararına uymaması durumunda uzlaştırma komisyonunun kararının bir kopyasının teslim edilen veya taahhütlü posta yoluyla teslimat bildirimi ile gönderilmesi tarihinden itibaren iki ay,
2. Başka iş davaları için, işçinin veya işverenin haklarının ihlal edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği tarihten itibaren bir yıl.
Bireysel iş davalarının değerlendirilmesi için başvuru süresinin sona ermesi, söz konusu iş davasında arabuluculuk sözleşmesinin geçerlilik süresi boyunca ve ayrıca uzlaştırma komisyonunun yokluğunda o kuruluncaya kadar askıya alınır.
Geçerli nedenlerle temyiz süresinin dolması durumunda uzlaştırma komisyonu, iş davaları konusunda uzlaştırma komisyonuna başvurma süresini yeniden başlatabilir ve davayı esasa ilişkin olarak çözebilir.
Uzlaştırma komisyonu, daha önce iş ilişkisinde bulunan işçi de dahil olmak üzere işçinin, belirlenen süre içinde uzlaştırma komisyonuna başvurmama nedenlerinin geçerli sebep olup olmadığım bağımsız olarak belirler.
Bu Kurallara göre, bireysel iş davalarının değerlendirilmesi için uzlaştırma komisyonuna başvurmadan mahkemeye başvurma hakkına sahip iş ilişkileri katılımcıları için aşağıdaki süreler belirlenir:
İşe geri alım hakkındaki davalar için, iş sözleşmesinin feshi hakkındaki işverenin eyleminin bir kopyası eslim edilen veya taahhütlü posta yoluyla teslimat bildirimi ile gönderilmesi tarihinden itibaren üç ay;
Başka iş davaları için, daha önce iş ilişkisinde bulunan işçi de dahil olmak üzere işçinin haklarının ihlal edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği tarihten itibaren bir yıl."
5. Dairemizin 06.12.2023 tarihli ve 2023/14447 Esas, 2023/19092 Karar sayılı ilâmı.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.