"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/3704 E., 2023/2127 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 25. İş Mahkemesi
SAYISI : 2015/689 E., 2019/323 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalının Moskova'daki işyerinde 27.04.2007-04.11.2014 tarihleri arasında davalı işyerinde kalıpçı ustası olarak çalıştığını, saatlik ücretinin 5,00 USD olduğunu, müvekkilinin çalışma süresi boyunca 08.00-19.00 saatleri arasında iki haftada bir hafta tatili kullanmak suretiyle çalıştığını, dinî bayramların birinci günü hariç diğer ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmaya devam ettiğini, söz konusu çalışmalarının karşılığının ödenmediğini, iş bitimi nedeniyle iş sözleşmesinin feshedildiğini, müvekkiline tüm haklarını aldığına dair zorla imza attırıldığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ile ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacının çalışma koşullarına ilişkin iddilarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının istisnai olarak yapmış olduğu bir kısım çalışmalarının karşılığının eksiksiz şekilde ödendiğininin imzalı bordrolar ile sabit olduğunu, davacının müvekkili Şirketi ibra ettiğini ve 04.11.2014 tarihinde istifa etmek suretiyle işten ayrıldığını, kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı işçinin davalıya ait yurt dışındaki işyerinde 27.04.2007-23.05.2012, 19.06.2012-17.03.2013, 15.05.2014-04.11.2014 tarihleri arasında olmak üzere toplam 6 yıl 3 ay 20 gün çalıştığı, ilk çalışma döneminde davacının istifa iradesi bulunmamasına rağmen iş bitimi gerekçe gösterilerek davacıdan istifa dilekçesi alınarak iş sözleşmesinin sona erdirildiğinin sabit olduğu, ikinci dönem için sunulan istifa dilekçesinin tarihsiz olduğu ve bu nedenle dikkate alınmadığı, son dönem çalışmanın da iş bitimi nedeniyle işveren tarafından feshedildiği, buna göre davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına ilişkin taleplerinin yerinde olduğu, tanık beyanları ve dosya kapsamına göre davacının ayda iki hafta tatilinde çalışma yaptığı, dinî bayramların birinci günü ve yılbaşı tatili hariç diğer ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmaya devam ettiği, işyerinde fazla çalışma yaptığı, söz konusu çalışmalarının karşılığının ödendiğinin davalı tarafça ispatlanmadığı, davacının 2014 yılının kimi aylarına ait ücret alacaklarının da eksik ödendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacının işyerindeki tüm dönem çalışmalarının istifa ile sona erdiğini, buna göre davacının kıdem ve ihbar tazminatlarının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının hizmet süresinin de hatalı tespit edildiğini, davacının herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığını, davacı işçinin ücretinin net 1.350,00 TL olduğunu, buna göre aylık giydirilmiş brüt ücretin hatalı belirlendiğini, ücret hesaplamalarında itibar edilmesi gereken delillerin tanık beyanları değil Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtları ve davacı işçiye ait ücret pusulaları olduğunu, davalı aleyhine davaları bulunan tanıkların beyanlarına itibar edilemeyeceğini, davacının fazla çalışma yapmadığını, hafta tatillerini, yıllık ücretli izinlerini kullandığını, şantiyede Türkiye’nin ve Rusya’nın millî ve dinî bayramlarında çalışma yapılmadığını, alacaklara yasal faiz oranının uygulanması gerektiğini, zamanaşımı def’inin dikkate alınması gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; iş sözleşmesinin sona erme şekli dikkate alındığında davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı, davacının beyanı ve imzalı bordrolara göre saatlik ücretin 5,00 USD olduğu, işin niteliği ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde ücret tespitinde bir isabetsizlik bulunmadığı, dosyadaki tüm delillerle birlikte davacı tanık beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere dayanarak ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının hizmet süresi, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının ispat ve hesaplanması ile yurt dışında çalışan davacıya ödenen aylık brüt ücretin ve giydirilmiş ücretin tespiti hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 24 ve 27 nci maddeleri, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 17, 32, 41, 44, 46, 47 ve 63 üncü maddeleri ile aynı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte bulunan 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.
3. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun (5510 sayılı Kanun) geçici 6 ncı maddesi.
4. 5510 sayılı Kanun'un "Bazı sigorta kollarının uygulanacağı sigortalılar" kenar başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi şu şekildedir:
"(Ek: 17/4/2008-5754/3 md.) Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır ve bunlar hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanır. Bu sigortalıların uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmak istemeleri halinde, 50 nci maddenin ikinci fıkrasındaki Türkiye’de yasal olarak ikamet etme şartı ile aynı fıkranın (a) bendinde belirtilen şartlar aranmaksızın haklarında isteğe bağlı sigorta hükümleri uygulanır. Bu kapsamda, isteğe bağlı sigorta hükümlerinden yararlananlardan ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmaz.(Ek cümle: 13/2/2011-6111/24 md.) Bu bent kapsamında yurt dışındaki işyerlerinde çalışan sigortalıların, bu sürede ödedikleri isteğe bağlı sigorta primleri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalılık sayılır."
5. 5510 sayılı Kanun'un "Prim oranları ve Devlet katkısı'" kenar başlıklı 81 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (c) ve (f) bentleri sırasıyla şöyledir:
"a) Malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranı, sigortalının prime esas kazancının %20'sidir.Bunun % 9'u sigortalı hissesi, % 11'i işveren hissesidir
c) (Değişik: 10/1/2013-6385/9 md.) Kısa vadeli sigorta kolları prim oranı, sigortalının prime esas kazancının %2’sidir. Bu primin tamamını işveren öder. Bu oranı %1,5 oranına düşürmeye ya da %2,5 oranına artırmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir.
f) (Değişik: 17/4/2008-5754/48 md.) Genel sağlık sigortası primi, kısa ve uzun vadeli sigorta kollarına tâbi olanlar için 82 nci maddenin birinci fıkrasına göre hesaplanan prime esas kazancın %12,5’idir. Bu primin %5’i sigortalı, %7,5’i ise işveren hissesidir. Yalnızca genel sağlık sigortasına tâbi olanlar ile 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (e) bendi ve bu Kanunun geçici 13 üncü maddesinde belirtilenlerin genel sağlık sigortası primi, prime esas kazancın %12’sidir. (Ek cümle: 23/2/2017-6824/15 md.) Ancak, 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (g) bendine tabi olanlar için genel sağlık sigortası primi, prime esas kazancın %3’ü olup, bu oranı %12’ye kadar artırmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir."
6. Dairemizin 14.12.2022 tarihli ve 2022/8410 Esas, 2022/16915 Karar; 16.06.2022 tarihli ve 2022/4874 Esas, 2022/8023 Karar; 27.04.2021 tarihli ve 2021/4622 Esas, 2021/8596 Karar sayılı kararları.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacının net ücretinin brüt ücrete çevrilmesi hesabında yapılacak kesintilerin ne olması gerektiği hususu uyuşmazlık konusudur. Ülkemiz ile uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçilerinden isteğe bağlı sigortalılık talebinde bulunanlardan Türkiye’de ikamet şartı aranmamaktadır. İlâmın İlgili Hukuk kısmının (4) numaralı paragrafında yer verilen 5510 sayılı Kanun'un 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi gereğince 2008 yılı Ekim ayı başından itibaren Ülkemiz ile uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanacaktır. Bu durumda işçinin net ücretine, yurt içinde çalışan işçiler gibi %14 oranında SGK primi ve %1 oranında işsizlik primi eklenerek brüt ücret hesaplaması yapılamaz.
3. Somut uyuşmazlıkta hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının aylık çıplak net ücreti 1.125,00 USD olarak belirlenmiş olup bu tespit dosya kapsamına uygundur. Ancak davacının çıplak brüt ücreti 1.573,62 USD olarak belirlenmiş ise de bilirkişi tarafından söz konusu brütleştirmenin ne şekilde yapıldığı açıkça belirtilmemiş olup aylık çıplak brüt ücret miktarı denetime elverişli değildir.
Davacının Ülkemiz ile uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan bir ülkede çalıştığı dikkate alınarak ücreti brütleştirilirken dosya kapsamından tespit edilen net ücretine 5510 sayılı Kanun'un 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi gereğince yalnızca %5 oranında genel sağlık primi eklenmek sureti ile sonuca gidilmesi gerekmektedir. Belirtilen husus gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4. Diğer yandan hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacıya aylık 250,00 USD yemek ve barınma yardımı yapıldığının kabulü ile giydirilmiş ücret hesaplanmıştır.
Ne var ki bu miktarın ne şekilde tespit edildiği belirli olmayıp davalı işverene ait yurt dışındaki şantiyelerde çalışan işçilere aylık 200,00 USD yemek ve barınma yardımı yapıldığı kabul edilerek giydirilmiş ücret belirlenen dosyaların, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği de dikkate alınarak yemek ve barınma gideri miktarı 200,00 USD olarak kabul edilmelidir.
Buna göre tazminata esas giydirilmiş ücret belirlenirken yemek ve barınma gideri olarak 200,00 USD yerine 250,00 USD’nin eklenmesi de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.