Logo

9. Hukuk Dairesi2024/5623 E. 2024/9262 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin ihbar tazminatı ve yol-yemek ücreti alacakları için arabuluculuk yoluna başvurmadan dava açmasının dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine yol açıp açmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesi uyarınca, işçi alacakları davalarında arabuluculuğa başvurulmasının dava şartı olduğu ve davacının ihbar tazminatı ile yol ve yemek ücreti alacakları bakımından arabuluculuk yoluna başvurmadığının tespit edilmesi nedeniyle, ilk derece mahkemesinin dava şartı yokluğundan davanın reddine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/358 E., 2024/306 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 39. İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/713 E., 2023/567 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Suudi Arabistan ülkesinde asıl işveren dava dışı Saudi Arabian ... (Ma`aden) şirketi bünyesinde maden arama ve proje geliştirme direktörü ünvanı ile 06.01.2023-16.07.2023 tarihleri arasında alt işveren davalı nezdinde çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı ve geçerli neden olmadan feshedildiğini, alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek ihbar tazminatı ve yol- yemek ücreti alacakları ile prim, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, fazla çalışma, ücret alacağı, hafta tatili, yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı tarafından henüz cevap dilekçesi verilmeden İlk Derece Mahkemesince tefrik kararı verilmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyada bulunan arabuluculuk başvuru formu ve arabuluculuk son tutanağına göre davacının prim, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, fazla çalışma, ücret alacağı, hafta tatili, yıllık izin ücreti alacak talepleri yönünden arabulucuya başvurduğu, ihbar tazminatı ile yol- yemek harcırahı yönünden arabulucuya başvurusunun bulunmadığı, prim, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, fazla çalışma, ücret alacağı, hafta tatili, yıllık izin ücreti alacağı taleplerinin somut dosyadan tefrik edilerek başka bir esasa kaydedildiği ve somut dosyada ihbar tazminatı ile yol, yemek harcırahı talepleri yönünden devam edilen yargılamada; 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun (7036 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası dikkate alındığında, ihbar tazminatı ile yol ve yemek harcırahı talepleri yönünden usulüne uygun yapılmış arabuluculuk başvurusunun olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; arabuluculuk şartının sağlanmış olduğunu, dosyanın tamamı için usulden ret kararı verilmesinin yerinde olmadığını, kalan harcın diğer dosyaya aktarılması gerektiğini, ek beyanla somut olaya yabancı hukukun uygulanması hâlinde davanın usulden reddinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut uyuşmazlıkta 27.09.2023 tarihinde düzenlenmiş "Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı"nda arabuluculuk konusu uyuşmazlıkların; "ücret, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, prim, yıllık ücretli izin alacakları" olarak belirtildiği, son tutanakta yer almayan ve arabuluculuk görüşmelerine dâhil edilmeyen ihbar tazminatı ile yol ve yemek harcırahı bakımından dava şartı olan arabuluculuk faaliyeti yerine getirilmediğinden bu talepler yönünden davanın usulden reddine ilişkin Mahkeme kararında isabetsizlik bulunmadığı, dava şartı düzenlenmesi usul hükmü olmakla Türk hukukunun uygulanmasında hata görülmediği, asıl dosyadan diğer dosyaya (anılan Mahkemenin 2023/773 Esas sayılı dosyası) harç aktarımının söz konusu olmayacağı gerekçeleriyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu ihbat tazminatı ile yol ve yemek harcırahı alacakları yönünden arabuluculuk dava şartının yerine getirilip getirilmediğine ve harca ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 7036 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında, “Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebi ile açılan davalarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” şeklinde düzenlemeye yer verilerek dava şartı olarak arabuluculuk öngörülmüştür. Aynı Kanun'un 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi uyarınca "Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir."

3. 7036 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin yirmi birinci fıkrası uyarınca uygulanan 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun (6325 sayılı Kanun) 15 inci maddesinin üçüncü fıkrasında ise “Taraflarca kararlaştırılmamışsa arabulucu; uyuşmazlığın niteliğini, tarafların isteklerini ve uyuşmazlığın hızlı bir şekilde çözümlenmesi için gereken usul ve esasları göz önüne alarak arabuluculuk faaliyetini yürütür.” denilmek sureti ile arabuluculuk faaliyetinin ne şekilde sürdürüleceği belirlenmiştir.

4. 6325 sayılı Kanun'un 17 nci maddesinin ikinci fıkrasında “Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaştıkları, anlaşamadıkları veya arabuluculuk faaliyetinin nasıl sonuçlandığı bir tutanak ile belgelendirilir. Arabulucu tarafından düzenlenecek bu belge, arabulucu, taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanır.” şeklinde düzenlemeye yer verilerek son tutanağın arabulucu tarafından düzenleneceği açıkça kurala bağlanmıştır.

5. 02.06.2018 tarihli ve 30439 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği'nin (Yönetmelik) 23 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında, başvurunun dilekçe ile veya bürolarda bulunan formların doldurulması suretiyle yahut elektronik ortamda yapılabileceği belirtilmiştir. Yönetmelik'in 20 nci maddesinde arabuluculuğun sona ermesi düzenlenmiş olup bu maddenin (3) üncü bendinde arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlenen son tutanağa, faaliyetin sonuçlanması dışında hangi hususların yazılacağına tarafların karar vereceği ancak arabulucunun bu tutanak ve sonuçları konusunda taraflara gerekli açıklamaları yapacağı belirtilmiştir. Şu hâle göre son tutanağın tarafların beyanına göre oluşturulması asıl ise de arabulucunun tutanağın içeriği ve düzenlenme şekli konusunda tarafları bilgilendirmesi de gerekir.

6. 7036 sayılı Kanun’un genel gerekçesinde, “Dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin madde ile diğer düzenlemelerde iş yargısının temeli olan çabukluk, basitlik, emredicilik, zayıfın korunması ve ucuzluk ilkeleri ...” nin dikkate alındığı açıklanmıştır.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.