Logo

9. Hukuk Dairesi2024/5880 E. 2024/8542 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yargıtay'ın bozma kararına rağmen mahkemenin bozma kapsamı dışındaki konularda hüküm kurmaması ve bozma konusu hususta da eksik inceleme yapması nedeniyle kararın bozulup bozulmayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay, önceki bozma kararında davacının ücret farkı, ikramiye ve bayram yardımı alacakları ile yakacak yardımı alacağının hesabına ilişkin eksiklikler bulunduğunu belirterek mahkemeyi bu konularda hüküm kurmaya yönlendirmiş, ancak mahkeme bozma dışındaki konularda hüküm kurulmasına yer olmadığına ve yakacak yardımında da önceki karardaki gibi eksik hüküm kurduğuna göre, mahkemenin bozma kararına uyma yükümlülüğünü yerine getirmediği ve usuli kazanılmış hak ilkesine aykırı davrandığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/659 E., 2024/145 K

KARAR : Davanın kısmen kabulü

TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, üçüncü kez İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Türkiye Elektrik İletim AŞ'ın (TEİAŞ) hizmet satın aldığı dava dışı yüklenici firmaların işçisi olarak davalıya ait trafo merkezinde çalıştığını, davalı işverenin davacının çalışmalarından asıl işveren sıfatıyla sorumlu olduğunu, davacının sendika üyesi olduğunu, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan bir kısım alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek ücret farkı, ikramiye ve sosyal yardım alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile davalı işveren arasında herhangi bir iş sözleşmesi bulunmadığını, davacının yüklenici firma işçisi olduğunu, davalı TEİAŞ'ın ihale makamı konumunda olup davacının çalışmalarından sorumlu olmadığını, davacının tüm özlük haklarından yüklenici firmanın sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 08.06.2021 tarihli kararı ile; davacının, dava dışı yüklenici firma işçisi olarak davalıya ait işyerinde çalıştığı, davalı işverenin asıl işveren sıfatıyla davacının çalışmalarından sorumlu olduğu, davacının sendika üyesi olduğu, toplu iş sözleşmesinden yararlanma hakkı bulunduğu, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının ödenmediği, dosyada bulunan bilirkişi raporunda hesaplamaların doğru olarak yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili süresi içinde istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 11.11.2021 tarihli kararı ile; davalı TEİAŞ'ın hizmet alım sözleşmesi imzaladığı yüklenici firmalardan hizmet satın aldığı, davacının yüklenici firma işçisi olarak davalıya ait trafo merkezinde çalıştığı, yapılan işin yardımcı iş mahiyetinde olduğu, davacının çalışmalarından ve aynı zamanda alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmelerinden davalı işverenin sorumlu olduğu, davacının toplu iş sözleşmesi imzalamaya yetkili sendika üyesi olduğu ve buna ilişkin belgenin dosyada bulunduğu, toplu iş sözleşmesinden yararlanma hakkı bulunan davacının haklarının ödenmediği, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaların dosya kapsamıyla örtüşür nitelikte olduğu, hesaplamalara karşı davalı tarafın ileri sürdüğü istinaf sebebinin yerinde olmadığı, dosya kapsamına göre zamanaşımına uğrayan alacak bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 19.01.2022 tarihli kararı ile; temyiz konusu edilen Dairemizin 2021/13334 ila 2021/13382 arası 49 adet seri dosyanın birlikte incelendiği ve aynı gün Dairemiz denetiminden geçtiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığı, ayrıca bir kısım davacıların, işbu davalardan önce belli bir döneme ilişkin olarak aynı iddialarla aynı davalıya karşı toplu iş sözleşmesine dayalı alacaklarını talep ederek açtıkları davalarda verilen kararların kesinleştiği, o dosyalarda alınan bilirkişi raporlarının kesin delil niteliği taşıdığı ve eldeki davalar yönünden bağlayıcı olduğu, davacının önceki dönem için dava açıp açmadığı ve açmış ise alınan bilirkişi raporunda ücretinin ne şekilde belirlendiğinin tespit edilmesi, bilirkişi raporundaki kesinleşen ücret hesabı dikkate alınarak bu davada talep ettiği alacakların hesaplanması gerektiği, bu itibarla Mahkemece davacının dosyasına özgü olarak tereddüte yer vermeyecek şekilde, ayrıntılı ve açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre davacının talep ettiği alacaklar hakkında hüküm tesis edilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 29.11.2022 tarihli kararı ile; uyulan bozma kararı doğrultusunda, davacı vekilinin beyanının alındığı, ardından bildirilen dava dosyalarındaki raporlar irdelenerek ve davalının zamanaşımı def'ini de kapsayacak şekilde bilirkişi ek raporu alındığı, rapordan sonra davalı tarafça ödeme def'inde bulunulması üzerine ödeme belgeleri nazara alınmak suretiyle tekrar rapor alındığı, raporda davalı tarafça yapılan ödemelerin tenzilinin yapıldığı, bilirkişi raporununun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 05.04.2023 tarihli kararı ile; davalının sair temyiz itirazlarının yerinde görülmediği belirtilerek, İlk Derece Mahkemesince bozmadan önce hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının yakacak yardımı alacağı 31.03.2018 tarihine kadar 30,00 TL üzerinden hesaplanmasına rağmen, bozmaya uyulduktan sonra hükme esas alınan bilirkişi raporunda 40,00 TL üzerinden hesaplandığı, bozmadan önce verilen İlk Derece Mahkemesi kararının davacı tarafından istinaf edilmediği ve 30,00 TL üzerinden yapılan hesaplama yönünden davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu göz ardı edilerek yakacak yardımı alacağının hüküm altına alınmasının hatalı olduğu gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.

D. İlk Derece Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 11.07.2023 tarihli kararı ile; Yargıtay bozma kararına uyularak, yakacak yardımı alacağı hakkında yeniden hüküm kurulmuş, bozma konusu yapılmayan diğer hususlar hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 27.09.2023 tarihli kararı ile; davalının sair temyiz itirazları incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesince uyulan bozma kararı doğrultusunda yapılan inceleme sonucunda bozma kapsamı dışında kalan ücret farkı, ikramiye, bayram yardımı talepleri hakkında açıkça hüküm kurulması gerekirken, bozma sebebi yapılmayan bu alacak kalemleri hakkında "hüküm kurulmasına yer olmadığına” şeklinde karar verilmesinin hatalı olduğu, bozma konusu yapılan yakacak yardımı alacak miktarının ne şekilde hesaplandığının anlaşılamadığı ve bu hâliyle hüküm altına alınan miktarın denetime elverişli olmadığı, ayrıca Mahkemece; "30,00-TL/BRÜT alacağın 100,00 TL.sinin dava tarihinden, bakiye miktarının ise ıslah tarihi" şeklinde hüküm kurulmasının da isabetsiz olduğu, İlk Derece Mahkemesince yeniden hüküm kurulurken vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin, kabul ve reddedilen alacakların tamamına göre hesaplanması gerektiğinin de gözden kaçırılmaması gerektiği gerekçeleriyle bozma kararı verilmiştir.

F. İlk Derece Mahkemesince Üçüncü Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar ile; Yargıtay bozma kararına uyularak, yakacak yardımı alacağı hakkında yeniden hüküm kurulmuş, bozma konusu yapılmayan diğer hususlar hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; davalı Kurum tarafından sunulan hesaplama tablolarındaki alacak miktarlarına yönelik ödeme olarak gösterilen toplu iş sözleşmesi farklarının davacı işçilere ödenmediğini, tablo ve ek rapor doğrultusunda ödendiği kabul edilerek hatalı bilirkişi raporu doğrultusunda İlk Derece Mahkemesince hüküm tesis edilmesinin, hak kayıplarının oluşmasına neden olduğunu belirterek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; davalı Teşekkülün ihale makamı olduğunu, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 3 üncü maddesinin (g) bendine göre fiyat farkının müvekkili Teşekkülce ödenmesinin mümkün olmadığını, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan işçilik haklarından hizmet alımı yapılan firmaların sorumlu olduğunu, 2020 Haziran ayı ücret farklarının davacılara ödendiğini, bilirkişi raporunun kabul edilmediğini, yakacak yardımı, ikramiye ve çocuk yardımının hatalı hesaplandığını belirterek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozmadan sonra kurulması gereken hükmün kapsamına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.

2. 6100 sayılı Kanun'un "Hükmün kapsamı" kenar başlıklı 297 nci maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:

"Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir."

3. Değerlendirme

1. Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtayın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan Mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Bozmaya uyulduğunda, bozma kararı lehine olan taraf için usuli kazanılmış hak oluşturduğundan, Mahkemece bozma gereklerinin yerine getirilerek karar verilmesi zorunludur.

2. Dairemizin 27.09.2023 tarihli son kararı ile; ücret farkı, ikramiye, bayram yardımı talepleri hakkında açıkça hüküm kurulması gerekirken, bu alacak kalemleri hakkında "hüküm kurulmasına yer olmadığına” şeklinde karar verilmesinin hatalı olduğu, bozma konusu yapılan yakacak yardımı alacak miktarının ne şekilde hesaplandığının anlaşılamadığı ve bu hâliyle hüküm altına alınan miktarın denetime elverişli olmadığı, ayrıca Mahkemece; "30,00-TL/BRÜT alacağın 100,00 TL.sinin dava tarihinden, bakiye miktarının ise ıslah tarihi" şeklinde hüküm kurulmasının da isabetsiz olduğu, İlk Derece Mahkemesince yeniden hüküm kurulurken vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin, kabul ve reddedilen alacakların tamamına göre hesaplanması gerektiği gerekçeleriyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyulmasına rağmen; ücret farkı, ikramiye, bayram yardımı talepleri hakkında "Bozma konusu yapılmayan diğer hususlar kesinleşmiş olduğundan bu hususlar hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına," şeklinde karar verilmesi, yakacak yardımı hesaplamasına ilişkin ise herhangi bir açıklamama yapılmaması ve 11.07.2023 tarihli karardaki gibi hüküm kurulması bozmaya uyulmakla oluşan usuli kazanılmış hakka aykırı olup bozma gereğinin yerine getirilmesi için hükmün yeniden bozulması gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre davacı ve davalı vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

15.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.