Logo

9. Hukuk Dairesi2024/6002 E. 2024/9215 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı TEİAŞ'ın alt işveren işçisinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarından asıl işveren sıfatıyla sorumlu olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı TEİAŞ’ın, 4734 sayılı Kanun’un 3. maddesinin (g) bendi kapsamındaki hizmet alım ihalesi yoluyla çalıştırdığı alt işveren işçisinin, toplu iş sözleşmesinden doğan alacaklarından, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinin 7. fıkrası gereğince asıl işveren sıfatıyla sorumlu olduğu gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ve davanın kabulüne dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1300 E., 2024/222 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 6. İş Mahkemesi

SAYISI : 2021/1096 E., 2023/8 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... AŞ (TEİAŞ) vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının ... ve Gaz İşçileri Sendikasının (... Sendikası) üyesi olduğunu, davalıya ait işyerinde alt işverenler bünyesinde çalıştığını, Yüksek Hakem Kurulunun 06.12.2016 tarihli ve 2016/1603 Esas, 2016/1526 Karar sayılı kararı ile 15.04.2016 - 05.09.2017 tarihleri arasında yürürlüğü bulunan toplu iş sözleşmesinin işyerinde uygulandığını; ancak belirtilen toplu iş sözleşmesi hükümlerinden davacının yararlandırılmadığını ve bir kısım alacaklarının ödenmediğini, davalı işverenin ödenmeyen alacaklardan asıl işveren sıfatıyla sorumlu olduğunu ileri sürerek toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret, ikramiye, yakacak yardımı, bayram yardımı, çocuk yardımı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle davanın husumet ve hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davalı Kurumun ihale makamı olduğunu, hizmet alım işinin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun (4734 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinin (g) bendi kapsamında ihale edildiğini, davacı ile aralarında iş ilişkisi bulunmadığını, davalının toplu iş sözleşmesinin tarafı olmadığını, davalı açısından bağlayıcı olmayacağını, çalıştırılacak personele ilişkin sorumlulukların, işçilerin sevk ve idaresinin firmaya ait olduğunu, işçilerin mali ve sosyal haklarının firmanın sorumluluğunda olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının Tes-İş Sendikası üyesi olduğu, yürürlük tarihinden itibaren Yüksek hakem Kurulu'nun 06.12.2016 tarihli ve 2016/1603 Esas, 2016/1526 Karar sayılı toplu iş sözleşmelerinden yararlanabileceği, toplu iş sözleşmeleri uyarınca ücret zamları uygulanarak fark ücret talebi ile yakacak yardımı, bayram yardımı, ikramiye yardımı, çocuk yardımı alacaklarının dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bir şekilde düzenlenen bilirkişi raporu ile hesaplandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; müvekkili Teşekkülün, TEİAŞ 22. Bölge Müdürlüğü (Kastamonu) tarafından 4734 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin (g) bendi uyarınca yapılan ihaleler sonucunda muhtelif trafo merkezlerinin işletilmesi işi ile ilgili hizmet alımı yapıldığını, bu sözleşmelerin anahtar teslimi iş mahiyetinde olduğunu, Teşekkülün ihale makamı olduğunu, asıl işveren olduğundan söz edilemeyeceğini, dava konusu alacaklardan sorumluluğunun bulunmadığını, Yargıtay içtihatlarının bu yönde olduğunu, davacının ihbar olunan firmanın işçisi olduğunu, Yüksek Hakem Kurulu kararlarının Teşekkül açısından bağlayıcı olmadığını, müvekkilinin toplu iş sözleşmesinin tarafı olmasının yasal olarak mümkün olmadığını, yüklenici firmanın fiyat farkı verilmesi talebinde bulunamayacağını, işçilerin taleplerinin tek muhatabının yüklenici firma olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek üzere davacının 01.10.2017-31.08.2019 yılları arasında mesul teknisyen olarak çalıştığını, ayrıca 2021-2023 yılları arasında yürürlükte olan toplu iş sözleşmeleri doğrultusunda fark ücret ödemelerinin işçilere yapıldığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı TEİAŞ'ın, hizmet alım sözleşmesi imzaladığı yüklenici firmalardan hizmet satın aldığı, davacının yüklenici firma işçisi olarak davalıya ait işyerinde çalıştığı, yapılan işin yardımcı iş mahiyetinde olduğu, davalı TEİAŞ tarafından hizmet alım ihalelerinin 4734 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin (g) bendi gereğince yapıldığı, 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesi gereğince davalı TEİAŞ'ın asıl işveren sıfatıyla davacının çalışmalarına karşı sorumlu olduğu, davacının talebinin alt işveren ile ilgili sendika arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden kaynaklı alacak olduğu, buna göre davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklı alacaklarına karşı davalı işverenin sorumlu olduğu, davacının toplu iş sözleşmesi imzalamaya yetkili sendika üyesi olduğu, buna ilişkin belgenin dosyada bulunduğu, davacının Yüksek Hakem Kurulu tarafından verilen karar gereğince yürürlüğe konulan toplu iş sözleşmesinden yararlanma hakkının bulunduğu, toplu iş sözleşmesinden kaynaklı haklarının ödenmediği, davalı tarafın istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir hatanın bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; müvekkili Teşekkülün, TEİAŞ 22. Bölge Müdürlüğü (Kastamonu) tarafından 4734 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin (g) bendi uyarınca yapılan ihaleler sonucunda muhtelif trafo merkezlerinin işletilmesi işi ile ilgili hizmet alımı yapıldığını, bu sözleşmelerin anahtar teslimi iş mahiyetinde olduğunu, Teşekkülün ihale makamı olduğunu, asıl işveren olduğundan söz edilemeyeceğini, dava konusu alacaklardan sorumluluğunun bulunmadığını, Yargıtay içtihatlarının bu yönde olduğunu, davacının ihbar olunan firmanın işçisi olduğunu, Yüksek Hakem Kurulu karalarının Teşekkül açısından bağlayıcı olmadığını, müvekkilinin toplu iş sözleşmesinin tarafı olmasının yasal olarak mümkün olmadığını, yüklenici firmanın fiyat farkı verilmesi talebinde bulunamayacağını, işçilerin taleplerinin tek muhatabının yüklenici firma olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı işçinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ve bu alacaklardan davalının sorumlu olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi, 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrası ve 32 nci maddesi, 4734 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin (g) bendi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.