Logo

9. Hukuk Dairesi2024/6223 E. 2024/10040 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı gazetecinin, davalı şirketten ikramiye, prim, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile bu alacakların %5 fazlalıklarının tahsiline ilişkin alacak davası.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının 5953 sayılı Kanun kapsamında gazeteci olarak çalıştığı, fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil ücretlerine hak kazandığı, şirketin kârlı olması nedeniyle ikramiye ve prim alacaklarının da bulunduğu, Anayasa Mahkemesi kararı gereğince %5 fazlalık talebinin reddine karar verildiği gerekçesiyle mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmadığından, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1526 E., 2024/33 K.

KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 10. İş Mahkemesi

SAYISI : 2018/77 E., 2020/338 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 14.03.2011 tarihinden iş sözleşmesinin fesih tarihi olan 19.12.2017 tarihine kadar davalı ... logosu ile yayın yapan Şirkette çalışmaya başladığını, davacının yaklaşık 12 yıl boyunca Türkiye'nin en büyük televizyon kanallarına hizmet verdiğini, yaptığı iş dolayısıyla 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun'a (5953 sayılı Kanun ) tâbi olarak "gazeteci" sıfatıyla çalışması gerekirken davalı Şirketin müvekkilini bu haklardan mahrum bıraktığını, müvekkilini baskı altına aldıklarını, davacının tazminatsız işten çıkmamak için kendisine uzatılan evrakı imzalamak zorunda kaldığını, davacıya imzalatılan sözleşmenin ibra hükümleri de içerdiğinden fesih tarihi ile aynı gün alınan ibranamenin geçersiz olduğunu, bu doğrultuda M.Ç., I.U., H.K., C.A., C.S'nin de işten çıkış dosyaları incelendiğinde müvekkili ile birebir aynı olduğunun görüleceğini, gün içinde beIN Sports kanallarında (beIN Sports 1, beIN Sports 2, beIN Sports 3, beIN Sports Haber olmak üzere 4 kanala içerik üretmektedir) yayınlanan programların yönetmenliğini yaparken ayrıca basketbol, futbol maçları görevlendirmelerinde de bulunduğunu, her gün yaklaşık olarak 4-5 canlı/bant programın yönetmenliğini yaptığını, maç olmayan günler ve maç günleri olarak iki şekilde açıklandığını, maç olmayan günlerde normal çalışma saatinin 16.00-00.00 olduğunu ancak giriş saatleri hep 16.00' dan önce olduğu gibi çıkışlarının da hiçbir zaman 00.00'da olmadığını, her gün "Günün Sonu" programını yayınlandığını, bu program gece saat 00.00'da yayına girmekte olup programın ortalama 00.30-01.00 saatleri arasında sona erdiğini, davacının çalışmasının her gün 7,5 saatin üstüne çıktığını, maç yayınında görevli olmadığı günlerde en az 1-2 saatlik bir fazla çalışması olduğunu, futbol veya basketbol maçı olduğu veyahut seyahatte olduğu günlerde sabah saatlerinde maçın yapılacağı stadyuma geçip hazırlık yaptığını, içerik üretmeye çalıştığı, futbol maçları 19.00 veya 20.00'de başlamakta olup 21.00-22.00 saatlerine kadar sürdüğünden müsabaka bittikten sonra futbolcular ile röportajlar yapıldığını, basın toplantıları dâhil sürecin 1,5-2 saat sürdüğünü, futbol/basketbol maçı olan günlerde davacının çalışmasının sabah başlayıp gece 00.00-0l.00'e kadar sürdüğünü, ağustos ve eylül aylarında yapılan maçlar ile şampiyonlar ligi ve Avrupa kupası maçlarının başlangıç saatleri 21.45 olarak düşünüldüğünde çalışma bitişinin 01.00-02.00'lere kadar uzadığını, Basketbol Eurolig, Eurocup, şampiyonlar ligi maçlarının başlama saatleri 19.00 ile 22.00 arasında değişip bitiş saatlerinin de 21.00-00.00'a kadar sarktığını, şehir dışı futbol veya basketbol müsabakasında görevli olduğunda bir gün öncesinden görev yapacağı şehire seyahat edip en az bir gece şehir dışında konakladığını belirterek ikramiye, prim ile fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları ve bu alacakların %5 fazlalıklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, iş sözleşmesinin tarafların ortak iradesi neticesinde ikale yoluyla sonlandırıldığını, karşılıklı sona erdirme ve sulh sözleşmesi ile davacının hak edişleri ile kendisine sağlanacak ek menfaatler belirlenerek eksiksiz olarak ödendiğini, gerek ikale sözleşmesi gerekse ikale sözleşmesi içerisinde yer verilen ibra hükümlerinin geçerli olduğunu, davacının iyiniyetli olmayan taleplerinin reddi gerektiğini, davacının gece çalışması yapmadığını, gündüz ve gece saatlerindeki çalışması eşit olup yarısından çoğunun gece dönemine rastlamadığını, yönetmenlerin çalışma saatlerinin görevli oldukları spor müsabakalarının gerçekleşeceği mekan ve saate göre belirlendiğini, davacının şehir dışında gerçekleşen maçlarda görevli olması hâlinde o gün içerisinde sadece söz konusu maçın süresi boyunca çalışması olduğundan Kanun'da belirlenen günlük 8 saatten az bir çalışması olduğunu, 14.03.2011 tarihli belirsiz süreli hizmet sözleşmesi incelendiğinde "9. özel şartlar" başlıklı bölümün altında 1 inci maddede personelin aylık ücretinin içine, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 41 inci maddesi uyarınca yapacağı fazla çalışmalar nedeniyle hak kazanacağı ilave ücretlerin de dâhil olduğunun belirtildiğini, davacının ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili ücret alacağı bakımından %5 fazlaya ilişkin taleplerinin hukuki dayanağı bulunmadığından reddi gerektiğini, davacı tarafından talep edilen %5 fazlaya ilişkin ödemeler bakımından iyiniyet kuralları gereği maksimum oranda indirim yapılması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının 5393 sayılı Kanun kapsamında olduğu, davalı işveren kâr ettiğinden ikramiye alacağına hak kazandığı, davalı işverenin bilirkişi incelemesi sırasında grup şirketi Krea Şirketi ile aynı performans sisteminin uygulandığına yönelik beyanı nedeniyle prim alacağına da hak kazandığı, iş sözleşmesindeki fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dâhil olduğuna yönelik düzenleme nedeniyle günlük 8 saati aşan 3 saatin belirlenen ücrete dâhil olduğu kabul edilerek kayıtlara göre hesaplanan fazla çalışma alacağından ve sunulan belgelere göre tespit edilen hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretinden işverence yapılan ödemelerin mahsubu gerektiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesinin 19.09.2019 tarih ve 2019/48 Esas, 2019/74 Karar sayılı kararı ile %5' lik kısımlara ilişkin iptal kararı dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; davacının fazla çalışmalarının yok sayılmasının açıkça haksızlık teşkil ettiğini, Mahkeme kararında davacının ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücreti talepleri kabul edilmişse de kabul edilen tutarın davacının gerçek çalışmalarını karşılamadığını, davacı ikramiye alacağı ve yıl sonu primlerine hak kazandığı kabul edildiği hâlde yıllık 1 ücret üzerinden hüküm kurulduğunu, ancak davacı için yapılan hesaplamanın yıllık bir ücret üzerinden değil, davalının "performans prim prosedüründe" pozisyonlara göre belirlenen bireysel performans katsayıları doğrultusunda, davacının görev yaptığı pozisyon ve önceki yıllarda aldığı primler de göz önüne alınmak suretiyle hesaplanması gerektiğini belirterek Mahkeme kararının kaldırılarak davacının tüm taleplerinin kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının iş sözleşmesinin serbest iradelerinin uyuşması sonucunda imzalanan sona erdirme ve sulh sözleşmesiyle sona erdiğini, dosyada mübrez bilirkişi raporunda işbu ikale sözleşmesinin geçerli olduğu isabetli bir şekilde tespit edilmiş olmasına rağmen; Mahkeme kararında aksi yönde hüküm tesis edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının, davalı Şirket bünyesinde istihdam edildiği süre boyunca hak kazanmış olduğu tüm alacakların davalı Şirket tarafından davacıya eksiksiz ödendiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı davalı Şirket bünyesinde maktu ücret karşılığında çalıştığından davacının fazla çalışma ücreti alacağının bulunmadığını, davacının davalı Şirket bünyesinde istihdam edildiği süre boyunca ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve hafta tatili ücreti alacağının bulunmadığını, Mahkeme kararında önceki yıllarda davacıya prim ödendiğinden bahisle davacının asgari performans priminden yararlandığı ve davalı Şirketlerin mali kayıtlarında prim ödemesi yapılmak üzere karşılık ayrıldığı hâlde ödenmediği gerekçe gösterilerek, prim alacağının davalı Şirket nezdinde geciktirici şarta bağlı olduğu yönündeki savunmalarının hiçbir şekilde dikkate alınmaksızın, hüküm tesis edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Mahkeme kararında belirtilenin aksine davacının ikramiye alacağının bulunmadığını belirterek; Mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının 14.03.2011-19.12.2017 tarihleri arasında 5393 sayılı Kanun'a tâbi olarak aylık brüt 6.877,64 TL ücretle çalıştığı, ödenmeyen fazla çalışma alacaklarının bulunduğu, tahakkuklar nazara alınarak fazla çalışma alacağına hükmedildiği, hafta tatilleri ve genel tatillerde çalıştığı ve ücretlerinin ödenmediği, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarından davacının işe giriş çıkış kayıtları baz alındığı için indirimi yapılmamasının isabetli olduğu, her sene son 1 yıllık ücret tutarında prim verildiği, davacının ödenmeyen prim alacağının bulunduğu, 5393 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesinde "Gazeteciler her hizmet yılı sonunda işverenin sağladığı karın emeklerine düşen nispi karşılığı olarak asgari birer aylık ücret tutarında ikramiye alırlar" hükmü yer aldığından davacının çalışma dönemleri için 1 yıllık ücret tutarında ikramiyeye hak kazandığı, fazla çalışma, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı çerçevesinde % 5 faize taleplerin reddinin yerinde olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamaların dosya kapsamına uygun görüldüğü İlk Derece Mahkemesinin kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; istinaf başvuru sebeplerini tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; istinaf başvuru sebeplerini tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ikramiye, prim, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları ve bu alacakların %5 fazlalıklarının ispatı ve hesabına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 5953 sayılı Kanun'un 14 ve 19 uncu maddeleri ile ek 1 inci madde.

3. Anayasa Mahkemesinin 19.09.2019 tarih ve 2019/48 Esas ve 2019/74 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.