Logo

9. Hukuk Dairesi2024/7016 E. 2024/9695 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, çalıştığı alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı ve yararlanma koşulları varsa, sözleşmeden kaynaklanan alacaklarından asıl işverenin sorumlu olup olmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı işçinin kapsamında çalıştığı hizmet alım sözleşmesinin personel çalıştırılmasına dayalı olup olmadığı ve 4734 sayılı Kanun'un 62. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği yapılıp yapılmadığının tespiti, toplu iş sözleşmesi sürecinde kamu işveren sendikasının yetkilendirilip yetkilendirilmediğinin belirlenmesi ve bu hususlar doğrultusunda alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden kaynaklı işçilik alacaklarından davalı asıl işverenin sorumlu olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğinden, bu hususlar gözetilmeden hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/3932 E., 2024/516 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 43. İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/521 E., 2023/498 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya bağlı işyerinde dava dışı alt işveren Şirket nezdinde tahmil ve tahliye işçisi olarak çalıştığını, ... Sendikası üyesi olduğunu, alt işveren Şirketin davalıdan 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun (4734 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinin (g) bendi kapsamında ihale ile iş aldığını, ... Sendikası ile dava dışı alt işveren Şirket arasında toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine Yüksek Hakem Kurulunun 09.09.2021 tarihli ve 2021/485 Esas, 2021/626 Karar sayılı kararı ile 01.12.2020 - 28.02.2022 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin karara bağlandığı, bu toplu iş sözleşmesindeki haklardan davacının yararlandırılmadığını, ücrete bağlı hakların da eksik ödendiğini ileri sürerek toplu iş sözleşmesinden kaynaklı bir kısım alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) vekili cevap dilekçesinde; davacı taleplerinin zamanaşımına uğradığını, dava dışı Şirketin müvekkilinin Adıyaman Bölge Müdürlüğündeki ambar ve sahalardaki taşıma ve tahliye işlerini yapmak üzere müvekkili ile 28.02.2019 tarihinde hizmet alım sözleşmesi imzaladığını, söz konusu işin dava dilekçesinde iddia edildiği gibi 4734 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin (g) bendine istinaden değil, aynı Kanun'un 19 uncu maddesi uyarınca açık ihale usulü ile yapılan ihale sonucu dava dışı Şirket üzerine bırakıldığını, yapılan işin personel çalıştırılmasına dayalı bir iş olduğunu, müvekkili kurumun kamu iktisadi teşebbüsü ve dolayısıyla kamu kurumu olduğunu, müvekkili için bağlayıcı olduğu iddia edilen toplu iş sözleşmesinde yetkilendirilmiş kamu işveren sendikası bulunmadığını, müvekkilinin dava konusu alacaklardan herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tahmil ve tahliye hizmet alım sözleşmesinde davalının asıl işveren, dava dışı Şirketin alt işveren olduğu, ... Sendikası ile dava dışı alt işveren Şirket arasında Yüksek Hakem Kurulunun 09.09.2021 tarihli ve 2021/485 Esas, 2021/626 Karar sayılı kararı ile 01.12.2020-28.02.2022 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin karara bağlandığı, davacının toplu iş sözleşmesinin karara bağlandığı 09.09.2021 tarihinden önce taraf sendikaya üye olduğu, davacının söz konusu toplu iş sözleşmesinden kaynaklı ödenmeyen alacaklarının bulunduğu, davalı asıl işverenin davacının alacaklarından sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; müvekkili Kurumun kamu iktisadi teşebbüsü olduğunu, davacının çalıştığı işin personel çalıştırılmasına dayalı bir iş olduğunu, davacının taleplerine dayanak olarak gösterdiği toplu iş sözleşmesinin 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun (4735 sayılı Kanun) 8 inci maddesi kapsamında değerlendirildiğinde müvekkili açısından bağlayıcılığı bulunmadığını, kamu işveren sendikası tarafından yürütülmeyen ve sonuçlandırılmayan toplu iş sözleşmesinden müvekkilinin asıl işveren sıfatıyla sorumlu tutulamayacağını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 4734 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ile 4735 sayılı Kanun'un 8 inci maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde davalı Şirket ile dava dışı alt işveren Şirket arasındaki hizmet alım sözleşmesinin 4734 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında olmadığı, dolayısı ile davalı şirketin alt işverenin tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden sorumlu tutulabilmesi için alt işverenin kamu işveren sendikasını yetkilendirmesine gerek olmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davacının dava dışı alt işverenin tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanma koşullarının bulunup bulunmadığı ile varsa toplu iş sözleşmesinden kaynaklı alacak taleplerinden asıl işveren davalının sorumlu olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesinin yedinci fıkrası ile 32 nci maddesi, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.

3. 4734 sayılı Kanun'un "Kapsam" kenar başlıklı 2 nci maddesi şöyledir:

"Aşağıda belirtilen idarelerin kullanımında bulunan her türlü kaynaktan karşılanan mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihaleleri bu Kanun hükümlerine göre yürütülür:

a) (Değişik: 1/6/2007-5680/1 md.) Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idareler, il özel idareleri ve belediyeler ile bunlara bağlı; döner sermayeli kuruluşlar, birlikler (meslekî kuruluş şeklinde faaliyet gösterenler ile bunların üst kuruluşları hariç), tüzel kişiler.

b) (Değişik: 30/7/2003-4964/1 md.) Kamu iktisadi kuruluşları ile iktisadi devlet teşekküllerinden oluşan kamu iktisadi teşebbüsleri.

c) (Değişik: 30/7/2003-4964/1 md.) Sosyal güvenlik kuruluşları, fonlar, özel kanunlarla veya Cumhurbaşkanlığı Kararnameleriyle kurulmuş ve kendilerine kamu görevi verilmiş tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar (meslekî kuruluşlar ve vakıf yüksek öğretim kurumları hariç) ile bağımsız bütçeli kuruluşlar.

d) (Değişik: 12/6/2002-4761/10 md.) (a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilenlerin doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları her çeşit kuruluş, müessese, birlik, işletme ve şirketler.

e) (Değişik: 13/2/2011-6111/176 md.) 4603 sayılı Kanun kapsamındaki bankalar ile bu bankaların doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları şirketlerin yapım ihaleleri.

(Değişik ikinci fıkra: 13/2/2011-6111/176 md.) Ancak, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve bu Fonun hisselerine kısmen ya da tamamen sahip olduğu bankalar, 4603 sayılı Kanun kapsamındaki bankalar ve bu bankaların doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları şirketler ( (e) bendinde belirtilen yapım ihaleleri hariç) 4603 sayılı Kanun kapsamındaki bankaların 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa tabi gayrimenkul yatırım ortaklıkları ile enerji, su, ulaştırma ve telekomünikasyon sektörlerinde faaliyet gösteren teşebbüs, işletme ve şirketler bu Kanun kapsamı dışındadır."

4. 4734 sayılı Kanun'un 2 nci maddesine göre; bu Kanun kapsamında olan idarelerin mal veya hizmet alımları ile yapım işleri için ihaleye çıkılmadan önce uymaları zorunlu hususlara, Kanun'un 62 nci maddesinde yer verilmiş olup maddenin birinci fıkrasının (e) bendi aşağıdaki şekildedir:

"(Değişik: 20/11/2017-KHK-696/83 md. Aynen kabul: 1/2/2018-7079/78 md.)

1) 5018 sayılı Kanuna ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri (MİT Müsteşarlığı hariç) ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (I) sayılı listede yer alan idarelerin merkez ve taşra teşkilatları, il özel idareleri, belediyeler ile bağlı kuruluşları ve bunların üyesi olduğu mahalli idare birlikleri, birlikte veya ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlası il özel idareleri, belediyeler ve bağlı kuruluşlarına ait şirketler; merkezi yönetim, sosyal güvenlik kurumu, fon, kefalet sandığı, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığı, gençlik hizmetleri ve spor il müdürlüğü, mahalli idare ve şirket bütçelerinden veya döner sermaye bütçelerinden, anılan liste kapsamındaki diğer idareler için ise kendi bütçelerinden personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı veya niteliği itibarıyla bu sonucu doğuracak şekilde alım yapamaz ve buna imkân sağlayan diğer mevzuat hükümleri uygulanmaz.

2) Bu bendin uygulanmasında personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı; bu Kanun ve diğer mevzuattaki hükümler uyarınca ihale konusu işte çalıştırılacak personel sayısının ihale dokümanında belirlendiği, bu personelin çalışma saatlerinin tamamının idare için kullanıldığı, yaklaşık maliyetinin en az %70’lik kısmının asgari işçilik maliyeti ile varsa ayni yemek ve yol giderleri dahil işçilik giderinden oluştuğu ve niteliği gereği süreklilik arz eden işlere ilişkin hizmet alımlarını ifade eder. Mahalli idare veya şirketlerinin bütçelerinden yapılan, yıl boyunca devam eden, niteliği gereği süreklilik arz eden ve haftalık çalışma saatlerinin tamamının idare için kullanıldığı park ve bahçe bakım ve onarımı ile çöp toplama, cadde, sokak, meydan ve benzerlerinin temizlik işlerine ilişkin alımlar personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı olarak kabul edilir. Hizmet alım sözleşmesi kapsamında niteliği birbirinden farklı hizmet türlerinin bulunması halinde personel çalıştırılmasına dayalı olup olmama yönünden yapılacak değerlendirme her hizmet türü için ayrı ayrı yapılır. Danışmanlık hizmetleri, hastane bilgi yönetim sistemi hizmetleri ve çağrı merkezi hizmetlerine ilişkin alımlar personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı olarak kabul edilmez.

3) Kurum, hizmet alımının personel çalıştırılmasına dayalı olup olmadığı ya da niteliği itibarıyla bu sonucu doğurup doğurmadığı hususunda (2) numaralı alt bentte sayılan kriterleri ayrı ayrı ya da birlikte dikkate almak suretiyle usul ve esaslar belirlemeye yetkilidir."

5. 4734 sayılı Kanun'un "Uygun görüş alınması ve görevlilerin sorumlulukları" başlıklı ek 8 inci maddesinde aynı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında personel çalıştırılmasına dayalı hizmetler (danışmanlık hizmet alımları hariç) için ihale şartları açıklanmış olup madde metni şöyledir:

"Ek Madde 8- (10/9/2014-6552/11 md.) (Değişik birinci fıkra: 20/11/2017-KHK-696/84 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7079/79 md.)

62 nci maddenin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında personel çalıştırılmasına dayalı hizmetler (danışmanlık hizmet alımları hariç) için ihaleye çıkılmadan önce; 8/6/1984 tarihli ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname uyarınca yayımlanan Genel Yatırım ve Finansman Programı Kararı çerçevesinde, 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarının Hazine Müsteşarlığından, 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun çerçevesinde özelleştirme programında bulunanlardan sermayesinin %50’sinden fazlası kamuya ait işletmeci kuruluşların ise Özelleştirme İdaresi Başkanlığından uygun görüş alması zorunludur. Uygun görüş, bu kapsamda çalıştırılacak personel sayısı ile idareler, hizmet türleri, işin yapıldığı yer gibi ücret düzeyini etkileyen unsurlardan biri, birkaçı veya tamamı dikkate alınarak ihale dokümanında belirlenecek ücret ve benzeri mali ödemelere ilişkin tavanların tespitini de kapsar.

Uygun görüş alınmadan bu hizmetler için ihaleye çıkılamaz. (Mülga ikinci cümle: 20/11/2017-KHK-696/84 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7079/79 md.)(…)

62 nci maddenin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca yapılan personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı ihaleleri çerçevesinde çalıştırılan personel, ihale ve sözleşme konusu iş dışında başka bir işte çalıştırılamaz ve görevlendirilemez. Bu kapsamda, personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı ihalesine çıkılmaması gerektiği hâlde ihaleye çıkılması, uygun görüş alınması gereken hâllerde alınmadan ihaleye çıkılması, ihale kapsamında çalıştırılan personelin sözleşme konusu işler dışında çalıştırılması, 4857 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin yedinci fıkrası hükmüne aykırılık teşkil edecek şekilde işlem ve eylemler yapılması nedeniyle idare aleyhine zarar ortaya çıkması hâlinde, oluşan bu zararlar, bu zarara neden olduğu tespit edilenlere rücu edilmek suretiyle tahsil edilir. Ayrıca, bu kişiler hakkında uygulanacak ceza ve disiplin hükümleri saklı kalmak üzere, bu kişilere her türlü aylık, ödenek, zam, tazminat dâhil yapılan bir aylık net ödemelerin beş katı tutarında idari para cezası uygulanır. 4857 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen itiraz veya diğer kanun yollarına başvurmayan kişilere ise her türlü aylık, ödenek, zam, tazminat dâhil yapılan bir aylık net ödemelerin iki katı tutarında idari para cezası uygulanır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Cumhurbaşkanı tarafından yürürlüğe konulan yönetmelikle düzenlenir."

6. 4734 sayılı Kanun'un kapsamı dışında bırakılan hususlara bu Kanun'un 3 üncü maddesinde yer verilmiştir. "İstisnalar" kenar başlıklı maddenin (g) bendindeki "2 nci maddenin birinci fıkrasının (b) ve (d) bentlerinde sayılan kuruluşların, ticarî ve sınaî faaliyetleri çerçevesinde; doğrudan mal ve hizmet üretimine veya ana faaliyetlerine yönelik ihtiyaçlarının temini için yapacakları, Hazine garantisi veya doğrudan bütçenin transfer tertibinden aktarma yapmak suretiyle finanse edilenler dışındaki yaklaşık maliyeti ve sözleşme bedeli ikitrilyon üçyüzmilyar Türk Lirasını aşmayan mal veya hizmet alımları," şeklindeki düzenlemeye göre; kamu iktisadi kuruluşları ile iktisadi devlet teşekküllerinden oluşan kamu iktisadi teşebbüslerinin ve 2 nci maddenin (a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilenlerin doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları her çeşit kuruluş, müessese, birlik, işletme ve şirketlerin; ticari ve sınai faaliyetleri çerçevesinde, doğrudan mal ve hizmet üretimine veya ana faaliyetlerine yönelik ihtiyaçlarının temini için yapacakları, Hazine garantisi veya doğrudan bütçenin transfer tertibinden aktarma yapmak suretiyle finanse edilenler dışındaki yaklaşık maliyeti ve sözleşme bedeli belirli bir miktarı aşmayan mal veya hizmet alımları, 4734 sayılı Kanun kapsamı dışındadır.

7. 4734 sayılı Kanun'un "Uygulanacak ihale usulleri" başlıklı 18 inci maddesinde, İdarelerce mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihalelerinde uygulanacak usuller; açık ihale usulü, belli istekliler arasında ihale usulü ve pazarlık ihale usulü olarak belirtilmiş olup 19 uncu maddede açık ihale usulü, "bütün isteklilerin teklif verebildiği usul" olarak tanımlanmıştır.

8. 4735 sayılı Kanun'un "Fiyat farkı verilebilmesi" kenar başlıklı 8 inci maddesinin ilgili kısmı ise şöyledir:

"Sözleşme türlerine göre fiyat farkı verilebilmesine ilişkin esas ve usulleri tespite Kamu İhale Kurumunun teklifi üzerine Cumhurbaşkanı yetkilidir.

Sözleşmelerde yer alan fiyat farkına ilişkin esas ve usullerde sözleşme imzalandıktan sonra değişiklik yapılamaz.

(Ek fıkra: 10/9/2014-6552/13 md.) 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca ihale edilen işlerde, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 2 nci maddesinde tanımlanan asıl işveren-alt işveren ilişkisi çerçevesinde alt işveren tarafından münhasıran bu Kanun kapsamına giren kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde çalıştırılan işçileri kapsayacak olan toplu iş sözleşmeleri; alt işverenin yetkilendirmesi kaydıyla merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin üyesi bulunduğu kamu işveren sendikalarından birisi tarafından 18/10/2012 tarihli ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu hükümlerine göre yürütülür ve sonuçlandırılır. Toplu iş sözleşmesinin kamu işveren sendikası tarafından bu fıkraya göre sonuçlandırılması hâlinde, belirlenen ücret ve sosyal haklardan kaynaklanan bedel artışı kadar idarece fiyat farkı ödenir. Kamu işveren sendikası tarafından yürütülmeyen ve sonuçlandırılmayan toplu iş sözleşmeleri için fiyat farkı ödenemez, 4857 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin yedinci fıkrası esas alınarak asıl işveren sıfatından dolayı ücret farkına hükmedilemez ve asıl işveren sıfatıyla sorumluluk yüklenemez. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin esas ve usuller, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca belirlenir.

..."

9. 4735 sayılı Kanun'un 8 inci maddesi doğrultusunda düzenlenen ve 22.01.2015 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik ile de uygulamanın esasları ayrıntılı olarak tanzim edilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Davacı vekili; müvekkilinin davalıya bağlı işyerinde dava dışı alt işveren Şirket nezdinde tahmil ve tahliye işçisi olarak çalıştığını, ... Sendikası üyesi olduğunu, alt işveren Şirketin davalıdan 4734 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin (g) bendi kapsamında ihale ile iş aldığını, ... Sendikası ile dava dışı alt işveren Şirket arasında toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine Yüksek Hakem Kurulunun 09.09.2021 tarihli ve 2021/485 Esas, 2021/626 Karar sayılı kararı ile 01.12.2020-28.02.2022 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin karara bağlandığını ileri sürerek fark ücret alacağı dâhil bu toplu iş sözleşmesinden kaynaklı bir kısım alacağının asıl işveren olarak davalı TPAO'dan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili ise dava dışı alt işveren Şirket ile davalı TPAO arasında Adıyaman Bölge Müdürlüğü ambar ve sahalarındaki taşıma ve tahliye işlerinin yapılması bakımından 28.02.2019 tarihinde hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, söz konusu işin 4734 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin (g) bendine göre değil, aynı Kanun'un 19 uncu maddesi uyarınca açık ihale usulü ile yapılan ihale sonucu dava dışı alt işveren Şirket üzerine bırakıldığını, yapılan işin personel çalıştırılmasına dayalı bir iş olduğunu, müvekkili Kurumun kamu iktisadi teşebbüsü ve dolayısıyla kamu kurumu olduğunu, müvekkili için bağlayıcı olduğu iddia edilen toplu iş sözleşmesinde yetkilendirilmiş kamu işveren sendikası bulunmadığını, bu nedenle davalı TPAO'nun dava konusu alacaklardan herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

3. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davalı TPAO'nun cevabında da belirttiği üzere, davacının kapsamında çalıştığı hizmet alım sözleşmesinin 4734 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile yapılması nedeniyle aynı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında ihale edilen işlerden olamayacağı belirtilmiş; Mahkemelerce de sözü edilen rapora itibar edilerek davalı TPAO'nun, alt işverenin tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden kaynaklı alacaklardan 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi çerçevesinde asıl işveren olarak sorumlu olduğu kabul edilmiştir. Ne var ki varılan sonuç hüküm kurmaya elverişli değildir.

4. 4734 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi kapsamında kamu iktisadi teşebbüsü olan davalının, aynı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendine göre personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı yapabilmesi mümkündür. 4734 sayılı Kanun'un kapsamı dışında bırakılan hususlara Kanun'un 3 üncü maddesinde yer verilmiş olup maddenin (g) bendine göre, davalı TPAO'nun ticari ve sınai faaliyetleri çerçevesinde; doğrudan mal ve hizmet üretimine veya ana faaliyetlerine yönelik ihtiyaçlarının temini için yapacağı belli tutarı aşmayan mal veya hizmet alımları 4734 sayılı Kanun'a tâbi değildir. İlgili Hukuk bölümünün (7) numaralı paragrafında açıklandığı üzere açık ihale usulü ise 4734 sayılı Kanun'a göre uygulanabilecek ihale usullerinden biri olup Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında yapılacak hizmet alımlarının açık ihale usulü ile yapılmasına bir engel bulunmamaktadır. Nitekim 62 nci maddenin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında personel çalıştırılmasına dayalı hizmetler (danışmanlık hizmet alımları hariç) için ihale şartlarını düzenleyen 4734 sayılı Kanun'un İlgili Hukuk bölümünün (5) numaralı paragrafında yer verilen ek 8 inci maddesinde de, personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımlarının açık ihale usulü ile yapılamayacağına ilişkin bir kurala yer verilmediği görülmektedir.

5. 4735 sayılı Kanun'un, İlgili Hukuk bölümünün (8) numaralı paragrafında yer verilen, 8 inci maddesinde; asıl işveren alt işveren ilişkisi çerçevesinde, alt işveren tarafından personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmesi kapsamında kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde çalıştırılan işçileri kapsayacak olan toplu iş sözleşmelerinin, alt işverenin yetkilendirmesi kaydıyla kamu işveren sendikalarından birisi tarafından yürütülerek sonuçlandırılması öngörülmüştür. Düzenlemeye göre kamu işveren sendikası tarafından yürütülmeyen ve sonuçlandırılmayan toplu iş sözleşmeleri için 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrası esas alınarak asıl işveren sıfatıyla hizmet alım yapan kamu kurum ve kuruluşuna sorumluluk yüklenemez. Görüleceği üzere bu düzenleme, 4734 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendine göre yapılan hizmet alım sözleşmeleri için söz konusudur. Bir diğer ifade ile hizmet alım sözleşmesinin, Kanun'da ifade edilen nitelikte personel çalıştırılmasına dayalı olmaması hâlinde, 4735 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinde öngörülen sürecin işletilmesi gerekli olmayıp 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrasına göre asıl işveren sıfatıyla sorumluluk devam eder. Dolayısıyla davalı TPAO ile dava dışı alt işveren arasında 28.02.2019 tarihinde imzalanan ve davacının da kapsamında çalıştığı 01.03.2019-28.02.2022 tarihleri arasında 36 ay süreli 12 işçi (9 tahmil tahliye işçisi ve 3 forklift operatörü) çalıştırma ve ihale dokümanında belirtilen malzemeler kullanılmak suretiyle tahmil tahliye hizmet alım sözleşmesinin, personel çalıştırılmasına dayalı olup olmadığının tespiti önem arz etmektedir.

6. Yukarıda yapılan açıklamalara göre davacı işçinin kapsamında çalıştığı hizmet alım sözleşmesinin personel çalıştırılmasına dayalı olup olmadığı ve 4734 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği yapılıp yapılmadığı konunun uzmanı bilirkişi aracılığıyla tespit edilmeli, sonucuna göre ve toplu iş sözleşmesi sürecinde kamu işveren sendikasının yetkilendirilmediğine dair ... Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikasının 25.10.2022 tarihli yazı cevabı da dikkate alınarak alt işverenin tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden kaynaklı işçilik alacaklarından davalı TPAO'nun sorumlu olup olmadığı belirlenmelidir. Bu husus gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.