Logo

9. Hukuk Dairesi2024/7302 E. 2024/10976 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı işçinin, finans koordinatörü olarak çalıştığı şirkette meydana gelen zararlardan sorumlu olup olmadığı ve sorumluluğunun miktarı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının, finans biriminin denetiminde olan kasa bakiyesi ile ilgili oluşan fark ve diğer bir şirketin kasa hesabı bakiyesindeki açıkla sınırlı olmak üzere, ihmali nedeniyle oluşan zarardan sorumlu olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin davanın kısmen kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/459 E., 2024/127 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasındaki alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddi ile incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun 14 üncü maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarına istinaden dava dışı İktisat Bankası TAŞ'nin temettü hariç ortaklık hakları yönetim ve denetiminin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) 15.03.2001 tarihli kararıyla Fona devredildiğini, Fon Yönetim Kurulunun 15.03.2001 tarihi kararı ile İktisat Bankasının mevcut Yönetim ve Denetim Kurulu üyeleri yerine Fon Bankalarında görev yapmakta olan ortak Yönetim Kurulu atandığını, E.A. Grubu tarafından istismar edildiği tespit edilen Banka kaynakları ile ilgili alacağın büyük çoğunluğunun hâkim sermayedar E.A. Grubu firmalara ve banka iştiraki olan şirketlere kullandırılan kredilere ait risklerden oluştuğunu, E.A. grubuna ait firmaların 08.09.2004-22.09.2004 tarihleri arasında değişen tarihlerde alınan yönetim kurulu kararlarıyla davalı ...'in 1. derecede imza yetkisi ile finans koordinatörü olarak görevlendirildiğini, daha sonra davalı ...'in 06.07.2005 tarihinde görevinden istifa ettiğini, yine 06.07.2005 tarihli kararlar ile 1. derece imza yetkisinin iptal edildiğini, Kurumun Denetim Daire Başkanlığı tarafından yapılan inceleme üzerine düzenlenen 22.11.2005 tarihli ve R-9 sayılı rapor ile 30.01.2006 tarihli ve R-1 sayılı raporlarda davalının Şirketleri zarara uğrattığının tespit edildiğini, söz konusu Şirketler tarafından Şişli Cumhuriyet Başsavcılığına nitelikli dolandırıcılık ve zimmet sebebiyle suç duyurusunda bulunulduğunu, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/445 Esas sayılı dosyası üzerinden görülen davada yargılamanın hâlâ sürdüğünü, davalı ... Uyseler'in; Şirketlere hitaben düzenlenen faturaları ile ilgili olarak mal ve hizmet alınmadığı hâlde Şirketlere hitaben düzenlenen faturalara ilişkin gerekli denetim ve kontrolleri yapmadan, fatura bedelinin ödenmesi için fatura ve ödeme bildirim formlarını paraflamak suretiyle Şirketlerin kandırılmasına ve zarara uğratılmasına neden olduğunu, bundan dolayı 195.696,67 TL tutarında Şirket zararının oluşmasında sorumluluğu bulunduğundan 48.088,15 TL tutarında, Avrupa ve Amerika Holding AŞ binasında bulunan kantin işletmesi ile ilgili olarak kantin hasılatları ve ilgili işlemleri yerine getiren S.T'nin uygulayıcı konumda bulunmasına karşın kantin çalışanları tarafından kendisine tevdi edilen nakitler ile ilgili olarak muhafaza ve devir görevlerini gerektiği şekilde yapmaması nedeniyle sorumlu bulunmasından dolayı 10.741,52 TL tutarında, Data Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti. ile ilgili olarak Şirkete ait nakitlerin kendi odasında bulunan kasada muhafaza edilmesine karşın sahip olduğu yetkiler ve bulunduğu konum gereği düzenleme yapma ve kontrol etme görevini yerine getirmemesi nedeniyle sorumlu bulunduğunu ve bundan dolayı 4.922,70 TL tutarında sorumluluğunun tespit edildiğini, davalının görevinin gerektirdiği dikkat ve özeni göstermediğini, kanunun ve iş şartlarının kendisine yüklediği ödevleri yerine getirmediğini, tek imza ile usulsüz olarak işlem tesis etmiş olması nedeniyle oluşan zarardan yasal hükümler gereğince sorumlu olduğunu, bu nedenle alacağın tahsili için davalı hakkında dava açılmak zorunda kalındığını iddia ederek toplam 379.201,06 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde, davalının ... yönetim ve denetimini devraldığı E.A. Grubuna ait şirketlerden Radyo Center Pazarlama Org. Bas. ve Dağ. Tic. AŞ ile yapılan iş sözleşmesine ve iş sözleşmesinin 3 üncü maddesinin (2) numaralı bendine dayanılarak diğer 33 şirkette finans koordinatörü olarak görev yaptığını, davalıya bu Şirketlerde 1. derece imza yetkisi verildiğini, bu Şirketlerde teknik koordinatör olarak görev yapan dava dışı G.S'nin birtakım usulsüz ve suç teşkil eden işlemler yapıp Şirketleri zarara uğrattığının hazırlanan denetmen raporu ile tespit edildiğini, anılan raporda, davacının da finans koordinatörü olması itibarıyla gerekli denetim, gözetim ve kontrolleri yapmayarak ihmali olduğu gerekçesiyle meydana gelen zarardan sorumlu olduğu sonucuna varıldığını, bu gelişmeler üzerine Fon tarafından davalı hakkında idari takip başlatıldığını, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/445 Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi heyeti raporunda davalının dava dışı diğer sanık G.S'nin yaptığı işlem ve faaliyetlere iştirak ve işbirliği yaptığına dair kanıt elde edilemediğinden iddia edilen suçu işlemediğinin tespit edildiğini, bu olayla ilgili olarak Şirketlerin Yönetim Kurulu üyelerinin sorumluluklarının olabileceğini, ancak haklarında suç duyurusunda bulunulmadığını ve dava açılmadığı için inceleme yapılamadığının belirtildiğini, anılan raporda 30.01.2006 tarihli ve R-1 sayılı denetmen raporunun hukuksal dayanaktan ve maddi temelden yoksun olduğunun açık bir şekilde tespit edilmiş olduğunu, davalının anılan Şirketlerdeki görevinin finans müdürü olup ödemelerden ve Şirketin muhasebesinden sorumlu olduğunu, davalının yapılan sözleşmelerdeki mallara Şirketin ihtiyaç duyup duymadığını ya da fiyatlarını araştırma yükümlülüğünün bulunmadığını, teknik malzeme alımında sorumluluğun teknik birime ait olduğunu, davalının 34 şirketin finans koordinatörlüğünü yaptığı dönemde 25 trilyonluk ödeme yaptığını, yaptığı ödemelerin hepsinin usul ve esaslara uygun olduğunu, bunların hiçbirinde sorun yaşanmadığını, davalının denetim ve kontrolü altında olmayan teknik birimde yapılan usulsüzlüklerle ilgili davalıya sorumluluk yüklenmesinin mümkün olmadığını, teftiş raporunda davalıya ait banka hesaplarının tek tek incelendiğini, bir tek usulsüz işlem, para aktarımı olayına rastlanmadığını, anonim ve limited şirketlerde müdürlerin sorumluluğunun kusurlu sorumluluğa dayandığını, sorumlu tutulmak istenen kişinin sorumluluğunun ancak kusuru oranında olabileceğini, davalının görevi karşılığı aldığı ücret dışında hiçbir menfaat elde etmediği dikkate alındığında, davalıya bir sorumluluk isnat edilecekse kusur oranı tespit edilerek ortaya çıkan zarardan ancak kusuru oranında sorumluluğunun söz konusu olabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 08.12.2015 tarihli ve 2013/177 Esas, 2015/548 Karar sayılı kararı ile; davalının finans koordinatörü olarak görev yaptığı, bu tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6762 sayılı Kanun) 342 nci maddesinde tanımlanan ve ortaklığın icraya yönelik işleri ile görevli olan bu nitelikteki müdürlerin ortaklığa karşı yönetim kurulu üyelerinin tâbi olduğu hükümler uyarınca sorumlu oldukları hususunun hüküm altına alınmış olduğu, müdür tayininin her ne kadar ortaklık ile müdür arasında düzenlenen bir sözleşmeye dayanmakta ve uygulamada çoğunlukla sözleşmenin bir hizmet sözleşmesi olduğu görülmekte ise de hizmet sözleşmesi ile görev yapan müdürün sorumluluğunun 6762 sayılı Kanun'da düzenlendiği gibi uyuşmazlık hizmet sözleşmesinden ve iş kanunlarından ... bir uyuşmazlık olmadığından dava konusu uyuşmazlığın Mahkemenin görevine girmediği, davaya asliye ticaret mahkemesinde bakılması gerektiği gerekçesi ile Mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 12.04.2016 tarihli ve 2016/7770 Esas, 2016/9148 Karar sayılı kararıyla; davalının, işveren emrinde hukuki ve kişisel olarak bağımlı bir şekilde iş ilişkisi kapsamında çalıştığı, ortaklık sözleşmesinin unsurlarını gösteren bir delil bulunmadığı gerekçesi ile işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 23.11.2021 tarihli ve 2016/298 Esas, 2021/446 Karar sayılı kararı ile; davalının, davacı yönetimine alınan E.A. Grubuna ait 33 şirkette finans koordinatörü olarak görev yaptığı, dosyada yer alan bilgi ve belgelere göre davalının, çalışma dönemi boyunca işveren emrinde hukuki ve kişisel olarak bağımlı bir şekilde iş ilişkisi kapsamında çalıştığı, ortaklık sözleşmesinin unsurlarını gösteren bir delil bulunmadığı, davalının yönetimindeki Şirketlerin zararlarından bir sorumluluğunun bulunmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 28.06.2022 tarihli ve 2022/5264 Esas, 2022/8386 Karar sayılı ilâmıyla; hükme esas alınan 09.08.2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunu düzenleyen bilirkişilerin resmî kurum ve kuruluşlarda görev yapanlar arasından seçilmediği, söz konusu raporda; davalının finans koordinatörü olarak görev tanımına göre Şirket ödemelerinin ve tahsilatlarının takibi, mali tabloların ve rasyonların hazırlanması, tetkiki, yorumu, Şirket likiditesinin sağlanması gibi işlemleri yerine getirdiği, ödenecek faturalarla ilgili incelemelerin ilgili birimlerce yerine getirilmesi ve onaylanması gerektiği şeklindeki değerlendirmelerin de yerinde olmadığı, zira verilen 1. derece imza yetkisi ile davalının finans koordinatörü olduğu Şirketleri sorumluluk altına sokan işlemleri yapma yetkisi bulunduğu, yine davalının 22.11.2005 tarihli denetim raporunda; dava dışı G.S'nin Haziran 2004, Aralık 2005 ücretlerinin, dava dışı E.. Ltd. Şti., G.. AŞ, V.. Ltd. Şti.ne kesilen faturalarla ödendiğine dair beyanda bulunduğu ve bu beyanlarına göre davalının usulsüz işlemleri bildiği ve uyguladığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, görev tanımı içinde kalan ve şahsi sorumluluğu bulunan bir işten dolayı kendi ihmali sebebiyle zarara sebebiyet vermesi hâlinde bu zarardan 6762 sayılı Kanun'un 553 üncü maddesi uyarınca sorumlu olacağı; anılan kapsamda davalının, doğrudan finans biriminin denetiminde olan kasa bakiyesi ile ilgili olarak oluşan, kantin işletmesine ait belgeler ile mevcut kasa bakiyesi arasında oluşan 10.741,00 TL tutarındaki aleyhte farktan, Data Sigorta Aracılık Hiz. Ltd. Şti.nin kasa hesabı bakiyesinde tespit edilen 4.922,00 TL açıkla birlikte olmak üzere toplamda 15.663,00 TL zararın tamamından sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; bilirkişilerin resmî kurum ve kuruluşlarda görev yapanlar arasından seçilmediğini, 22.11.2005 tarihli ve R-9 sayılı denetim raporu ile 30.01.2006 tarihli ve R-1 sayılı denetim raporunun değerlendirilmediğini, davalı hakkında verilen mahkumiyet kararının dikkate alınmadığını, davalının görevini yapmadığını ve dolayısıyla müvekkilinin zarara uğramasına neden olduğunu, teknik malzeme alımı, danışmanlık, network kurulum ve network bakım faturalarından kaynaklı 195.696,67 TL ana para ve faizlerinin davalı ile birlikte sorumluluğu bulunan G.S'den tahsil edildiğini belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davalının kasa açıkları ile ilgili zarardan sorumlu tutulamayacağını, hakkında yürütülen ceza yargılamaları neticesinde müvekkilinin beraatine hükmedildiğini, müvekkilinin dava dışı G.S'nin hiyerarşik üstü olmadığından fiilerinden de sorumlu olmayacağını, lehlerine hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu işveren zararından davalı işçinin sorumluluğunun bulunup bulunmadığına, varsa sorumluluğunun miktarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun (5411 sayılı Kanun) ilgili maddeleri, 6762 sayılı Kanun'un ilgili maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı ve davalı vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davacı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

09.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.