Logo

9. Hukuk Dairesi2024/7567 E. 2024/9768 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Grevin kaldırılması davasında, grevin sonlanması nedeniyle davanın konusuz kalması üzerine yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin hangi tarafa yükletileceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı sendikanın grev kararının ve eylemlerinin yasal olduğu, davacının iddialarını ispatlayamadığı ve davayı açmakta kusurlu olduğu gözetilerek, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2024/42 E., 2024/112 K.

HÜKÜM : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen grevin kaldırılması davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; grev sonlandığından grevin kaldırılması talebi hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Sendikanın davacı işyerinde toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi alıp yasal prosedür tamamlanmasına rağmen taraflar arasında anlaşma sağlanamaması üzerine yasal grev oylaması yapmayı tercih etmediğini, doğrudan grev kararı aldığını ve öncelikle çalışan mevcudunun %92'si gibi ezici bir çoğunluğunun greve çıkmak yerine çalışmayı tercih ederek uygulanan grevi eylemleri ile onaylamadıklarını gösterdiklerini, 294 personelden 15 kişi ile greve devam etmenin anlamsız olması karşısında 16.09.2022 tarihinde başlayan grevin amacını yitirdiğini, devamının kimseye bir fayda sağlayamayacağını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında da belirtildiği gibi amacını yitirmiş grev nedeniyle yeni bir sendikanın örgütlenerek sağladığı çoğunlukla işçileri temsil etmesi, işverenle toplu pazarlık masasına oturarak toplu iş sözleşmesi yapmasını ve giderek işçilerin kanunlarla güvence altına alınan ve korunan sendikal hak ve özgürlüklerini kullanmasını engelleyeceğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle 16.09.2022 tarihinde fiilen başlayan grevin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına; daha sonra yapılacak inceleme neticesinde anlam ve amacını yitiren, grev yapma gücünü yitiren sendikanın işçileri temsil etme yeteneğini kaybettiği ve şu ana kadar gelişen olaylar neticesinde grev başlamadan önce normal propaganda sözleri olarak algılanan ancak grevin başlamasıyla gelişen olaylar neticesinde "Ben burayı bu kadar kişi ile bile kapatırım." sözündeki gerçek anlamın işyerinin iflasının gerçekleştirilmesi amacını taşıdığını, bu tür düşüncenin ise iyiniyet kurallarına aykırı oluşu ile birlikte millî servete zarar verecek ölçüde olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle 16.09.2022 tarihinde fiilen başlayan grevin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın dava dilekçesinde yer alan soyut, ispata muhtaç ve hukuki dayanaktan yoksun beyanlarının tamamen gerçek dışı olduğunu, davacı işverenin gelinen noktada onlarca sendikalı işçiyi işten attığını, Sendika ile toplu iş sözleşmesi imzalamamak için her türlü hukuksuzluğa başvurduğunu, davacı işyerine gelen Bakanlık müfettişlerinin rapor düzenlediğini ve davacı işverenin 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 19 uncu maddesine aykırı davrandığını ve işçilere sendikal baskı yapıldığını açıkça raporunda belirttiğini, tüm bu hukuksuzluklar devam ederken 16.08.2022 tarihli ve 727 sayılı karar ile sendikanın grev kararı alıp yasal mevzuata uygun bir şekilde grev kararını 16.09.2022 tarihinde başlattığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 14.09.2023 tarihli ve 2023/34 Esas, 2023/414 Karar sayılı kararı ile; dava konusu sonlanması talep edilen grev kararının ... Sendikasının 10.10.2022 tarihli kararı ile sonlandığı ve bu talebin konusuz kaldığı, yetkili sendikanın işvereni toplu görüşme masasına oturmaya zorlayacak elindeki tek ve en etkin aracı başka bir deyişle silahı kaybettiğine göre artık yetkisinin devamında fayda kalmadığını öngören kanun koyucu bu durumlarda sendikanın yetkisinin düşeceğini kabul ettiğinden ... Sendikasının toplu iş sözleşmesi yapma yetkisinin kalmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, grev sonlandığından grevin kaldırılması talebi hususunda karar verilmesine yer olmadığına, ... Sendikasının toplu iş sözleşmesi yapma yetkisinin kalmadığının ve yetkisinin düştüğünün tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 14.11.2023 tarihli ve 2023/2151 Esas, 2023/2407 Karar sayılı kararı ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 18.01.2024 tarihli ve 2023/20994 Esas, 2024/694 Karar sayılı kararı ile; dava açıldıktan sonra grevin kaldırılması yeni bir vakıa olmakla birlikte, bu yeni vakıaya dayalı olarak kısmi ıslah suretiyle talep sonucunun genişletilerek sendikanın yetkisinin düştüğünün tespitine de karar verilmesini talep etmenin olanaklı olmadığı, dava gerekçeleri ve hukuki sebebi itibarıyla ayrı ve bağımsız bir dava niteliğinde olan bu talebin, yöntemince yeni bir dava açılması yahut tam ıslah suretiyle ileri sürülebileceği, diğer taraftan kabule göre de her davanın açıldığı tarihteki maddi ve hukuki olgulara göre karara bağlanması gerektiğinden ve dava tarihi itibarıyla grev devam ettiğinden, sendikanın yetkisinin düştüğünün tespiti talebinin kabulüne karar verilmesinin de isabetsiz olduğu, açıklanan bu maddi ve hukuki olgulara göre Mahkemece sadece grevin kaldırılması talebi bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, diğer talep bakımından hüküm kurulmaması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; uyulan bozma kararı doğrultusunda grev sonlandığından grevin kaldırılması talebi hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; kendileri aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriği, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; Mahkemece karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesis edilen somut olayda, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin hangi tarafa yükletilmesi gerektiğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 331 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin ikinci fıkrası ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut uyuşmazlıkta, davalı Sendika tarafından toplu görüşme süreci kanuna uygun şekilde yürütülmüş; kanuni grev kararı alınmış ve dava tarihi itibarıyla de kanuni grev uygulanmaktadır. Davacı tarafından her ne kadar 6356 sayılı Kanun'un 72 nci maddesine dayalı olarak dava açılmış ise de hükmün uygulanma şartları kanıtlanamamıştır. Davanın açılmasında davalının kusuru olmadığından, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesi isabetsizdir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı tarafın İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan "davalıdan" ibaresinin çıkartılarak yerine "davacıdan" ibaresinin yazılması, (2) numaralı bendinde yer alan "davalıdan alınarak davacıya ödenmesine" ibaresinin çıkartılarak yerine "davacıdan alınarak davalıya ödenmesine" ibaresinin yazılması, (3) numaralı bendinde yer alan "Davacı tarafından yapılan 512,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine" ibaresinin çıkartılarak yerine "Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

13.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.