Logo

9. Hukuk Dairesi2024/7646 E. 2024/9940 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının davalı vakıftan ilave tediye alacağının olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı vakfın, davacıya Fon Kurulu kararı gereğince yapılması gereken ikramiye ödemelerini bireysel iş sözleşmesi hükümleri doğrultusunda yaptığı ve davacının ilave tediye alacağının bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1710 E., 2024/440 K.

KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Baykan Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin 20.08.2020 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı (Vakıf) tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 03.06.2021 tarihli kararı ile başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı Vakıf tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 12.01.2022 tarihli kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya direnilmiş; direnme kararının davalı Vakıf tarafından temyizi üzerine, Dairece bozma kararı yerinde bulunarak direnme kararı incelenmek üzere dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.12.2022 tarihli kararı ile; direnme kararının yerinde olduğuna karar verilerek bozma nedenine göre davanın esasına yönelik diğer temyiz itirazları incelenmediğinden davalının temyiz itirazlarına ilişkin inceleme yapılmak üzere dosya Dairemize gönderilmiştir.

Dairemizin 02.05.2023 tarihli kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Vakfta çalışmakta olduğunu, davalı Vakfın niteliği itibarıyla kamu kurumu vasfını taşıdığından müvekkiline 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun (6772 sayılı Kanun) gereği ilave tediye ödenmesi gerektiğini ileri sürerek ilave tediye alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Vakıf, davaya karşı yasal süresi içinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Baykan Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin 20.08.2020 tarihli kararı ile; davacının davalı Vakıf çalışanı olduğu, davalı Vakfın 6772 sayılı Kanun kapsamında olduğu ve davacının ilave tediye alacağına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Vakıf istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 03.06.2021 tarihli kararı ile; davacının hâlen Vakıf çalışanı olduğu, kamu kurumu niteliği 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu’nun (3294 sayılı Kanun) 7 nci maddesine eklenen fıkra ile de açıklığa kavuşturulan davalı Vakfın 6772 sayılı Kanun kapsamında ilave tediye ödemekle yükümlü olduğu, dosyaya ibraz edilen bordrolarda ikramiye ödemesi bulunmadığı, bu nedenle İlk Derece Mahkemesince ilave tediye alacağının hüküm altına alınması isabetli olmakla birlikte 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 355 inci maddesi uyarınca kamu düzeni yönünden yapılan incelemede 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile getirilen dava şartı olan arabuluculuk ücretinin Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan kısmının yargılama gideri olarak haksız çıkan tarafa resen yükletilmesi gerekirken eksik olarak hüküm altına alınmasının isabetsiz olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Vakıf temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 12.01.2022 tarihli kararı ile; davalı Vakfın özel hukuk tüzel kişiliğini haiz, ayrı ve bağımsız işveren olduğu ve kamu tüzel kişiliği de bulunmadığı, 6772 sayılı Kanun kapsamındaki kamu kurumlarından olmadığı, davacı tarafın 6772 sayılı Kanun'dan kaynaklanan ilave tediye talebinin reddi gerektiği; diğer yandan Bölge Adliye Mahkemesince, Fon Kurulu kararı gereğince davacıya yapılması gereken ikramiye ödemelerinin ilave tediye niteliğinde olduğu, dosya kapsamına göre davacıya ikramiye ödemesi yapılmadığından İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğu sonucuna varılmış ise de, davacının Fon Kurulu kararında ilave tediye olarak nitelendirilen ikramiye alacağını talep hakkı bulunsa da dava dilekçesinde açıkça bu yönde bir iddia ileri sürülmediği, davacının 6772 sayılı Kanun'dan kaynaklanan ilave tediye alacağını talep ettiği dikkate alındığında davalı Vakfın 6772 sayılı Kanun kapsamında olmaması sebebiyle, davacının 6772 sayılı Kanun'dan doğan ilave tediye alacağına hak kazanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin 26.04.2022 tarihli kararı ile; önceki gerekçeye ilaveten Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25.11.2021 tarihli ve 2016/(22)9-2292 Esas, 2021/1494 Karar sayılı; 14.12.2021 tarihli ve 2018/(22)9-551 Esas, 2021/1662 Karar sayılı emsal kararlarında da sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının 6772 sayılı Kanun kapsamında ilave tediye ile yükümlü olduğunun kabul edildiği belirtilerek direnme kararı verilmiştir.

C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı Vakıf temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 27.06.2022 tarihli kararı ile; temyiz incelemesi yapılmak üzere dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.12.2022 tarihli kararı ile; gelirlerinin %50'sinden fazlası kamu kurumuna ait olan, kamu kurumu şeklinde örgütlenen davalı Vakfın 6772 sayılı Kanun kapsamında olduğu, kamu kurumu niteliği 3294 sayılı Kanun'un 7 nci maddesine eklenen fıkra ile de açıklığa kavuşturulan davalı Vakfın 6772 sayılı Kanun kapsamında ilave tediye ile yükümlü olup aksi yöndeki Özel Daire bozma kararının yerinde olmadığı, ayrıca Hukuk Genel Kurulunun 14.12.2021 tarihli ve 2018/(22)9-551 Esas, 2021/1662 Karar; 25.11.2021 tarihli ve 2016/(22)9-2292 Esas, 2021/1494 Karar sayılı kararlarının da aynı yönde olduğu gerekçesiyle direnme kararı yerinde bulunarak bozma nedeni dikkate alındığında karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.

D. İkinci Bozma Kararı

Dairemizin 02.05.2023 tarihli kararı ile; dosya kapsamındaki belirsiz süreli iş sözleşmesinin 13 üncü maddesinde, personele ödenecek aylık ücret, ikramiye ve diğer sosyal yardımları Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fon Kurulunun belirlediği, 16.02.2012 tarihli ve 2012/1 sayılı Fon Kurulu kararı uyarınca personele her yılın ocak ve temmuz aylarında birer sözleşme ücreti tutarında ikramiye ödeneceği, personele bu ikramiyeler dışında Mütevelli Heyetince teşvik amaçlı olarak her ne ad altında olursa olsun ayni veya nakdi ödeme yapılamayacağının ifade edildiği, davalı tarafça dosya temyiz aşamasında iken ilgili madde kapsamında yapılan 01.01.2013-30.06.2021 tarihleri arasına ilişkin ikramiye ödemelerine ait belgelerin ibraz edildiği, davalı Vakıf tarafından ödeme yapıldığı yönünde savunmada bulunulmasına rağmen Mahkemece davalının ödeme itirazı üzerinde durulmadığı gibi bireysel iş sözleşmesi hükmüne göre herhangi bir inceleme ve araştırma da yapılmadığı; buna göre davalı Vakıf tarafından davacıya yapılan ödemelerin Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fon Kurulunun kararı gereğince yapılıp yapılmadığı araştırılarak, bu kapsamda yapıldığının anlaşılması hâlinde Fon Kurulu kararı gereğince ikramiye adı altında yapılan ödemelerin hesaplanan ilave tediye alacağından mahsubu suretiyle sonuca gidilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

E. Bölge Adliye Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararında bahsi geçen kayıtlar, davacının özlük dosyası ve ödeme kayıtları kapsama alınarak yapılan inceleme doğrultusunda arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarihe kadar davacının hak etmiş olduğu ilave tediye alacak miktarının davalı tarafça bireysel iş sözleşmesi hükümleri doğrultusunda ödendiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; davalı Vakfın kamu hukuku tüzel kişisi olduğu hususu dikkate alındığında 6772 sayılı Kanun kapsamında davacı işçinin ilave tediye alacağına hak kazandığını, bilirkişi raporunda hatalı hesaplama yapıldığını, yıllık toplamda 52 gün üzerinden ilave tediye alacağı hesaplanması gerekirken davacının 26 gün ilave tediyeye hak kazandığı kabulü ile hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, eksik araştırma ve inceleme sonucunda karar verildiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının ödenmeyen ilave tediye alacağının bulunup bulunmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6772 sayılı Kanun'un 1 vd maddeleri.

3. Kanun yolu aşamasında sunulan ödeme belgesinin dikkate alınıp alınamayacağı hususu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.02.2016 tarihli ve 2014/22-735 Esas, 2016/166 Karar sayılı kararında şu şekilde açıklanmıştır:

"...

Davanın hukuksal niteliği ve somut olayın özelliği gereği davalı, temyiz aşamasında dava konusu borcu söndüren nitelikte bir belge vermişse, bu belge üzerinde gerekli inceleme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekir. Diğer bir anlatımla, yargılama aşaması henüz tamamlanmamış ise böyle durumda, borcu itfa eden belge değerlendirmeye alınmalıdır. Gerçekten de, yargılamada davayı inkâr eden davalının savunması, borcun bulunmadığı savunmasını da kapsar. O nedenle, davalının borcun ne sebeple bulunmadığını açıklama ve iddianın aksine delillerini ikame etme hakkının ortadan kalktığından söz edilemez. Belirtilen nedenlerle, temyiz aşamasında sunulan ve borcu söndüren bir belgenin varlığı karşısında savunmanın genişletilmesi yasağından söz edilemeyeceğinin kabulü de zorunludur.

..."

4. Hukuk Genel Kurulu kararı ile aynı doğrultuda olan Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 11.05.2022 tarihli ve 2022/5128 Esas, 2022/5823 Karar sayılı; 25.02.2021 tarihli ve 2020/2579 Esas, 2021/4905 Karar sayılı kararları.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.