Logo

9. Hukuk Dairesi2024/7977 E. 2024/10338 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı ile davalı kurum arasında muvazaalı hizmet alımı yoluyla kurulan iş ilişkisinin niteliği, davacının ilave tediye ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının yaptığı paketleme ve depolama işlerinin, davalı kurumun asıl işi olan borik asit üretiminin yardımcı işi niteliğinde olduğu ve bu işlerin hizmet alımı yoluyla gördürülmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, dolayısıyla davacının ilave tediye ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanamayacağı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/476 E., 2024/586 K.

KARAR : Davacının istinaf başvurusunun esastan reddi, davalının istinaf

başvurusunun kabulü ile davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Emet Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

SAYISI : 2023/237 E., 2023/275 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 29.11.2021 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 21.11.2022 tarihli kararı ile İlk Derece Mahkemesinin söz konusu kararının ortadan kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin ortadan kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünde muvazaalı hizmet alımı yoluyla iş alan görünüşte alt işveren şirketler bünyesinde cevherin paketlenmesi ve depolanması bölümünde işçi olarak çalıştığını, müvekkili tarafından yapılan işin davalı Kurumun asli ve sürekli işi olduğunu, eskiden işin tamamının kadrolu işçiler eliyle yapılmaktayken kadrolu personelin emeklilik gibi çeşitli nedenlerle azalması sonucu bu işçilerin yerine alt işveren şirketler vasıtasıyla işçi temini yoluna gidildiğini, personel eksikliğinin bu şekilde giderildiğini, davalı Kurumun dava konusu tahliye, taşıma, ayıklama, istifleme, bunkere cevher beslemesi sair işlerine ilişkin hizmet alımı gerçekleştirdiğini, bir bütün olan üretimin bir unsuru olarak değerlendirilen ihale konusu hizmetlerin özel sektör eliyle gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığını, davalı Kurum ile alt işverenler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmelerinin muvazaa nedeniyle geçersiz olduğunu, müvekkilinin başlangıçtan itibaren davalı Kurumun işçisi olduğunu ileri sürerek ilave tediye alacağı ile davalı Kurumun toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Kurumun işçisi olmayıp değişen yüklenici firmalarda çalıştığını, müvekkili ile arasında işçi ve işveren ilişkisi bulunmadığını, yönetim ... doğrudan alt işverenlere ait olup Kurumun alt işveren işçileri üzerinde yönetim ... bulunduğundan söz edilemeyeceğini, müvekkili Kurumun ana faaliyet alanının bor ve türevi cevherlerin çıkarılıp üretilerek satışa hazır hâle getirilmesi olduğunu, esas işin sevk ve idaresinin kadrolu ve vasıflı işçileri tarafından yapıldığını, alt işveren eliyle yapılan işlerin, asıl işin üretim faaliyetlerini oluşturan kimyasal ve metalürjik süreçler kapsamında değil doğrudan üretimle ilişkisi olmayan yardımcı işler kapsamında olduğunu, davacının çalışmış olduğu hizmet alım işinin müvekkili Kurum tarafından baştan itibaren ihale yoluyla satın alınarak gördürüldüğünü, bu nedenle muvazaa iddialarının haksız olduğunu, davacının alt işveren işçisi olduğunu, ilave tediyeden yararlanamayacağını, toplu iş sözleşmelerinin asıl işveren işçileri için imzalandığını ve yürütüldüğünü, alt işveren toplu iş sözleşmesinin tarafı olmadığına göre onun işçilerinin sözleşmeden yararlanmasının mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere davacının bir an için asıl işverenin işçisi sayılması gerektiği kabul edilse dahi sendika üyeliği bulunmayan işçinin toplu iş sözleşmesinden yararlanmasının 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu (6356 sayılı Kanun) gereği mümkün olmadığını, yine davacının çalışmış olduğu dönemlerde imzalanan tüm toplu iş sözleşmelerinde "bu sözleşmenin işçilere hak ve menfaat sağlayan hükümleri ise yalnız taraf sendikası üyesi işçilere uygulanır." ibaresinin yer aldığını, davacının talep etmiş olduğu tüm alacaklar hakkında zamanaşımı def'inde bulunduklarını, ayrıca davanın belirsiz alacak davası türünde açılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; işyerinde keşif icra edildiği ve keşif mahallinde tanıkların dinlendiği, keşif sonrası teknik bilirkişiler tarafından rapor hazırlandığı, toplanan kanıtlar ve dosya kapsamına göre davalı Kurumun asıl işinin açık ocaktan çıkartılan bor madeninin reaksiyon, filtrasyon, kristalizasyon ve kurutma işlemlerinden geçirilerek borik asite dönüştürülme işi olduğu, sırasıyla maden çıkarma, cevher taşıma, yıkama, ayıklama, sınıflandırma, depolama, kırma, parçalama, öğütme, reaksiyon, filtrasyon, kristalizasyon, kurutma, paketleme, stoklama ve yükleme aşamalarının bulunduğu, alt işverene verilen işin ise işyerinde asıl işveren tarafından yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işin yardımcı işlerinden olmadığı ve işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olmadığı, buna göre davalı Kurum ile davacının çalıştığı alt işverenler arasında yapılan hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olduğu ve davacının çalışmaya başladığı tarihten itibaren davalı Kurumun işçisi olduğu, dolayısıyla ilave tediyeye hak kazandığı, 6356 sayılı Kanun ve toplu iş sözleşmeleri hükümlerine göre; taraf işçi sendikası üyesi olan işçinin toplu iş sözleşmesinin imzalandığı tarihte üye ise toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihinden, sonradan üye olmuş ise üyeliğinin işverene bildirildiği tarihten, taraf sendikaya üye değilse dayanışma aidatı ödeyerek toplu iş sözleşmesinden yararlanmak istediğine dair talep tarihinden itibaren toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği ancak davacının sendika üyeliğinin davalıya bildirildiğine ya da dayanışma aidatı ödeyerek toplu iş sözleşmesinden yararlanmak istediğine dair dosyada bir delil bulunmadığı bu nedenle toplu iş sözleşmesinden kaynaklı alacaklara hak kazanamadığı, kaldırma kararı sonrası 58 dosyada karar verildiği ve bu dosyaların seri dosya mahiyetinde olduğu dikkate alınarak vekâlet ücretine hükmedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacının toplu iş sözleşmesinden ... alacaklardan yararlanması ve ilave tediye alacağının tamamının kabul edilmesi gerektiğini, faiz türüne ve faiz başlangıç tarihine itiraz ettiklerini, seri vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin davacı yararına hükmedilen tutarı geçemeyeceğini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının yaptığı işin yardımcı iş olduğunu, işçilerin sevk ve idaresinin dava dışı yüklenici firmalara ait olduğunu, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu ve denetime elverişli olmadığını, tüm talepler hakkında zamanaşımı savunmalarının bulunduğunu, kararda reddedilen kalemler daha yüksek olmasına rağmen hükmedilen vekâlet ücretinin düşük olduğunu, müvekkili İdare tarafından kaldırma kararı öncesi dosyaya yatırılan harç ve arabuluculuk ücreti kalemlerinin istinaf yoluna başvurulan gerekçeli kararda dikkate alınmadığını, arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra muaccel olan son tutanak tarihi ile sonraki bir tarih arasında kalan talep dönemi için arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğini, zamanaşımı sürelerinin hesaplanmasında hata yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya içeriğine göre davacının paketleme bölümünde işçi olarak çalıştığı, İlk Derece Mahkemesince yapılan keşif sonrası bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan rapor ve dosya kapsamından; davalı Kuruma ait Emet Hisarcık ve Espey olmak üzere iki açık ocak bulunduğu, maden aşamasının sırasıyla açık ocaktan cevherin çıkartılması, fiziksel zenginleştirme için konsantratörde beslenmesi, konsantre değirmende üretilip ürün hâline gelmesi, reaksiyon, filtralizasyon, kristalizasyon, kurutma ve nihai ürün olan borik asidin oluşması şeklinde olduğu, paketleme bölümünde ise nihai ürünün çeşitli ebatlardaki paketlere konularak stok sahasında istiflemesinin yapıldığı ve yükleme yapılacak araçlara forklift yardımı ile iletilerek gönderildiği, emsal nitelikteki dava dosyalarının keşif gözlemlerinden; paketleme bölümünde 25 kiloluk küçük paketlemelerinin yapıldığı, alt işveren işçisinin torbayı makine ağzına tuttuğu, yeteri kadar dolduktan sonra ise torbayı palete verdiği, 25 kiloluk paketlerin bulunduğu stok sahasında paketlerde yırtılma, delinme gibi hasarların oluşması durumunda alt işveren işçilerinin bu hasarları giderdiği ve sevkiyatı yapılacak paketleri davalı Kurum tarafından istenilen etiketleri takarak forkliftler aracılığıyla araca yüklediği, paketleme işinin yapıldığı çok amaçlı borik asit tesisinde ise büyük torbaların doldurulup paketlenerek stok sahasına forkliftler aracılığıyla taşındığı, dolum yapılacak çuvalların askılarının dolum makinesine takıldığı, paketin ağzının makineye bağlandığı, aynı işi 25-50 kilo paketlerin tamamı için alt işveren işçilerinin yaptığı, dolum yapılan paketlerin çalışılan paketleme bölümünde forklift operatörü tarafından ambara götürüldüğü, ambardan sevkiyat yapacak olan araçlara forkliftler aracılığıyla yükleme yapıldığı, alt işveren Şirket operatörü tarafından kullanılan forkliftlerin Şirkete ait olduğu, davalı Kurumda asıl işin nihai ürün olan borik asidin çıkarılmasıyla son bulduğu, nihai ürün çıkarıldıktan sonra yapılan paketleme, depolama işlemlerinin yardımcı iş olduğu ve üretimin esasını oluşturan bir iş olmadığı, hâl böyle olunca davacının ifa ettiği görevin yardımcı iş kapsamında olduğu, davalı Kurum tarafından bu işin hizmet alımı yoluyla gördürülmesine bir engel bulunmadığı ve muvazaa iddiasının kanıtlanamaması nedeniyle davacının muvazaanın varlığı ve davacının baştan itibaren davalı işçisi olduğu olgusuna dayanan toplu iş sözleşmesinden kaynaklı ücret alacakları ile ilave tediye ücreti alacağı talebinin reddine karar verildiği, aynı gün istinaf incelemesi yapılan dosya sayısının on olması nedeniyle davacı vekilinin istinaf dilekçesinde de belirtildiği üzere davaların seri olarak nitelendirilme koşullarının mevcut olmadığı bu nedenle vekâlet ücretine hükmedilirken Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (AAÜT) 22 nci maddesinin seri davalara ilişkin hükmünün dikkate alınmadığı, dava türüne göre davalı yararına hükmedilen vekâlet ücretinin davacı yararına hükmedilen tutarı geçmeyeceğine ilişkin uygulamanın bu dosya bakımından geçerliği bulunmadığı gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun ise kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; davalı ile alt işverenleri arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, davacının sendika üyesi olması nedeniyle toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiğini, davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı, muvazaaya dayanıp dayanmadığı ve buna göre davacının dava konusu alacaklara hak kazanıp kazanmadığı ile davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin yerinde olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkraları, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi, 6356 sayılı Kanun'un 39 uncu maddesi, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri.

3. 27.09.2008 tarihli ve 27010 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Alt İşverenlik Yönetmeliği'nin (Yönetmelik) 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c), (g) ve (ğ) bentleri ile 4 ve 11 inci maddeleri ve 12 nci maddesinin ikinci fıkrası.

4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 13 ve 22 nci maddeleri.

5. Dairemizin 25.10.2023 tarihli ve 2023/11852 Esas, 2023/16001 Karar sayılı kararının ilgili kısmı şu şekildedir:

"...

9. Yönetmelik'in 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine göre mal veya hizmet üretiminin esasını oluşturan iş, asıl iştir. Aynı maddenin birinci fıkrasının (ğ) bendine göre ise işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin olmakla beraber doğrudan üretim organizasyonu içerisinde yer almayan, üretimin zorunlu bir unsuru olmayan ancak asıl iş devam ettikçe devam eden ve asıl işe bağımlı olan iş, yardımcı iştir. Yukarıda yapılan açıklamalar ve sözü edilen Yönetmelik'teki bu tanımlar dikkate alındığında; davalı Kurumda asıl işin nihai ürün olan borik asidin çıkarılmasıyla son bulduğu, nihai ürün çıkarıldıktan sonra yapılan paketleme, depolama işlemlerinin yardımcı iş olduğu ve üretimin esasını oluşturan bir iş olmadığı sonucuna varılmaktadır.

10. Şu hâlde davacının ifa ettiği görev, yardımcı iş kapsamında olup davalı Kurum tarafından bu işin hizmet alımı yoluyla gördürülmesine bir engel bulunmadığından davanın tümden reddi yerine asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun kabulü ile ilave tediye alacağının hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

..."

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.