"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/413 E., 2024/282 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 4. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/256 E., 2023/371 K.
Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İstanbul Anadolu 4. İş Mahkemesi 25.05.2022 tarihli ve 2022/361 Esas, 2022/600 Karar sayılı kararı ile İstanbul İş Mahkemesinin yetkili olduğundan bahisle davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Yetkisizlik kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi sonrası davacı vekili dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmiş, yetkili İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılamada davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... (Güvenlik-Sen) vekili dava dilekçesinde; müvekkili Sendikanın dava dışı Bankaya ait işyerlerinde alt işveren olarak görev yapan Şirket işçileri arasında örgütlendiğini, davalı ... (Güvenlik-İş) işverenlerle birlikte gerek işçiler üzerinde baskı kurarak gerekse yasal şartları taşımayacak şekilde üye yapmak suretiyle az bir farkla üye çoğunluğunu sağladığını, bu durumun mevcut işyeri bakımından gerçeği yansıtmadığını, müvekkiline tebliğ edilen tespit yazısında bahsi geçen yetkilendirmenin yasal şartları taşımadığını, esasen yetkili sendikanın müvekkili Sendika olduğunu, davalı Sendikanın muvazaalı ve şartları taşımayan üyelikler yaparak yetki yazısı aldığını, bu durumun tespit tarihi ve öncesindeki işçi ve üye listeleri geldiğinde ortaya çıkacağını ileri sürerek davalı Bakanlığın 16.05.2022 tarihli ve 128490 sayılı yetki tespit yazısının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; Bakanlıkları tarafından yapılan inceleme sonucunda yetki tespiti için başvuran sendika ile işverene ait aynı işkolunda 9 adet işyeri bulunduğunu, işletme toplu iş sözleşmesi yetkisi yönünden değerlendirme yapıldığını, davalı ...-İş Sendikasının işyerinde çoğunluğu sağladığının tespit edildiğini, üyelik ve üyelikten çekilme işlemlerinin e-Devlet sistemi üzerinden gerçekleştiğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ...-İş Sendikası vekili cevap dilekçesinde; davacının itirazının maddi ve fiilî gerçekliğe, dosya kapsamına ve hukuki olgulara aykırı, yasal dayanaktan yoksun ve soyut nitelikte olduğunu, müvekkili Sendikanın işverenlerle birlikte işçiler üzerinde baskı yapmış olduğunu ispatlayacak hukuka uygun şekilde elde edilmiş herhangi bir bilgi veya belgenin dosyaya ibraz edilmediğini, davanın salt toplu iş sözleşmesi sürecini uzatmak amacıyla açıldığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının itiraz dilekçesini görevli makama kaydettirerek dava şartını yerine getirdiği, dosya kapsamındaki belgelerden işverene ait 9 ayrı işyerinde yetki tespit başvuru tarihi olan 05.05.2022 itibarıyla toplam işçi sayısının 1.222, yetki tespit başvurusu yapan davalı Sendikanın üye sayısının 574 kişi olduğu, davacı Sendikanın üye sayısının ise 555 kişi olduğu, Bakanlıkça yapılan tespitlerin 05.05.2022 tarihindeki sayısal veriler ile örtüştüğü, davalı Sendikanın toplu iş sözleşmesi yapmak için gereken çoğunluğu sağladığı, dava konusu olumlu yetki tespit yazısının hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; salt Bakanlık prosedür kayıtlarına göre karar verilmesinin isabetli olmadığını, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, kararın gerekçe içermediğini, yetki başvurusu öncesi davalı Sendikadan çok sayıda istifa olduğunu, başvurudan sonra üye olan işçi bulunup bulunmadığının incelenmediğini, sendikal baskıya dair bir araştırma yapılmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafından davalı Sendika üyesi işçilerin tespitinde hata yapıldığı ve söz konusu davalı Sendika üyelerinin üyelikten çekilme bildirimlerine ait kanıtların getirtilmesi istendiği ancak 07.11.2013 tarihinden itibaren sendika üyelikleri ve sendika üyeliklerinden çekilmelerin e-Devlet sistemi üzerinden bizzat yapılmaya başlaması nedeniyle fiziki fişlerin ilgili Kurumda bulunmadığı ve kayıtların gönderilmesi talebinin yerinde olmadığı, işverene ait 9 ayrı işyerinde yetki tespit başvuru tarihi olan 05.05.2022 itibarıyla toplam işçi sayısının 1.222, yetki tespit başvurusu yapan davalı Sendikanın üye sayısının 574 kişi olduğu, daha fazla üye işçisi bulunan davalı ...-İş Sendikasının başvuru tarihinde toplu iş sözleşmesi imzalamak için gerekli şartları sağladığı, dosya içeriği, mevcut delil durumu bir bütün olarak değerlendirildiğinde tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, kararın dayandığı delillere göre kararda isabetsizlik olmadığı gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
2. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin ilgili fıkraları şöyledir:
“(1)Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.
(2) İşletme toplu iş sözleşmeleri için işyerleri bir bütün olarak dikkate alınır ve yüzde
kırk çoğunluk buna göre hesaplanır.
(3) İşletmede birden çok sendikanın yüzde kırk veya fazla üyesinin olması durumunda
başvuru tarihinde en çok üyeye sahip sendika toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:
“(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.
(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki İtirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi de şöyledir:
“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.
(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
5. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.