"İçtihat Metni"
Başvurucu vekili dilekçesinde; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesinin 30.01.2024 tarihli ve 2023/2106 Esas, 2024/128 Karar sayılı kararı ile şube müdürü olan davacı lehine fazla çalışma alacağına hükmedildiğini, banka şube müdürü olarak görev yapan davacının bulunduğu yerde en üst düzey yönetici sıfatıyla çalışmış olduğunu, yetki alanı gereğince çalışma düzenini kendisi belirleyebilecek konumda bulunduğundan fazla çalışma ücreti talep edemeyeceğini, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 04.04.2023 tarihli ve 2023/6171 Esas, 2023/4908 Karar sayılı bölge adliye mahkemeleri arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi istemine dair kararı ile de bu hususun açıklığa kavuşturulduğunu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesinin 2020/1227 Esas, 2023/1794 Karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesinin 2020/2912 Esas, 2023/1861 Karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 52. Hukuk Dairesinin 2022/3810 Esas, 2024/74 Karar sayılı kararlarının da aynı doğrultuda olduğunu, böylece aynı bankada görev yapan şube müdürlerinin fazla çalışma ücreti alıp alamayacağı bakımından bölge adliye mahkemelerinin kararları arasında uyuşmazlık oluştuğundan 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un (5235 sayılı Kanun) 35 inci maddesinin üçüncü fıkrası gereği uyuşmazlığın giderilmesi için dosyanın Yargıtay 9. Hukuk Dairesine gönderilmesini talep etmiştir.
II. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 10.05.2024 tarihli ve 2024/18 Esas sayılı kararıyla; bölge adliye mahkemesinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasında uyuşmazlık bulunması durumunda, 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinde belirtilenler tarafından yapılacak gerekçeli başvuru sonrasında, mevcut başvurunun hukuk daireleri başkanlar kurulunca değerlendirilerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesinin istenileceği belirtilerek başvuru konusu kararlar arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi için dosyanın Yargıtay 9. Hukuk Dairesine gönderilmesine oy çokluğuyla karar verilmiştir.
III. UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR
A. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesinin 30.01.2024 Tarihli ve 2023/2106 Esas, 2024/128 Karar Sayılı Kararı
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince LOG kayıtları ile yıllık 270 saat fazla çalışmanın aylık ücrete dâhil olduğuna yönelik davacıdan alınan onay dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre banka müdürü davacı lehine fazla çalışma ücretinin hüküm altına alınmasının yerinde olduğu ancak usuli kazanılmış hakka riayet edilmediği gerekçesiyle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle fazla çalışma ücreti alacağının davalıdan tahsiline kesin olarak karar verilmiştir.
B. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesinin 02.11.2023 Tarihli ve 2020/1227 Esas, 2023/1794 Karar Sayılı Kararı
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının çalıştığı banka şubesinde müdür olarak yaptığı, şube içinde mesaisini denetleyen, düzenleyen, davacıya emir ve talimat veren bir amir bulunmadığı, işyerinde hafta içi günlerde çalışma esas olup zaman zaman banka yetkilileri tarafından cumartesi günlerinde çalışma yapılmasına dair talimatlar olduğu görülse de, bu talimatların haftalık çalışma süresi hakkında tespite yetersiz olduğu gibi sürekli ve çalışma saatlerine yönelik bir talimat verildiğine yönelik delil bulunmadığı, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 04.04.2023 tarihli ve 2023/6171 Esas, 2023/4908 Karar sayılı bölge adliye mahkemesi kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi istemine dair kararı da dikkate alındığında davacının fazla çalışma isteminin reddi gerektiği gerekçesiyle davalının bu yöndeki istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü ortadan kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle fazla çalışma ücreti talebinin reddine kesin olarak karar verilmiştir.
C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesinin 02.11.2023 Tarihli ve 2020/2912 Esas, 2023/1861 Karar Sayılı Kararı
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya içeriğine göre bankada şube müdürü olarak görev yapan davacının bulunduğu yerde en üst düzey yönetici sıfatıyla çalıştığı, yetki alanı gereğince çalışma düzenini kendisinin belirleyebilecek konumda olduğu, bu durumda fazla çalışma ücreti alacağına hak kazanamayacağı hâlde Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile talebin kabulünün hatalı olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle fazla çalışma ücreti alacağının reddine kesin olmak üzere karar verilmiştir.
D. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 52. Hukuk Dairesinin 22.01.2024 Tarihli ve 2022/3810 Esas, 2024/74 Karar Sayılı Kararı
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 52. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının bankada şube müdürü olarak çalıştığı, şube müdürü olması nedeniyle bulunduğu yerde en üst düzey yönetici sıfatıyla çalıştığı, kendi mesaisini kendisinin belirlediği, davacı tanıklarının davalı banka aleyhine dava açmaları nedeni ile bu tanıkların beyanlarına itibar edilemeyeceği, davacının fazla çalışma ücreti ile hafta tatili ücreti taleplerinin reddinin dosya kapsamına uygun olduğu, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 07.07.2022 tarihli ve 2022/7645 Esas, 2022/8690 Karar sayılı kararında da mesaisini kendi belirleyen üst düzey yönetici konumunda olan şube müdürünün fazla çalışma ücreti alacağına hak kazanamayacağının belirtildiği, buna göre İlk Derece Mahkemesinin fazla çalışma ücreti talebinin reddine dair kararının isabetli olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Uyuşmazlık
Başvuru konusu Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerinin kararları arasındaki uyuşmazlığın 5235 sayılı Kanun'un 35 inci maddesine göre giderilip giderilemeyeceği hususu uyuşmazlık konusudur.
B. İlgili Hukuk
1. Bölge adliye mahkemelerinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 5235 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinde yer alan düzenlemedir.
2. 5235 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan düzenlemeye göre; “Re'sen veya bölge adliye mahkemesinin ilgili hukuk veya ceza dairesinin ya da Cumhuriyet başsavcısının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu veya Ceza Muhakemesi Kanununa göre istinaf yoluna başvurma ... bulunanların, benzer olaylarda bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ya da bu mahkeme ile başka bir bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında uyuşmazlık bulunması hâlinde bu uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesini istemek” bölge adliye mahkemesi ceza daireleri başkanlar kurulu ve hukuk daireleri başkanlar kurulunun görevleri arasında sayılmıştır.
3. 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinin ikinci fıkrası ise şöyledir:
“(3) numaralı bende göre yapılacak istemler, ceza davalarında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, hukuk davalarında ise ilgili hukuk dairesine iletilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı uyuşmazlık bulunduğuna kanaat getirmesi durumunda ilgili ceza dairesinden bir karar verilmesini talep eder. Uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak dairece bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.”
4. Dairemizin 15.05.2023 tarihli ve 2023/6993 Esas, 2023/7149 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şu şekildedir:
"...
1. Uyuşmazlığın esasına yönelik değerlendirmeden önce, Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 5235 sayılı Kanun'un 35 inci maddesine dayanan taleplerle ilgili olarak dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar verdiği sırada, uyuşmazlığın hangi daire görüşü doğrultusunda veya ne şekilde giderilmesi gerektiğine yönelik görüş bildirip bildiremeyeceği ele alınmalıdır. İlgili hükümde, uyuşmazlığın giderilmesinin gerekçeli olarak istenmesi üzerine bölge adliye mahkemesi başkanlar kurulunun kendi aralarında toplanacakları ve kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesini isteyecekleri düzenlenmiştir. Kanun'daki "kendi görüşleri" ifadesinden anlaşılması gereken husus, başkanlar kurulunun bölge adliye mahkemesi kararları arasında uyuşmazlık bulunup bulunmadığı yönündeki görüşüdür. Uyuşmazlığın giderilmesinin gerekip gerekmediği veya hangi daire kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği yönündeki karar, Yargıtay ilgili hukuk dairesince verilir. Keza ilgili daire uyuşmazlığı mutlaka uyuşmazlık konusu daire kararları çerçevesinde ele alıp gidermek zorunda değildir. Gerektiği takdirde uyuşmazlığın, bölge adliye mahkemesi kararlarında belirtilen gerekçelerden farklı gerekçe ile de giderebilir. Başkanlar kurulunun uyuşmazlığın hangi bölge adliye mahkemesinin kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği konusunda bir görüş ortaya koyması, ilgili yasal düzenlemeye aykırı olduğu gibi yargısal bir faaliyette bulunulması anlamına geleceğinden yerinde de değildir. Somut olayda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulunca daire kararları arasında uyuşmazlık bulunup bulunmadığının belirlenmesi ile yetinilmesi gerekirken, uyuşmazlığın hangi daire görüşü doğrultusunda giderilmesi gerektiğinin belirtilmesi isabetsiz olup eleştirilmiştir.
..."
C. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemesinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasında uyuşmazlık bulunması durumunda, 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinde belirtilenler tarafından yapılacak gerekçeli başvuru sonrasında, mevcut başvuru Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesi istenecektir.
2. Bu noktada kanun yolu kavramı ve hukukumuzdaki kanun yollarına öz olarak değinmek faydalı olacaktır.
3. Mahkemece tesis edilen nihai kararın hatalı olduğu iddiasıyla bu kararın bir üst mahkemece denetlenmesi, tekrar incelenmesi ve değiştirilmesi amacıyla başvurulan hukuki kurum, kanun yolu olarak tanımlanabilir.
4. Medeni usul hukukumuzda kanun yolları, olağan kanun yolları ve olağanüstü kanun yolları olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
5. Mahkemece tesis edilen nihai kararın kesinleşmesine engel olan ve kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak başvurulan kanun yolları, olağan kanun yolları olarak ifade edilebilir. Olağan kanun yolları 6100 sayılı Kanun'un 341 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup hukukumuzda, istinaf ve temyiz olmak üzere iki olağan kanun yolu mevcuttur.
6. Olağanüstü kanun yolları ise kesinleşmiş hükümler yönünden söz konusu olan kanun yollarıdır. Örneğin, yargılamanın iadesi olağanüstü bir kanun yoludur.
7. Belirtmek gerekir ki bölge adliye mahkemesinin kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi istemi bir kanun yolu değildir. Bu itibarla, söz konusu hukuki kurumun, başvuru konusu bölge adliye mahkemesi kararlarının kesin olma niteliğine ve bu kararların hukuki sonuçlarına herhangi bir etkisi söz konusu olmayacaktır.
8. Bu açıklamalara göre Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu tarafından uyuşmazlığın giderilmesi istemi Yargıtay ilgili hukuk dairesine iletildikten sonra benzer nitelikteki davalar ve bölge adliye mahkemesi kararları için yeniden uyuşmazlığın giderilmesi yoluna başvurulmasında herhangi bir hukuki yarar bulunmamaktadır.
9. İnceleme konusu uyuşmazlıkta, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu tarafından, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesinin banka şube müdürü olan davacının fazla çalışma ücretine hak kazanabileceği yönündeki kararı ile aynı bankada şube müdürü olarak görev yapan diğer davacıların fazla çalışma ücretine hak kazanmadığı yönündeki İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28, 48 ve 52. Hukuk Dairelerinin kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine dair talep Dairemize iletilmiş ise de İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunca aynı konuya ilişkin talep Dairemize daha önce iletilmiş ve Dairemizin 04.04.2023 tarihli ve 2023/6171 Esas, 2023/4908 Karar sayılı kararı ile "Uyuşmazlığın davacının üst düzey yönetici olması nedeniyle fazla çalışma alacağına hak kazanamayacağı yönündeki İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesinin 15.09.2022 tarihli ve 2019/549 Esas, 2022/1372 Karar sayılı kararı doğrultusunda giderilmesine," karar verilmiştir. Başvuru konusu uyuşmazlık hakkında Dairemizce daha önce karar verilmiş olduğundan, aynı uyuşmazlık ile ilgili olarak yeniden bir karar verilmesi söz konusu değildir.
10. Tüm bu hususlar karşısında, mevcut başvuru yönünden uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
V. KARAR
1. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu tarafından 10.05.2024 tarihli ve 2024/18 Esas sayılı karar ile iletilen mevcut talep yönünden uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığına,
2. Dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine,
30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.