Logo

9. Hukuk Dairesi2024/9122 E. 2024/12066 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sendika yönetim kurulunun şube açma, birleştirme ve faaliyet alanı belirleme kararlarının iptali istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Sendika yönetim kurulunun İstanbul Marmara ve Bursa şubelerinin açılmasına ilişkin kararlarının daha önce genel kurulda alınan ve halen geçerli olan kararların uygulanması niteliğinde olması ve İstanbul Avrupa ve Anadolu Yakası şubelerinin birleştirilmesine dair kararın iptali ile önceki hukuki duruma dönüleceği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararına uyularak davalı sendikanın şubelerin birleştirilmesine dair kararının iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2024/43 E., 2024/135 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

MAHKEMESİ : Ankara 15. İş Mahkemesi

MAHKEMESİ : Ankara 23. İş Mahkemesi

MAHKEMESİ : Ankara 40. İş Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen sendika yönetim kurulu kararlarının iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesinin 13.07.2021 tarihli kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma sonrası İlk Derece Mahkemesince verilen direnme kararının davalı vekili tarafından temyizi üzerine, dosya Dairemizin 23.06.2022 tarihli kararı ile Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince Hukuk Genel Kurulunun bozma kararı doğrultusunda yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. ASIL DAVA

1. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ... Sendikasının (Sendika) 22.09.2020 tarihli ve 2020/2489-25 sayılı “Şube Açma, Birleştirme Bildirimi Hk.” konulu yazısı ile müvekkiline bildirilen davalı Sendika Yönetim Kurulunun 18.09.2020 tarihli ve 420 sayılı “İstanbul Marmara Şubesinin Açılmasına”, 22.09.2020 tarihli “Bursa Şubesinin Açılmasına” ve 21.09.2020 tarihli ve 421 sayılı “İstanbul Avrupa Yakası Şubesinin ve İstanbul Anadolu Yakası Şubesinin İstanbul Marmara Şubesinde Birleştirilmesine” ilişkin tesis edilen şube açma ve birleştirme kararları ile yeni açılan Bursa ve Marmara Şubelerinin faaliyet alanlarının belirlenmesine, müteşebbis heyet seçimlerine ilişkin kararlarının usule, Sendika Tüzüğü'ne, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'na (6356 sayılı Kanun), önceki genel kurul kararlarına ve ayrıca taraflar arasında görülen genel kurul kararının iptali davasında verilen ve kesinleşen karara aykırı olduğunu, Sendikanın yeni olağan genel kurulunun yapılmasına 3,5 ay ve şube delege seçimlerine 15 gün kaldığı dikkate alındığında dava konusu Yönetim Kurulu kararlarının hukuka uygun olmadığını, İstanbul Anadolu ve İstanbul Avrupa Yakası Şubelerinin kapatılmasına ilişkin kararların kesinleşmiş yargı kararları ile iptal edilmesi nedeniyle Bursa ve Marmara Şubelerinin açılmasına dair kararların dayanağının da ortadan kalktığını, iptali istenen kararların hiçbir somut gerekçeye dayanmadığını, gerçek amacın seçilmiş yöneticileri yok edip azınlığı ve muhalefeti bitirmek olduğunu, davalı Sendikanın bu uygulamasının anti demokratik olup sendikacılığın özü ve demokrasi ile bağdaşmadığını, 4721 sayılı Medeni Kanun’un (4721 sayılı Kanun) 2 nci maddesinin ihlal edildiğini ileri sürerek belirtilen kararların bütün sonuçlarıyla iptaline, iptali istenen kararların yokluk ile batıl olduğunun, baştan itibaren hükümsüz; geçersiz olduğunun ve yapılan işlemlerin yok hükmünde olduğunun tespitine, müvekkilinin bu karardan önceki mevcut görevine (şube yöneticisi/başkanı olduğu Sendikanın İstanbul Anadolu Yakası Şubesinde ve faaliyet sahasına giren illerdeki işyerlerinde) aynen devamına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, 6356 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinde sendika genel kurullarının görev ve yetkilerinin düzenlendiğini, dava konusu işlemlere ilişkin kararların yönetim kurulu tarafından değil genel kurul tarafından alındığını, Genel Kurulun 6356 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendindeki yetkisini kullandığından dava konusu bu işlemlerin Genel Kurul kararının fiilîyatta uygulanması niteliğinde olduğunu, dava konusu işlemler nedeniyle hak kaybı yaşanmadığını, davanın açılmasında hukuki yararın bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

II. BİRLEŞEN DAVA

A. Birleşen Birinci Dava

1. Davacı vekili dava dilekçesinde; asıl dava dilekçesindeki iddiaları tekrar ederek davalı Sendikanın 22.09.2020 tarihli ve 2020/2489-25 sayılı, “Şube Açma, Birleştirme Bildirimi Hk.” konulu yazısı ile müvekkiline bildirilen ve davalı Sendika Yönetim Kurulunun 18.09.2020 tarihli ve 420 sayılı “İstanbul Marmara Şubesinin Açılmasına” ve 22.09.2020 tarihli ve “Bursa Şubesinin açılmasına”, 21.09.2020 tarihli ve 421 sayılı “İstanbul Avrupa Yakası Şubesinin ve İstanbul Anadolu Yakası Şubesinin İstanbul Marmara Şubesi Altında Birleştirilmesine” ilişkin tesis edilen şube açma ve birleştirme kararları ile yeni açılan Bursa ve Marmara Şubelerinin faaliyet alanlarının belirlenmesine dair kararların, müteşebbis heyet seçimlerine ilişkin kararların bütün sonuçlarıyla iptali ile iptali istenen kararların yokluk ile batıl olduğunun/baştan itibaren hükümsüz/geçersiz olduğunun ve yapılan işlemlerin yok hükmünde olduğunun tespitine, müvekkilinin bu karardan önceki mevcut görevine (şube yöneticisi/şube sekreteri olduğu Sendikanın İstanbul Anadolu Yakası Şubesinde ve faaliyet sahasına giren illerdeki işyerlerinde) aynen devamına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili cevap dilekçesinde; asıl davada sunduğu cevap dilekçesi içeriği ile benzer yönde açıklamalar yaparak davanın reddini istemiştir.

B. Birleşen İkinci Dava

1. Davacı vekili dava dilekçesinde; asıl dava dilekçesinde belirtilen iddiaları tekrar ederek davalı Sendikanın 22.09.2020 tarihli ve 2020/2489-25 sayılı, “Şube Açma, Birleştirme Bildirimi Hk.” konulu yazısı ile müvekkiline bildirilen davalı Sendika Yönetim Kurulunun 18.09.2020 tarihli ve 420 sayılı “İstanbul Marmara Şubesinin Açılmasına”, 22.09.2020 tarihli “Bursa Şubesinin açılmasına” ve 21.09.2020 tarihli ve 421 sayılı “İstanbul Avrupa Yakası Şubesinin ve İstanbul Anadolu Yakası Şubesinin İstanbul Marmara Şubesinde Birleştirilmesine” ilişkin tesis edilen şube açma ve birleştirme kararları ile yeni açılan Bursa ve Marmara Şubelerinin faaliyet alanlarının belirlenmesine, müteşebbis heyet seçimlerine ilişkin kararların bütün sonuçlarıyla iptali ile iptali istenen kararların yokluk ile batıl olduğunun/baştan itibaren hükümsüz/geçersiz olduğunun ve yapılan işlemlerin yok hükmünde olduğunun tespitine, müvekkilinin bu karardan önceki mevcut görevine (şube yöneticisi/şube mali sekreteri olduğu Sendikanın İstanbul Anadolu Yakası Şubesinde ve faaliyet sahasına giren illerdeki işyerlerinde) aynen devamına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili cevap dilekçesinde; asıl davada sunduğu cevap dilekçesi içeriği ile benzer yönde açıklamalar yaparak davanın reddini istemiştir.

C. Birleşen Üçüncü Dava

1. Davacılar vekili dava dilekçesinde; seçilmiş şube yöneticileri olan müvekkillerinin uzun zamandan beri Sendika yönetimine muhalif olduklarını, sendika içi demokrasiyi ortadan kaldırmak amacıya Sendikanın 21-22 Ekim 2017 tarihlerinde icra edilen 13. Olağan Genel Kurulunda alınan İstanbul Avrupa Yakası Şubesinin kapatılmasına ve müvekkillerinin görevlerinin sona ermesine dair kararın iptali istemiyle açılan davanın lehlerine sonuçlandığını, kesinleşen Mahkeme kararının gereğinin yerine getirilmemesi nedeniyle icra mahkemesine başvurulduğunu, tazyik hapsine ilişkin kararların kaldırılmasından sonra ise eldeki dava konusu olan Sendika Yönetim Kurulu kararlarının alındığını, bu kararların Sendika Tüzüğü'ne, 6356 sayılı Kanun'a ve emsal kararlara aykırı olduğunu ileri sürerek davalı Sendikanın 22.09.2020 tarihli ve 2020/2489-25 sayılı, “Şube Açma, Birleştirme Bildirimi Hk.” konulu yazısı ile müvekkiline bildirilen davalı Sendika Yönetim Kurulunun 18.09.2020 tarihli ve 420 sayılı “İstanbul Marmara Şubesinin Açılmasına”, 22.09.2020 tarihli “Bursa Şubesinin açılmasına” ve 21.09.2020 tarihli ve 421 sayılı “İstanbul Avrupa Yakası Şubesinin ve İstanbul Anadolu Yakası Şubesinin İstanbul Marmara Şubesinde Birleştirilmesine” ilişkin tesis edilen şube açma ve birleştirme kararları ile yeni açılan Bursa ve Marmara Şubelerinin faaliyet alanlarının belirlenmesine, müteşebbis heyet seçimlerine ilişkin kararların bütün sonuçlarıyla iptali ile iptali istenen kararların yokluk ile batıl olduğunun/baştan itibaren hükümsüz/geçersiz olduğunun ve yapılan işlemlerin yok hükmünde olduğunun tespitine, müvekkillerinin bu karardan önceki mevcut görevine (şube yöneticisi oldukları Sendikanın İstanbul Anadolu Yakası Şubesinde ve faaliyet sahasına giren illerdeki işyerlerinde) aynen devamına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili cevap dilekçesinde; asıl davada sunduğu cevap dilekçesi içeriği ile benzer yönde açıklamalar yaparak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 18.05.2021 tarihli ve 2020/358 Esas, 2021/177 Karar sayılı kararı ile; davalı Sendikanın 21-22.10.2017 tarihlerinde gerçekleştirmiş olduğu 13. Olağan Genel Kurulunda İstanbul Marmara Şubesinin açılmasına, İstanbul Avrupa Yakası Şubesinin ve İstanbul Anadolu Yakası Şubesinin kapatılmasına ve Bursa Şubesinin açılmasına karar verildiği, bu kararların iptali istemiyle açılan davaların ilk derece mahkemelerince reddedildiği ancak bölge adliye mahkemelerince bu kararların kaldırıldığı ve söz konusu genel kurul kararlarının iptali yönünde hüküm tesis edildiği, bölge adliye mahkemelerince verilen kararların Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiği, davalı Sendika Yönetim Kurulunca bu kez 18.09.2020 tarihinde 420 sayılı karar ile İstanbul Marmara Şubesinin açılmasına, 21.09.2020 tarihli ve 421 sayılı karar ile İstanbul Avrupa Yakası Şubesinin ve İstanbul Anadolu Yakası Şubesinin, İstanbul Marmara Şubesi altında birleştirilmesine, 22.09.2020 tarihli ve 422 sayılı karar ile Bursa Şubesinin açılmasına karar verildiği, şube açma- birleştirme ve kapatma yetkisinin münhasıran sendika genel kuruluna ait olduğu ancak tüzükte belirtilen esaslar doğrultusunda sendika yönetim kuruluna yetki verilebileceği, sendika yönetim kuruluna yetki verilmesi durumunda söz konusu yetkinin kullanılabilme esaslarının genel kurul kararı ile tespit edilebileceği, somut olayda ise kapatılmasına karar verilen İstanbul Avrupa Yakası ve İstanbul Anadolu Yakası Şubelerinin kapatılması yönünde hangi gerekli şartların oluştuğu, İstanbul Marmara Şubesinin sorumluluk sahasının İstanbul Avrupa ve Anadolu Yakasındaki işyerlerini de kapsayacak şekilde belirlenmesini gerektirecek hangi durumun mevcut olduğu ve Bursa Şubesinin kurulmasına ilişkin kararlarda hangi gerekli şartların oluştuğu hususunun davalı Sendika tarafından ispatlanamadığı, işyerlerinin bağlı bulunduğu şubenin değiştirilebilmesi ve/veya şubenin kapatılmasına dair yetkinin 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesindeki objektif iyiniyet kuralları çerçevesinde kullanılması gerektiği, soyut gerekçeler ile alınan kararın sendikal özgürlüklere, sendika içi demokrasi ilkesine uygun olmadığı, kaldı ki daha önce aynı yönde genel kurulda alınan kararların kesinleşmiş mahkeme kararları ile iptal edildiği, buna rağmen davalı Sendika tarafından fiili durum yaratacak şekilde kanun dolanılarak karar verildiği ve bu şekilde alınan kararların hukuken korunmasına olanak bulunmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların kabulü ile Sendika Yönetim Kurulunun 18.09.2020 tarihli ve 420 sayılı İstanbul Marmara Şubesinin açılmasına, 21.09.2020 tarihli ve 421 sayılı İstanbul Avrupa Yakası Şubesinin ve İstanbul Anadolu Yakası Şubesinin İstanbul Marmara Şubesi altında birleştirilmesine, 22.09.2020 tarihli ve 422 sayılı Bursa Şubesinin açılmasına ilişkin kararlarının tüm sonuçları ile birlikte iptaline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesinin 13.07.2021 tarihli ve 2021/2096 Esas, 2021/2068 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 04.11.2021 tarihli ve 2021/10022 Esas, 2021/15439 Karar sayılı kararı ile; Sendika Yönetim Kurulunun dava konusu 18.09.2020 tarih ve 420 sayılı kararı ile İstanbul ilinde İstanbul Marmara Şube adında bir şube açılmasına, şubeyi altı ay içinde delege seçimi yaparak genel kurula götürmek üzere müteşebbis heyet atanmasına karar verildiği, Sendika tarafından 21-22 Ekim 2017 tarihinde icra edilen 13. Olağan Genel Kurul divan tutanağında “153 imzalı bir önerge geldi. “Biz aşağıda isim ve imzaları bulunan delegeler, İstanbul ilinde İstanbul Marmara Şube adında bir şube açılmasını, açılış işlemleri ve müteşebbis heyet atanması için genel merkez yönetim kuruluna yetki verilmesini öneriyoruz.” önergeyi oylarınıza sunuyorum, lütfen işaret buyrun....Kabul edenler...Etmeyenler...önerge oyçokluğuyla kabul edilmiştir.” hususlarının belirtildiği, buna göre sendika genel merkez genel kurul kararı ile İstanbul ilinde “İstanbul Marmara Şube” adında bir şube açılmasının kararlaştırıldığı, söz konusu kararın iptali için bir dava açılmadığı ve Mahkemece verilmiş bir iptal kararının da söz konusu olmadığının anlaşıldığı, bu anlamda olmak üzere, Sendika Yönetim Kurulunun dava konusu 18.09.2020 tarihli ve 420 sayılı kararının, yukarıda belirtilen ve hâlen geçerli olan genel kurul kararının uygulanması niteliğinde olduğu anlaşıldığından, Sendika Yönetim Kurulunun 18.09.2020 tarihli ve 420 sayılı kararının iptali talebi bakımından davanın reddine karar verilmesi gerektiği, Sendika Yönetim Kurulunun 21.09.2020 tarihli ve 421 sayılı kararının iptaline karar verilmesinin isabetli olduğu, Sendika Yönetim Kurulunun dava konusu 22.09.2020 tarih ve 422 sayılı kararı ile ise Bursa ilinde Bursa Şubesinin açılmasına, şubeyi altı ay içinde delege seçimi yaparak genel kurula götürmek üzere müteşebbis heyet atanmasına karar verildiği, Sendika tarafından 21-22 Ekim 2017 tarihinde icra edilen 13. olağan genel kurul divan tutanağında “152 imzalı bir önerge geldi. “Biz aşağıda isim ve imzaları bulunan delegeler, Bursa ilinde Bursa Şube adında bir şube açılmasını, açılış işlemleri ve müteşebbis heyet atanması için genel merkez yönetim kuruluna yetki verilmesini öneriyoruz.” önergeyi oylarınıza sunuyorum, lütfen işaret buyrun....Kabul edenler...Etmeyenler...önerge oyçokluğuyla kabul edilmiştir.” hususlarının belirtildiği, buna göre sendika genel merkez genel kurul kararı ile “Bursa ilinde Bursa Şube” adında bir şube açılmasının kararlaştırıldığı, söz konusu kararın iptali için bir dava açılmadığı ve mahkemece verilmiş bir iptal kararının da söz konusu olmadığı, bu anlamda olmak üzere, Sendika Yönetim Kurulunun dava konusu 18.09.2020 tarihli ve 422 sayılı kararının, yukarıda belirtilen ve hâlen geçerli olan genel kurul kararının uygulanması niteliğinde olduğu anlaşıldığından, Sendika Yönetim Kurulunun 18.09.2020 tarihli ve 422 sayılı kararının iptali talebi bakımından da davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; önceki gerekçeye ilaveten Marmara Şubesinin sorumluluk sahasının İstanbul Anadolu ve Avrupa Yakasındaki işyerleri olarak, Bursa Şubesinin sorumluluk sahasının ise Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Bilecik, Yalova, İzmit, Sakarya, Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ illerindeki işyerleri olarak belirlenmesi, bir başka ifadeyle İstanbul Anadolu Yakası ve İstanbul Avrupa Yakası Şubelerinin faaliyet alanında yer alan illerdeki işyerlerinin Bursa ve Marmara Şubelerine bağlanmasının İstanbul Anadolu ve İstanbul Avrupa Yakası Şubelerindeki seçme ve seçilme hakkını ortadan kaldıracağı, bu nedenle 421 sayılı İstanbul Avrupa Yakası Şubesi ve İstanbul Anadolu Yakası Şubesinin İstanbul Marmara Şubesi Altında Birleştirilmesine ilişkin Yönetim Kurulu kararının iptalinin tek başına bir anlam ifade etmeyeceği, ayrıca daha önce yargı kararıyla kesinleşen İstanbul Anadolu ve İstanbul Avrupa Yakası Şubelerinin kapatılmasına ilişkin genel kurul kararlarının iptaline ilişkin kararı da etkisiz hâle getireceği, her ne kadar 421 sayılı karar bozma konusu yapılmamış ise de 420, 421 ve 422 sayılı kararlar birbiriyle bağlantılı olduğundan bir bütün hâlinde değerlendirilerek Yönetim Kurulunun 420, 421 ve 422 sayılı kararlarının iptaline karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile direnme kararı verilmiştir.

C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı

1. Direnme kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.12.2023 tarihli kararı ile; Sendika Yönetim Kurulunun 18.09.2020 tarihli ve 420 sayılı "İstanbul İlinde İstanbul Marmara Şube adında bir şube açılması"na dair kararı ile 22.09.2020 tarihli ve 422 sayılı "Bursa İlinde Bursa Şube adında bir şube açılması"na dair kararının Sendikanın 21-22 Ekim 2017 tarihlerinde icra edilen 13. Olağan Genel Kurulunda bu yöndeki genel kurul kararlarının uygulanması niteliğinde olduğu, bu kararların iptali için bir dava açılmadığından "İstanbul İlinde İstanbul Marmara Şube adında bir şube açılması"na ve "Bursa İlinde Bursa Şube adında bir şube açılması"na dair Genel Kurul kararlarının hâlen geçerli olduğu, bu itibarla Sendika Yönetim Kurulunun 18.09.2020 tarihli ve 420 sayılı kararı ile 22.09.2020 tarihli ve 422 sayılı kararlarının iptali isteminin reddine karar verilmesi gerektiği, Sendika Yönetim Kurulunun 21.09.2020 tarihli ve 421 sayılı İstanbul Avrupa Yakası Şubesinin ve İstanbul Anadolu Yakası Şubesinin İstanbul Marmara Şubesinde birleştirilmesine dair kararın iptal edilmesinden sonra önceki hukuki duruma dönüleceğinden İstanbul Anadolu Yakası Şubesi ile İstanbul Avrupa Yakası Şubelerinin önceki faaliyet alanlarında yetkili olacaklarının açık olduğu, kesinleşen mahkeme kararlarına göre İstanbul Anadolu Yakası ve İstanbul Avrupa Yakası Şubelerinin yetki alanlarına müdahale edilmemek kaydıyla yeni kurulan İstanbul Marmara Şubesi ile Bursa Şubesinin faaliyet alanlarının belirlenmesinin 6356 sayılı Kanun, Sendika Tüzüğü, emredici düzenlemeler ile genel kurul veya genel kurul tarafından verilen yetki çerçevesinde sendika yönetim kurulunun yetkisi dâhilinde olduğu, bu itibarla İlk Derece Mahkemesince Sendika Yönetim Kurulunun 21.09.2020 tarihli ve 421 sayılı kararın iptaline, fazlaya dair istemin ise reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. İlk Derece Mahkemesince Hukuk Genel Kurulu Kararı Üzerine Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararıyla; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma kararı doğrultusunda, Türkiye Haber İş Sendikasının 21.09.2020 tarihli ve 421 sayılı Sendika Yönetim Kurulu kararının iptaline ve fazlaya dair taleplerin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekilleri; asıl ve birleşen dava dilekçelerinde belirttikleri sebeplerle ve davanın tamamen kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulması istemiyle temyiz yoluna başvurmuşlardır.

2. Davalı vekili; cevap dilekçesinde belirttiği sebeplerle ve davanın reddi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulması istemiyle temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, Sendika Yönetim Kurulu kararlarının iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 51 inci maddesi.

2. 6356 sayılı Kanun'un 8 ve 11 inci maddeleri.

3. 87 sayılı Sendika Özgürlüğüne ve Örgütlenme Hakkının Korunmasına İlişkin Uluslararası Çalışma Örgütü Sözleşmesinin (Sözleşme) 3 üncü maddesi.

4. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ise 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla

; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.