"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/384 E., 2024/632 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 21. İş Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (4) ve (6) ncı alt bentleri uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Ankara 21. İş Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili, tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 18.01.2023 tarihli kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararına direnilmiş; direnme üzerine dosya Dairemizin 26.10.2023 tarihli kararı ile Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.12.2023 tarihli kararı ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Bakanlığa bağlı olarak sürekli işçi kadrosunda istihdam edildiğini, kadroya geçişinin 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) ile sağlandığını, hâlen davalı Bakanlığın kadrolu işçisi olarak çalışmaya devam ettiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel iş sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini; ancak davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek ödenmeyen ücret farkı, ilave tediye farkı, ikramiye farkı ile ulusal ... ve genel tatil ücreti farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin (375 sayılı KHK) geçici 23 üncü maddesi uyarınca sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin ücret ile diğer mali ve sosyal haklarının belirlenmesinde esas alınacak toplu iş sözleşmesi hükümlerinin ilan edildiğini, işçilerin ücretlerine ilişkin düzenlemelerin de buna göre yapıldığını, davacının 2018 yılında aldığı ücreti korunarak bu ücrete % 4 oranında zam uygulandığını, ücretinin düşürülmesinin veya eksik ödenmesinin söz konusu olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Ankara 21. İş Mahkemesinin 07.06.2022 tarihli kararıyla; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin 7 nci maddesinde davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğu, bu düzenlemeye göre ücretin eksik ödendiğinin anlaşıldığı, davacının hak kazandığı alacakların Bölge Adliye Mahkemesinin gönderme kararında belirtildiği şekilde arabuluculuk son tutanak tarihine kadar olan dönem ile sınırlı şekilde belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca hesaplandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 04.10.2022 tarihli kararı ile; İlk Derece Mahkemesince davacının ücretinin tespiti ve fark alacakların hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik olmadığı; ancak arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra uyuşmazlık konusu olan son tutanak tarihi ile hesaplamalara esas alınan son gün arasında kalan talep dönemi için arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden bu dönem yönünden davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken esastan reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 18.01.2023 tarihli ilâmı ile; davalının diğer temyiz itirazlarının reddi ile 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun İkinci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un (6772 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi doğrultusunda 11.07.2020 tarihli ve 31182 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı'nda, 6772 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesi gereği yapılacak ilave tediyenin birinci yarısının 27.07.2020 tarihinde, diğer yarısının 14.12.2020 tarihinde ödenmesine karar verildiği, somut uyuşmazlıkta 14.12.2020 tarihinde ödenmesi gereken ilave tediye alacağının hüküm altına alındığı, arabuluculuk son tutanak tarihi olan 25.11.2020 tarihinde henüz muaccel olmayan 14.12.2020 dönemine ait ilave tediye alacağının hesaplamaya dâhil edilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin 03.05.2023 tarihli kararıyla; davacı ile davalı Bakanlık arasında sürekli işçi kadrosuna geçenlere özgü yapılan belirsiz süreli tip iş sözleşmesinin 7 nci maddesinde, "işçiye yapılacak ödemelere ilişkin hesap dönemi her ayın 15'i ile bir sonraki ayın 14 üncü günüdür. İş bu sözleşme süresince işçiye her ay brüt asgari ücretin % (sabit rakamsal bir miktar) fazlası üzerinden günlük olarak ödeme yapılır" düzenlemesinin yer aldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise fark ücret hesaplanırken henüz muaccel olmayan ve işlemeye devam eden 15.11.2020-14.12.2020 tarihleri arasındaki döneme ilişkin 2020 yılı Kasım ayı ücretinin kıst yevmiye esasına göre arabuluculuk son tutanak tarihine göre 15.11.2020-25.11.2020 tarihleri arası dönem için hesaplama yapıldığı, aynı esaslara tâbi olan ilave tediye alacağı bakımından da 14.12.2020 tarihinde muaccel olan alacak bakımından yine kıst yevmiye esasına ile arabuluculuk son tutanak tarihi olan 25.11.2020 tarihine kadar olan 90 günlük periyotta 55 gün çalışma karşılığı ilave tediye alacağı hesaplandığı, her iki alacak bakımından arabuluculuk son tutanak tarihine kadar hesaplama yapıldığı dikkate alındığında arabuluculuk dava şartının yerine getirildiğinin anlaşıldığı, buna rağmen muacceliyet ve kıst yevmiye itibarıyla aynı esaslara tâbi olan fark ücret ile fark ilave tediye alacakları yönünden Yargıtay tarafından farklı değerlendirme yapılması nedeniyle çelişki oluştuğu gerekçesiyle önceki hükümde direnilmiştir.
C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 26.10.2023 tarihli kararı ile; temyiz incelemesi yapılmak üzere dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.12.2023 tarihli kararı ile; somut olayda arabulucuk sürecinin 10.11.2020 tarihinde başladığı, son tutanağın 25.11.2020 tarihinde düzenlendiği, bu hâli ile hüküm altına alınan ilave tediye alacağının 2020 yılı son dönemine ait olan ve kıst yevmiye esasına göre 25.11.2020 tarihine kadar hesaplanan bölümü yönünden muacceliyet şartının gerçekleşmediği, bu döneme ilişkin ilave tediye alacağının Cumhurbaşkanı kararı ile belirlenen ödeme tarihinin 14.12.2020 olduğu ve sonuç itibarıyla arabuluculuk son tutanak tarihi olan 25.11.2020 tarihinde henüz muaccel olmayan 14.12.2020 ödeme tarihli ilave tediye alacağının kıst yevmiye esasına göre hesaplanarak hüküm altına alınmasının hatalı olduğu gerekçesiyle direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozulmasına karar verilmiştir.
D. Bölge Adliye Mahkemece Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı Üzerine Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararına uyularak yapılan yargılamada; arabuluculuk son tutanak tarihi sonrası muaccel olan ilave tediye alacağı bakımından arabuluculuk dava şartı yerine getirilmemiş olacağından arabuluculuk son tutanak tarihi sonrası muaccel olan ilave tediyeye ilişkin taleplerin usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden, Dairenin kaldırma/gönderme kararı sonrası alınan bilirkişi raporu üzerinden resen yapılan hesaplama doğrultusunda ilave tediye alacağının belirlendiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; duruşma vekâlet ücretinin hak edilmesine rağmen bu hususta hüküm kurulmamasının hatalı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine göre, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; ilave tediye ücretinin hesabı ile davalı lehine duruşma vekâlet ücretine hükmedilip edilmeyeceğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22 nci ve 34 üncü maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 ve 53 üncü maddeleri ile 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde, 6772 sayılı Kanun'un 1, 3 ve 4 üncü maddeleri.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.03.2021 tarihli ve 2021/2-96 Esas, 2021/205 Karar sayılı ilâmı.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.