"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/266 E., 2024/538 K.
KARAR : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 34. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/1020 E., 2022/755 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işverenin Kuveyt'teki işyerinde 11.07.2018-28.07.2019 tarihleri arasında kalıp ustası olarak çalıştığını, davacının işten çıkartılmasından bir gün sonra 29.07.2019 tarihinde müvekkili veya davalı Şirket tarafından herhangi bir arabuluculuk başvurusu olmamasına rağmen davalının yurt dışındaki şantiyesinin muhasebe bölümünde müvekkiline çeşitli baskı ve zorlamalar ile ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağı imzalattırılarak iradesinin fesada uğratıldığını, her ne kadar ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağında arabuluculuk görüşmesinin telefon/bilgisayar aracılığı ile görüntülü görüşme ile yapıldığı yazılmış ise de yapılan ihtiyari arabuluculuk görüşmesinin öneminden ve hukuki boyutundan müvekkiline bahsedilmediğini, sadece alacağı miktarın söylendiğini, arabuluculuk tutanaklarını okumasına dahi izin verilmeden tutanakların müvekkiline imzalattırıldığını, yapılan bu ihtiyari arabuluculuk anlaşmasının hiçbir hukuki geçerliliğinin bulunmadığını ileri sürerek 29.07.2019 tarihli ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile müvekkili işveren arasında yasaya uygun şekilde ihtiyari arabuluculuk görüşmeleri gerçekleştirilerek uzlaşmaya varıldığını, tarafların serbest ve ortak iradeleri ile anlaştıklarını, davacı tarafın tamamen kötüniyetli olarak işbu anlaşmanın iptaline karar verilmesini istediğini, irade fesadına dayalı iddiaların somut ve kesin delillerle ortaya konulması gerektiğini, davacının somut herhangi bir delile dayanmaksızın salt soyut iddialarla açtığı davanın yasal dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Ankara 34. İş Mahkemesinin 28.12.2022 tarihli ve 2021/1020 Esas, 2022/755 Karar sayılı kararıyla; davacının davalı işverene ait yurt dışı inşaat şantiyelerinde kalıpçı ustası olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin işveren tarafından 28.07.2019 tarihinde sonlandırıldığı, davacının celp edilen ... kayıtlarından 31.07.2019 tarihinde Türkiye'ye giriş yaptığının tespit edildiği, arabulucu tarafından aynı tarihte davalı işveren bünyesinde çalışan başka işçilerle de arabuluculuk görüşmesinin yapıldığı, bazılarının anlaşmayla bazılarının da anlaşamamayla sonuçlandığı, görüşme yapılan yerin davalıya ait olup olmadığının bilinmediği, arabuluculuk tutanağının sahte olduğuna dair dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmadığı, iradeyi fesada uğratan hâllerden birinin olduğuna dair ispat yükünün davacı tarafından yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 06.04.2023 tarihli ve 2023/989 Esas, 2023/923 Karar sayılı kararıyla; davacı tanık beyanı, arabulucu tarafından gönderilen yazı, davacının yurda giriş tarihi, arabuluculuk görüşmesinin gerçekleştiği yer ve zaman, özellikle çalışmanın yurt dışında Kuveyt ülkesinde kapalı bir şantiyede geçmesi, davacı işçinin işveren karşısında yabancı ülkede olmanın getirdiği tedirginlik ve güvensizlikten dolayı çok daha zayıf konumda olması, kalıpçı ustası olan davacının ancak işverenin sağlayacağı imkân ile uçak bileti alma ve yurda dönme imkânının bulunması, her ne kadar tanığın ifadesinin özellikle davacıya sadır olmasa da işyerinde yaşanan genel uygulamayı ispatlar nitelikte olması, işçiye de bu uygulama dışında bir muamele yapılmasını gerektiren somut bir neden ortaya konulamaması olguları bir kül hâlinde değerlendirildiğinde davacının serbest iradesi ile değil işverenin baskısı altında arabuluculuk görüşmesini gerçekleştirdiği ve tutanağı imzaladığı anlaşılmakla, davanın kabul edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 22.11.2023 tarihli ve 2023/10503 Esas, 2023/17832 Karar sayılı ilâmıyla; dosyada dinlenilen davacı ... soyut ve genel nitelikte beyanlarda bulunmuş olup davacının arabuluculuk görüşmelerine ve iddialarına ilişkin somut tanık anlatımı bulunmadığı, dosyadaki bilgi ve belgeler ile davacı tanık beyanı ve ilâmın İlgili Hukuk kısmının (5) numaralı paragrafında belirtilen Daire kararları birlikte değerlendirildiğinde davacının ihtiyari arabuluculuk tutanağına yönelik irade fesadı iddiasını usulune uygun olarak ispat edemediği anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddi yerine yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına ve dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; irade fesadı halinin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin açıkça hatalı olduğunu belirterek davanın kabulü istemiyle temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; dava konusu ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağının iptali talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 3, 8, 9, 11, 13, 14, 15, 16, 17 ve 18 inci maddeleri ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 30 ila 39 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin davacı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.