Logo

9. Hukuk Dairesi2024/9916 E. 2024/15974 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmediği iddiasıyla açtığı alacak davasında, hüküm altına alınan alacakların ispatı, hesaplanması ve uygulanan indirim oranının doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının fazla mesai, hafta tatili ve resmi tatil günlerinde çalıştığı tanık beyanları ile ispatlandığı, davalı tarafından sunulan "Yurtdışına Çıkış Yapan İşçi Bilgilendirme Formu"nda fazla mesai ücretinin aylık ücrete dahil olduğuna dair açık bir düzenleme bulunmadığı ve hafta tatili ile resmi tatil ücretlerinin ücrete dahil edilmesinin hukuken mümkün olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 47. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait ...'daki projelerinde aşçı olarak çalıştığını, ücretinin 2.000,00 USD olduğunu, müvekkiline fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin hiç ödenmediğini, iş sözleşmesinin 25.12.2018 tarihinde haksız olarak sona erdirildiğini ileri sürerek fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; işçilik alacağı taleplerinin belirsiz alacak davası olarak ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, davacının 27.07.2016-25.12.2018 tarihleri arasında 2.000,00 USD ücret ile çalıştığını, davacının ücretinin fazla çalışma ücretlerini kapsar şekilde belirlendiğini, aldığı yüksek ücret dikkate alındığında ayrıca fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti talep etme hakkı bulunmadığını, davacının hafta tatili yapmaksızın ve dinlenmeksizin fazla çalışma yaptığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 27.07.2016-25.12.2018 tarihleri arasında aylık net 2.000,00 USD ücretle çalıştığını, tanık anlatımları ve bilirkişi raporuna göre davacının fazla çalışma yaptığı, ulusal bayram ve genel tatil günleri ile hafta tatili günlerinde çalıştığına ilişkin iddiasını ispatladığı, ancak bu çalışmaların karşılığının ödendiğinin ispatlanmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacı ile menfaat birliği içinde bulunan davacı tanık beyanlarına itibar edilmesinin hatalı olduğunu, davacının asgari ücretin çok üzerinde ücret aldığını, Türkiye İş Kurumu onaylı yurt dışı iş sözleşmesinin eki niteliğinde belge olan davacı imzalı bilgilendirme formu ile davacının yazılı muvafakatinin alındığını, bu bilgilendirme formuna göre davacının fazla çalışma ücretine hak kazanmayacağını ve varsa fazla çalışma ücretinin aylık birim ücrete dâhil olduğunu, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı taleplerinin öncelikle tümden reddi gerektiğini, aksi kanaatte dahi fazla çalışma ücreti yönünden yıllık 270 saatlik fazla çalışmanın mahsubu gerektiğini, davacıya bütün hak ve alacaklarının eksiksiz ve zamanında ödendiğini, alacaklardan %30 oranında yapılan indirimin az olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamında davacının çalışma şekline ilişkin puantaj kaydı ve benzeri yazılı bir belge sunulmadığı, davacının fazla çalışma yaptığı, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı hususunun beyanlarına itibar edilen tanık anlatımları ile ispatlandığı, davalı tanık anlatımlarıyla da bu çalışmaların yapıldığının anlaşıldığı, davacının dava konusu alacaklara hak kazandığı ve uygulanan indirim oranının isabetli olduğu, davalı tarafından sunulan "Yurtdışına Çıkış Yapan İşçi Bilgilendirme Formu" başlıklı belgede açıkça fazla çalışma alacağının ücrete dâhil olduğuna yönelik bir düzenlemenin bulunmadığı, belgedeki fazla çalışma ücretinin bulunmadığına ilişkin ifadenin fazla çalışmanın davacının ücretine dâhil olduğu anlamına geldiğinin kabul edilemeyeceği, bunun yanında hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının ücrete dâhil olduğunun kararlaştırılmasının hukuken mümkün olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; hüküm altına alınan alacakların ispatı, hesaplanması ve alacaklara uygulanan indirim oranına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 107 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu'nun 24 ve 27 nci maddeleri.

3. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 41, 44, 46, 47, 63 ve 68 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihâi kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.