"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 62. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/3794 E., 2024/84 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 14. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/256 E., 2023/756 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) Genel Müdürlüğü Ege Linyitleri İşletmesi Müdürlüğünde ihale kapsamında değişen alt işverenler nezdinde çalıştığını, en son davalı PTT Para Lojistik ve Özel Güvenlik Hizmetleri AŞ'de özel güvenlik görevlisi olarak çalışmaya devam ettiğini, davacının Güvenlik ve Savunma İşçileri (Güvenlik-İş) Sendikasına üye olduğunu, Sendikanın alt işveren ile 02.02.2021 tarihinde işletme düzeyinde toplu iş sözleşmesi imzaladığını, asıl işveren ve alt işverenin toplu iş sözleşmesini uygulamayarak ücret artışı ve sosyal yardımları ödemediğini ileri sürerek toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ücret farkı, ikramiye, yakacak yardımı, silah tazminatı, hastalık yardımı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti farkı, yemek yardımı, bayram yardımı ve diğer bir kısım alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def’inde bulunduklarını, müvekkilinin özel güvenlik hizmeti sunduğunu, müvekkili ile TKİ Genel Müdürlüğü arasında yapılacak iş ve çalıştırılacak işçi sayısının belirlendiğini, davacının TKİ Genel Müdürlüğünde çalıştığını, husumet yönüyle davanın reddedilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2/7 hükmü gereğince asıl işveren alt işveren ilişkisinden kaynaklı müteselsil sorumluluğun olduğunu, müvekkili Şirket ile Güvenlik-İş Sendikası arasında 15.11.2019 tarihinde imzalanan sözleşme gereğince 01.07.2019-31.12.2020 tarihleri arasını kapsayan toplu iş sözleşmesi imzalandığını, bu kapsamda çalışan işçilere toplu iş sözleşmesinden kaynaklı haklarının ödenerek asıl işveren TKİ Genel Müdürlüğüne rücu edildiğini, TKİ Genel Müdürlüğünün, yetkilendirme yapılarak imzalanmış bir toplu iş sözleşmesi olmadığı gerekçesi ile fiyat farkını ödemediğini, müvekkili Şirket tarafından ödenen bedelin tahsili için TKİ Genel Müdürlüğüne Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde dava açıldığını, yargılamanın devam ettiğini, TKİ Genel Müdürlüğünün itirazları sebebiyle 31.12.2020 tarihinden sonraki dönemlere ilişkin müvekkili ile Güvenlik-İş Sendikası arasında asıl işvereni TKİ Genel Müdürlüğü olan işçileri kapsayan herhangi bir toplu iş sözleşmesi imzalanmadığından 31.12.2020 tarihinden sonrası için toplu iş sözleşmesinden doğan herhangi bir hak ve alacağın bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının dava konusu dönemde davalı işyerinde çalıştığının tespit edildiği, ilgili toplu iş sözleşmesinin celp edildiği ve toplu iş sözleşmesinde yer alan hükümler dikkate alınarak davacının fark ücretlerinin hesaplandığı, usul ve kanuna uygun hesaplama bakımından denetime elverişli bulunan bilirkişi ....'nin 10.02.2023 tarihli raporunun hükme esas alındığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde;
1. Husumet itirazının değerlendirilmediğini,
2. Talep konusu alacakların zamanaşımına uğradığını,
3. Davacının toplu iş sözleşmesi kapsamında herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını,
4. Davacının fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma yapmadığını, yaptıysa da karşılığı ödendiğinden bu alacakların reddinin gerektiğini,
5. Hükmedilen faiz oranı, başlangıç tarihi ve faiz türünün usul ve kanuna aykırı olduğunu,
6. Davacı vekili tarafından açılan seri dosyaların birleştirilmesi gerektiğini,
7. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 22. maddesi gözetilerek hüküm kurulmasının gerektiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, davacı işçinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanıp kazanmadığı ve bu alacaklardan davalının sorumlu olup olmadığı, alacakların hesabı ile zamanaşımı, faiz ve vekâlet ücretine ilişkindir.
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı işçinin ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma karşılığının nasıl hesaplanacağının açıklığa kavuşturulması gereklidir.
4857 sayılı Kanun'un 47. maddesinde, Kanun'un kapsamındaki işyerleri bakımından, ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışma karşılığı olmaksızın o günün ücretinin ödeneceği, tatil yapılmayarak çalışıldığında ise, ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücret ödeneceği hükme bağlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta; davacının toplu iş sözleşmesinden yararlandırılmamasından kaynaklanan fark ulusal bayram ve genel tatil alacağı talep edilmiş olup ilgili toplu iş sözleşmesinin 37. maddesinde bu tatil günlerinde çalıştırılan işçilere çalıştıkları her gün için toplam 3 (üç) yevmiye ödeneceği kuralına yer verilmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise davacının çalıştığı ulusal bayram ve genel tatil günlerinin her biri için alacağın üç yevmiye üzerinden hesaplandığı görülmüştür. Oysaki davacının bir yevmiyesi normal ücretin içinde ödendiğinden, ulusal bayram ve genel tatil çalışması karşılığı alacağın iki yevmiye üzerinden hesaplanması gereklidir.
Açıklanan nedenlerle davacının çalışmadan hak kazandığı ve aylık ücretin içinde ödenen ulusal bayram ve genel tatil günlerine ilişkin bir günlük yevmiye yok sayılarak doğrudan üç yevmiye üzerinden hesap yapılması hatalıdır.
Bu durumda Mahkemece ulusal bayram ve genel tatil alacağın, iki yevmiye üzerinden yeniden yapılacak hesaplamaya göre ve davacının söz konusu alacak kalemini 2022 yılına ilişkin kısmını dışlamak suretiyle ıslah ettiği de gözetilerek belirlenmesi gerekir. Hatalı hesap şekline itibarla yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.