Logo

9. Hukuk Dairesi2025/1543 E. 2025/2742 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının Rusya'da çalıştığı şantiyede işverenler aleyhine açtığı işçilik alacakları davasında, davalı şirketlerden birinin husumetten sorumlu olup olmadığı ve yargılama giderlerinin hangi tarafa yükleneceği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketlerden birinin davaya husumetten sorumlu olmadığı, tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasını gerektirecek bir durumun bulunmadığı ve davanın daha önceki Yargıtay içtihatlarına güvenerek açıldığı da söylenemeyeceğinden yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesi gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına ve bölge adliye mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/983 E., 2024/3349 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 21. İş Mahkemesi

SAYISI : 2021/475 E., 2024/40 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalılara ait Rusya’da bulunan şantiyede çalıştığını, ayrıca işveren tarafından 3 öğün yemek ve barınma imkânı sağlandığını, müvekkiline Rus dilinde yazılmış evraklar zorla imzalatılarak ve müvekkiline bilgi verilmeksizin iş sözleşmesinin feshedildiğini, müvekkilinin ulusal bayram ve genel tatil günleri de dâhil olmak üzere haftanın 7 günü haftanın 7 günü 05.00-21.00 saatleri arasında çalıştığını ve çalıştığı süre boyunca hiç yıllık ücretli izin kullanmadığını beyanla müvekkilinin almaya hak kazandığı ancak işverence ödenmeyen kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret, yıllık ücretli izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... Köprü ve Üst Yapı İnşaat AŞ vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Şirket ile davacı arasında herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığını, bu nedenle müvekkiline karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, müvekkili Şirket ile diğer davalı arasında iş sözleşmesinin devri veya birlikte istihdam gibi bir durumun da bulunmadığını, bu sebeple de müvekkili Şirketin davacı işçinin diğer davalı Şirket bünyesindeki çalışmalarından sorumlu tutulamayacağını savunarak, müvekkili Şirkete karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddini, aksi takdirde ise esastan reddini istemiştir.

2. Davalı ... Otoyol İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirkette fasılalı olarak iki farklı dönemde çalıştığını ve her iki çalışma döneminin de karşılıklı anlaşmayla son bulduğunu, kaldı ki davacıya hak kazandığı tüm alacaklarının eksiksiz ödendiğini ve uyuşmazlığa Rus hukukunun uygulanması gerektiğini savunarak davanın usulden reddini, aksi hâlde esastan reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesine göre davanın 3 aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının mutad işyeri Rusya olduğuna göre uyuşmazlığa Rusya hukukunun uygulanmasının isabetli olduğu, davalıya ait yurt dışı işyerlerinde çalışan davacının iş sözleşmesinin feshinden sonra 1 yıllık süre içinde işbu davanın açılmadığı dolayısıyla Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesine göre fesih ve dava tarihi itibarıyla bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma süresi olan 1 yıllık sürenin dolduğu, İlk Derece Mahkemesince davacının Rusya hukukuna tâbi çalışmasına göre alacak taleplerinin mahkemeye başvurma süresinin geçmesi nedeniyle reddine karar verilmesi isabetli bulunduğu ayrıca bu sürenin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu, bu nedenle sözü edilen süreye gerekçede hak düşürücü süre denilmesi isabetsiz ise de usulden ret kararı verilmesinin sonucu itibarıyla hatalı olmadığı, davalılar lehine vekâlet ücreti ile yargılama gideri takdir edilmemesinin de yerinde olduğu, davalılar arasında birlikte istihdam olgusunun bulunduğunun dosya kapsamı ve emsal yargı kararlarıyla sabit olduğu gerekçeleriyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davalı ... Köprü ve Üst Yapı İnşaat AŞ vekili temyiz dilekçesinde;

a. Davacının işvereni müvekkili Şirket değil müvekkili Şirketten ayrı bir tüzel kişiliği olan diğer davalı Şirket olduğunu, bu nedenle müvekkili Şirkete karşı açılan davanın husumet nedeniyle reddedilmesi gerekirken dava zamanaşımından reddedilmesinin hatalı olduğunu,

b. Müvekkili Şirket lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesinin de usule ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

2. Davalı ... Otoyol İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ vekili temyiz dilekçesinde; müvekkili Şirket lehine reddedilen miktar üzerinden vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekirken aksi yönde karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, davacının alacaklarından davalıların birlikte sorumlu olup olmadıkları ile yargılama giderlerine ilişkindir.

1. Davaya konu işçilik alacaklarından ... Köprü ve Üst Yapı İnşaat AŞ'nin sorumlu olup olmadığı uyuşmazlık konusudur.

Grup şirketleri veya holdingler bünyesinde yer alan çalışmalar açısından; çalışma hayatında işçinin sigorta kayıtlarında yer alan işverenin dışında grubun başka şirketlerine hizmet verdiği, yine işçinin bilgisi dışında birbiri ile bağlantısı olan bu şirketler tarafından sürekli giriş çıkışlarının yapıldığı sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Sadece şirketler arasında organik bağdan söz edilerek işçilik alacaklarından aralarında bağlantı bulunan işverenlerin birlikte sorumluluğuna gidilmesi veya birden fazla şirkette geçen çalışmalar için sadece bir şirketin sorumluluğunun yeterli görülmesi mümkün değildir. Belirtmek gerekir ki aynı gruba ait olan şirketlerin aralarında organik bağ bulunması olağandır. İşçilik alacaklarının belirlenmesi noktasında, kural olarak aynı gruba ya da holdinge bağlı farklı tüzel kişiliği haiz şirketlerde geçen hizmetlerin birleştirilmesi mümkün olmaz. Bu gibi durumlarda işçilik alacaklarının hesabında, hizmetlerin değerlendirilmesi ve işverenlerin sorumluluklarının belirlenmesi için şirketler/işverenler arasında işyeri devri, iş sözleşmesi devri, asıl işveren alt işveren ilişkisi veya birlikte istihdam olgularının bulunup bulunmadığının somut olarak belirlenmesi gerekir.

Tüzel kişiler arasında sadece organik bağ bulunması, çalışma döneminin tamamına ilişkin alacaklardan işçinin çalışmış olduğu her bir tüzel kişinin müteselsilen sorumlu olması sonucunu doğurmaz. Zira sadece organik bağın varlığı tüzel kişilik perdesinin kaldırılması için yeterli değildir.

Türk uyruklu kişilerin yabancı ülkelerde o ülke vatandaşları ya da şirketleriyle birlikte kurdukları şirketler aracılığıyla aldıkları işler kapsamında çalıştırdıkları Türk işçilerinin alacaklarından yabancı kişinin şirketteki pay durumuna göre Türk firmasının sorumluluğunun irdelenmesi gerekir. Yabancı kişinin ortaklığı; gerçek bir ortaklık olmayıp o ülkede iş yapabilmek amacıyla salt bir formalitenin yerine getirilmesinden ibaret ise işçilik alacaklarına karşı tüzel kişilik perdesinin arkasına sığınmak hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilebilir. Bu durumda Türk firmasının sorumluluğu söz konusu olur.

Somut olayda; davalılar ... Köprü ve Üst Yapı İnşaat AŞ ile diğer davalının ayrı tüzel kişiliklerinin bulunduğu ve bu davalıların işçilik alacaklarına karşı tüzel kişilik perdesinin arkasına sığınmak amacıyla kurulmadığı anlaşılmaktadır. Aksi davacı tarafından da ispat edilememiştir. Davalı ... Köprü ve Üst Yapı İnşaat AŞ'ye yönelik davanın bu gerekçe ile reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

2. Somut uyuşmazlıkta, Yargıtayın daha önceki görüşüne güvenerek dava açanlar yönünden hukuki güvenlik, belirlilik, hukuki öngörülebilirlik ilkelerinin ihlaline yol açmamak amacıyla davalı lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiği kabul edilmiştir. Ancak eldeki dava 27.07.2021 tarihinde açılmış olup dava tarihi dikkate alındığında davacının, Dairemizin önceki uygulamasına güvenerek dava açtığından bahsetmek mümkün değildir. Yargılama giderleri ve vekâlet ücreti konusunda bu husus gözetilmeden karar verilmesi de hatalıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.